Abi Nordic Metal;A Tribute to Euronymous adlı toplamayı severmisin bilmiyorum da, orda Thorns-Aerie Descent ve Abrubtum’un bir şarkısı var o iki şarkıyı karanlıkta bi üst üste dinle bak bakalım ne oluyor..
@Berca B., Korku filmlerinin 100 yıldır popülaritesini kaybetmemesi gibi. Bence insanlar bu grubu müziğin kalitesini ölçüt alarak dinlemiyor. Sun O))) dinlerken kendilerini perili bir evde ya da ıssız bir mezarlıktaymış gibi hissediyorlar ve bu duygu da tarih boyunca talep gören bir şey.
@Berca B., Canlı izleme şansım oldu, çok acayip bir tecrübe, canlı performanslarınınn şanından da meşhurlar doom vs camialarda. “have you ever became a frequency” yazan bi tshirtleri var konser aynen öyle :D , ses seviyesi yüksekliğinden bassın telleriyle aynı frekansta titriyo herkes :D
Sunn O))) her yönüyle metal denince sevdiğim şeylerin en uç şekilde tam tersini temsil eden yegane grup.
Atmosferik sevmiyorum. Olabildiğince günlük yaşantımızın bir parçası olan, dünya düzenine, günlük işlere, aşklara, sorunlara ya da zevklere değinen grupları seviyorum. Sunn O))) ise hepsinden uzak. Atmosferin dibini sunuyor.
Olabildiğince hızlı, enerjik grupları seviyorum. Thrash’in, punk’ın, speed metalin hastasıyım. Bu konuda Sun O))) ile ilgili bir şey yazmaya gerek yok malumunuz. :)
Mümkünse standart akorda yakın grupları seviyorum. 70′ler, 80′ler grupları gibi. Riffler kulağa daha canlı, hayat enerjisi ile doluymuş hissiyatı versin diye. Sunn O)))’da ise gitarlar hangi düşük akorttadır kim bilir.
Dinlediğim müzik gümbür gümbür olsun, suratta patlasın. İnsanlar konserde hey, hey, hey diye eşlik edebilsin istiyorum. Yok, hiçbiri Sunn O)))’da yok.
Sevdiğim grubun ismi havalı olsun, Moodırhed, Blek Sabahat, Mıtalikaa, Eyzidizi gibi olsun istiyorum. San O parantez kapalı, parantez kapalı, parantez kapalı nedir allasen?
O yüzden seviyorum bu grubu. Dinlemesem de varlığını seviyorum. Birbirlerine tam zıtlar ama Batman olmadan Joker’in ne anlamı olmaması gibi. Gerçi ikisinin de kostümlü deli olmak gibi ortak yanları var. Aynen, tamamen zıt olsa da benim metal zevkim ile Sunn O))) gibi grupların diğer tüm müzik türlerine karşın “metal” etiketinde olmaları gibi.
David Lynch triplerine girmek için çok sevdiğim jazz gruplarından olan Bohren & Der Club of Gore’u dün dinlerken; Spotify’da ‘Hayranları Şunlardan Da Hoşlanıyor’ bölümüne tıklayıp, orada Sunn O))) olduğunu görünce bayağı şaşırdım. Demek ki Bohren sevenlerden Sunn O))) dinleyen çok kişi varmış. Aslında kendime çok uzak sandığım bazı şeyler o kadar da uzak değilmiş demek ki. Bu da bana ders oldu.
Bu arada yukarıda bazı yerler karakter sınırına takılmış ekşi sözlük başlığı gibi olmuş, aceleyle yazmamak lazım.
@Raddor, Bohren seven biri için iddialı yorumlar yapmışsın. Gümbür gümbür, coşkulu, derinsellik barındırmayan, atmosfer düşmanı bir dinleyici nasıl Bohren sevebilir ki? Demek ki yeri gelince hayatı durduran müzikler hoşuna gidiyor. Metal değil diyeceksin ama müzik o da sonuçta caz olsa ne fark eder.
@deadhouse, ya bu distortion efekti çok acayip bir şey. Hangi müziğin altyapısında olsa etkisini on kat fazlalaştırıyor gibi hissediyorum. Mesela distortion olmadan thrash metal yapılsa dıgıdık dıgıdık kovboy müziği gibi bir şey olur. Ama distortion efekti sayesinde agresiflik on kat artıyor. Acayip vahşi bir sound ortaya çıkıyor.
Aynı efekt ile bunalımlı, karanlık müzik yapınca yine hissiyat çok fazla artıyor. Bohren & Der Club of Gore caz enstrümanlarını kullandıkları için ne kadar karanlık olmaya çalışsalar da insanın gözünde, geceleyin neon ışıkları altında sigara içen fahişeler falan canlanıyor. Kötücül hissiyat çok baskın olamıyor sanki. Fakat benzer müziği Sunn O))) gibi gruplar sonsuza kadar uzayan distortion yüklü gitarlarıyla yapınca insanın üzerine ölüm biniyor. Kötücül, daraltıcı atmosferin baskınlığı ciddi ölçüde artıyor. Sanırım sebebi bu.
Yine de genel olarak atmoferik müziklere karşı ön yargım olduğu doğru. Mesela Radiohead konuşmuştuk geçenlerde, sevmediğimi söylemiştim. Ama şu an OK Computer albümlerini bayağı seviyorum. O yüzden insanın tarzını kesin çizgilerle ayırması çok gerçekçi değil. Buna katılıyorum. Ön yargıları yıkıp, değişik sulara girince bir süre sonra her şeye alışıp, onu sevmeye başlayabiliyoruz. :)
@Raddor, Özellikle Twin Peaks sonrası Lynch triplerine girmek için ben de çok arandım Dark-Noir Jazz başlığı altında. Bohren in Black Earth albümü bir süre tatmin ediciydi. Ardından The Kilimanjaro Darkjazz Ensemble ın Here Be Dragons albümü; barındırdığı hafif etnik tatlarla birlikte, beni farklı bir kültüre sürükledi ama çok da ileri gidemedim sonra. Daha bir sürü grup, albüm denedim ama hiçbiri Sycamore Trees in yerini doldurmadı, bir bulamadım o kasa bir şey :)
@Gökay, Twin Peaks çok acayip cidden. Hiçbir şey anlatmasaydı bile atmosferi nedeniyle kendini izletirdi. Bunu da sağlayan en büyük şey Angelo Badalamenti’nin müzikleri tabi. Ben de aynı arayışa kapılıp bu grupları ve Julee Cruise’in ilk albümünü dinledim. Chris Isaak de mesela ne kadar farklı tarz da olsa özellikle Blue Hotel gibi parçalarında David Lynch havası olan sanatçılardandı. Ama hiçbirinden Angelo Badalamenti’den aldığım zevki alamadım ben de.
Laura Palmer’s Theme’i nasıl yazdığını anlattığı bir video var Youtube’da. Muhtemelen Youtube’daki en iyi video olabilir. David Lynch yanına oturup anlatmış: “Karanlık bir ormandasın, uzaktan hayvan sesleri. Bir kız ağlıyor.” falan diye. Adam da o anda piyano önünde, kayıt cihazı açık, Lynch anlatırken anında çıkarmış parçayı. Müthiş. Anlatırken sanki tekrar o anı yaşıyor. https://youtu.be/d_rbEthOdf0
@Raddor, gerçekten tüyler ürpertici muhteşem bir video. işte gerçek müzisyen budur…biz böyle black metal falan dinliyoruz da,böyle heriflerin yanında çer çöp kalıyor o işler diye düşünmeden edemiyorum.
@Raddor, Bu video ile daha önce karşılaşmamıştım, efsaneymiş cidden. Blue Hotel dinlerken, Teresa Banks in eliyle saçlarını düzeltişi geldi aklıma. Gerçi o sahnede başka Badalamenti şaheseri mevcuttu :) Hala da izlediğim en iyi şeydir Twin Peaks herhalde. Üçüncü Sezonu fazla yakalayamayınca yarıda bıraktım. Lynch in favori yönetmenleri, bir Lynch filmografisi tekrarı ve Lynch üzerine birkaç kitap ve dergi yazılarından sonra tekrar devam edeceğim üçüncü sezonuna.
@Siyah Forma, Black metali çöp olarak görüyorsan dinleme lütfen. Dilde başlar çoğu şey. Pasifagresif gibi bir sitede Black metal dinleyicisi? birinin müziğe verdiği değer bu olmasa gerek.
@deadhouse, çöp olarak görmüyorum tabi ki bazı zamanlar öyle birşey çıkıyor ki dinlediğim müziği bile eleştirmeme sebep oluyor bu da çok normal.
öyle fanatik bir şekilde bir müzik türünün peşine takılıp bayraklar açmak için de çok yaşlıyım.Black metal 30 senedir aralıklarla dinlediğim belki de en sevdiğim müzik türüdür ama o kadar yani… başka yanlarına takılmanın lüzumu yok.
Müzik işte joy division neyse,darkthrone da odur yani fazla kompleks bakmaya gerek yok.
@Siyah forma, Bunun yaşla bir ilgisi yok. Bunun dinlediğin, değer verdiğin müziğe saygıyla ilgisi var. Haha sevdiğimiz müziğe değer verdik diye fanatik olduk süper valla.
2005′te “Black One” çıktığında Kanada’da yalnız yaşıyordum. Evde ışıkları kapatıp bir şeyler içerek albümü baştan sona dinledim.
Sonra bir daha bu hatayı asla tekrarlamadım.
Abi Nordic Metal;A Tribute to Euronymous adlı toplamayı severmisin bilmiyorum da, orda Thorns-Aerie Descent ve Abrubtum’un bir şarkısı var o iki şarkıyı karanlıkta bi üst üste dinle bak bakalım ne oluyor..
Abrubtum evet o kasette dinlemiştim ilk. o albümü de ayrı severim ha. efso sayko.
adamların albüm trailer’ı bile 5 dakka amk :D
Tekke ve zaviye metal
Bir gün sitece toplanıp tavuk-pilav-ayran-SunnO yapalım.
Hayatta sahip olduğu ünü en anlamadığım grup resmen. Normal şartlarda 2-3 kişiden fazlasına hitap etmemesi lazım bu müziğin. Nasıl ak nasıl?
25.04.2019
@Berca B., Korku filmlerinin 100 yıldır popülaritesini kaybetmemesi gibi. Bence insanlar bu grubu müziğin kalitesini ölçüt alarak dinlemiyor. Sun O))) dinlerken kendilerini perili bir evde ya da ıssız bir mezarlıktaymış gibi hissediyorlar ve bu duygu da tarih boyunca talep gören bir şey.
29.04.2019
@Berca B., Canlı izleme şansım oldu, çok acayip bir tecrübe, canlı performanslarınınn şanından da meşhurlar doom vs camialarda. “have you ever became a frequency” yazan bi tshirtleri var konser aynen öyle :D , ses seviyesi yüksekliğinden bassın telleriyle aynı frekansta titriyo herkes :D
hoş
Sunn O))) her yönüyle metal denince sevdiğim şeylerin en uç şekilde tam tersini temsil eden yegane grup.
Atmosferik sevmiyorum. Olabildiğince günlük yaşantımızın bir parçası olan, dünya düzenine, günlük işlere, aşklara, sorunlara ya da zevklere değinen grupları seviyorum. Sunn O))) ise hepsinden uzak. Atmosferin dibini sunuyor.
Olabildiğince hızlı, enerjik grupları seviyorum. Thrash’in, punk’ın, speed metalin hastasıyım. Bu konuda Sun O))) ile ilgili bir şey yazmaya gerek yok malumunuz. :)
Mümkünse standart akorda yakın grupları seviyorum. 70′ler, 80′ler grupları gibi. Riffler kulağa daha canlı, hayat enerjisi ile doluymuş hissiyatı versin diye. Sunn O)))’da ise gitarlar hangi düşük akorttadır kim bilir.
Dinlediğim müzik gümbür gümbür olsun, suratta patlasın. İnsanlar konserde hey, hey, hey diye eşlik edebilsin istiyorum. Yok, hiçbiri Sunn O)))’da yok.
Sevdiğim grubun ismi havalı olsun, Moodırhed, Blek Sabahat, Mıtalikaa, Eyzidizi gibi olsun istiyorum. San O parantez kapalı, parantez kapalı, parantez kapalı nedir allasen?
O yüzden seviyorum bu grubu. Dinlemesem de varlığını seviyorum. Birbirlerine tam zıtlar ama Batman olmadan Joker’in ne anlamı olmaması gibi. Gerçi ikisinin de kostümlü deli olmak gibi ortak yanları var. Aynen, tamamen zıt olsa da benim metal zevkim ile Sunn O))) gibi grupların diğer tüm müzik türlerine karşın “metal” etiketinde olmaları gibi.
15.05.2019
David Lynch triplerine girmek için çok sevdiğim jazz gruplarından olan Bohren & Der Club of Gore’u dün dinlerken; Spotify’da ‘Hayranları Şunlardan Da Hoşlanıyor’ bölümüne tıklayıp, orada Sunn O))) olduğunu görünce bayağı şaşırdım. Demek ki Bohren sevenlerden Sunn O))) dinleyen çok kişi varmış. Aslında kendime çok uzak sandığım bazı şeyler o kadar da uzak değilmiş demek ki. Bu da bana ders oldu.
Bu arada yukarıda bazı yerler karakter sınırına takılmış ekşi sözlük başlığı gibi olmuş, aceleyle yazmamak lazım.
15.05.2019
@Raddor, Bohren seven biri için iddialı yorumlar yapmışsın. Gümbür gümbür, coşkulu, derinsellik barındırmayan, atmosfer düşmanı bir dinleyici nasıl Bohren sevebilir ki? Demek ki yeri gelince hayatı durduran müzikler hoşuna gidiyor. Metal değil diyeceksin ama müzik o da sonuçta caz olsa ne fark eder.
15.05.2019
@deadhouse, ya bu distortion efekti çok acayip bir şey. Hangi müziğin altyapısında olsa etkisini on kat fazlalaştırıyor gibi hissediyorum. Mesela distortion olmadan thrash metal yapılsa dıgıdık dıgıdık kovboy müziği gibi bir şey olur. Ama distortion efekti sayesinde agresiflik on kat artıyor. Acayip vahşi bir sound ortaya çıkıyor.
Aynı efekt ile bunalımlı, karanlık müzik yapınca yine hissiyat çok fazla artıyor. Bohren & Der Club of Gore caz enstrümanlarını kullandıkları için ne kadar karanlık olmaya çalışsalar da insanın gözünde, geceleyin neon ışıkları altında sigara içen fahişeler falan canlanıyor. Kötücül hissiyat çok baskın olamıyor sanki. Fakat benzer müziği Sunn O))) gibi gruplar sonsuza kadar uzayan distortion yüklü gitarlarıyla yapınca insanın üzerine ölüm biniyor. Kötücül, daraltıcı atmosferin baskınlığı ciddi ölçüde artıyor. Sanırım sebebi bu.
Yine de genel olarak atmoferik müziklere karşı ön yargım olduğu doğru. Mesela Radiohead konuşmuştuk geçenlerde, sevmediğimi söylemiştim. Ama şu an OK Computer albümlerini bayağı seviyorum. O yüzden insanın tarzını kesin çizgilerle ayırması çok gerçekçi değil. Buna katılıyorum. Ön yargıları yıkıp, değişik sulara girince bir süre sonra her şeye alışıp, onu sevmeye başlayabiliyoruz. :)
15.05.2019
@Raddor, Bohren’in Midnight Radio albümü ölümden beter. :) Genel itibarıyla anladım ne demek istediğini ama.
16.05.2019
@Raddor, Özellikle Twin Peaks sonrası Lynch triplerine girmek için ben de çok arandım Dark-Noir Jazz başlığı altında. Bohren in Black Earth albümü bir süre tatmin ediciydi. Ardından The Kilimanjaro Darkjazz Ensemble ın Here Be Dragons albümü; barındırdığı hafif etnik tatlarla birlikte, beni farklı bir kültüre sürükledi ama çok da ileri gidemedim sonra. Daha bir sürü grup, albüm denedim ama hiçbiri Sycamore Trees in yerini doldurmadı, bir bulamadım o kasa bir şey :)
17.05.2019
@Gökay, Twin Peaks çok acayip cidden. Hiçbir şey anlatmasaydı bile atmosferi nedeniyle kendini izletirdi. Bunu da sağlayan en büyük şey Angelo Badalamenti’nin müzikleri tabi. Ben de aynı arayışa kapılıp bu grupları ve Julee Cruise’in ilk albümünü dinledim. Chris Isaak de mesela ne kadar farklı tarz da olsa özellikle Blue Hotel gibi parçalarında David Lynch havası olan sanatçılardandı. Ama hiçbirinden Angelo Badalamenti’den aldığım zevki alamadım ben de.
Laura Palmer’s Theme’i nasıl yazdığını anlattığı bir video var Youtube’da. Muhtemelen Youtube’daki en iyi video olabilir. David Lynch yanına oturup anlatmış: “Karanlık bir ormandasın, uzaktan hayvan sesleri. Bir kız ağlıyor.” falan diye. Adam da o anda piyano önünde, kayıt cihazı açık, Lynch anlatırken anında çıkarmış parçayı. Müthiş. Anlatırken sanki tekrar o anı yaşıyor.
https://youtu.be/d_rbEthOdf0
17.05.2019
@Raddor, gerçekten tüyler ürpertici muhteşem bir video. işte gerçek müzisyen budur…biz böyle black metal falan dinliyoruz da,böyle heriflerin yanında çer çöp kalıyor o işler diye düşünmeden edemiyorum.
17.05.2019
@Raddor, Bu video ile daha önce karşılaşmamıştım, efsaneymiş cidden. Blue Hotel dinlerken, Teresa Banks in eliyle saçlarını düzeltişi geldi aklıma. Gerçi o sahnede başka Badalamenti şaheseri mevcuttu :) Hala da izlediğim en iyi şeydir Twin Peaks herhalde. Üçüncü Sezonu fazla yakalayamayınca yarıda bıraktım. Lynch in favori yönetmenleri, bir Lynch filmografisi tekrarı ve Lynch üzerine birkaç kitap ve dergi yazılarından sonra tekrar devam edeceğim üçüncü sezonuna.
@Siyah Forma, Black metali çöp olarak görüyorsan dinleme lütfen. Dilde başlar çoğu şey. Pasifagresif gibi bir sitede Black metal dinleyicisi? birinin müziğe verdiği değer bu olmasa gerek.
17.05.2019
@deadhouse, çöp olarak görmüyorum tabi ki bazı zamanlar öyle birşey çıkıyor ki dinlediğim müziği bile eleştirmeme sebep oluyor bu da çok normal.
öyle fanatik bir şekilde bir müzik türünün peşine takılıp bayraklar açmak için de çok yaşlıyım.Black metal 30 senedir aralıklarla dinlediğim belki de en sevdiğim müzik türüdür ama o kadar yani… başka yanlarına takılmanın lüzumu yok.
Müzik işte joy division neyse,darkthrone da odur yani fazla kompleks bakmaya gerek yok.
17.05.2019
@Siyah forma, Bunun yaşla bir ilgisi yok. Bunun dinlediğin, değer verdiğin müziğe saygıyla ilgisi var. Haha sevdiğimiz müziğe değer verdik diye fanatik olduk süper valla.
Sunn O kataloğundaki en sağlam albümlerden biri olduğunu düşünüyorum. Böbrek taşı dökmek isteyenlere de ayrıca tavsiye edilir.