Norveç black metaliyle ilgili en güzel şey, ruhlu şekilde yansıtıldığı sürece her zaman ortalamanın üstü bir şeye dönüşmesi. Elbet her türün kendine özgü hissiyatları, dinamikleri var, lakin özüne sadık yapılan Norveç black metalinin içerdiği o hava sanki hiç eskimeyecekmiş, heyecanını yitirmeyecekmiş gibi geliyor bana.

Zamanında yapılan başyapıtlar ve öncü grupların sağladığı bu hissiyatın bozulmaması da elbet yeni nesil grupların yaklaşımlarına bağlı. En güzel örnekleri zamanında sunulmuş bir zanaatın günümüzde fabrikasyona dönüşüp ruhunu, özünü kaybetmesi ne kadar tatsızsa, black metalin bu en temel hâlini sunmaya niyetli günümüz oluşumlarının da bunun hakkını vermesi büyük önem taşıyor. Aksi takdirde “black metal de bozdu” demek ve bir anda kendimizi bundan 25-30 yıl önce çıkan şeylerle sınırlanmış bulmak hiç de imkânsız bir şey değil.

Neyse ki MURG gibi, UADA gibi genç gruplar, sahip oldukları sorumluluğun bilinciyle bayrağı yükseklerde tutmaya devam ediyor ve kadim kökleri olan bu sanatı hakkını vererek yaşatmaya devam ediyorlar. Bugün bu oluşumlardan bir diğeri olan HOVMOD’la beraberiz. Yakın bir tarihte kurulan HOVMOD, ilk albümü olan “Doedsformasjon”u Kasım ayının sonlarında ortamlara saldı ve underground piyasada şimdiden belli bir duyulurluk elde etti.

Ond ve Kleven adlı iki kişiden oluşan HOVMOD, ikinci dalga black metalin en has hâlini icra ediyor diyerek başlayalım. Seksenlerdeki proto-black metal dönemini aşan ve doksanların ilk yarısında türün gerçek temellerini atan Bergenli, Oslolu, Kolbotnlu grupların izinden giden HOVMOD, çerçevesi çok belli bir black metal sunmasına rağmen bunu taze ve heyecan verici şekilde yapmayı başarıyor. Black metal adına 2019’un değerli ilk albümlerinden biri oluğunu düşündüğüm “Doedsformasjon”, 36 dakikalık süresi içerisinde sunduklarıyla türü kesinlikle hakkını vererek yansıtıyor.

HOVMOD’u dinlerken aklınıza gelebilecek gruplardan bazıları; net şekilde TAAKE, belli açılardan CARPATHIAN FOREST ve ikinci dalga black metal dendiğinde akla gelen herkes. Tarama gitar rifleriyle ve dozunda bir melodi anlayışıyla dolu olan “Doedsformasjon” köklerini aldığı temellerle bağını hiç koparmayan bir yaklaşım benimsiyor. Misal “Blodsbaand”da daha bir folk ögelerden beslendiğini ve bu yöne kayan melodiler çaldığını görürken, “Hatskapt”ta ise BURZUM’a dahi kayan fikirlerle black metalin kalbine yolculuğa çıkıyoruz.

Burada mühim olan şey “öz”. HOVMOD olayın özünü iyi biliyor ve esas amacını da bu ruhu yansıtmak olarak görüyor. Albümde yüzeysel bir “bizim ülke black metalde çok iyi abi” havası kesinlikle yok ve yaşları genç olsa dahi bu geleneksel uğraşı özümsemiş şekilde aktardıklarını belli ediyorlar. Zaten aksi olsaydı ilk andan hissedilirdi ve ben de şu anda bu satırları yazmaya tenezzül etmezdim. HOVMOD corpse paint’i, mermili kemeri yerinde; karlı orman arka planı cepte bir black metal yapıyor ve türü sevenlerin radarına girmeyi de fazlasıyla hak ediyor. Yukarıda adını andığım şarkılara ek olarak, misal bir “Evig Mistru”da HAVOD’u daha bir görkemli olma gayretinde görüyoruz. WATAIN’in zaman zaman yaptığı türde ağır tempo bir ihtişam sunan grup, olayın karanlığını artırmak için illaki blast beat’lere abanmak gerekmediğini de kanıtlıyor. Albüme adını veren şarkıda IMMORTAL’ın “At the Heart of Winter” dönemine göz kırpan HOVMOD, “Maktdemon”da ise doksanları iyi özümsediğini bir kez daha kanıtlıyor. Kapanışı yapan ve 8 dakikaya yaklaşan süresiyle albümün en uzun şarkısı olan “I Endens Kapittel” de HOVMOD’un bir sonraki işi için merak ve heyecan duymamız gerektiğine dair haklı gerekçeler ortaya koyuyor.

“Doedsformasjon” çok iyi bir ilk albüm olmasının yanı sıra yılın değerli black metal işlerinden biri olmayı da başarıyor. Eğer MURG, UADA ve benzerlerinin yaptığı retro olmaya çalışmayan has doksanlar black metalini seviyorsanız HOVMOD’da da çok fazla güzellik bulabilirsiniz. Black metali seven bir insanın HOVMOD’u ve “Doedsformasjon”u sevmemesi için pek de bir sebep göremiyorum diyerek albümü alayınıza tavsiye ediyorum.