Doksanların başında müzik yapmaya başlayan death metal gruplarının en büyük özelliklerinden biri çok kısa aralıklarla albüm çıkarmalarıydı. Her yıl ya da en fazla iki yılda bir yeni albüm çıkaran ve her birinde destan yazan pek çok Avrupalı ve ABD’li grup biliyoruz.
Tüm varlığını doksanların başında üretilen death metalden alan ve bunu modern bir sound’la sunan Danimarkalı BÆST, geçen yıl çıkan ve büyük beğeni toplayan ilk albümü “Danse Macabre”dan sadece bir yıl sonra yeni albümü “Venenum” ile karşımızda.
Latincede “zehir” anlamına gelen “Venenum”, BÆST’in ilk albümdeki karakterini devam ettirdiği diğer bir albüm. “Danse Macabre” incelemesinde grubun ne denli iyi ve mantıklı bir BLOODBATH’çilik oynadığından söz etmiş, hatta BÆST’i BLOODBATH’in “Unblessing the Purity” EP’sinden sonra dönüşmesi gereken şeyi yaptığını ifade etmiştim. Tam bu kelamları etmediysem de bu mananın yolunu yapmıştım.
“Venenum”a baktığımızda BÆST’in ilk albümle aynı hisleri paylaşırken bir yandan da kendine daha geniş bir özgürlük alanı tanıdığını görüyoruz. “Nihil”de BÆST’in TESTAMENT’vari thrash metal rifleri ile doksanlar başı death metal çirkinliklerini aynı irin kovasına boca ettiğine tanık olurken, albüme adını veren şarkıda ise HM-2 worship’in tadına varıyoruz.
BLOODBATH’in MORBID ANGEL’dan aldığı ve “The Fathomless Mastery”deki “Mock the Cross” gibi şarkılarda kullandığı ağır ve sürüngen death metal kimliğini BÆST de “Heresy”de kullanıyor. “As Above So Below” başındaki armonik gitarlarla DEATH tatları sunarken, “Sodomize”da ise yine eksi usul taramaların dibine vuruyoruz.
Grup bazen etkilenme işini bir miktar “saygı duruşu” boyutuna da taşıyor ve %80-90 oranında daha bilindik başka bir rifi anımsatan rifler kullanabiliyor. Misal “Empty Throne”un 0.53’te giren rifi bariz şekilde BLOODBATH – “Iesous”un esas rifini anımsatıyor. Bu adamların bu kadar etkilendikleri bir grubun en iyi şarkılarından birindeki bir rife benzer bir rifi tesadüfen kullanma ihtimalleri bulunmadığından, bunu tatlı bir gönderme olarak alıyor ve hayırlı olsun diyorum.
BÆST’in “retro olmaya kasmayan retro” gibi hissettiren yapısı adamların en büyük artısı. Dinlerken yeni bir şey duyamasanız bile güvenli sularda yüzmenin rahatlığını, konforunu ve bunu taze şekilde sunmanın zevkini dibine kadar yaşıyoruz.
Sanattan zevk alma konusunda sıkıntınız yoksa ve “biz bunu zaten duyduk yeaea” diye takılan bir insan değilseniz, “Venenum”dan çok büyük ihtimalle keyif alırsınız. Grup belli ki bu müziği yapmaktan keyif alıyor, bu müziğe karşı tutku duyuyor ve bunu karşı tarafa geçirmekte de sıkıntı çekmiyor.
WRETCHED FATE – “Fleshletting”, CARNATION – “Chapel of Abhorrence” gibi son dönem retromsu death metal albümlerini seviyor, işin kitabını yazan adamların günümüzdeki hayvanlıklarını içeren FIRESPAWN gibi gruplarla tepinmeden duramıyorsanız; hakiki, has, özbeöz, %1000 death metal yapan BÆST’i ilk albümde ıskaladıysanız bu kez es geçmeyin.
bu çocuklar gibi (ya da kritikte adı geçen carnation gibi) yeni nesil olup da eski kafa balyoz tipi şerefsiz death metal’i icra eden gruplar var mı başka önereceğiniz?
bu çocuklar gibi (ya da kritikte adı geçen carnation gibi) yeni nesil olup da eski kafa balyoz tipi şerefsiz death metal’i icra eden gruplar var mı başka önereceğiniz?
Elemanın üzerinde HYPERDONTIA tişörtü görmek ayrı bir mutluluk verdi \m/