Progresif metalin zaman içerisinde evrilmesi ve djent dediğimiz acayip şey ile neo-prog denen diğer bir garip şeyle yek vücut olarak metal tarihinin gördüğü en modern şeylerden birine dönüşmesi gerçekten sok azayip.
2000’lere dek DREAM THEATER’cılık oynamayı ve adının aksine aşırı klasik sularda yüzmeyi yeterli görmüş olan progresif metal, MESHUGGAH’yı daha kabul edilebilir biçimde yorumlayarak djent’i ortalara atan internet neslinin aşırı dominant ve belli oranda gerçekten de heyecan verici yaklaşımı sonucunda günümüzde son derece modern bir karaktere bürünmüş durumda. Elbette ki Sumeriancore akımının şahlanması ve ekstrem türlerin tartışmasız şahlanışının da bunda etkisi var. DREAM THEATER’ın bile bir şarkısında harsh vokal kullandığı, James LaBrie’nin MULLMUZZLER’dan tamamen vazgeçip bildiğin modern melodik death metal yapmaya başladığı bir ortamda, baya sert vokalli, yerine göre blast beat dahi kullanan ve esas kimliğini de MESHUGGAH’ın unison stacatto riflerinden bulan grupların kendilerini progresif metal olarak tanımlamalarına şaşmamak, bilakis takdir etmek gerekiyor diye düşünüyorum.
Death metalin teknik, melodik, progresif sıfatları altında asla sınır koyulamacak gibi görünen yapısı; black metalin shoegaze gibi pamuksu türlerle dahi harmanlanabilir gedikleriyle ortaya çıkan ve DEAFHEAVEN ve benzerleriyle birlikte iyice tırmanışa geçen yeni yüzü karşımızda dururken, bence aslında tam da bir tür olmayan ve bir ön sıfat olarak kullanılması gereken “progresif” ifadesini içinde taşıyan progresif metalin olduğu yerde sayması da beklenemezdi.
Bunca ön açıklamayı yazmamı sağlayan Rus grup SHOKRAN’a gelelim isterseniz. Krasnodarlı topluluk üçüncü albümü “Ethereal”ı birkaç gün önce piyasaya sürdü ve ben de grubun kendini ifade biçimi olan progresif metalden hareketle yukarıdaki paragrafları yazma ihtiyacı duydum.
Evet; progresif metal de adı gibi progress, yani gelişim sağladı ve her ne kadar FATES WARNING’ler, SHADOW GALLERY’ler ROYAL HUNT’lar eski güzel günleri yaşatmaya devam etse de kabak gibi ortada duran bir gerçek var, o da progresif metal gelişti, şekil değiştirdi ve bambaşka bir formatta önümüze serildi. Bugün bir INTERVALS, bir PROTEST THE HERO nasıl progresif metalse, SHOKRAN ve benzeri gruplar da bir o kadar progresif metal icra ediyorlar.
“Exodus”la epey güçlü bir çıkış yapan ve ilk albümünün üstüne baya bir koyan SHOKRAN, yeni albümü “Ethereal” ile bunun da üstüne çıkmaya ve türdaşlarının kalibresinde bir iş yapmaya çalışıyor. “Ethereal”ı dinlerken yeri gelince PERIPHERY’cilikler de, BORN OF OSIRIS tarafına kaçan daha dijital olaylar da, bunlarda bulunmayan tarzda nispeten klasik unsurlar da görüyoruz. Lezzetli bir piyano pasajı üzerine atılan Per Nilsson’vari şekerli sololar, yahut ilk dönem ANDROMEDA’yı anımsatan ve aydınlık yarınlara yelken açan klavye kullanımlarını buna örnek olarak verebiliriz. Önceki albümle karşılaştırırsak karşımıza çıkan başlıca farklar, dramatik değişikliklerin yaşandığı vokal kullanımı ile “Exodus”un tümüne sinen ve bu albümde o tarz bir baskınlığı olmayan Mısır teması. “Ethereal” bu anlamda kendini biraz daha ayrı tutan bir albüm. Tema konusunda sıkıntı yok; albüm de grup da hâlâ Mısır odaklı devam ediyor. Ancak vokal tarzındaki değişikliğin bazı hayranların canını sıkabileceğini düşünüyorum.
Tüm bunların ışığında “Ethereal” bence olması gerektiği düzeyde olgun bir albüm. “Exodus”, çıktığı dönem ve yaptığı etki açısından grup adına epey heyecan verici ve önemli bir çalışmaydı ve “Ethereal”ın da ondan eksik kalır tarafı yok. İki albümü kıyaslamaktansa, grubun ivmesini sürdürdüğünü ve türün sevenlerini gayet memnun edecek bir albüm çıkardığını söyleyebiliriz ve bence bu da birkaç gün önce çıkan bir albümün yarattığı ilk intiba düşünüldüğünde gayet iyi bir övgü.
Kadro Dmitry Demyanenko: Besteler, gitar
Andrew Ivashchenko: Vokal
Michael Isaev: Davul
Rodion Shevchenko: Bas
Şarkılar 1. Unbodied
2. Nature of the Paradox
3. Shadows
4. Ascention
5. Conquerors
6. Superior
7. Golden Pendant
8. Ethereal
9. Faces Behind the Stars
10. Destiny Crucified
Samimi olarak söylemek isterim ki, uzun zamandır “gel bana gol at” diye verilen sayısız açık veriliyor bir süredir, ve özellikle kırmamak veya kendim gerilmemek için bunu yapmıyorum. Bardak taştı artık.
Neler denmiyor ki. Şuradaki evlere şenlik, akıllara zarar birçok grubu evrenselmiş gibi yansıtıp, son derece estetik bazı albümleri “herkese göre olmadığı belli olan X” diye tanıtmak herhalde yıllardır yapılan en barizi.
Bir de türlere göre en sevdiğiniz 3 grup gibi, ve daha önceki kimi anketsi başlıklarda xblack metal, yblack metal, zblackmetal, tüy black metal, kıl black metal, yün black metal ve death metal varyantları olarak şablonlar verirken, prog-power metal gibi çoğundan dana önemli türlerin verilmemesi, ve ardından da “biz aklımıza gelenleri yazdık, dilerseniz ekleme çıkarma yapabilirsiniz.” denmesinin hiç samimi gelmediğini söylemeliyim.
Spesifik olarak da bir şeyden bahsedeyim, istenirse daha bir bunun kadar şey de bulabilirim. İstememenizi rica ederim. Optimumumdan fazla gerilmek ve gerilime sebep olmak istemem.
Mesela Autokrator kritiğinin başındaki şu paragrafa bakalım:
“Bir metal grubunun isminde K harfi varsa, o grupta kesin bir pislik vardır. Bu böyledir. Elbet KATATONIA, KALMAH gibi sıkıntı olmayanları da var, lakin özellikle C yerine K kullanan her grupta illa ki bir itlik kopukluk oluyor.”
Yani birkaç saniyede aklıma Kreator, Kamelot ve Prospekt geldi. Eminim kale alıp düşünsem ve hırs yapsam en az 40 tane “pislik içermeyen” “K”li grup bulabilirim.
Prospekt demişken, progresif metal öyle yapılır. Djent denen dışkı müziği, gerçek yaratıcılığı olmayan ve mekanik bir zekayla varyasyon üretilmesinden ibarettir. Eğer progressive metal tıkandıysa, buna çok fazla sebep sayılabilir ve bunlardan biri de dinleyici ve algı yöneten platformların kaliteli müziğe prim vermemesi rahatlıkla olur.
Ha bir de progressive tür ismi olarak saçmaysa, djent şaçmalık turnuvasında galaktik şampiyonluğu kazanır.
@Odvin Draoi, “biz ne emekler veriyoruz” goygoyundan hiç hoşlanmayan birisiyim, o yüzden diyeceklerimin takdir beklentisiyle uzaktan yakından ilgisi olmadığını önceden söyleyeyim.
10 yıldır insanlara faydalı olmak adına PA’yı canla başla, giderek artan bir şevkle yürütmeye çalışıyorum. Sitesinden tut da tüm sosyal medya kanallarına, konser sponsorluklarına, şusuna busuna kadar. Bugüne dek siteye 1500′e yakın albüm incelemesi yazmışım, son 135 günde de 124 tane yazmışım.
Böyle bir ortamda sen Autokrator albüm kritiğindeki “K”li grup latifesine takılıyorsan; sıfırdan üretilen bunca içeriğe yönelik olarak “kırmamak veya kendim gerilmemek için” gibi şeyler hissediyorsan; yıllardır karşılık beklemeden yapmaya çalıştığımız bunca şey içinde hâlâ “samimi gelmediğini” düşündüğün şeyler varsa, o zaman “gel bana gol at diye verdiğimiz sayısız açığı değerlendir” ve istediğin golleri at birader. Çünkü görünüşe göre sen olayın bütününü görmek yerine ara sıra ortaya çıkan gollük fırsatları değerlendirme çabası içerisindesin.
Bugüne kadar onlarca insan, siteye binlerce albüm incelemesiyle katkıda bulundu. Sen de bu kadar gerileceğine 2 tane yorum yazıp geri bildirimde bulunsaydın, “şu beni rahatsız ediyor” diye yapıcı eleştiri getirseydin, seni bu kadar geren konular da şimdiye çoktan çözülmüş olurdu.
Şimdiye kadar belli şeyler çoktan çözülmeliydi, ama kendiniz ısrarla bu sitede ekstremliği ve yükseltmek istediğiniz spesifik grupları algı yönetimiyle yükseltip, ince ince diğer şeylerin değerini düşürdünüz.
Ben de 2010 – 2016 arası burada yazrlık yaptım. Sanırım 120 civarı da albüm eleştirisi yazısı yazdım. Bu süre zarfında anlayabilen birinin anlayabileceği şekilde defalarca yer yer yapıcı, yer yer bu şekilde yıkıcı eleştiri yaptım. Ama anlaşılmadı, veya anlamazlıktan gelinip aynı tutum devam ettirildi. Prim vermeyi tercih ettiğiniz grupları her zaman parlattınız, ve gerisini de tanıtmak için tanıttınız. Mesela bayıldığınız Mastodon’un, Leprous’un ve bu gibi 10 üzeri grubun albüm haberlerini “Alınmadık akıl bırakmayan Mastodon”, “Can grup bilmemne” “Soen albüm çıkartıyor” \o/\o/\o/” diye başlayarak haberlerini girdiniz. Mesela hiç sevmediğiniz Cradle of Filth haberlerini “Üretken grup Cradle of Filth”, çok değerli görmediğiniz Symphony X ürününü “Symphony X sağlam geliyor.” diye şevksizce tanıttınız.
Elbette bunu yapabilirsiniz, ama bunları yapmamış ve her türe, gruba eşit mesafedeymişsiniz gibi davranmanızı kabul etmiyorum.
“Görünüşe göre” olayın bütününü her zaman gördüğümü ya anlamamışsınız, ya da anlamazdan geliyorsunuz. Gördüğünüz birçok mecrada aslında bu şikayetlerimi yıkıcı olmadan defalarca belirtmiştim, ama anlayıp anlamamak sizin tercihiniz. Şu ana kadar anlamadığınız, ya da anlamazdan geldiğiniz de ortada.
Keyfinize bakın, ben düşündüklerimi net bir şekilde ifade ettim. Gerisi sizin bileceğiniz bir iş.
@Odvin Draoi, hocam bir sitenin neredeyse bütün yükünü bir kişi çekiyorsa, yazdığı yorumlar da paylaştığı haberler de onun etkisini taşıması normal bence. Ne yapsın istiyorsun, hiç dinlemediği sevmediği albümleri sırf çeşit olsun diye pohpohlasın mi? Burada hiçbir maddi çıkar beklemeden bu kadar emek veren bir adama haksızlık yapmışsın bence. Burada eleştirilecek birşey varsa bence vasat, yarı profesyonel boktan Türk gruplarının ve albümlerinin aşırı övülmesi olabilir, bu da büyük ihtimalle Ahmet’i bu kişileri tanımasına kaynaklandığı sanıyorum.
@Odvin Draoi, kardeş kusura bakma ama Cradle of filth üretken ama değersiz ve Symphony x de bence overrated. Şimdi ben yıllardır burayı okuyorum algı oyununa mı geldim ? Bizim muhakeme gücümüz yok mu ?burada eski in flames ya da ne bileyim Slayer çok seviliyor mesela ama ben hiç sevmiyorum.şimdi ne yapalım yazarlarla kavga mı edelim .bu yaptığın eleştiri o kadar saçma ki neyin var dostum ha diyesim geliyor .yok algı oyunu yok belli gruplar övüldü bilmem ne .müzik gibi subjektif beğeni olgularına sahip yazılar için böyle atarlanmak çok saçma
@Odvin Draoi, okurken mana veremediğim çok şey oldu. Mesela:
- Bir alt türü diğer alt türden daha önemli veya önemsiz yapan ne olabilir ki? Sonuçta aşırı subjektif bir şey olan müzikten bahsediyoruz. Prog-power’ı melodik black metal’den önemli yapan somut şey nedir? Bu arada çok çok az black metal dinleyen biri olarak soruyorum bunu.
- Anket başlıklarında Ahmet’in prog-power’ı kasıtlı olarak vermeyerek eline ne geçmiş olabilir ki? Bir müzik türüne “garezi” olup kasıtlı olarak dışarda bırakma fikri gerçekten, ciddi ciddi mantıklı geliyor mu kulağa? Bin türlü farklı tür yazmış adam, birini de unutmuş olamaz mı?
- Yazarken bile gülüyorum ama hadi diyelim kasten dışarda bıraktı, yahu bir insan bundan dolayı nasıl gerilebilir? Hepimiz müziği çok seviyoruz tamam da, ankette dinlediğin türlerden biri yok diye gerilmek nedir ya :)
- Dinlemekten hoşlanmadığın türlere dışkı müziği vs diye saldırmak zaten aşırı çocukça bişi. Bunun, makarna sevmeyen adamın makarnadan bahsederken “makarna denen orospu yemeği….” demesinden bir farkı yok. Sana göre değilse değildir yahu bitti gitti.
Diğer arkadaşların da dediği gibi hakkaten komik ve nadir görülen bir tepki olmuş. Bence senin başka şeylere için sıkılmış da böyle bişiye patlamışsın. Birileriyle konuşup içini rahatlatsan yerinde olur gibi.
@Berca B., Cevap vermemi gerektiren tek yorum bu olmuş. Ama kimden gelmiş? Elbette Pasifagresif’in yılmaz defans oyuncusundan. O yüzden yine klişe bir yorum yapmışsınız çoğu zamanki gibi, amacınız da belli.
Orada prog-power’ı “örnek” olarak verdiğim metnin içinde çok belli. heavy/power da olabilir, hard&heavy de olabilir başka bir şey de olabilir.
Nelerden dolayı gerildiğimi detaylarıyla açıkladım. Sadece prog-power konmamış diye verdiğim bir ergen tepkisi olmadığı, ortalama zekası ve tarafsızlığı olan herkes tarafından anlaşılabilecek bir şey.
Çocukça bişey? Peki hiç sorun değil. Kelimelere spesifik olarak çok takılıyorsunuz. Beş para etmez bir şey de diyebilirdim, biraz daha sert ifade etmek istedim. Elbette ki benim görüşüm. Dinlemekten hoşlanmamamla da doğrudan alakalı değil. Death metal ve black metal dinlemekten de istisnalar dışında hoşlanmam, onlar hakkında “değersiz” demedim, öyle düşünmüyorum da.
Koskoca 80′ler ve 90′lar progressive metal’ini “Dream Theater’cılık oynayan gruplar” diye kategorize etmek, esasen çok daha ciddi bir aşağılama. Biraz düşünün, umarım anlayabiliyorsunuzdur.
Şunu da samimi olarak söyleyeyim, amacım asla prog-power yüceltilsin, ekstremlik de önemini kaybetsin gibi bir şey değil. Ayrıca kritiklerde hepimiz tamamene yakın özgürdük. Orada istenen tavır gösterilebilir. Ama habercilik alanında bu tutumu asla kabul etmiyorum, etmedim, etmeyeceğim.
Madem bu kadar kişi güldü, sıradaki söz Arthur Schopenhauer’den gelsin:
“Tüm gerçekler 3 aşamadan geçerler.
İlk olarak dalga geçilirler
İkincisi şiddetle karşı çıkılırlar
Üçüncüsü ise bariz oldukları için kabul edilirler.”
@Odvin Draoi, Özgür, neyin şovunu yapıyorsun gerçekten anlamadım. Bunca yıl sonra bunlara uzun uzun cevap verecek sabrım da, zamanım da yok. 2 gündür bomboş bir muhabbet içerisinde bir şeyler anlatıyorsun ama o kadar fuzuli, o kadar havada kalan şeyler ki okumaya üşendim gerçekten. Bir de arada “ben de 6 yıl PA’da yazdım” diye Eyşan’lık yapıyorsun.
Hakikaten anlamıyorum; bir insan yıllardır sıfır diyaloğu olan bir insana ve o insanın sitesine karşı durup dururken nasıl bilenir, nasıl gerilir anlamak zor.
Berca’ya ithamlarda bulunmak da senin haddine değil. Sana gayet düzgün cevap veren bir insanla dahi olayı kişiselleştirmeye çalıştığına göre daha derin bir sorun var senin tarafında.
Hayata dair değerli dersler çıkaracağımız Schopenhauer alıntını da yaptığına göre bu muhabbeti burada noktalayalım, vaktimizi anlamlı şeylere harcayalım.
@Odvin Draoi, İlginç bir duyar kasılmış. Niye gerildiğini tam olarak anlamadım ama bu tür kişisel şikayetlerini biraz fazla içinde tutmuşsun sanırım, ondan olabilir.
Ayrıca bütün yazdıklarının içinde kafamı daha çok karıştıran bir yer var: ”Şuradaki evlere şenlik, akıllara zarar birçok grubu evrenselmiş gibi yansıtıp, son derece estetik bazı albümleri “herkese göre olmadığı belli olan X” diye tanıtmak herhalde yıllardır yapılan en barizi.”
@Odvin Draoi, Bence de Ahmet Saraçoğlu’nun hemen bir basın toplantısı düzenleyip Leprous ve Mastodon’dan para aldığını açıklaması lazım. Ahmet Bey yıllar yılı bu sitede, “ince ince diğer şeylerin değerini düşürdünüz” cidden. Algı yönetimi yapan Pasifagresif kahrolsun. Nergal, tepenizden baksın inşallah. İsmail Vilehand’de Ahmet Bey’in alter egosu dur! Bunu da buradan ilk kez ben açıklamış olayım!
Algı yönetimine o kadar güzel örneksiniz ki boğulduğunuz bataklığın bile farkına varamıyorsunuz. Hayır anlamıyorum “gol yemek” mi koyuyor?! Kırıcı olmak istemiyorum ama taşmayı geç, bardağıma s*çtınız artık. İçinde bulunduğunuz Pop Art diktatörlüğünden ince ince bir an önce sıyrılmanızı temenni ediyorum! YAŞASIN PROG-POWER METAL! \o/\o/\o/
İlginç olan şu bu sitede ahmet dahil kimse,ben bu kritiği yazdım bunu dinlemek zorundasın demiyor,herkesin sevdiği türler ve gruplar üzerinden kritik yazması kadar doğal birşey olamaz,birileri çıktı da power/prog/doom/heavy tarzında birşeyler karaladı da sitede mi yayınlanmadı anlamıyorum.
prog-power metale karşı kurulmuş küresel komplonun bir parçası olduğunuz için sizleri kınıyorum pasifagresif ailesi. ahsdjsahd şaka şaka yaşasın black metal.
Güzel bir albümle karşılaşınca siteye girip acaba Ahmet Hoca bu albüme kritik yazmış mı bir okuyalım diye arama yapan bir insanım. 80 doğumlu olduğumu düşünürsek kendisinden büyük olduğumu tahmin ediyorum. Umarım yukarıda gülerek okuduğum tuhaf hiciv yazısını dikkate almaz gerçekten takdir edilmesi gereken performansına devam edersin. Saygılar.
@ozzy, bu arkadaş bir ara sitede sürekli power metal kritiği yazıyordu inanılmaz yüksek puanlar veriyordu albüme. site ahalisi olarak da yazdığı kritiklere düşük puan verip bullyliyorduk. çünkü sitenin yüzde 90′ı average power metal gruplarının kritiğiyle ilgilenmiyor sitede. bu durum belli ki travma yaratmış.
Modern türlerle çok fazla ilişki kurmayan Geleneksel progresif metal (Dream Theater, Ayreon, Symphony X) grupları dışındaki gruplara direkt progresif metal denmesi türün doğasına, yapısına, içeriğine vs. aykırı bence. Bence bu gruplar yalnızca progresif metalle ilişki kuran gruplardır. Nasıl Opeth’e progresif death metal yaptığı dönemde progresif metal grubu denmiyorsa bu tür gruplara da progresif metal grubu denemez. Djent tarafı progresif tarafına ağır basan bir grubu birine progresif metal adı altından öneremem.
Her albüm üstlerine koyarak devam ediyorlar, çoğu kişi vokal tarzının değişikliğinden şikayet ederken ben de tam tersine daha iyi buldum
Samimi olarak söylemek isterim ki, uzun zamandır “gel bana gol at” diye verilen sayısız açık veriliyor bir süredir, ve özellikle kırmamak veya kendim gerilmemek için bunu yapmıyorum. Bardak taştı artık.
Neler denmiyor ki. Şuradaki evlere şenlik, akıllara zarar birçok grubu evrenselmiş gibi yansıtıp, son derece estetik bazı albümleri “herkese göre olmadığı belli olan X” diye tanıtmak herhalde yıllardır yapılan en barizi.
Bir de türlere göre en sevdiğiniz 3 grup gibi, ve daha önceki kimi anketsi başlıklarda xblack metal, yblack metal, zblackmetal, tüy black metal, kıl black metal, yün black metal ve death metal varyantları olarak şablonlar verirken, prog-power metal gibi çoğundan dana önemli türlerin verilmemesi, ve ardından da “biz aklımıza gelenleri yazdık, dilerseniz ekleme çıkarma yapabilirsiniz.” denmesinin hiç samimi gelmediğini söylemeliyim.
Spesifik olarak da bir şeyden bahsedeyim, istenirse daha bir bunun kadar şey de bulabilirim. İstememenizi rica ederim. Optimumumdan fazla gerilmek ve gerilime sebep olmak istemem.
Mesela Autokrator kritiğinin başındaki şu paragrafa bakalım:
“Bir metal grubunun isminde K harfi varsa, o grupta kesin bir pislik vardır. Bu böyledir. Elbet KATATONIA, KALMAH gibi sıkıntı olmayanları da var, lakin özellikle C yerine K kullanan her grupta illa ki bir itlik kopukluk oluyor.”
Yani birkaç saniyede aklıma Kreator, Kamelot ve Prospekt geldi. Eminim kale alıp düşünsem ve hırs yapsam en az 40 tane “pislik içermeyen” “K”li grup bulabilirim.
Prospekt demişken, progresif metal öyle yapılır. Djent denen dışkı müziği, gerçek yaratıcılığı olmayan ve mekanik bir zekayla varyasyon üretilmesinden ibarettir. Eğer progressive metal tıkandıysa, buna çok fazla sebep sayılabilir ve bunlardan biri de dinleyici ve algı yöneten platformların kaliteli müziğe prim vermemesi rahatlıkla olur.
Ha bir de progressive tür ismi olarak saçmaysa, djent şaçmalık turnuvasında galaktik şampiyonluğu kazanır.
16.02.2019
@Odvin Draoi, “biz ne emekler veriyoruz” goygoyundan hiç hoşlanmayan birisiyim, o yüzden diyeceklerimin takdir beklentisiyle uzaktan yakından ilgisi olmadığını önceden söyleyeyim.
10 yıldır insanlara faydalı olmak adına PA’yı canla başla, giderek artan bir şevkle yürütmeye çalışıyorum. Sitesinden tut da tüm sosyal medya kanallarına, konser sponsorluklarına, şusuna busuna kadar. Bugüne dek siteye 1500′e yakın albüm incelemesi yazmışım, son 135 günde de 124 tane yazmışım.
Böyle bir ortamda sen Autokrator albüm kritiğindeki “K”li grup latifesine takılıyorsan; sıfırdan üretilen bunca içeriğe yönelik olarak “kırmamak veya kendim gerilmemek için” gibi şeyler hissediyorsan; yıllardır karşılık beklemeden yapmaya çalıştığımız bunca şey içinde hâlâ “samimi gelmediğini” düşündüğün şeyler varsa, o zaman “gel bana gol at diye verdiğimiz sayısız açığı değerlendir” ve istediğin golleri at birader. Çünkü görünüşe göre sen olayın bütününü görmek yerine ara sıra ortaya çıkan gollük fırsatları değerlendirme çabası içerisindesin.
Bugüne kadar onlarca insan, siteye binlerce albüm incelemesiyle katkıda bulundu. Sen de bu kadar gerileceğine 2 tane yorum yazıp geri bildirimde bulunsaydın, “şu beni rahatsız ediyor” diye yapıcı eleştiri getirseydin, seni bu kadar geren konular da şimdiye çoktan çözülmüş olurdu.
16.02.2019
@Ahmet Saraçoğlu,
Şimdiye kadar belli şeyler çoktan çözülmeliydi, ama kendiniz ısrarla bu sitede ekstremliği ve yükseltmek istediğiniz spesifik grupları algı yönetimiyle yükseltip, ince ince diğer şeylerin değerini düşürdünüz.
Ben de 2010 – 2016 arası burada yazrlık yaptım. Sanırım 120 civarı da albüm eleştirisi yazısı yazdım. Bu süre zarfında anlayabilen birinin anlayabileceği şekilde defalarca yer yer yapıcı, yer yer bu şekilde yıkıcı eleştiri yaptım. Ama anlaşılmadı, veya anlamazlıktan gelinip aynı tutum devam ettirildi. Prim vermeyi tercih ettiğiniz grupları her zaman parlattınız, ve gerisini de tanıtmak için tanıttınız. Mesela bayıldığınız Mastodon’un, Leprous’un ve bu gibi 10 üzeri grubun albüm haberlerini “Alınmadık akıl bırakmayan Mastodon”, “Can grup bilmemne” “Soen albüm çıkartıyor” \o/\o/\o/” diye başlayarak haberlerini girdiniz. Mesela hiç sevmediğiniz Cradle of Filth haberlerini “Üretken grup Cradle of Filth”, çok değerli görmediğiniz Symphony X ürününü “Symphony X sağlam geliyor.” diye şevksizce tanıttınız.
Elbette bunu yapabilirsiniz, ama bunları yapmamış ve her türe, gruba eşit mesafedeymişsiniz gibi davranmanızı kabul etmiyorum.
“Görünüşe göre” olayın bütününü her zaman gördüğümü ya anlamamışsınız, ya da anlamazdan geliyorsunuz. Gördüğünüz birçok mecrada aslında bu şikayetlerimi yıkıcı olmadan defalarca belirtmiştim, ama anlayıp anlamamak sizin tercihiniz. Şu ana kadar anlamadığınız, ya da anlamazdan geldiğiniz de ortada.
Keyfinize bakın, ben düşündüklerimi net bir şekilde ifade ettim. Gerisi sizin bileceğiniz bir iş.
16.02.2019
@Odvin Draoi, hocam bir sitenin neredeyse bütün yükünü bir kişi çekiyorsa, yazdığı yorumlar da paylaştığı haberler de onun etkisini taşıması normal bence. Ne yapsın istiyorsun, hiç dinlemediği sevmediği albümleri sırf çeşit olsun diye pohpohlasın mi? Burada hiçbir maddi çıkar beklemeden bu kadar emek veren bir adama haksızlık yapmışsın bence. Burada eleştirilecek birşey varsa bence vasat, yarı profesyonel boktan Türk gruplarının ve albümlerinin aşırı övülmesi olabilir, bu da büyük ihtimalle Ahmet’i bu kişileri tanımasına kaynaklandığı sanıyorum.
16.02.2019
@Odvin Draoi, kardeş kusura bakma ama Cradle of filth üretken ama değersiz ve Symphony x de bence overrated. Şimdi ben yıllardır burayı okuyorum algı oyununa mı geldim ? Bizim muhakeme gücümüz yok mu ?burada eski in flames ya da ne bileyim Slayer çok seviliyor mesela ama ben hiç sevmiyorum.şimdi ne yapalım yazarlarla kavga mı edelim .bu yaptığın eleştiri o kadar saçma ki neyin var dostum ha diyesim geliyor .yok algı oyunu yok belli gruplar övüldü bilmem ne .müzik gibi subjektif beğeni olgularına sahip yazılar için böyle atarlanmak çok saçma
18.02.2019
@Odvin Draoi, okurken mana veremediğim çok şey oldu. Mesela:
- Bir alt türü diğer alt türden daha önemli veya önemsiz yapan ne olabilir ki? Sonuçta aşırı subjektif bir şey olan müzikten bahsediyoruz. Prog-power’ı melodik black metal’den önemli yapan somut şey nedir? Bu arada çok çok az black metal dinleyen biri olarak soruyorum bunu.
- Anket başlıklarında Ahmet’in prog-power’ı kasıtlı olarak vermeyerek eline ne geçmiş olabilir ki? Bir müzik türüne “garezi” olup kasıtlı olarak dışarda bırakma fikri gerçekten, ciddi ciddi mantıklı geliyor mu kulağa? Bin türlü farklı tür yazmış adam, birini de unutmuş olamaz mı?
- Yazarken bile gülüyorum ama hadi diyelim kasten dışarda bıraktı, yahu bir insan bundan dolayı nasıl gerilebilir? Hepimiz müziği çok seviyoruz tamam da, ankette dinlediğin türlerden biri yok diye gerilmek nedir ya :)
- Dinlemekten hoşlanmadığın türlere dışkı müziği vs diye saldırmak zaten aşırı çocukça bişi. Bunun, makarna sevmeyen adamın makarnadan bahsederken “makarna denen orospu yemeği….” demesinden bir farkı yok. Sana göre değilse değildir yahu bitti gitti.
Diğer arkadaşların da dediği gibi hakkaten komik ve nadir görülen bir tepki olmuş. Bence senin başka şeylere için sıkılmış da böyle bişiye patlamışsın. Birileriyle konuşup içini rahatlatsan yerinde olur gibi.
18.02.2019
@Berca B., Cevap vermemi gerektiren tek yorum bu olmuş. Ama kimden gelmiş? Elbette Pasifagresif’in yılmaz defans oyuncusundan. O yüzden yine klişe bir yorum yapmışsınız çoğu zamanki gibi, amacınız da belli.
Orada prog-power’ı “örnek” olarak verdiğim metnin içinde çok belli. heavy/power da olabilir, hard&heavy de olabilir başka bir şey de olabilir.
Nelerden dolayı gerildiğimi detaylarıyla açıkladım. Sadece prog-power konmamış diye verdiğim bir ergen tepkisi olmadığı, ortalama zekası ve tarafsızlığı olan herkes tarafından anlaşılabilecek bir şey.
Çocukça bişey? Peki hiç sorun değil. Kelimelere spesifik olarak çok takılıyorsunuz. Beş para etmez bir şey de diyebilirdim, biraz daha sert ifade etmek istedim. Elbette ki benim görüşüm. Dinlemekten hoşlanmamamla da doğrudan alakalı değil. Death metal ve black metal dinlemekten de istisnalar dışında hoşlanmam, onlar hakkında “değersiz” demedim, öyle düşünmüyorum da.
Koskoca 80′ler ve 90′lar progressive metal’ini “Dream Theater’cılık oynayan gruplar” diye kategorize etmek, esasen çok daha ciddi bir aşağılama. Biraz düşünün, umarım anlayabiliyorsunuzdur.
Şunu da samimi olarak söyleyeyim, amacım asla prog-power yüceltilsin, ekstremlik de önemini kaybetsin gibi bir şey değil. Ayrıca kritiklerde hepimiz tamamene yakın özgürdük. Orada istenen tavır gösterilebilir. Ama habercilik alanında bu tutumu asla kabul etmiyorum, etmedim, etmeyeceğim.
Madem bu kadar kişi güldü, sıradaki söz Arthur Schopenhauer’den gelsin:
“Tüm gerçekler 3 aşamadan geçerler.
İlk olarak dalga geçilirler
İkincisi şiddetle karşı çıkılırlar
Üçüncüsü ise bariz oldukları için kabul edilirler.”
18.02.2019
@Odvin Draoi, Özgür, neyin şovunu yapıyorsun gerçekten anlamadım. Bunca yıl sonra bunlara uzun uzun cevap verecek sabrım da, zamanım da yok. 2 gündür bomboş bir muhabbet içerisinde bir şeyler anlatıyorsun ama o kadar fuzuli, o kadar havada kalan şeyler ki okumaya üşendim gerçekten. Bir de arada “ben de 6 yıl PA’da yazdım” diye Eyşan’lık yapıyorsun.
Hakikaten anlamıyorum; bir insan yıllardır sıfır diyaloğu olan bir insana ve o insanın sitesine karşı durup dururken nasıl bilenir, nasıl gerilir anlamak zor.
Berca’ya ithamlarda bulunmak da senin haddine değil. Sana gayet düzgün cevap veren bir insanla dahi olayı kişiselleştirmeye çalıştığına göre daha derin bir sorun var senin tarafında.
Hayata dair değerli dersler çıkaracağımız Schopenhauer alıntını da yaptığına göre bu muhabbeti burada noktalayalım, vaktimizi anlamlı şeylere harcayalım.
18.02.2019
@Ahmet Saraçoğlu,
Eyşan’ın ne olduğunu bilmiyorum, merak edip bakmayacağım da. Ama eminim kasıtlı bir yanlış nitelemedir.
Aynen, noktalayalım.
Selametle.
@Odvin Draoi, İlginç bir duyar kasılmış. Niye gerildiğini tam olarak anlamadım ama bu tür kişisel şikayetlerini biraz fazla içinde tutmuşsun sanırım, ondan olabilir.
Ayrıca bütün yazdıklarının içinde kafamı daha çok karıştıran bir yer var: ”Şuradaki evlere şenlik, akıllara zarar birçok grubu evrenselmiş gibi yansıtıp, son derece estetik bazı albümleri “herkese göre olmadığı belli olan X” diye tanıtmak herhalde yıllardır yapılan en barizi.”
Buna bir örnek verebilir misin?
@Odvin Draoi, Bence de Ahmet Saraçoğlu’nun hemen bir basın toplantısı düzenleyip Leprous ve Mastodon’dan para aldığını açıklaması lazım. Ahmet Bey yıllar yılı bu sitede, “ince ince diğer şeylerin değerini düşürdünüz” cidden. Algı yönetimi yapan Pasifagresif kahrolsun. Nergal, tepenizden baksın inşallah. İsmail Vilehand’de Ahmet Bey’in alter egosu dur! Bunu da buradan ilk kez ben açıklamış olayım!
@geblo can(ince ince yasemince),
Algı yönetimine o kadar güzel örneksiniz ki boğulduğunuz bataklığın bile farkına varamıyorsunuz. Hayır anlamıyorum “gol yemek” mi koyuyor?! Kırıcı olmak istemiyorum ama taşmayı geç, bardağıma s*çtınız artık. İçinde bulunduğunuz Pop Art diktatörlüğünden ince ince bir an önce sıyrılmanızı temenni ediyorum! YAŞASIN PROG-POWER METAL! \o/\o/\o/
“Benim gibi düşünmeyen ölmeli!” muhabbeti bu memleketin sonunu zaten getirdi, bir de Pasifagresif’in mi sonu gelsin istiyorsunuz?
İlginç olan şu bu sitede ahmet dahil kimse,ben bu kritiği yazdım bunu dinlemek zorundasın demiyor,herkesin sevdiği türler ve gruplar üzerinden kritik yazması kadar doğal birşey olamaz,birileri çıktı da power/prog/doom/heavy tarzında birşeyler karaladı da sitede mi yayınlanmadı anlamıyorum.
prog-power metale karşı kurulmuş küresel komplonun bir parçası olduğunuz için sizleri kınıyorum pasifagresif ailesi. ahsdjsahd şaka şaka yaşasın black metal.
Güzel bir albümle karşılaşınca siteye girip acaba Ahmet Hoca bu albüme kritik yazmış mı bir okuyalım diye arama yapan bir insanım. 80 doğumlu olduğumu düşünürsek kendisinden büyük olduğumu tahmin ediyorum. Umarım yukarıda gülerek okuduğum tuhaf hiciv yazısını dikkate almaz gerçekten takdir edilmesi gereken performansına devam edersin. Saygılar.
@ozzy, bu arkadaş bir ara sitede sürekli power metal kritiği yazıyordu inanılmaz yüksek puanlar veriyordu albüme. site ahalisi olarak da yazdığı kritiklere düşük puan verip bullyliyorduk. çünkü sitenin yüzde 90′ı average power metal gruplarının kritiğiyle ilgilenmiyor sitede. bu durum belli ki travma yaratmış.
Modern türlerle çok fazla ilişki kurmayan Geleneksel progresif metal (Dream Theater, Ayreon, Symphony X) grupları dışındaki gruplara direkt progresif metal denmesi türün doğasına, yapısına, içeriğine vs. aykırı bence. Bence bu gruplar yalnızca progresif metalle ilişki kuran gruplardır. Nasıl Opeth’e progresif death metal yaptığı dönemde progresif metal grubu denmiyorsa bu tür gruplara da progresif metal grubu denemez. Djent tarafı progresif tarafına ağır basan bir grubu birine progresif metal adı altından öneremem.