Hayattaki en büyük zevklerinden biri albüm incelemeleri yazmak olan biri olarak, beklemediğiniz anda çok iyi bir şeyle karşılaşmaktan güzel bir şey yok gerçekten. SARKE elbette ki bildiğim, dinlediğim, iki önceki albümünü incelediğim bir grup lakin yeni albümleri “Gastwerso”nun beni ilk andan bu denli etkileyeceğini tahmin etmemiştim. “SARKE’nin yeni albümü… Bakalım nasılmış” diye başlayan bu deneyim, daha iki üç şarkı geçmeden “vay arkadaş neler olmuş burada”ya dönüştü. Albümü ilk kez gece yarısı 04.00 sularında dinledim ve çok uykum gelmiş olmasına rağmen aradan birkaç parçayı tekrardan dinleme ihtiyacı hissettim. Şimdi böyle bir albümden bahsedeceğiz.
“Gastwerso”, emin olmamakla beraber Norveççe “Gast wer so” ifadesinin boşluksuz yazılmış hâli. Bunu herhangi bir yerde görmedim, okumadım, ama bu kelime ne olabilir diye parçalara bölüp Google Translate’e koyduğumda karşıma “Tekrar böyle misafir” gibi abuk bir anlam çıktı. Grubun niyeti bu tür bir ifade miydi bilmiyorum ama albümün genel yapısına bakınca SARKE’nin bu albümde geçmişin taşlaşmış, kadim değerlerini yansıtma çabasında olduğunu görmek hiç de zor değil.
Burada elbette ki CELTIC FROST’tan bahsediyorum. “Gastwerso”da, tıpkı önceki albümlerde olduğu gibi hissedilen net bir CELTIC FROST havası var. Nocturno Culto mükemmel bir Tom G. Warrior yansımasında bulunuyor ve VENOM’ın Cronos’undan da tatlar barındıran bu vokal sayesinde albüm gerçekten de seksenlerde çıkmış bir başyapıt karakterine bürünüyor.
Seksenleri anımsatan bir şey sunmak dert değil; onu herkes yapabilir. Burada esas nokta SARKE’nin bunu o dönemde çıksa yeri yerinden oynatacak kalitede bir bestelerle yapıyor oluşu. “Gastwerso”da tek bir tane bile ortalama şarkı yok. Her biri birbirinden tamamen alakasız, basit gibi görünen ama aşırı etkili fikirlerle dolu ve dinlemeye doyulmaz bir hava barındıran yapı eserler.
Bu durumu sağlayan çeşitli unsurlar var. Bunların en önemlisi albümün tamamen bir grup müziği şeklinde hissedilmesini sağlayan bireysel katkılar. Öncelikle gruba adını veren Sarke’nin ağırlığındaki besteler zaten dediğim gibi kusursuza yakın çeşitlilikte. Vokallerde Nocturno Culto albümün havasını çok iyi yönlendiriyor ve enteresan taraflara giden hikâye karakterli sözleri çok iyi aktarıyor. Lead gitarda, zamanında SPIRAL ARCHITECT ile destan yazan Steinar Gundersen basit ama çok zekice yazılmış melodi ve sololarla olaya büyük tat katıyor. Lakin bence albümün en büyük artısı klavyeleriyle “Gastwerso”ya boyut atlatan Anders Hunstad. Albümdeki klavye kullanımı uzun zamandır duyduğum en akıllıca, yerinde, olaya bir şey katan klavye kullanımlarından biri, belki de birincisi. Seçtiği tonlar o kadar güzel, o kadar bağımlılık yapıcı ki… “Mausoleum”u kaç kez dinledim inanın bilmiyorum.
Bu denli kirli bir vokal içermesine rağmen albümü sıcak kılan ise hiç öyle saldırgan sulara girmeden, ağır başlı şekilde işini yapması. “Gastwerso”da hissedilen bir black metal hissiyatı var ama albüm genel itibarıyla orta tempolarda seyreden ve akılda kalıcılık, yaratıcı rif kullanımı gibi doneler üzerine kurulmuş bir yapıda. Grubun türü black/thrash olarak geçse de “Gastwerso”daki genel hava bu terimleri duyduğunuzda kafamızda canlanan vahşi, leş, yırtıcı kimlikten uzakta. Bu noktada gerçekten de CELTIC FROST etkisini, hatta saygı duruşu çabasını görebiliyoruz. Şarkılar aşırı agresif olmadan karanlık olmayı, dayak atma çabası gütmeden etkili olmayı başarıyorlar.
E bu kadar fazla işi bilen adam bir araya gelince de albümün belli bir kalitenin üstüne çıkması kaçınılmaz oluyor. Şahsen “Gastwerso”yu o kadar beğendim ki, önceki albümlerinde kaçırdığım bir şeyler olmuş olabilir düşüncesiyle tüm diskografisini baştan sona dinledim. Bunun sonucunda da “Gastwerso”nun grubun yaptığı en iyi albüm olma potansiyeli taşıdığını düşünüyorum. Belki fazla gösteriş içermemesi kimi dinleyicilerin albümü etkileyici bulmamasına neden olabilir, ama adamlar minimal ve yerinde fikirlerle çok keyifli, aşırı sevilesi bir şey yaratmışlar.
“Gastwerso” yılın sonuna doğru çıkmasına rağmen benim açımdan 2019’un en değerli işlerinden biri olmayı başaran ve yıl sonu listeme de kesin alacağım, harikulade bir albüm. Dediğim gibi, öyle büyük büyük hareketler yaptığı, inanılmaz yenilikler sunduğu falan yok ancak prodüksiyonundan bestelerine, atmosferinden ufak detaylarına kadar her anlamda nefis şarkılar barındıran bir albüm.
Kadro Sarke: Bas
Nocturno Culto: Vokal
Steinar Gundersen: Lead gitar
Stian Kråbøl: Gitar
Anders Hunstad: Klavye
Terje Kråbøl: Davul
Şarkılar 1. Ghost War
2. Echoes from the Ancient Crucifix
3. Mausoleum
4. The Endless Wait
5. Ties of Blood
6. In the Flames
7. Rebellious Bastard
8. Cribs Hand
nocturno müthiş adam. acayip iyi fikirleri var ve bunları yaparken hiçbirşeyden çekinmiyor. Sırf bu yüzden bile takdir edilesi bir insan. yıl bitimine doğru bir sürü iyi albümle tanıştık. bir tanesi de kesinlikle bu albüm oldu. keşke daha önce yazabilmiş olsaydın bu yazıyı da biz de listelerimize sokabilseydik. :))) eline sağlık.
Albüm nekadar minimal vermek istediğini veren. Ne yaptığını iyi bilen bir albümse. Kritikte bir onadar güzel ellerine sağlık Ahmet reiss…🤘 Dediğin gibi öyle ahım şahım bir durum yok ortada ama nedense bir okadar içine çekiyor tekrar ve tekrar kendini dinletiyor. Herşey ne eksik ne fazla olması gibi bir kıvamda. Gerçekten de 80lerde çıksaydı bu albüm ortalık sallanırdı. Kapakta ayrı bir güzel. Kocaman bastır odanın duvarına as…
Tuğla gibi oturaklı şekilde ilerleyen rifflerin arkasından fırlayan klavye bazı yerlerde çok tatlı zıtlıkların ortaya çıkmasını sağlıyor. Albümün en sevdiğim yanlarından biri o.
Abi mükemmel albüm ya.Kusursuz resmen ,kritikte adını geçen Mausoleum nefis şarkı.Son iki dakikasını keşke biraz daha uzatsalarmış daha süper olurdu.Efsane soundtrack olur o bölümden ayrıca.Çok çok beğendim,fazla kritik yazılınca geride kalıp kaybolmuş o kadar kritiğin arasında.Fazla kritiklerin bir dezavantajı da bu :D Ahmet abinin başını ağrıtıyım biraz hahahaa
nocturno müthiş adam. acayip iyi fikirleri var ve bunları yaparken hiçbirşeyden çekinmiyor. Sırf bu yüzden bile takdir edilesi bir insan. yıl bitimine doğru bir sürü iyi albümle tanıştık. bir tanesi de kesinlikle bu albüm oldu. keşke daha önce yazabilmiş olsaydın bu yazıyı da biz de listelerimize sokabilseydik. :))) eline sağlık.
Albüm nekadar minimal vermek istediğini veren. Ne yaptığını iyi bilen bir albümse. Kritikte bir onadar güzel ellerine sağlık Ahmet reiss…🤘 Dediğin gibi öyle ahım şahım bir durum yok ortada ama nedense bir okadar içine çekiyor tekrar ve tekrar kendini dinletiyor. Herşey ne eksik ne fazla olması gibi bir kıvamda. Gerçekten de 80lerde çıksaydı bu albüm ortalık sallanırdı. Kapakta ayrı bir güzel. Kocaman bastır odanın duvarına as…
Çok iyi albümmüş bu gözden kaçmış. Klavye konusuna net şekilde katılıyorum.
Tuğla gibi oturaklı şekilde ilerleyen rifflerin arkasından fırlayan klavye bazı yerlerde çok tatlı zıtlıkların ortaya çıkmasını sağlıyor. Albümün en sevdiğim yanlarından biri o.
14.08.2021
@şeyh hulud, +1
Gitar ve klavyenin birbirini tamamladığı riffler müthiş tatlı. 4 elli olasım geliyor aynı anda çalmak için.
Rebellious Bastard dinlerken zevkten geberiyorum
Abi mükemmel albüm ya.Kusursuz resmen ,kritikte adını geçen Mausoleum nefis şarkı.Son iki dakikasını keşke biraz daha uzatsalarmış daha süper olurdu.Efsane soundtrack olur o bölümden ayrıca.Çok çok beğendim,fazla kritik yazılınca geride kalıp kaybolmuş o kadar kritiğin arasında.Fazla kritiklerin bir dezavantajı da bu :D Ahmet abinin başını ağrıtıyım biraz hahahaa
Henüz yeni dinledim ama her şeyiyle çok güzel, her şeyiyle harikulade. 9/10
Mausoleum.