2016 yılının en önemli albümlerinden biri şüphesiz ki şu anda bahsetmekte olduğumuz grubun ilk albümü “Starspawn”du. Denver’ın bağrından kopan BLOOD INCANTATION daha ilk albümünden farklı bir şeylere sahip olduğunu hissettirmiş, bu sayede ülkemiz de dâhil olmak üzere pek çok yerde konserler vererek kitlesini genişletmişti. Dark Descent Records kimliğini en iyi yansıtan gruplardan biri olan BLOOD INCANTATION; sound’undan tutun da görsellerine dek her anlamda ilgi çekici olmayı başarıyordu.
Bunu sağlayan başlıca unsur BLOOD INCANTATION’ın gayet yırtıcı bir mizaca sahip olmasına rağmen bir şekilde kulağa sıcak gelen analog sound’u ve grup üyelerinin enstrümanlarını iyi tanıyor olmalarından gelen karakteristik yapıydı. BLOOD INCANTATION bildiğin death metal yapıyordu, ancak bunu hem sofistike hem de kozmik bir kimlikle sunmayı başarıyordu. “Starspawn” kapağına baktığınızda, gerçekten de içerideki müziği görüyordunuz.
Geçen 3 yılın ardından BLOOD INCANTATION yeni albümü “Hidden History of the Human Race” ile geri döndü. Sadece dört şarkı barındıran bu yaklaşık 37 dakikalık albüm, BLOOD INCANTATION’ın insanın uzaylılarla temas hâlindeki gizli tarihini konu alan ve bir kez daha bu hissi dinleyiciye geçirmeyi başaran bir yapıt. Mükemmel bir kapakla desteklenen albüm, bu sayede dinleyiciyi içindeki şeye doğrudan hazırlamayı ve ortamın havasını belirlemeyi başarıyor.
“Hidden History of the Human Race”in bu yılın en iyi albümlerinden biri olmasını sağlayan temel şey, BLOOD INCANTATION’ın sadece şarkı yazmış olmak için şarkı yazmaktansa, bu şarkıların oluşturacağı bütün için de epey kafa yormasından geçiyor. Albümdeki dört şarkı arasındaki bağlantılar, konseptin işlenişi, dinleyicide uyandırılan merak, oluşturulan gizemli kozmik hava; hepsi de “Hidden History of the Human Race”in baştan sona bir görüntüler, düşünceler ve hayaller soundtrack’ine dönüşmesini sağlıyor.
Grubun bu konudaki duruşu sadece “uzaylılar hakkında yazalım aga”dan çok öteye geçiyor; bu bilinmezliğin, belirsizliğin içine daha iyi gömülmek ve bu uzay temalı hiçliğin geçmişteki gizemlerini daha bağımsız, daha tarafsız, daha alışılmışlıktan uzak sunabilmek adına grup yazım sürecine dış etkenler de dâhil ediyor. Misal albümün enstrümantal şarkısı “Inner Paths (To Outer Space)”, LSD benzeri bir takım saykodelik uyarıcılar eşliğinde, aylar süren çeşitli doğaçlama seansları neticesinde oluşturulmuş. Bu gibi detaylar sayesinde “Hidden History of the Human Race” her tür sıradanlıktan sıyrılmış bir havaya bürünüyor ve gerçekten de kapağında gördüğümüz şeyi işitsel olarak dışa vuruyor.
Konseptin ağırlığı ve detaylılığı düşünüldüğünde “Hidden History of the Human Race”in böyle nazlana nazlana, ağır ağır gireceğini; yavaş yavaş yükseleceğini düşünebilirsiniz. Ancak BLOOD INCANTATION böylesi dev bir konsepti işlemek için epey az zamanı olduğunun farkında, bu yüzden de hiç zaman kaybetmeden direkt olaya giriyorlar. Albümün açılışını yapan “Slave Species of the Gods” neredeyse bir ANGELCORPSE vahşetiyle dalıyor ve sonrasında da beklendiği üzere MORBID ANGEL, IMMOLATION, DEMILICH, NOCTURNUS gibi vizyoner grupların kırıntıları eşliğinde kendi kozmik death metal imparatorluğunun taşlarını döşüyor.
Hatlarını belirlemesi ve içini doldurması hiç de kolay olmayan bir albüm olan “Hidden History of the Human Race”, BLOOD INCANTATION’ın adını daha da geniş bir kitleye yaymasını sağlayacak çekiciliğe, ilginçliğe ve kaliteye sahip. Sanırım gruba alışık olmadığımızdan ve çıktığı dönemde gerçekten çok farklı olduğundan, “Starspawn”u ilk duyduğumda “Hidden History of the Human Race”i ilk duyduğuma oranla daha çok etkilenmiş, şaşırmış, heyecanlanmıştım. Bu tabii doğal, zira bu albümde az çok nasıl bir şey beklememiz gerektiğini biliyoruz. Buna rağmen BLOOD INCANTATION türlü türlü huyları sayesinde bizi şaşırtmayı ve yine kendine hayran bırakmayı başarıyor.
“Starspawn”a “Yılın en iyi death metal albümlerinden biri” manşetini atmışım, bu kez biraz daha geniş düşünelim ve “Yılın en iyi albümlerinden” diyelim. “Hidden History of the Human Race” bence her şeyiyle bu şekilde görülmeyi hak ediyor ve BLOOD INCANTATION’ın günümüzün en önemli death metal gruplarından biri olduğu gerçeğini de bize bir kez daha hatırlatıyor.
Kadro Paul Riedl: Gitar, vokal
Morris Kolontyrsky: Gitar
Jeff Barrett: Bas
Isaac Faulk: Davul
Konuk:
Antti Boman: Vokal (3)
Şarkılar 1. Slave Species of the Gods
2. The Giza Power Plant
3. Inner Paths (To Outer Space)
4. Awakening from the Dream of Existence to the Multidimensional Nature of Our Reality (Mirror of the Soul)
Metal müzik için çok değerli bir grup. Spectral voice konserinde tanışma şansım olmuştu baya sempatik adamlar ODTÜ öğrencisi gibi adamlar resmen. Albüm kesinlikle bu senenin en iyilerinden ilerleyen zamanlarda çok daha iyi albümler yapacağını düşünüyorum.
Yaşımız metalin ilk dönemlerindeki efsanelerin çıkışına denk gelmedi ama günümüzde de böyle efsanelerin çıkışına ve üretimlerine tanık olmak çok güzel bir şey.
Dünyevi konulara değinmeyip evrenin derinliklerine odaklanarak kotarılan böylesine muazzam estetik ölüm müziğini dinlemek de 2020′ye ramak kala nasip oldu. 10/10
Şu anda nasıl Death, Cynic gibi grupların yaptığı işlerin özelliğinden bahsediyorsak yıllar sonra da Blood Incantation’dan da öyle bahsediğimize eminim.
Karl Sanders’ın The Giza Power Plant şarkısını dinlediğinde “Bunu ben nasıl düşünemedim?” diye kendini yerden yere attığına yemin edebilirim ama ispatlayamam.
Metal müzik için çok değerli bir grup. Spectral voice konserinde tanışma şansım olmuştu baya sempatik adamlar ODTÜ öğrencisi gibi adamlar resmen. Albüm kesinlikle bu senenin en iyilerinden ilerleyen zamanlarda çok daha iyi albümler yapacağını düşünüyorum.
Yaşımız metalin ilk dönemlerindeki efsanelerin çıkışına denk gelmedi ama günümüzde de böyle efsanelerin çıkışına ve üretimlerine tanık olmak çok güzel bir şey.
Aynı şarkı içinde Immolation ve Morbid Angel’dan esintiler duymanın verdiği haz muazzam. Albümün genelindeki esrarengiz hava ayrı bir cezbedici.
Dünyevi konulara değinmeyip evrenin derinliklerine odaklanarak kotarılan böylesine muazzam estetik ölüm müziğini dinlemek de 2020′ye ramak kala nasip oldu. 10/10
Şu anda nasıl Death, Cynic gibi grupların yaptığı işlerin özelliğinden bahsediyorsak yıllar sonra da Blood Incantation’dan da öyle bahsediğimize eminim.
26.07.2021
@Rashid, bahsedemedi..
26.07.2021
@Split, daha 2 yıl geçti ya sakin sdfahdfhgd
Mezar organizasyondan tekrar konser bekliyorum
Karl Sanders’ın The Giza Power Plant şarkısını dinlediğinde “Bunu ben nasıl düşünemedim?” diye kendini yerden yere attığına yemin edebilirim ama ispatlayamam.
Bu albümü ara ara övmek için özel bir tim oluşturulmalı.
the giza power plant eşliğinde sevişicem az sonra
Kapak resmi Bruce Pennington’a aitmiş. Şu kitaba denk gelince öğrendim.
https://www.goodreads.com/book/show/2012478.Space_Time_And_Nathaniel
https://bit.ly/3ofRpMy
10.03.2022
Asın bayrakları
https://youtu.be/kIjdPz8JO10?t=633
GELDİLER BEYLER