Biraz geride durup olan bitenlere uzaktan bakmaya çalıştığınızda, gündelik yaşamın bir parçası gibi görünen nice şeyin, gerçekte olan bitenlere karşı sizi esasında kör ve sağır hâle getirdiğine tanıklık edebilirsiniz. Haber kanallarını izlediğinizde dünyadan bihaber olmanıza aracılık eden akışlar, sunî olaylarla değiştirilen esas gündemler, dünya çapında giderek yükselen faşizmin ve otokrasinin, halk için güvenli sular gibi sunulduğu programlar, bunlar da yetmezmiş gibi hak arama mücadelelerinin genel olarak sonuçsuz kalması, yönetimler tarafından kitlesel isyanların engellenmesine yönelik alınan tedbirler, bu coğrafya özelinde halkın, haksızlıklara karşı ses çıkarması yerine şükretmelerinin salık verilmesi ve onların öncelikli görevi olarak lanse edilmesi, sahte bir gerçeklik içinde yaşamaya başladığımızın göstergesi sanırım.
Metafizik ve parapsikolojik unsurları değil de yukarıda yazdığım ve bunun gibi nicesini kendine konu ve hatta dert edinen Dawn Ray’d, 2017’de bıraktığımız gibi; hâlâ deli dolu, hâlâ isyankâr ve hâlâ iyi müzik yapıyor. Ele aldığım ilk albümlerini yayınladıklarında bahse konu yapımı kendi imkânlarıyla yayınlayıp dinleyicilerle buluşturmaya çalışıyorlardı ki çok zaman geçmeden Prosthetic Records ile anlaşmışlar. Bu grup adına gayet sevindirici bir haber.
Black metalin isyancı yönünü son derece iyi bir biçimde ele alıp uygulayan, güçlü liriklerle de müziğini destekleyen oluşum, geçen albümde olduğu gibi geleneksel black metal ögelerini kimi zaman yürek burkacak kimi zamansa dinleyeni alevlendirecek kemanlarla birlikte kullanıyor. Çok klasik olacak ama heriflerde ciddi anlamda bir müzikal tutku var, albümün açılışındaki haykırışlar ve devamında gelen parçaların seyrinden bunu rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Grubun muhtemelen içselleştirip hayat tarzına da yansıttığı bir isyan var. İnsanların tepkisizliğine karşı duruş, birlik beraberlik içerisinde hareket edip bir şeyleri değiştirmeye çalışma, yardıma ihtiyacı olanlara karşı omuz verme, alışılagelen düzenin normal gibi gösterdiği anormallikleri çarpıcı biçimde yüze vurma, hem müzikal hem de sözel olarak “Behold Sedition Plainsong”da kendine yer buluyor.
Şarkılarda “Another country refusing help, what if that was you?” gibi doğrudan doğruya güncel meselelere yorabileceğiniz noktalar da var, “Work is the shackle, debt is the cage.” gibi modern zaman köleliğine yapılan vurgular da. İşin güzel yanı, tüm bu anlatıların gayet başarılı işlenmiş riflerle, melodilerle iç içe geçirilmiş olması.
Grup üç kişi; vokal aynı zamanda kemancı, bir gitarist var ve bir de davulcu. Buna rağmen albüm içerisinde basın varlığını pek aramıyorsunuz. Gitarlar birden fazla katmanla kaydedildiği için tek gitardan kaynaklanabilecek yavanlığın önüne geçilmiş. İlk albümde kulakları yorup tat kaçırabilen clean vokaller bu albümde daha iyi durumda. Bunun yanı sıra scream vokaller artık daha sert ve amansız. Şahsen vokalin kayıtlarda/konserlerde kullandığı mikrofonun yerinde olmayı hiç istemezdim, herif tam bir sinir küpü, öfke yumağı, nefret kumkuması. Ama bu şarkılar belki de böyle çıkıyordur, o yüzden tavrı, tarzı değişmesin sakın.
İlk albümlerinde kafayı takıp 754 milyon kere dinlediğim “Emptiness Beneath the Great Emptiness” gibi bence hit ayarında bir şarkıları olmasa da döndür döndür dinlediğim şarkıları var bu albümde. Vakit ayırabilirseniz 2, 6 ve 7. parçalara bir göz atın. Bence yapımdaki ve şarkılardaki en büyük sorun, trafiğin çok dur kalklı olması, şedit biçimde devam eden şarkı birden duraklayıp kemanlı yalın forma dönüşüyor. Alıştıktan sonra problem olmuyor ama grubun isyankâr tavrı o kadar leziz ki bu sakinlik yerine çılgın seyir, ilanihaye devam etsin istiyor insan.
Grubun kısa zamanda katettiği yolu göz önüne aldığımda üçüncü albümlerinin çok acayip bir şey olacağını söyleyebilirim, umarım beni yanıltmazlar da biriktirdikleri güzel müzikal elementleri yine alabildiğine başkaldırı içeren liriklerle birleştirip bize sunarlar. Tabii siz üçüncü albümü bekleyene kadar “Behold Sedition Plainsong”a ve beraberinde getirdiği öfkeli şarkılara zaman ayırmaktan, eğer dinlemediyseniz ekibin ilk albümünü dinlemekten de geri durmayın.
Kadro Simon B.: Vokal, keman
Fabian D.: Gitar
Matthew B.: Davul
Şarkılar 1. Raise the Flails
2. The Smell of Ancient Dust
3. Like Smoke into Fog
4. To All, to All, to All!
5. A Time for Courage at the Borderlands
6. Songs in the Key of Compromise
7. Until the Forge Goes Cold
8. A Stone's Throw
9. Soon Will Be the Age of Lessons Learnt
10. Salvation Rite
11. The Curse, the Dappled Light
Kesinlikle benim için bu yılın en önemli keşfi oldu. Bugün içerisinde albümlerini tekrar tekrar dinleyeceğim. Kritik için çok teşekkürler, elinize sağlık.
Kesinlikle benim için bu yılın en önemli keşfi oldu. Bugün içerisinde albümlerini tekrar tekrar dinleyeceğim. Kritik için çok teşekkürler, elinize sağlık.
03.11.2019
@Uireb Fuin, Teşekkür ederim, önceki albüme bakmayı ihmal etmeyin. :)
Eline sağlık Oğuz, güzel kritik. Klipler gruba dair biraz soru işareti yaratsa da müzik cidden baya ümit vadediyor.
03.11.2019
@Ahmet Saraçoğlu, Sağ olasın. İtiraf gibi bir itirafta bulunayım, kliplerine hiç bakmadım abi. :)