Tek kişilik projeler gözleme, tahlile, olumlu olumsuz eleştiriye çok açıktır. Bir kişinin tek başına yapabileceklerini olanca çıplaklığıyla gösterir.
İki kişilik gruplar enteresandır. İki kişi kafa kafaya verir bir şey yaratırlar. Ya bas gitar kullanmazlar (INQUISITION, MANTAR, BÖLZER, BALİNA), ya davulu davulcusuz hallederler (SUMMONING), ya gitar kullanmazlar (BOTANIST) ya da vokal içermezler (TEMPEL). Madem iki kişiyiz, bizden beklenmedik düzeyde gürültü koparmalıyız düsturunu gütmeye çalışırlar.
Üç kişilik grupların ise bambaşka bir çekiciliği vardır. Gitar, bas ve vokal görevlerini üstlenen iki kişi ve bir de davulcu ile olayın en primitif, en saf hâlini sunan gruplar her daim çekiciliklerini korumuştur. Örnek vermek istesek sayfalar dolusu yazabileceğimiz bu üç kişilik grupların sound’larının daima saf, rafine bir çıplaklığı olduğunu, bu grupların genelde lafı dolandırmadan söylediklerini ve temiz iş yaptıklarını görürüz.
Günümüz rock/metal dünyası içerisinde bunu en iyi yansıtan gruplardan biri şüphesiz ki Berlinli üçlü KADAVAR. Stoner rock olarak özetlense de olayı son derece retro ve saykodelik bir düzlemde icra eden grup, beşinci albümü “For the Dead Travel Fast”te kariyerinin en iyi işlerinden birine imza atıyor diyerek açılışı yapalım. Kendi adını taşıyan ilk albümüyle 2011’de yola koyulan KADAVAR’ın, zaman içerisinde “biz 70’leri çok sevdik be abi”den çıkarak gayet kendine özgü bir karaktere büründüğünü görüyoruz. Türün günümüzdeki en baskın, en ünlü ve en büyük temsilcisi olan GHOST’a yakın duran çok fazla özelliği olan KADAVAR, elbette ki olayın şeytancılık tarafıyla ilgilenmiyor. Yine de onların da benimsediği net bir karanlık, okültlük, dumanlılık muhakkak ki var.
Şarkı isimlerine bakıldığında dahi fark edebileceğimiz bu okült ve karanlık hava, adamların sunduğu BLACK SABBATH tandanslı altmışlar sonu, yetmişler başı imajıyla birleşerek onlara çok nevi şahsına münhasır bir hava katıyor. “Yetmişlere tapıyoruz, serserilik kanımızda var, ama biraz da büyücüyüz” gibi bir duruşu olan bu adamlar, “haddinden fazla büyük kemer tokası, aşırı bakımlı sakal ve elde kuru kafa tutma” üçlüsünün hakkını veren bir imaj ve bunu göklere çıkaran bir müzikal karakter benimsiyorlar.
“Berlin” albümlerinin kapağındaki ikonik olma çabasından, KADAVAR’ın bir karakter arayışında olduğunu sezmiştim. Adamların zaten en başından beri kendilerini sınırlayan bir tavırları yoktu. KADAVAR temelini çok sağlam bir toprağa, yetmişlere atmıştı ve bunun üzerine dilediği binayı kurabilirdi. “Rough Times”da daha da belirginleşen bu karakter arayışı, grubun “retro takılma”nın ötesine geçtiğini ve tıpkı GHOST gibi tümüyle kendine yontabileceği bir şeye evrilmek üzere olduğunu gösteriyordu. “For the Dead Travel Fast”e baktığımızda, KADAVAR’ın bu çabasının meyvelerini vermeye başladığını açıkça görüyoruz.
Albüm kapağında gördüğümüz nostaljik ruh hâli albüme de belli oranda yansıyor. GHOST’un son albümü “Prequelle”deki “Life Eternal” benzeri bu melankolik yapı, albümün sonlarına doğru yükselirken, albümün ilk dörtte üçlük kısmındaysa daha olaylı, alevli bir KADAVAR görüyoruz. Grup bu noktada olayın horror rock tarafını daha bir öne çıkarıyor ve her ne kadar blues karakterini üstüne bas basa vurgulamasa da GRAVEYARD, WITCHCRAFT ve hatta UNCLE ACID & THE DEADBEATS’vari bir müzikal kimlik sergiliyor.
Bu sayede ortaya tek yönlü olmayan, akılda kalıcı, eşlik edilesi bir albüm çıkıyor. Ben “For the Dead Travel Fast”in, grubun “Rough Times”la attığı kişilik bulma adımının üstüne koyan ve bu yüzden de KADAVAR diskografisinde önem teşkil eden bir albüm olduğunu düşünüyorum. Bence grup bu albümle birlikte tam olarak olması gereken forma büründü ve bundan sonra da çıtayı hep yükselterek, daha da şaşırtıcı olarak, belki de cesaretlenerek yoluna devam edecek.
Bu açıdan baktığımızda “For the Dead Travel Fast” dinlemesi son derece keyifli, kafası dumanlı, geleceği parlak bir albüm. KADAVAR’ın 8 yılda geldiği noktaya baktığımızda; beslendikleri şeyleri açılıma müsait şekilde özümsemiş olmaları ve bu açılımı gerektiği şekilde renklendirebilecek yaratıcılığa ve yeteneğe sahip olmaları onları -bir aksilik olmazsa- son derece uzun ömürlü, sağlam ve takip edilesi bir oluşum hâline getiriyor.
Kadro Christoph "Lupus" Lindemann: Vokal, gitar
Simon "Dragon" Bouteloup: Bas
Christoph "Tiger" Bartelt: Davul
Şarkılar 1. The End
2. The Devil’s Master
3. Evil Forces
4. Children of the Night
5. Dancing With the Dead
6. Poison
7. Demons In My Mind
8. Saturnales
9. Long Forgotten Songs
ben önceki albümlerine yarım yamalak bakmıştım, ilk kez bu albümlerini ciddi ciddi sevdim. geri dönüp onlara da tekrar bakmak lazım belki. gayet güzel dinlenir bi albüm sonuçta bence de bu, 9/10 bastım.
İncelemeyi yazalı 2,5 hafta oldu, sonrasında 30 tane daha albüm incelediğim için bu yazıda yazdıklarımı unutmuşum. Şimdi şöyle bir bakarken “Yetmişlere tapıyoruz, serserilik kanımızda var, ama biraz da büyücüyüz” ifademi gördüm, ahaha diye güldüm.
Aynı şekilde “kılıçlı büyücülü heavy metal” muhabbeti de çok komik geliyor bana.
“Büyücülük” nedir gerçekten; aşırı saçma bir kavram haha
@Ahmet Saraçoğlu, umut sarıkaya’nın bi karikatürü vardı, gelirini taksi plakasına yatırıyordu grup elemanları o geldi aklıma, en öndeki elemanın tişörte dikkat :)
Grubun bugüne kadar yaptığı en iyi albüm olmuş. Dinlemesi son derece keyifli olan parçalar var. Özellikle Children of the Night ve dancing with the dead favorim oldu.Albüm kritiğide çok başarılı olmuş. Umarım bu grubu tekrar Türkiye’de izleme fırsatı buluruz.
Kadavar’ın kapakları albümlerini kusursuz şekilde özetliyor. Kapağa bakınca neyle karşılaşacağını hemen anlıyorsun.
Her albümlerinde büyük veya küçük yeni bir şeyler katıyorlar müziklerine, bu da şarkı yazımına zenginlik olarak yansıyor. Bu sefer ara ara Uncle Acid’i de hatırlattılar bana.
Kadavar zaten ne eylerse güzel eyliyor.Blues Pills, Uncle Acid ve Graveyard zaten dinliyordum da esas diğer önerilerden Bus ve Blood Ceremony’i epey tuttum.
Bu tarz albümlere bayılıyorum. Dozunda yapıldığı sürece dinlemesi gayet zevkli oluyor. Özellikle bir kaç black/death metal albümünün arasına sıkıştırınca daha da bir güzelleşiyor.
Bu albüme çok da uzak olmayan bir tarzda, şöyle bir albüm çıktı bu yıl Yunanistan’dan. Bence kesinlikle dikkate değer. https://bustheunknownsecretary.bandcamp.com/
12.11.2019
@Kıyamet metali, albümün kapağı efsane güzelmiş ahahah
ben önceki albümlerine yarım yamalak bakmıştım, ilk kez bu albümlerini ciddi ciddi sevdim. geri dönüp onlara da tekrar bakmak lazım belki. gayet güzel dinlenir bi albüm sonuçta bence de bu, 9/10 bastım.
İncelemeyi yazalı 2,5 hafta oldu, sonrasında 30 tane daha albüm incelediğim için bu yazıda yazdıklarımı unutmuşum. Şimdi şöyle bir bakarken “Yetmişlere tapıyoruz, serserilik kanımızda var, ama biraz da büyücüyüz” ifademi gördüm, ahaha diye güldüm.
Aynı şekilde “kılıçlı büyücülü heavy metal” muhabbeti de çok komik geliyor bana.
“Büyücülük” nedir gerçekten; aşırı saçma bir kavram haha
14.11.2019
@Ahmet Saraçoğlu, umut sarıkaya’nın bi karikatürü vardı, gelirini taksi plakasına yatırıyordu grup elemanları o geldi aklıma, en öndeki elemanın tişörte dikkat :)
https://pbs.twimg.com/media/Dm49QKKXsAECad5.jpg
14.11.2019
@crowkiller, ahaha
kritik için teşekkürler. berlin’den bu tarz bir grup daha önce dinlememiştim. değişiklik iyidir.
bu arada, albümün son paragrafında ”geldiği” kelimesi kazayla ”geldikği” şeklinde kazayla yazılmış bilginize.
12.11.2019
@killyourselfchuck, sağ olasın, düzelttim.
Grubun bugüne kadar yaptığı en iyi albüm olmuş. Dinlemesi son derece keyifli olan parçalar var. Özellikle Children of the Night ve dancing with the dead favorim oldu.Albüm kritiğide çok başarılı olmuş. Umarım bu grubu tekrar Türkiye’de izleme fırsatı buluruz.
12.11.2019
@burock1988, teşekkürler.
Kadavar’ın kapakları albümlerini kusursuz şekilde özetliyor. Kapağa bakınca neyle karşılaşacağını hemen anlıyorsun.
Her albümlerinde büyük veya küçük yeni bir şeyler katıyorlar müziklerine, bu da şarkı yazımına zenginlik olarak yansıyor. Bu sefer ara ara Uncle Acid’i de hatırlattılar bana.
Kadın vokalli, flütlü, klavyeli ve daha progresif olan versiyonu için…
—-> Blood Ceremony – The Eldritch Dark
Çok iyi grup, çok tatlı albüm.
https://www.youtube.com/watch?v=otY5YhRwLTo
bunun kadınlısı ve daha rockn rolllusu
Kadavar zaten ne eylerse güzel eyliyor.Blues Pills, Uncle Acid ve Graveyard zaten dinliyordum da esas diğer önerilerden Bus ve Blood Ceremony’i epey tuttum.
Bu tarz albümlere bayılıyorum. Dozunda yapıldığı sürece dinlemesi gayet zevkli oluyor. Özellikle bir kaç black/death metal albümünün arasına sıkıştırınca daha da bir güzelleşiyor.