Bir röportajdan daha merhaba. 9 Kasım’da Zorlu Studio’da ülkemizdeki ilk konserini verecek olan Danimarkalı melodik doom/death metal grubu SATURNUS’un davulcusu Henrik ile grubun bugününü, konserden beklentilerini ve yeni albüm planlarını konuştuk.

Düzenleme: Gitarist Rune Stiassny’nin gruptan ayrılması nedeniyle konser grup tarafından iptal edildi.

Röportaj: Ahmet Saraçoğlu

Selam Henrik, umarım o taraflarda her şey yolundadır. Bugünlerde neler yapıyorsunuz?

Bu yılın kalan son üç konseri için yapabildiğimiz kadar çok prova yapmaya çalışıyoruz. İki tane Danimarka’da, ardından da İstanbul’da.

İstanbul konseriniz 9 Kasım’da. Konsere dair beklentileriniz neler?

İstanbul’da geçireceğimiz çok eğlenceli bir hafta sonu dışında herhangi bir beklentimizin olup olmadığından emin değilim. Umarım pek çok sevenimizle oradaki ilk konserimizi bir kutlamaya çeviririz. Bugünlerde Türkiye’yle ilgili genelde olumsuz şeyler konuşuluyor ama orada çok iyi şeyler olduğunu da biliyoruz. Şahsen İstanbul’u görmek ve Cuma gecesi Boğaz kenarında kahve içmeyi planlıyorum. İstanbul’un sunacağı şeyleri merak ediyorum.

Son 3 albümünüzün arasında 6’şar yıl var ve “Saturn in Ascension”dan bu yana da 7 yıl geçti. Yeni albüme dair bir haber de görmedim. Yeni SATURNUS albümünü ne zaman beklemeliyiz?

Öncelikle pek çok farklı tarz deniyoruz. Davulu şöyle mi kullansak, daha eski tarz bir şeyler mi yapsak diye düşünüyoruz. Yeni materyal içerisinden bir şeyler seçme konusunda kendi kendimizin en büyük düşmanı olduğumuzdan, bir şeylere karar vermek çok zorlaşıyor. Tek bildiğim yeni albüm için stüdyoya girmek ve albümü kaydetmek için sabırsızlandığımız; bunu yaptığımızda tekrar turnelere çıkabileceğiz. Avrupa’da uzun bir tura çıkmayı çok özledik, ayrıca daha önce çalmadığımız yerlerde de çalmak istiyoruz.

Setlist’inize baktığımızda “Martyre”den çok seyrek çalıyorsunuz. Sadece arada sırada “Empty Handed” ve “Inflame Thy Heart”ı çaldığınızı görüyoruz. Bunun bir sebebi var mı?

Artık klavyecimiz olmadığından Rune’un şarkılar için hazırladığı backtrack’ler üzerinden çalıyoruz. Sadece 17 şarkımızın backtrack’i var ve bu yüzden de sadece bu şarkılar arasından seçim yapabiliyoruz. Yeni albümün ardından bir klavyeci bulmayı çok istiyoruz. Böylece eskilerden de bir sürü şarkıyı çalışıp sahnede çalabileceğiz. Bakalım zaman ne gösterecek.

İstanbul’da tüm albümlerinizden şarkılar duyabilecek miyiz?

Her albümümüzden bir şeyler çalacağız, üstelik yeni şarkımız “Thorns”u da çalacağız. Artık o kadar da yeni olmadığını biliyorum ama yine de yeni dememizde sakınca yok, hehe.

Metal-archives’a göre 1993’ten bu yana gruba girip çıkan 18 kişi olmuş. Albümler arasında bu kadar ara olduğu için ve insanların başka öncelikleri olduğu için mi bu kadar fazla giren çıkan üye oldu?

Şöyle söyleyeyim. Ben “Veronica Decides to Die” albümünün kaydına başlamadan önce gruptan çıkarılmıştım. Bu yüzden benim konu öncelikler değildi hehe. Sonradan gruba geri döndüm.
Bana kalırsa SATURNUS gibi bir grupta bu kadar zaman harcayınca arada uzaklaşma isteği duymak normal. Ayrıca yaşın büyüyor, çocukların oluyor. Benim açımdan konu kendime yakın görebileceğim doğru insanları bulmaktan ibaret. SATURNUS’e şu anda sahip olmadığımız neyi getirebilirsin? Kendimize sormamız gereken sorulardan biri bu olmalı.

Albümler arasındaki uzun aralar da kadronun stabil olamamasından kaynaklanıyor, değil mi?

Evet, bu araların sebebi kadronun uzun süre aynı şekilde devam edememesi.

Geçmişe baktığında, 26 yıllık kariyerinizde daha fazla albüm yayınlamış olmak ister miydin, yoksa SATURNUS’un şu anki hâlinden memnun musun?

Bilemiyorum. Aslında “evet, isterdim”. Ancak ben albümlerimizin çok güçlü olduğunu ve bu sayede aralarındaki 5-6 yıllık aralara dayanabildiklerini düşünüyorum.

Müziğiniz derin, hüzünlü ve son derece yoğun. Konserde çalmayı en çok sevdiğin 3 SATURNUS şarkısı hangileri?

Bence “Christ Goodbye”, “I Long” ve “Empty Handed” konserlerde harika oluyorlar.

Peki çok sevdiğin, ancak yapıları ve belirli özellikleri dolayısıyla konserlerde çalmayı tercih etmediğiniz şarkılar var mı?

Pek yok. Bu tamamen konserde nasıl bir setlist oluşturmak istediğimizle ilgili. Festival ise başka, kendi konserimiz ise başka. Yerine göre değişiyor. Neyi istersek çalıyoruz ve elbette ki en sevilen şarkılarımızdan olabildiğince fazlasını setlist’e eklemek istiyoruz. Genelde sahne süremiz bizi kısıtlıyor. Bazen 2,5 saatimiz değil, ancak 70 dakikamız oluyor ve biz de ona göre bir şeyler seçiyoruz. Setlist’leri belirleyen Brian bu konuda çok iyi ve bu sayede olabildiğince fazla şarkı çalabiliyoruz.

Danimarkalı pek çok grup dinliyorum. SATURNUS, MERCYFUL FATE, KING DIAMOND, ARTILLERY, HATESPHERE, MERCENARY, INIQUITY, ROYAL HUNT, KONKHRA, AUTUMN LEAVES, ILLNATH, BEYOND TWILIGHT, ILLDISPOSED, KOLDBORN, ANUBIS GATE, THE ARCANE ORDER, WUTHERING HEIGHTS, PHRENELITH, UNDERGANG, DAWN OF DEMISE, BÆST ilk aklıma gelenler. Danimarka sahnesi diğer İskandinav ülkelerine kıyasla biraz daha küçük. Sence bunun sebebi ne? Kültürel arka plan, nüfus ya da başka bir şey olabilir mi?

Bilemiyorum. Saydığın grupların hepsi de kendileri adına çok iyi işler yapıyorlar. Danimarka’da bilinen gruplar. Mesela Bulgaristan’da veya Romanya’da bir konser salonunu doldurabilirler mi bilmiyorum ama sonuçta yaptıkları şeyi çok iyi yapıyorlar.

9 Kasım’daki İstanbul konserinizi merakla bekleyen hayranlarınız için bir mesajın var mı?

Hem bizim için hem de dinleyicilerimiz için unutulmaz bir grce olmasını umuyorum. Umarım sound iyi olur, böylece iyi bir konser verebiliriz. Konserden sonra dinleyicilerimizle sohbet etmekten, isteyenlere imza vermekten memnun olurum. Onlarla takılıp nasış SATURNUS hayranı olduklarını dinlemeyi çok isterim. İnsanların hikâyelerini dinlemeye ve bu grubu onlar için özel kılan şeyleri öğrenmeye bayılıyorum.

Sorularımız bu kadardı Henrik. Zaman ayırdığın için teşekkürler, İstanbul’da görüşmek üzere.

Ben teşekkür ederim, görüşmek üzere!