Amerika’nın black metal üzerindeki oyunları hız kesmeden devam ediyor ve her geçen gün ABD menşeli gruplara yenileri katılıyor. Adının hikâyesini kurcaladıktan sonra Thor olma hayallerinizi bir kez daha gözden geçirmenize ve İskandinav mitolojisinin ilginçliğine tanıklık etmenize neden olacak Vimur, 2006 yılında kurulmasına karşın ilk uzunçalarını 2014’te ortamlara salması nedeniyle yeni olarak değerlendirebileceğimiz bir oluşum.
26 Nisan 2019 itibari ile The Metal Archives’da kayıtlı 33.464 black metal grubundan biri olmasına karşın, ilk albümünden bu yana attığı adımlarla tür bazında değilse bile Vimur ismiyle farklı bir çizgide seyretmek istediğini gösteren grup, ilk albümlerindeki black/thrash havasını ikinci albümlerinde rafa kaldırıyor. “Triumphant Master of Fates”te; teknik yönü ihmal edilmeyen, akılda kalıcı melodilere yer verilen, zaman zaman saldırgan ve “Our Dearest Hopes Lie Buried Here” parçasındaki gibi koydu mu oturtan funeral doom’a bile dönüşebilen parçalar, dinleyiciyi şaşırtmayı başarıyor.
Grubun kimliğini oluşturmasında, yukarıda sıraladığım parçadan parçaya rahatlıkla gözlemlenebilen değişimler kesinlikle etkili oluyor. Aslında grup kendini, ekibin beyni konumundaki Vaedis’in ifade ettiği üzere tam bir black metal grubu olarak görüyor ama şarkıdan şarkıya değişimler, belirli bir çizgide durmama isteği, oluşumun daha farklı türlerdeki müzikseverlere de ulaşmak istedikleri ve hatta hitap edebildikleri noktasında fikir verebiliyor. Zira Vimur’un Bandcamp sayfasındaki “tag” ayrıntısı, bu fikri doğrular nitelikte. Beri yandan, grup üyelerinin “Triumphant Master of Fates” ile “Gizemli, karizmatik vs.” algısı oluşturmak istedikleri de yine sayfalarından gözlemlenebiliyor. Black metal sahnesinde bu tarz işlere alışkınım ama davulcu için “Sonic Pulse Bombardment”, basçı için “Seismic Subterranean Vibrations” demek biraz, şey. Neyse.
Albüme dönecek olursak, bizi birbirinden farklı karakterde 7 şarkı karşılıyor ki bunlardan birinin kısa süreli bir enstrümantal parça olduğunu göz önüne alırsak akılda kalıcılığı yüksek 6 parça var diyebiliriz. Benim albümü ele almamı sağlayan ilk üç parça olmuştu, funeral doom türündeki eser bana pek hitap etmediği için onun üzerine enikonu bir şeyler anlatmam yerinde olmaz. “Adversarial Impetus Ignition” gibi tür için konuşursak şen şakrak başlayan bir parçanın ilerleyen aşamalarda epeyce farklılaşması veya “Nuclear Desecration”ın ilk dakikasına kadar dinleyiciyi süründürüp ardından neredeyse savaşa hazırlaması gibi etmenler, albümün can kulağıyla dinlenmesine vesile oluyor. Bu tür müziklerle zaman geçiren dinleyiciler için şarkıların sürprizsiz gelmesi, parçaları aşırı tekdüze algılayabilmeleri kaçınılmazken Vimur’un şarkı tasarımlarını alışılmadık şekilde yapması, hanelerine bir artı puan kazandırıyor.
Eserler ilerledikçe tansiyonun bir yükselip bir azaldığı fakat kalite çizgisinin, belki de müzisyenlerin zaman içerisinde edindikleri tecrübe sayesinde hep sabit kaldığı “Triumphant Master of Fates” albüm kapağıyla da ilgi çekici bir yapım oluyor. Gruba adını veren nehrin meydana gelmesine neden olan olayı ilk albüm kapağında kullanan grup, bu albümlerinde de bence ilgili olayın tasvirini bir adım ileriye taşıyor. Kapağı hazırlayan ise Vektor’ın deli manyak albümü “Terminal Redux”tan Tchornobog’un kendi adını taşıyan albümüne kadar birçok albüm kapağında imzası olan Adam Burke.
“Dinledim, hayatım değişti” diyeceğiniz bir albüm değil “Triumphant Master of Fates”, fakat dinledikçe açılan, açıldıkça sevilen, sevildikçe daha çok dinlenen bir yapım olduğu kesin. Bence albüme bir şans verin, bir tur döndürün, eminim sizi yakalayacak bir şeyler bulacaksınız.
albüm kapağı müthiş bee
Adam Burke. <3