Kritik yazmak için plan program yapmak benim için her zaman işe yaramıyor. Aklımda, albümleri anlatmaya dair acayip fikirler varken boş Word sayfasına dakikalarca bakıyorum, aklımda hiçbir şey yokken de 400 ve üzeri kelimelik kritikleri şaaak diye yazıveriyorum.
Yine enikonu plan yapıp “Ulan öyle bir giriş yazmalıyım ki hem Orta Çağ Fransa’sı hakkında acayip detaylar vermeliyim hem de konuyu Véhémence’a öyle bir getirmeliyim ki okurlar büyük bir gazla önde benim kritiği okurken arkada da heyecanla albümü dinlemeye başlasınlar,” diye düşündüğüm anların birinin akabinde bu satırları yazıyorum. Evet, farkındayım. Orta Çağ Fransa’sı ile ilgili bir şey yazmadım, daha doğrusu yazamadım; yazacak olsaydım da sağdan soldan hızlıca öğrendiğim birkaç veri neticesinde bir araya toplayıp kendi cümlelerimle izah ettiğim, çok affedersiniz pek de dıngılınızda olmayacak bir girişe dönüşecekti kaleme alacaklarım. Hatta başkaları, Orta Çağ Fransa’sıyla ilgili neler karalamış diye baktığımda da Mehmet Yaşin’in 2008 tarihli “Fransa’da Ortaçağ’a Yolculuk” yazısına -şaşkınlıkla- denk geldim; eh malûmunuz, “Şu turizmci arkadaşımla, oralara gidip bunları bunları yedim,”den öte bir şey yoktu yazıda. Tabii hakkını yemeyeyim (yemek?), yazıda birtakım “Bana ne kardeşim bunlardan?” dedirten anekdotlar falan da var ki az daha devam edersem bu giriş de giderek “Bana ne kardeşim bunlardan?” diyebileceğiniz bir forma dönüşecek. O yüzden, Fransız Véhémence’ın tazecik albümü hakkında gevezelik yapmaya başlıyorum.
Tarz black metal, ülke de Fransa olunca “Tamamdır abi, yapmışlardır gene manyak bişiler!” dediğim çok oluyor, dinlediğim işler her zaman beni sarmasa da türün doğup büyüdüğü coğrafyalardan çıkan yenice işlere ısınamayan biri olarak genel itibarıyla seviyorum Fransız black metal gruplarının eserlerini. Daha melodik bir çizgide ilerleyen, türü; çiğlikten, tekinsizlikten, tekdüzelikten kurtaran grupları ve albümleri daha bir seviyorum. Ben yazdım diye demiyorum; Hecate, Aorlhac, Catacombes, Karne gibi grupların işleri takip edilesi, dinlenesi ve ezberlenesi şeyler kesinlikle ve bu grupların arasına artık tahmin edeceğiniz üzere Véhémence da dâhil oluyor.
Müzikal çizgi bakımından Aorlhac tarafında seyretse de 2017 yılında kritiğini yazmamdan kısa süre sonra dağılan İtalyan Accabbadora’nın “De Sanguni Tintu”nun dinamizmini ve coşkusunu neredeyse birebir sürdüren Véhémence, “Par le sang versé” ile hem kendi kaderini hem de -belki de- bağlı bulunduğu Antiq Records’un kaderini şekillendiriyor. Neden böyle dediğimi, biraz sonra izah edeceğim.
Bir black metal albümü için yorucu sayılabilecek 58 dakikalık süreyle dinleyicilerin karşısına çıkarılan albüm, yapımcı şirketin dediğine göre Orta Çağ’da geçen hayâl ürünü şövalye anlatılarını lirik teması olarak belirliyor. Konuya pek ilgim olmadığı ve olsa da Fransızca düzeyim “jömapel ouz” kıvamında kaldığı için lirikleri şimdilik bulundukları yerde bırakıyorum ve albümün müzikal noktada bizlere ne vadettiğini, nasıl deneyimler sunduğunu anlatmak istiyorum. Halim selim bir parça başlangıcı olan ve albüme de adını veren “Épopée – Par le sang verse” ile açılış yapan albüm, parçanın kendi içinde dönüşen bölümlerle ilerlemesi sayesinde ilk dinlemede, ilerleyen safhalarda dinleyenin nelerle karşılaşacağına dair ipuçları veriyor. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; grubun en güçlü noktası ve şarkı formülü; çabuk ezberlenebilen, basit, güzel ama dinledikçe, dinleyiciyi sıkmayan rifler ve melodiler bulması, bunları bolca tekrar etmesi, aralara farklı bölümler giydirip o bölümlerin bitişiyle “Aha, bu rif baştaki rifin aynısı veya melodi, rifin melodileştirilmiş hâli,” dedirtmesi. İkinci parçayla birlikte cümbüş de başlıyor. Kazıma ve çift pedal davul girişme konusunda uzman olduğunu albüm boyunca ispat eden genç kardeşimiz Thomas Leitner, albümün nasıl sağlam bir iskelete oturtulduğunu, gerek bu parçayla gerekse diğer parçalardaki performansı ve davul bölümlerini yazma konusundaki maharetiyle gösteriyor. Eserdeki çoklu (çift değil, daha fazla) gitar kullanımı, gitarlar için yazılan bölümlerin çok sesli koroları andırması, kompozisyona göre girdikleri bölümler, icra edilen kısımların süresi gibi unsurların, ince ince hesap edildiği anlaşılıyor. Kendimi tutamazsam bütün şarkıları teker teker anlatacağım ama tutmalıyım.
“Par le sang versé” sadece kapağı ve lirikleriyle değil aynı zamanda kullanılan enstrümanlar ve asgari oranda kullanılan ses kesitleriyle de Orta Çağ izlerini dinleyiciye yaşatmayı hedefliyor. Temel enstrümanların yanı sıra flütün başı çektiği bir dolu üflemeli, nyckelharpa ve psalterion gibi bazı parçaların kimlik kazanmasında kritik etkiye sahip enstrümanlar da yer alıyor. Ses kesiti demiştim az önce; o konuda da en belirgin -börtü böcek sesleri ve kuş cıvıltılarını saymazsak- olanı, kınından çıkan kılıç sesi ki ilgili eserde algıladığım kadarıyla iki farklı kılıç sesi var. Bunlardan biri, grubun ilk albümü “Assiégé”in açılışını yapan sesin tıpatıp aynısı. Liriklere bakmak lazım, belki de bir “gönderme var”dır.
Yapımı değerli kılan en temel şey, albüm boyunca -özellikle gitar bazında- çok iyi bir müzisyenlik sergilenmiş olması ve bestelerin, dinleyene gerçekten de bir şeyler hissettirebilmesi. Meselâ kendi hâlinde orta tempo giden bir parça, bir anda hızlanıyor ve sonlara doğru öyle bir solo giriyor ki Orta Çağ olmasa da belki de bu müzikle tanıştığınız ilk zamanlara dönebiliyorsunuz, “Par le sang versé”in genelinde böyle bir hava mevcut. Hiç beklemediğiniz anda çok acayip şeyler işitebiliyorsunuz, ya acayip gaza geliyorsunuz ya da duygusallaşabiliyorsunuz.
Bu kadar gevezelik ettim ama vokallerden çok az bahsettim değil mi? Véhémence, Antiq Records altındaki gruplardan biri olarak geçiyor. Antiq Records’un yöneticiliğini ise Véhémence’ın vokali olan Hyvermor kişisi yapıyor. Herif 2018’de grubun kadrosuna katılmış. 10 yıllık geçmişi olan yapım şirketini çok da tanıdığımı, “Aha bu grubun albümü de oradan çıkmamış mıydı?” dediğim bir durum olmadı ama artık Véhémence sayesinde Antiq Records hafızama kazındı. Çatısı altında bulunan özellikle Fransız black metal gruplarını mercek altına alacağım. Şirketi bir kenara bırakırsam Hyvermor’un, grubun vokal tarafındaki makus talihini değiştirdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Yer yer konuşmalı, yer yer haykırmalı, yer yer koro formundaki vokaller, parçalarla gayet iyi uyum sağlıyor. Kritiği yazmadan önce grubu daha iyi tahlil edebilmek adına ilk albümlerini de dinledim, vokalleri işitmemle bayağı bir şaşkınlık yaşadım. Keza parçaların albenisi de bu albümle kıyaslanamayacak düzeydeydi bana kalırsa. Herifler bu albümde çıtayı, belki ileride kendilerinin bile ulaşamayacakları bir yere taşımışlar, başarılı vokaller de bu çıtanın bulunduğu yere yakışır nitelikte kısaca.
Benim için yılın en değerli albümlerinden biri olan ve her gün onlarcasının çıkıp ileride pek azının anımsanacağı black metal albümleri içerisinden zorlanmadan sıyrılan “Par le sang versé”, albüme hâkim arkadaşlarla oturulup saatlerce muhabbeti yapılacak kıvamda, dinlemeye de anlatmaya da doyulamayacak bir eser. Dilim döndüğünce anlattığım kısımların birkaç katı kadar anlatmadığım/sürprizi kaçmasın diye anlatamadığım ayrıntıların bulunduğu albümü, türe meraklı herkese tavsiye ediyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.
Konuk:
Thomas Leitner: Davul
Griesche: Kadın vokal
Erik Val de Rance: Nyckelharpa
Lazareth: Trampet, sakshorn, boru
Şarkılar 1. Épopée - Par le sang versé
2. La sorcière du bois lunerive
3. L'Étrange clairière: Partie I
4. L'Étrange clairière: Partie II
5. La dernière chevauchée
6. Le sous bois, à trois lieues du château
7. Passage dans les douves
8. La fronde des anges
Melodik black metal etiketinden dolayı ön yargıyla açtım ama akıyor şu an. Eğer kaliteyi albümün sonuna değin sürdürürse benden de bir 9 çalışabilir en az.
Şu an dinliyorum ve ilk yorumum şudur ki bu sene şimdiye kadar çıkan ve bundan sonra çıkacak tüm black metal albümlerini geride bırakacak sanırım. Black metal seven sevmeyen herkesin bir bakması lazım.
Asiri underrated bir album bence. Bugun arkadasin biri bu yil cikmis en cok begendiniz albumleri sormustu oraya yazarken bi aciyim dinleyim dedim. Yine kendimden gectim dinlerken. @Ouz biraz gec oldu ama kritik icin tesekkurler :D (10/10)
@tahsin, Underrated kavramını baştan tanımlar bu albüm. İnanılmaz, bu yorumla beraber kritiğin altında altı yorum olmuş olacak ve üçü benim maalesef.
Bu albümde vokalleri yapan elemanın Antiq Records adlı bir firması var. Youtube’dan bakabildiğim kadarıyla Fransızlığı ile gurur duyan metalsever arkadaşların çoğunluğu oluşturduğu fakat çok kaliteli işlerin çıktığı bir firma. Hiçbirinin bundan aşağı kalır yanı olmadığını, alayının underrated olduğunu söyleyebilirim.
Vehemence’in ilk albümü de gayet güzel. Bu albüm etkisi yapmaz onu peşin peşin söyleyeyim ama dinlersen emin ol keyif alırsın.
@cotard delusion, Bu tarz black metal yapan arkadaşların neredeyse tamamı Fransız milliyetçisi, geçenlerde yazdığım Sühnopfer’in FB sayfasına göz atarken elemanın sırtına yaptırdığı Bourbon Hanedanı dövmesine Hyvermor’un attığı yorumu gördüm. Aşağı yukarı aynı kafadalar ve anladığım kadarıyla bir şekilde dirsek temasları var birbirleriyle.
@cotard delusion, Ilk Albumleri de bastan sona dinledim. Evet son album kadar etkliyeci degil ama yine de cok basarili.Kendilerini baya gelistirmisler. Ozellikle vokal ve sound son albumde daha bir guzel. Bir sonraki albumlerinde daha da iyi olacaklarini eminim. Sevdim bu Fransizlarin muzigini :D. Takipcisiyim artik.
@tahsin, Rica ederim, ne demek. :) Underrated’dan ziyade belki de sadece dinlemesi gereken müzikseverlerin dinleyebildiği bir yapımdır. Bir şeyleri gerçekten gönülden isteyince hemen olmaz da zamanla olur ya, ben de beni çok etkileyecek albümlere denk gelmeyi istiyorum ve hayat hiç ummadığım anlarda çok acayip albümler çıkarıyor karşıma. Burada ele alıp 10 verdiğim albümlerin neredeyse tamamı bu kapsamda diyebilirim rahatlıkla.
@tahsin, Bu arkadaşlar çıtayı epey yukarı taşısalar da Aorlhac, Sühnopfer gibi gruplar da iyidir. Yazıda adını andığım bütün gruplara göz attın mı bilmiyorum ama atmadıysan zaman ayırmanı tavsiye ederim.
Uzun zamandır duyduğum en iyi black metal melodisi “La sorcière du bois lunerive” ‘in 3:41’de girip devam eden kısmı. Kaç kez başa sardım hatırlamıyorum. Albüm genel olarak da muhteşem, her şarkıda harika melodiler var ve 58 dakika hiç sıkmadan akıyor, muazzam bir kazanım oldu. Fransa’dan seveceğim özümseyeceğim metal çıkmaz yeaa diye dolaşan önyargılı bir dallama olarak da bugün albümü 4.kez dinlerken sağlam göt oldum ahahah.
Fakat albüm muhteşem konseptli kapağına, logosuna vs. rağmen o kadar da ortaçağ hissettirmedi bana. Ortaçağ denince bu kadar yırtıcı, temiz ve hızlı bir müzik değil de yanan ateş çıtırtıları, karda yürüme sesi, kirli kayıt, moonsorrow ve ulver filan düşünüyorum hala. Yine de akustik pasajlar, clean koro-vari vokallerle bu atmosfer yer yer sağlanmış. Her neyse uzatmayayım hakikaten fransa kültürel mirası manyak bir değer daha kazandı benim gözümde.
Albümü şuan tüm zamanlarımın en sevdiğim 20-30 albümü arasına alırım. Ayrıca Passage dans les douves şuana kadar dinlediğim en güzel şarkılardan birisi kesinlikle. Baştan sona bir BAŞYAPIT.
Ya gerçekten yeni yorum yazılınca geldim ama süper bir albüm. Ki ben black metali çok derinlemesine bilen birisi de değilim. O yüzden pa okurlarına sorum bu albüm ayarında başka gruplar/albümler önerebilir misiniz?
Yeni albüm vesilesiyle bu albümü tekrardan dinleyip, kritiğini okurken Oğuz Sel’in bir süredir kritik yazmadığını fark ettim. VÉHÉMENCE kafamda Oğuz Sel ile özdeşleştirdiğim bir kaç gruptan biri.
Melodik black metal etiketinden dolayı ön yargıyla açtım ama akıyor şu an. Eğer kaliteyi albümün sonuna değin sürdürürse benden de bir 9 çalışabilir en az.
daha kaliteli dinlemek için
https://www.youtube.com/watch?v=aY8ByvCAChI
Şu an dinliyorum ve ilk yorumum şudur ki bu sene şimdiye kadar çıkan ve bundan sonra çıkacak tüm black metal albümlerini geride bırakacak sanırım. Black metal seven sevmeyen herkesin bir bakması lazım.
12.04.2019
@cotard delusion, Mgla bu sene içerisinde çocuğu koymazsa net olarak senenin black metal albümü, evet. Kusursuz.
Asiri underrated bir album bence. Bugun arkadasin biri bu yil cikmis en cok begendiniz albumleri sormustu oraya yazarken bi aciyim dinleyim dedim. Yine kendimden gectim dinlerken. @Ouz biraz gec oldu ama kritik icin tesekkurler :D (10/10)
06.06.2019
@tahsin, Underrated kavramını baştan tanımlar bu albüm. İnanılmaz, bu yorumla beraber kritiğin altında altı yorum olmuş olacak ve üçü benim maalesef.
Bu albümde vokalleri yapan elemanın Antiq Records adlı bir firması var. Youtube’dan bakabildiğim kadarıyla Fransızlığı ile gurur duyan metalsever arkadaşların çoğunluğu oluşturduğu fakat çok kaliteli işlerin çıktığı bir firma. Hiçbirinin bundan aşağı kalır yanı olmadığını, alayının underrated olduğunu söyleyebilirim.
Vehemence’in ilk albümü de gayet güzel. Bu albüm etkisi yapmaz onu peşin peşin söyleyeyim ama dinlersen emin ol keyif alırsın.
06.06.2019
@cotard delusion, Bu tarz black metal yapan arkadaşların neredeyse tamamı Fransız milliyetçisi, geçenlerde yazdığım Sühnopfer’in FB sayfasına göz atarken elemanın sırtına yaptırdığı Bourbon Hanedanı dövmesine Hyvermor’un attığı yorumu gördüm. Aşağı yukarı aynı kafadalar ve anladığım kadarıyla bir şekilde dirsek temasları var birbirleriyle.
06.06.2019
@cotard delusion, Merak ettim bak simdi actim dinliyorum.
06.06.2019
@cotard delusion, Ilk Albumleri de bastan sona dinledim. Evet son album kadar etkliyeci degil ama yine de cok basarili.Kendilerini baya gelistirmisler. Ozellikle vokal ve sound son albumde daha bir guzel. Bir sonraki albumlerinde daha da iyi olacaklarini eminim. Sevdim bu Fransizlarin muzigini :D. Takipcisiyim artik.
06.06.2019
@tahsin, Rica ederim, ne demek. :) Underrated’dan ziyade belki de sadece dinlemesi gereken müzikseverlerin dinleyebildiği bir yapımdır. Bir şeyleri gerçekten gönülden isteyince hemen olmaz da zamanla olur ya, ben de beni çok etkileyecek albümlere denk gelmeyi istiyorum ve hayat hiç ummadığım anlarda çok acayip albümler çıkarıyor karşıma. Burada ele alıp 10 verdiğim albümlerin neredeyse tamamı bu kapsamda diyebilirim rahatlıkla.
ben kalp la fronde des anges.
Grup ve albüm Spotify’da.
26.07.2019
@Ouz, sanıyorum gerçek bir yol albümü…
26.07.2019
@Ahmet Saraçoğlu, Haha kesinlikle. :)
26.07.2019
@Ouz, Bu tarzda muzik yapan onerebilecegin gruplar var mi? Benim icin yilin en iyi islerinden kesinlikle. Ozellikle 7.parca muazzam
26.07.2019
@tahsin, Bu arkadaşlar çıtayı epey yukarı taşısalar da Aorlhac, Sühnopfer gibi gruplar da iyidir. Yazıda adını andığım bütün gruplara göz attın mı bilmiyorum ama atmadıysan zaman ayırmanı tavsiye ederim.
26.07.2019
@tahsin, Yazmayı unuttum, daha önce başka kritiklerde söz ettiğim Aes Dana ve albümü Formors’u bence seversin.
27.07.2019
@Ouz, Siradan basladim hepsini dinlicem tek tek. Tesekkurler
Uzun zamandır duyduğum en iyi black metal melodisi “La sorcière du bois lunerive” ‘in 3:41’de girip devam eden kısmı. Kaç kez başa sardım hatırlamıyorum. Albüm genel olarak da muhteşem, her şarkıda harika melodiler var ve 58 dakika hiç sıkmadan akıyor, muazzam bir kazanım oldu. Fransa’dan seveceğim özümseyeceğim metal çıkmaz yeaa diye dolaşan önyargılı bir dallama olarak da bugün albümü 4.kez dinlerken sağlam göt oldum ahahah.
Fakat albüm muhteşem konseptli kapağına, logosuna vs. rağmen o kadar da ortaçağ hissettirmedi bana. Ortaçağ denince bu kadar yırtıcı, temiz ve hızlı bir müzik değil de yanan ateş çıtırtıları, karda yürüme sesi, kirli kayıt, moonsorrow ve ulver filan düşünüyorum hala. Yine de akustik pasajlar, clean koro-vari vokallerle bu atmosfer yer yer sağlanmış. Her neyse uzatmayayım hakikaten fransa kültürel mirası manyak bir değer daha kazandı benim gözümde.
dinlemelere doyamıyorum amk. bence AGE OF EXCUSE’dan da iyi bir albüm.
fransa çok iyisin.
Albümü şuan tüm zamanlarımın en sevdiğim 20-30 albümü arasına alırım. Ayrıca Passage dans les douves şuana kadar dinlediğim en güzel şarkılardan birisi kesinlikle. Baştan sona bir BAŞYAPIT.
21.12.2020
@tahsin, Yok böyle bir şarkı… Akustik kısmından sonra gerçekten aklımı yitireceğim.
Doyamıyorum albüme..
Ya gerçekten yeni yorum yazılınca geldim ama süper bir albüm. Ki ben black metali çok derinlemesine bilen birisi de değilim. O yüzden pa okurlarına sorum bu albüm ayarında başka gruplar/albümler önerebilir misiniz?
Yeni albüm haberi gelmişken bu albümü bir hatırlatmak lazım.
Yeni albüm vesilesiyle bu albümü tekrardan dinleyip, kritiğini okurken Oğuz Sel’in bir süredir kritik yazmadığını fark ettim. VÉHÉMENCE kafamda Oğuz Sel ile özdeşleştirdiğim bir kaç gruptan biri.