Yaptığı her albümde taşıdığı seviyeyi bir öncekinden daha farklı bir boyuta çeken, karakterindeki belirli müzikal dinamiklere sadık kalmakla birlikte kendini tekrar etmeyen, değişimi ve özgünlüğü harmanlama konusunda her grubun erişemediği bir noktada durarak “progress” kavramının altını sonuna kadar dolduran Gorguts’ın, death metal macerasına başladığı albüm olma sıfatına sahip çalışması “Considered Dead”, ilk bakışta kişide birden fazla düşünceyi karmaşık bir biçimde anımsatan gizemli bir kişilik gibi dikiliyor karşımızda. Yapılan müziğin mahiyetini bilen kişiler için açıkça “Ben death metalim!” diye bağıran bir albüm olduğu gerçeği, işaret etmeye çalıştığım noktayla kesinlikle bir tezat oluşturmuyor. Çünkü, bu müziği belirli bir ölçüde özümsemiş herkesin, dinlediğinde Gorguts’ın taşıdığı potansiyele, yeteneğe, vizyona ve müzisyenliğe dair zihninde muhakkak bir kıvılcım oluşturabilecek yeterlilikte göstergelere sahip olduğunu söyleyebiliriz “Considered Dead”in.
Bu özgünlüğün sağlanması hususunda kelimeler bir yerden sonra yetersiz kaldığı için, elimizdeki bestelerin bizzat kendisi yardımcı oluyor neyse ki, ortaya konan icradaki potansiyeli anlamaya. “Potansiyel” burada çok güçlü bir tabir esasında, hele “Considered Dead” üzerinden irdeliyorsak içeriğini. Mevcut çalışmayı takip edecek yıllarda “The Erosion of Sanity”, “Obscura”, “From Wisdom to Hate”, “Colored Sands” ve “Pleiades’ Dust” şeklinde enkarnasyonları olacak bu potansiyelin. Bu yüzden denebilir ki, Gorguts için her şeyin başladığı yer olan “Considered Dead”, aynı zamanda grubun zaman içinde süre gelen müzikal evriminin de ilk basamağı olması açısından büyük bir önem taşıyor.
Gorguts’ın müziği, kariyerine bütüncül bir bakışla baktığımızda, makro düzeyden mikro düzeye doğru gittikçe detayların arttığı bir müzikal süreç sergiliyor. Sanki hücreden atoma, atomdan atom altı parçacıklara inercesine, müziğindeki bileşenleri durmadan katmanlarına ayıran, onları parçalara bölen ve sonucu bir hiçlik gibi görünen o bölünmelerden kaotik bir varoluş çıkaran bir dehanın müziği Gorguts’ın yaptığı. Bu açıdan yaklaşırsak, albümden albüme bu alt katmanlara yönelik ayrışmayı simgeleyen diskografisinde “Considered Dead”i, mevcut yapının en bütüncül, en kapsamlı duran formu olarak niteleyebiliriz. Diğer bir deyişle, en parçalanmamış olanı. Yaptığı death metalde önce tekniğin, ardından da avangart düzenlemelerin ve atonalliğin dozunu iyice arttıracak grubun, bu çalışmada ise ilk adım olarak klasik anlamda (bu nedenle de gayet ölçülü) bir death metal icrası ortaya koyduğu söylenebilir. Ek olarak, grubun içinde bulunduğu kısa old school evre düşünüldüğünde, Gorguts’ın en rahat dinlenebilir albümü olduğu da bir noktada gayet açık.
Clean arpejlerinden yer yer teknik riflerine, bas gitar atraksiyonlarından davuldaki aksamalara ve değişen tempolara değin old school death metalin en değerli, akılda kalıcı ve etkileyici örneklerinden birine şahit oluyoruz albümle beraber. Grubun nihai olarak ikinci albümünde de katkıları bulunacak Sylvain Marcoux – Eric Giguere – Stéphane Provencher üçlüsünün esas adam Luc Lemay ile olan birleşiminden doğan bu müziğin özü, death metalin iki değerli ismi James Murphy ve Chris Barnes’ın da konuk sanatçı olarak yaptıkları katkılarla dehşetini çeşnilendiriyor.
Söz yazarlığı bakımından, vücudun çürümesi ya da brutal yollarla işlevini yitirmesini takiben bilincin ölüm ötesinde yolculuğuna ve gözlemlerine devam etmesine ilişkin anahtar bir tema işleyen Luc Lemay, gerek bu temanın mevcudiyeti, gerekse düşüncelerini ifade ederken başvurduğu anlatım zenginliği açısından daha ilk albümde kendini gösteriyor. İşin burasında, albüme adını veren şarkı “Considered Dead”den paylaşacağım birkaç pasaj, çalışmanın genelinde kendini açıkça dışavuran ifade zenginliğine ve bilgi birikimine son derece etkileyici bir örnek teşkil ediyor:
“Back in the fourteenth century
When the world was plagued by horrid diseases
Discovered lifeless bodies were burried
Knowing very little about true symptoms of death
Those who stiffen in the stage of morbidity
Were then considered dead
…
When you’re entombed within your mind you wait and
Pray if you could talk the only things that you would say
“I’m still alive…please !”, “I’m still alive… don’t burry me !”
What a sad way to end a mortal life
But it’s better off buried
Than to be embalmed alive”
Vücudun içine düştüğü katatonik ve kataleptik durumların bilinmemesinden ötürü öldüğü zannedilerek esasında diri diri gömülen ve tabutta canlandığında neye uğradığını şaşıran insanların yaşadığı bir dönemi irdeleyen bu satırlar (esasında epey büyük bir dönem; çünkü bu rahatsızlıklar 1800’lerin sonlarına doğru psikiyatrik olarak tanımlanıyor.) , sonlarında Lemay’in zihnimize çaktığı o aforizma ile death metalin bütün şokunu ve dehşetini hissettiriyor. Gerçekten de hayal edecek olursak, diri olarak gömülüp, gözlerimizi tabutun içinde bir karanlığa açtığımızda ve tüm bu süreci idrak ettiğimiz anda yaşayacağımızın kaçınılmaz olduğu o duygulardan daha brutal, daha “death metal” ne olabilir, üzerinde bir düşünmek lazım. Burada, death metalin bize sunduğu tüm o karikatürize vahşeti ve satanik canlandırmaları bir kenara bırakarak, Lemay’in ağırlığını verdiği taraf üzerinden, yani zihnin sıkıştığı ve vücuda dayattığı tüm o paniği, anksiyeteyi, yaşam çırpınışını göz önüne alarak düşünmeye çalışalım. Nihayetinde şu sonuca ulaşmak çok muhtemel; “Considered Dead”, tam da ölüm ile yaşam arasında sıkışmış o kişinin içinde olduğu duruma getirilen tüyler ürpertici bir tanımlama.
Albümün, enstrüman kullanımı ve hakimiyeti bakımından Gorguts’ın çalışmalarından aşina olduğumuz doluluğu sağladığını belirtmiştim incelemenin başlarında değindiğim eksende, yani daha parçalanmamış formuyla. Tabii grubu tanıma yoluna bu albümü dinleyerek başlayacak olanlar için yeniden belirtmem gereken husus, albümün klasik anlamda bir death metal albümü olduğu yönünde, müzisyenliğinden temasına değin. Sözleriyle halihazırda yozlaşmanın, deforme olmanın ve ölümün yabanıl betimlemelerini yaparak mevcut çalışma görevini fazlasıyla yerine getiriyorken, “Waste of Mortality” gibi enstrümantal bir bestede de grubun, sahip olduğu sanatsal kabiliyetin ve müzisyenliğin zeminini nasıl doldurduğunu net bir biçimde görebiliyoruz. Tabir yerindeyse tabutta gözlerimizi açtığımız o an gelinceye dek, hayatlarımıza neler ettiğimizin, anlarımızı nasıl harcadığımızın acımasız bir panoraması doğrudan içimize, zihnimize nüfuz eden bir kompozisyonla kendini gösteriyor. Değişen tempolarıyla, geçişleri arasındaki bağlantılarıyla kısa bir yaşam öyküsü gibi kendini gösteren “Waste of Mortality”, esasen albümdeki diğer şarkıların da paylaştığı temel bir iskelete sahip. Albümün introsu “…and Then Comes Lividity” ile beraberinde gelen “Stiff and Cold”, “Disincarnated”, Chris Barnes’ın; belirdiği esnada yeterince brutal olan Lemay’in vokallerini dahi bastıran eski boğuk vokalinin olduğu “Rottenatomy”, James Murphy’nin solosunun yer aldığı “Inoculated Life” derken zaten halihazırda albümün içerisinde yer alan çalışmaları birer birer saymış oluyorum. Çünkü parçalar peş peşe dinlendiğinde aralarında uyumlu bir birlikteliğin olduğunu hissettiren, bu sayede içerisinde on parça barındırsa da albümün gayet akıcı olmasını sağlayan bir kimya barındırıyor. Bu kimya ise başarısını, kendini sıkıcı tekrarlardan koruyarak şarkıların her birinde göstermeyi başaran o yarı teknik ve melodik iskelete borçlu.
Nihayetinde, Gorguts’ın albüm boyunca dikkati canlı tutabildiğini, hayal dünyamıza nüfuz edebilecek bir death metal icra ettiğini ve bu sayede de vuruculuğundan hiçbir şey kaybetmediğini gösterir nitelikte bir çalışma “Considered Dead”. Grubun old school döneminin iki ana ürününden ilki olan bu albüm, kadrosu, konuk sanatçıları, prodüktörü (Scott Burns) ve albüm kapağı çizeri ile (Dan Seagrave) bas bas değerini haykırarak, toprağın altından yükselen seslere ve tok vuruşlara kulak kabartmamızı istiyor.
Kadro Luc Lemay: Gitar, akustik gitar, vokal
Sylvain Marcoux: Gitar
Eric Giguere: Bas
Stéphane Provencher: Davul
Konuk:
Chris Barnes: Geri vokal (5, 6, 9)
James Murphy: Gitar solo (10)
Şarkılar 1) …and Then Comes Lividity
2) Stiff and Cold
3) Disincarnated
4) Considered Dead
5) Rottenatomy
6) Bodily Corrupted
7) Waste of Mortality
8) Drifting Remains
9) Hematological Allergy
10) Inoculated Life
@Ahmet Saraçoğlu, Teşekkür ederim. “Pleiades’s Dust” çıkalı 3 sene olmuş. Ne zamandır MA’da grup için “on hold” yazıyordu bilmiyorum ama, belki de Luc bir sonraki albümde ilham olarak kullanabileceği bir yoğunluğun içinden geçiyordur ve umarım öyledir.
İki gündür Gorguts’ın “Considered Dead” ve “The Erosion of Sanity” albümüleriyle yatıp kalkıyorum. “Obscura” ve sonrası albümlerini dinledikten sonra bunlara dönünce grubun kariyerindeki bu ayrım daha farklı hissettirdi bu günlerde. Resmen ilk iki albümünde yaptığı şeyleri özlüyorum ve “keşke en azından bu ayarda üçüncü bir albümleri daha olsaydı” diye geçiriyorum içimden.
Eline sağlık; çok iyi albüm, çok iyi yazı.
MA’da baktım, Gorguts için “on hold” diyor. Luc’un grubu askıya aldığından haberim yoktu, yeni albüm haberi bekliyordum, tadım kaçtı.
12.10.2019
@Ahmet Saraçoğlu, Teşekkür ederim. “Pleiades’s Dust” çıkalı 3 sene olmuş. Ne zamandır MA’da grup için “on hold” yazıyordu bilmiyorum ama, belki de Luc bir sonraki albümde ilham olarak kullanabileceği bir yoğunluğun içinden geçiyordur ve umarım öyledir.
İki gündür Gorguts’ın “Considered Dead” ve “The Erosion of Sanity” albümüleriyle yatıp kalkıyorum. “Obscura” ve sonrası albümlerini dinledikten sonra bunlara dönünce grubun kariyerindeki bu ayrım daha farklı hissettirdi bu günlerde. Resmen ilk iki albümünde yaptığı şeyleri özlüyorum ve “keşke en azından bu ayarda üçüncü bir albümleri daha olsaydı” diye geçiriyorum içimden.
Henüz yeni dinleme fırsatım oldu. Hasta bir albüm.