Metal olmamasına rağmen sitede ısrarla yer verdiğimiz gruplardan biri olan CHON’la birlikteyiz bugün. Grup kendi adını taşıyan yeni albümünü kısa süre önce sessiz sedasız çıkardı ve bundan birkaç gün sonra haberdar olan bendeniz de “Anam ne ara çıkardınız siz ne ve kim” diye şaşırarak albümü dinlemeye koyuldum.
CHON’a yer verme sebebimiz adamların metal yapmamalarına rağmen üstün bir müzisyenlik barındırmaları ve gitar, bas, davul kullanarak samimi bir gövde gösterisine girişmeleri. Gövde gösterisi dememden ortada deli deli sweep’ler, inanılmaz şovlar olduğu sanılmasın. CHON’dan haberdar olan herkesin bildiği gibi CHON süper müzisyenliği dünyanın en tatlış müziklerinden birini yaratmak için kullanıyor. Hiç ile çok az arası bir distortion, caz ile progresif rock arasında gidip gelen enstrümantal bir müzik ve alın size CHON. Tamamı sıcak, pamuk gibi nota bileşimlerinden oluşan müziklerine sokuşturdukları acayip ölçüler, alışık olmadık akorlar, aydınlık hisler onları gerçekten de ayrı bir yere koyuyor ve bana kalırsa bu sayfalarda yer almalarını anlamlı kılıyor.
2015’teki ilk albümleri “Grow” ile çok sıra dışı bir giriş yapan ve bir anda kendini belli eden CHON, 2 yıl aranın ardından 2017’de “Homey” ile duruşunu daha da ılıman, daha da cici bir yere taşımıştı. Adamlar bir yandan Alex Rüdinger’ın NECROPHAGIST cover’ı için “Stabwound”u kusursuz şekilde cover’layacak kadar metalle dirsek temasında bulunuyorlar, bir yandan da adeta Miami’de gün batımını notalarla ifade edecek kadar eğlenceli ve sıcak bir müzik yapıyorlar. Nerede “Stabwound”, nerede miniş gün batımları eşliğinde içilen bebeksi kokteyller…
CHON, kendi adını verdiği üçüncü albümünde de yine enstrüman şhovvvv sunmayı ve bunu bir an olsun ego tatmini olarak göstertmemeyi başarıyor. Adamlar o kadar akıcı ve pamuksu çalıyorlar, öylesine majör gamlar arasında dans ediyorlar ki, tebessüm etmemek mümkün değil. Bu hâliyle CHON’un gitar ve davul açısından baya ilham verici olduğunu düşünüyorum. Yazdıkları, birlikte kullandıkları akorlar, nota döngüleri gerçekten çok lezzetli, çok berrak. Barok akustik girişiyle bugüne kadarki tüm CHON şarkılarından aykırı duran single “Pitch Dark”ın lezzetinden tutun da son kısmında davulun dellendiği “Ghost”a, 20. Saniye itibarıyla gitarın şiir yazmaya başladığı “If”e, aralarında aklıma INTERVALS’ın “I’m Awake”indeki mini melodicikleri getiren “Peace”e kadar albümde gökkuşağının tüm renkleri fazlasıyla var.
Tarz olarak “Chon” ilk iki albüme oranla biraz daha caz kafasına yakın duruyor. Akılda kalıcı ve sevimli melodik riflerin yerini biraz daha caz kafasıyla yazılmış nota bileşimleri ve buna uygun davullar almış. Bu açıdan bakınca “Chon”, öncesindeki “Homey”e oranla daha alengirli bir müzisyenlik ihtiva ediyor diye düşünüyorum.
Eleştirel olmasa da sözü edilebilecek bir konu olarak, CHON’un aşırı karakteristik tarzının ve enstrümantal oluşunun bir yerden sonra grubun müziğini bir nebze aynılaştırabileceğini düşünüyorum. Ne kadar yaratıcı ve teknik olurlarsa olsun, majör gamlar üzerinden ilerleyen enstrümantal müzik bir yerden sonra benzeşmeye, bazı şarkıların ayırt edilmesini zorlaştırmaya başlayabilir. Neyse ki CHON’un bir ARTİSLİĞİ yok, o yüzden adamların samimiyetine, iyi niyetine güveniyorum. Ama çok lezzetli bir salatanın bile bir yerden sonra yanına bir şeyler istemesi gibi CHON da farklı bir karakteri müziğine katarak kendine yeni boyutla açabilir. Bu belki vokal olur, belki başka bir şey. Ama tüm bu güzelliklere rağmen şahsen “Dördüncü albümü bu üç albümün üzerine taşıyacak ne olabilir?” diye düşünmeden de edemiyorum. Dolayısıyla bu 5 yıl içinde çıkan 3 albümle her türü takdiri, övgüyü hak ettiler, ama sonrası için şimdiden paçaları sıvamak ve dinleyicileri şaşırtmak adına kafa yormak bence faydalı olacaktır.
“Chon” bence CHON’un cici, tatlı, pamuk helva kıvamındaki sound’u içerisindeki en soğuk karaktere sahip albüm. Soğuktan kastım da ilk ikisi 33-34 dereceyse, bu da en az 28-29 derece civarlarında. Bu bile grubun ilk iki albümüyle nasıl bir minnoşluk yaptığının göstergesi. CHON’u bugüne dek hiç dinlemediyseniz, bence önce “Grow”u dinleyin, ardından “Homey”yi, sonra da “Chon”u paketleyin. Güneşler açtıran enstrümantal müzikte çözüm ortağınız CHON’u bence en iyi bu şekilde özümsersiniz.