# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
IMMOLATION – Failures for Gods
| 21.12.2019

Henüz körelmemiş bıçağı bilemek.

Emir Şekercioğlu

“The Devil I Know” parçasının, 3:20 ile beraber giren ve insanın içini tekinsiz bir beklentiyle dolduran havası bir yandan üzerime binerken öte yandan da death metal’in bütün o debdebesi içinde nasıl bir ruha sahip olduğunu bir kez daha bana gösteren muazzam güzellikteki outro’su sonlandığında, albüm hakkında karışık düşüncelere sahiptim. Immolation’ın bir kez daha kendisinden beklenebileceği gibi üst düzey bir işe imza attığından şüphem yoktu. İlk iki albümünde, tarzlarını tüm giriftliğiyle ve kaotik düzeniyle ortaya koyan grup, 1999’da çıkardıkları üçüncü stüdyo albümleri “Failures for Gods”da da bu özelliklerinden aşağı kalır bir yan sunmamıştı. Ancak albüm sonlandığında, grubun önceki çalışmaları kadar beni tatmin etmeyen bir hisle baş başa kaldım. Sanırım, öncelikli olarak grubun yansıttığı değişimler ve death metal adına ortaya koyduğu güzellikler üzerinden konuşmaya başlarsam, geriye kalan noktada eksiğin nereden kaynaklandığını da bulmam kolaylaşabilir. O yüzden mevcut albüm adına yazmış olduğum bu inceleme biraz deneysel bir vasfa sahip olacak gibi görünüyor.

Albümle beraber kendini ortaya koyan farklılıklardan en göze çarpanı, grubun logosunda meydana gelen değişme. Son derece estetik, bir death metal grubuna oldukça yakışan old school Immolation logosunun yerini albümle beraber sade, sıradan diyebileceğim ve grubun “Atonement” albümüne kadar kullanmaya devam ettiği logo almaya başlıyor. Logonun değişimini tarif ederken kullandığım kelimelerden, sanırım bu durumdan şikâyetçi olduğumu fazla belli ettim. Müziğinin tüm yanlarını adeta bir kalıp gibi üzerinde taşıyan eski logodan neden vazgeçildiğine yönelikse bir bilgim yok. İster mecburi ister keyfî bir durum olsun, görsel imajdaki bu sadeleşme albümün ve grubun bir parçası olması itibariyle, bütüncül anlamda negatif ölçekte değerlendirdiğim bir değişim. Ancak albümün müzik açısından taşıdığı özelliklerin yanında çok küçük bir mesele.

İkincil husus olarak değineceğim değişim, “Here in After” sonrasında gruptan ayrılan davulcu Craig Smilowski’nin yerine gelen Alex Hernandez. Bateristin albüm genelindeki performansının kesinlikle takdire değer olduğunu söyleyebilirim öncelikle. Grubun ortaya koyduğu şarkı yapılarındaki nüfuz etmesi zor, çok katmanlı müziğin doğasına adapte olmakla kalmayıp bestecilik konusundaki kişisel katkılarını da göstermesi itibarıyla Hernandez epey doyurucu bir performansa imza atıyor albüm genelinde. Öyle ki, yeteneklerini ve yaratıcı bölümler içeren çalış stilini albümün ilk üç şarkısında ziyadesiyle göze çarpan bir biçimde bize gösteriyor. Hernandez’in grubun kimyasıyla gösterebildiği bu uyum sonucu, grubun diskografisinde epey önemli albümler olarak nitelendirilebilecek “Close to a World Below” ve “Unholy Cult” gibi çalışmalarda da gruba eşlik etmiş olduğunu görüyoruz sonraki yıllarda.

Öne çıkan bir başka nokta olarak, dışa vurulan iç karartıcı ve basık bir havanın şarkıların geneline sindiğini söyleyebilirim ve bu durum kısmi bir tekdüzeleşmeye neden oluyorsa da albümün karakterini oluşturan bir yapı olarak karşımıza çıkıyor. Kullanılan gitar tonu ve genel anlamda prodüksiyon bu durumun öne çıkan sebepleri olmakla birlikte bilhassa Ross Dolan’ın çok daha vahşileşen ve bana kalırsa önceki iki albümün üstüne koyan vokal performansı ile Vigna-Wilkinson ikilisinin rif yazımı albümün taşıdığı bu havanın esas sebepleri. Albümün başlarında, “No Jesus, No Beast” ve “Failures for Gods” parçaları çalışmanın genelinde sizi ne çeşit bir sisin beklediği konusunda oldukça etkili cevaplar veriyorlar. Dolan’ın daha derinden gelen hırıltılı, güçlü growl’ları ve en az vokali kadar keskinleşmiş lirikleri albüme damgasını vururken, gitarist ikilinin aksak rifleri ve Smilowski’yi neredeyse hiç aratmayan Hernandez’in en az onun kadar hiperaktif, ciddi kondüsyon ve teknik gerektiren aksak tempo ve atakları; Immolation’ın bu albümde de dinleyicisine boş bir şarkı sunmadığının ve gümbür gümbür bir death metal albümü yaptığının net ispatları olarak karşımıza çıkıyor. Hâl böyle olunca, albümün son iki şarkısına gelene dek oluşan algı, enstrümantasyonun yine muazzam ölçüde akıl alıcı, vokallerinse daha bile başarılı olduğu şeklinde tezahür ediyor. Fakat, tam da bu noktada şarkıların müzikal anlamdaki başarısını sadece ortaya koyulan emeğin büyüklüğünün ve yansıtılan atmosferin ağırlığının onaylanmasıyla şekillenen mantıksal bir takdirle kabul edebiliyorum. Şarkıların her birinde kulağa hitap eden hoş kısımlar bulsam da, albümün genelinden hissel bazda bir etkilenme yaşamadığımı tecrübe ediyorum. İşin bu kısmı, bir dinleyici olarak sorun şeklinde tanımlayabileceğim bir hadiseydi. Evet, son iki şarkıya gelene dek albüm benim için genel çerçevede böyle bir kimliğe bürünmüştü. Yapı olarak sağlam ama içerisinde pek canlılık olmayan soğuk bir mekân.

Son iki şarkıyı bitirdiğimde ise içinde bulunduğum ruh hâli bambaşkaydı ve bu durum, Immolation’ın neler yapabileceğini yeniden görmemi sağladığı kadar grubun yapmaya çalıştığı şeye bir anlam verebilmemi de zorlaştırdı bir yandan. Çünkü grup, adeta dalga geçercesine, albüm boyunca üzerinde taşıdığı ve dinleyicisinin iyice kanıksamış olduğu o basık, ölü toprağı gibi üzerine aldığı havayı bir pelerin misali aniden kenara atıyor ve resmen albüme “Daha yeni başlıyoruz !” dercesine bir başlangıç yapıyordu. Başka bir şekilde söyleyecek olursam; aslında bıçağının henüz körelmediğini gösteriyor ve bununla da yetinmeyip o bıçağı yeniden bilemeye başlıyor!

Immolation’ın besteciliğindeki en karakteristik yanlardan biri, gerek bir şarkıyı gerekse bir albümü çarpıcı bir yolla bitirme konusundaki ustalığında yatıyor. Bir grubun birçok şarkısı ve albümü, son derece dikkat çekici, özenle oluşturulmuş olduğu her hâlinden belli olan outro’larla bitiyorsa orada bir rastlantıdan ziyade bir ince işçilik baş gösterir. Söz konusu albümdeki hemen hemen her şarkıda bu durum kendini gösterirken, “Stench of High Heaven”da hadise epey bariz bir yükseliş gösteriyor bu bağlamda. Nitekim “Your Angel Died”ın başlamasıyla çalışmanın sonlarına yaklaşıldığında, “Those Left Behind” parçasına hafiften göz kırpan canavar gibi bir açılış rifi bizi karşılıyor ve aksak ritimlerle düzenli blast-beat’ler arasında mekik dokuyan davullar ve onun etrafında dolanan kıvrak rifli gitarlar albüm boyunca kolay kolay karşımıza çıkmayan bir canlılık atmosferi ve melodik anlamda “catchy” olan icralar gösteriyor parçanın genelinde. Zıvanadan çıkan bir başka outro ile parça sonlandığında ise düşündüğüm şey, esasen güçlü bir açılış parçası olabilecekken bu parçanın neden albümün sondan ikinci şarkısı olduğuydu. Tabii sonrasında Immolation’ın noktayı koymak konusundaki hassasiyetini düşününce cevabı kendi kendime vermiş oldum.

Son şarkıya geldiğimde ise, doğal olarak incelemenin başına dönmüş olacağım. “The Devil I Know” bana kalırsa albümdeki en ruh yüklü şarkı. Yalnızca şarkıyı değil, albümü de sonlandıran ve bunu, çalışma boyunca dışa vurulan karamsarlığın, kasvetin çok daha sakin, ağır adımlarla yürüyen ama bastığı yerde bir o kadar derin iz bırakan bir versiyonundan oluşan bir outro ile gerçekleştiren bu beste de sonlandığında, özünde hepsi nitelikli olan ve an itibarıyla geride kalmış bütün şarkılara şu soruyu yöneltmek durumunda kaldım; “Şu iki şarkıdaki ruh ve nüans sizde niye yoktu ?”. Son iki şarkının albümün genelinde yarattığı fark benim için tam da bu şekilde oldu. O yüzden bir noktada kendimden ve dinlediğim şeyi ne kadar dikkatli dinlediğimden şüphe etmek durumunda kalarak albümü bir iki sefer daha başa aldım, önceki şarkılarda kaçırdığım önemli şeyler olup olmadığını görmek için. Ama aradığım cevherleri öncesinde olduğu gibi aynı şarkılarda buldum, dikkate değer gördüğüm ayrıntıları aynı şarkılarda yakaladım ve albüm her seferinde “Your Angel Died” ve “The Devil I Know” şarkılarıyla devleşti gözümde.

Hâlâ albümdeki şarkıların hepsini yeterince özümsememiş olabilirim. Söz konusu Immolation olduğunda yaptıkları müziğin doğası gereği bu ihtimali her daim göz önünde bulunduruyorum kendi adıma. Bu albüme dair incelemenin başından beri aktarmakta olduğum düşüncelerim birgün değişir mi bilemem, ancak değişecekse, o vakte dek “Failures for Gods” kendi içinde küçük bir bıçak bileme metaforu barındıran, hayli enteresan doğaya sahip bir albüm olarak kalacak gözümde.

Küçük bir not: Yazdığım incelemelerin geneline kıyasla olması gerekenden biraz fazla öznel bir bakışla yazdığım/yazmak durumunda kaldığım bu incelemeyi okumak, umarım sizin için büyük bir külfet olmaz.

7,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.57/10, Toplam oy: 21)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
1999
Şirket
Metal Blade
Kadro
Ross Dolan: Bas, vokal
Robert Vigna: Gitar
Tom Wilkinson: Gitar
Alex Hernandez: Davul
Şarkılar
1) Once Ordained
2) No Jesus, No Beast
3) Failures for Gods
4) Unsaved
5) God Made Filth
6) Stench of High Heaven
7) Your Angel Died
8) The Devil I Know
  Yorum alanı

“IMMOLATION – Failures for Gods” yazısına 3 yorum var

  1. Eline sağlık Emir. Yine çok iyi bir yazı. Benim fazla zamanım olmadığından ve her gün 1 ila 5 arası albüm incelemesi yazdığımdan her zaman bu kadar odaklanmış yazılar yazamıyorum. Senin yazıların kritikten çok analiz gibi oluyor, albüme dair derinlemesine bilgi veriyor. Bu tarz yazıların PA’da yer alması beni çok memnun ediyor, şahsım adına teşekkür ederim.

    Noshophoros

    @Ahmet Saraçoğlu, Rica ederim Ahmet abi ve ben de aynı şekilde söylediklerin için teşekkür ederim. Daha öncesinde de söylediğim gibi yazdığım her incelemeyi, hem ele aldığım albüme yakışmasına hem de hakkını vermesine gayret ederek yazıyorum. Eğer amacına ulaşıyorsa benim de içim rahat oluyor.

  2. TanSolo says:

    Bu albüm, sitede diğer Immolation albümlerine göre ciddi anlamda daha az beğenilmiş. Sanırım daha az kaotik diye daha az beğenilmiş. Daha az kaotik olduğunu kabul etsem de yeterince kaotik olduğunu düşünüyorum. CTAWB’den sonra en sevdiğim Immolation albümü olabilir. Prodüksiyonunu çok başarılı buluyorum, tertemiz her enstrüman duyuluyor ve sound karakteri harika.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.