# - A - B - C - D - E - F - G - H - I - J - K - L - M - N - O - P - Q - R - S - T - U - V - W - X - Y - Z
Son Haberler
Anasayfa    /    Kritikler
WHITECHAPEL – The Valley
| 06.04.2019

Amaç değil araç.

Deathcore’un yükselişi ve popülerleşmesi anlamında en büyük rolü oynayan gruplardan biri şüphesiz ki WHITECHAPEL. “The Somatic Defilement”, “This is Exile “A New Era of Corruption” ve “Whitechapel” ile türün en dehşetengiz işlerinden bazılarını sundular, “Our Endless War”da kalitelerini sürdürdüler ve akabinde müzikal karakterlerinde değişikliklere gitmeye karar verdiler. Clean vokallerin ve orta tempolara çekilen şarkıların yer aldığı “Mark of the Blade”, sonradan grubun da itiraf ettiği üzere, hatta bu itirafa “The Valley”in basın bülteninde de değindikleri üzere WHITECHAPEL’ın bugüne kadarki en zayıf albümüydü.

“The Valley”e geldiğimizde grubun bugüne dek hiç yapmadığı birtakım şeylerle karşılaşıyoruz. Bu birtakım şeylerin büyük kısmı vokalist Phil Bozeman üzerinden ilerliyor. Kapakta yazılı olan “Based on true events” ibaresini anlamlı kılarcasına, albüm tamamıyla Phil’in çocukluğuna ve ailesine yoğunlaşıyor. 10 yaşında babasını, 15 yaşında da annesini kaybeden Bozeman, albümü sıkıntılı çocukluğu üzerine kuruyor. Kişilik bozukluğu yaşayan alkolik annesinin, babaları öldükten sonra belden aşağısı felçli bir adamla evlenmesi ve kısa süre sonra bu adam aracılığıyla kokain müptelası olması ve ölmesi, doğal olarak Phil’in tüm hayatını altüst etmiş. Sonradan annesinin günlüğünü bulan Phil, misal annesinin bir cadının bir şeytanın tecavüzüne uğradığını gördüğüne dair yazdığı satırlardan yola çıkarak albümün ilk şarkısının sözlerini yazmış. “When a Demon Defiles a Witch”, aynı bu şekilde annesinin günlüğünde geçen bir ifadeymiş.

Benzer şekilde “Hickory Creek” ve “Third Depth” gibi şarkılar da Phil adına fazlasıyla özel, kişisel, yaşanmış olaylara dokunan sözler içeriyorlar. Burada en ilginç taraf, annesinin kişilik bozukluğu sebebiyle sürekli farklı kimliklere bürünüyor oluşu. Bu sebepten, albümdeki sözleri okurken, söylenen şey Phil’in çocukluğu tarafından mı, Phil’in bugünkü hâli tarafından mı, yoksa annesinin büründüğü farklı kişiliklerden biri tarafından mı söylendiğinden emin olamıyoruz. Bu durum olayı ciddi anlamda korkutucu kılıyor; sözlerdeki bazı ifadeleri bir çocuk söylüyorsa zaten yeterince korkutucu, o çocuğun annesi söylüyorsa daha da korkutucu hâle geliyor.

Dolayısıyla albüme yönelik yorum yaparken bu durumları da belli oranda dikkate almak gerektiğini düşünüyorum. Bunlardan habersiz şekilde dinlendiği takdirde “The Valley”i sırf teknik anlamda yorumlamak mümkünse de, albümdeki bazı şeylerin neden bu şekilde olduğunun altını da bu duygusal durum dolduruyor.

Öncelikle “The Valley” grubun clean vokalleri bugüne dek en etkin kullandığı albüm. Her ne kadar bilindik WHITECHAPEL’ın hayvani vokal karakteri ile çelişseler de, Bozeman’ın Corey Taylor veya Maynard James Keenan’a doğru kayan clean vokallerinin de yer yer dramatik etki adına faydalı olduğunu düşünüyorum. Bu demek değil ki WHITECHAPEL’dan da bir LAMB OF GOD’lık bekliyorum, SUICIDE SILENCE’ın sıçtığı türde bir albüm yapsın istiyorum; bilakis grup kendi sertliği özelinde, Bozeman’ın derin, tok vokallerinin mükemmelliğinde zaten gayet tehditkâr bir karaktere sahip ve bunun değişmesi için benim açımdan bir sebep yok. Ancak deathcore’un mevcut durumu ve grubun da aynı albümü tekrar tekrar çıkarmama gayreti içerisinde bu şekilde bir vokal eklentisinin WHITECHAPEL’a o kadar da zarar vermediği görüşündeyim.

Misal ilk şarkıdaki “There’s nowhere left to run, there’s nowhere left for me to be, without you by my side, how could the world take you from me” kısmında üst üste iki farklı vokal karakteri kullanarak adeta Travis Ryan’ın CATTLE DECAPITATION’da yaptığı “ne dediği anlaşılır melodik harsh vokal” karakterine benzer bir iş sunuyor (tamam ağzına su alıp söylemiyor veya dilini yana çevirip kükremiyor ama yine de melodili harsh vokal adına referans verilebilir).

Sonuçta grup olayın cılkını çıkarmadan, zaten ancak bu şekilde yedirebilir diye düşündüren karakterde bir vokal çeşitlendirmesi yapıyor. Clean vokal dışındaki vokal çeşitliliğine zaten diyecek söz yok; Phil Bozeman deathcore vokalleri özelinde dünyanın en iyilerinden biri.

Bu sansasyonel konuları bir tarafa bırakırsak, WHITECHAPEL’ın ortalamanın üstünde bir albüm yaptığını düşünüyorum. “When a Demon Defiles a Witch” ve “Forgiveness is Weakness” gibi iki şarkıyla karakterini baştan ortaya koyan albüm, yer yer iyice durgunlaşan ve bazen de sert tarafını göstermek adına belli oranda jenerik taraflara kayan şarkılar barındırıyor. Grubun adrenalin kusan deathcore karakterini törpüleyip daha groovy bir kimliğe bürünmek istediğini zaten son albümlerde görmüştük ve bence “The Valley” bunu en azından “Mark of the Blade”den daha rafine şekilde yaparak olumlu tarafa bir adım atıyor.

“The Valley”de karşımıza çıkan ve grubun alışıldık karakterinin dışına taşan bir diğer konu da davullar. Son 3 albümde çalan Ben Harclerode ile yollarını ayıran grup, FLESHWROUGHT, ANIMALS AS LEADER, ANIMOSITY ve ENTHEOS gibi teknik dozu çok yüksek gruplardan tanıdığımız Navene Koperweis’i session davulcu olarak “The Valley”de konuk ediyor. Koperweis’in neler yapabileceğini bildiğimizden, bu albüme kattığı renklere de elbet şaşırmıyoruz. Önceki albümlerde karşımıza çıkmayan düzeyde zil oyunları, mükemmel tuşesiyle altını doldurduğu anlar, harika atakları ve beklenmedik sürprizleriyle Koperweis “The Valley”in ışıldayan taraflarından biri.

Son kelamlara gelindiğinde bence WHITECHAPEL şu noktada yapabileceği en mantıklı albümü yapmış. “Mark of the Blade”in vasatlığını görüp hem kendilerine hem de bize itiraf etmişler ve onun üstüne, yapılması gereken esas şeyi inşa etmişler. “The Valley” bir başyapıt falan değil, ancak yazıda bahsettiğim ve “The Valley”den bağımsız düşünülemeyeceğine inandığım duygusal ve dramatik yönü dâhilinde gayet iyi kotarılmış anlar barındıran, Phil Bozeman’ın doğal olarak çok büyük rol oynadığı ve empati kurmamızın mümkün olmadığı sıkıntılarını anlatmak adına araç olarak kullandığı bir çalışma. Ben “The Valley”i bu açıdan görüyor ve Bozeman’ın yıllar sonra içinden atmak zorunda olduğu tüm o korkunç yaşanmışlıkları dışarıya dökmek için kullandığı bir araç olarak kabul ediyorum.

7,5/10
Albümün okur notu: 12345678910 (7.70/10, Toplam oy: 37)
Loading ... Loading ...
etiketler:
  Albüm bilgileri
Çıkış tarihi
2019
Şirket
Metal Blade Records
Kadro
Phil Bozeman: Vokal
Alex Wade: Gitar
Ben Savage: Gitar
Zach Householder: Gitar
Gabe Crisp: Bas

Konuk:
Navene Koperweis: Davul
Şarkılar
1. When A Demon Defiles A Witch
2. Forgiveness Is Weakness
3. Brimstone
4. Hickory Creek
5. Black Bear
6. We Are One
7. The Other Side
8. Third Depth
9. Lovelace
10. Doom Wood
  Yorum alanı

“WHITECHAPEL – The Valley” yazısına 11 yorum var

  1. Firat Tale says:

    Candlemass 1, misery index 2 bunlar da 3 olucak diye dusunuyordum ama olmadi olamadi. 3 sarki haricinde beni etkileyen bir sarki cikamadi..

  2. ismail vilehand says:

    Phil Bozeman kesinlikle yaşadıklarını bir şekilde insanlara aktarmalı. Kendisini bu konuda çok iyi anlıyorum ve yaptıklarına saygı duyuyorum ancak bunu yaparken son iki albümdür Whitechapel markasına ciddi zarar veriyor. Neredeyse kendi türünün “Metallica’sı” olmuş bir grubu cayır cayır harcıyor.

    2006 yılında grubu ilk dinlemeye başladığımda daha albümleri bile yoktu, demolardan beri takip ettiğim bir grup Whitechapel. 2008 ve 2014 arası yaptıkları dört albüm tür adına tarihe geçti zaten. Bu albümü (zorla da olsa) 3-4 tur döndürdükten sonra uzak ara favorim olan 2012 çıkışlı self-titled albümü açtım; tamam, her grup zaman içinde değişime uğruyor ama bu kadarı da olmamalı dedim kendi kendime.

    Olay sadece clean vokal de değil. Beste yapıları ve sound olarak türü tanımlayan grubu komple patates etti adam. Müzikal anlamda gruba tecavüz etmeden de aynı konsepti sunabilirdi. Ama bunun yerine ne olduğu belirsiz, mutant bir müzik üzerine kendi hikayesini anlatmayı tercih ederek grubu piç etti.

    Henüz Whitechapel tişörtlerimi kolonya döküp yakacak raddeye gelmedim ama bir sonraki albümde Phil Bozeman “Tamam, olaylar böyleydi işte hadi en iyi yaptığımız işe geri dönüyoruz.” demezse Whitechapel benim için sonsuza kadar biter, eski albümlerini bile açıp dinlemem. Şu yaptıkları harbiden olmuyor ve eski sevenlerini üzüyor cidden.

  3. Silentandark says:

    Albümü çok beğendim. Yalnız ufak bir düzeltme yapayım. Demon defiles a witch şarkısına ön ayak olan günlüğe göre annesine cadılar ve iblisler tecavüz etmez. Kadın kendisini cadı olarak tanımlar. Alevler içerisinde gördüğü ibliser (demonlar) onu yatağına kadar takip eder. Tecavüz eder. (Hatta bir keresinde Phil Bozeman’ın babasının morarmış cesedi silületinde tecavüz ettiğini yazmıştır.)
    Yazık, kadının ağır psikolojik sorunları varmış.

  4. Ta ilk albümlerinden bu yana ilk haftasında en az satan albümleri olmuş bu. 6000 satmış ilk haftasında. “Our Endless War” çıktığı hafta Billboard Top 10’a girmiş, bu albüm anca en çok satan 143. albüm olabilmiş. Spotify falan da etkili tabii ama yine de türün önde gelen gruplarından biri olarak baya az satmış.

    Kaan

    @Ahmet Saraçoğlu, Grubun geçmişini hiç bilmem. Kapağın çekiciliğine kapılıp dinledim. Son derece düzgün, emek verilmiş, içten bir müzik yapmışlar. Bayıldım. Hatta şu sıralar sert müzik dinlemememe(bu ne be) rağmen bir daha dinlemek için notumu alıyorum.

    Kaan

    @Kaan, Geriye doğru gidiyorum; Mark of the Blade mi zayıf,vasat :) öküz gibi güzel albüm yapmışlar. Daha öncekiler nasıl acaba meraktan ölüyorum.

  5. hickdead says:

    when a demon defiles a witch, whitechapel’ın en güzel şarkılarından biri olabilir. bir youtube yorumundaki gibi; “This has the perfect combination of ‘violent circle pit’ and ‘crying in the corner alone’.”

  6. killyourselfchuck says:

    whitechapel’ı bu albüm ile dinlemeye başladım. albümü gerçekten çok beğendim. keşke kritikte ”black bear” isimli şarkıda yer alsaymış, oldukça iyi bir parça.

    phil’in yaşadığı sıkıntılarla birebir empati kurmak çok zor ama ucundan da olsa bu albüm vasıtasıyla anlaşılabilir. çevremde bu tarz olayları yaşamış, intihar etmiş-devam etmiş pek çok insan var. akıl hastalığına sahip olup buna benzer olayları yaşayanlarından -hala devam edenlerinden- tutunda ailesi her açıdan ”abusive” olup hayatlarının ağızlarına sıçılanları da.

    bu arada bundan sonra yapacakları albümlerde bunun üzerine çıkmaları epey bir zor. ya geriye dönüp sertlik dosajını arttıracaklar, ya da hep bu ayarda albümler vermeye devam edip sürekli tekrar edecekler.

    killyourselfchuck

    @killyourselfchuck, sanırım 100 defadan fazla dinledim.

    Gerçekten çok güzel bir albüm.

    Rzeczom

    what has the world come to when a demon defiles a witch… nobody trusts a word I say… I can’t erase these memories… but I will erase humanity…

  7. phil gerçekten muhteşem bir vokal. clean vokal bile sırıtmamış adamda. bence son iki albümden çok daha iyi bir albüm.

Yorum Yazın

*

"Yaptığım yorumlarda fotoğrafım da görüntülensin" diyorsan, seni böyle alalım.
Pasif Agresif, bir Wordpress marifetidir.