Görmek isteyen için mutluluk her yerde! Haydi kendine bir iyilik yap ve gülümse, anı yaşa ve hayatın sana sunduklarının keyfini çıkar!
Yazması gayet kolay olan bu tür şeyleri hiçbir şekilde içselleştiremeyen, anlamlandıramayan, yaşayamayan milyonlarca insan var. Pek çok insan odasından çıkıp insan içine karışmakta bile sıkıntı çekerken, bir o kadarı da sabah uyandığında yorganı aralamak ve hayatına devam etmek adına herhangi bir istek duymuyor.
İnsanoğlu tecrübeleri ve hormonları üzerinden hayatını sürdüren ve sayısız dış dinamiğe bağlı olarak yaşam yolculuğunu şekillendirmek durumunda kalan bir canlı. Bizi mutlu etmesi gerektiği DNA’mıza kodlanmış bazı şeylerle bize sıkıntı vermesi gerektiği bilinçaltımıza yerleşmiş kavramlar arasında gidip gelerek bir denge yakalamaya, hayata tutunmaya çalışıyoruz. Devasa insanlık tarihi içerisinde hiçbir şey ifade etmediğimizi bilsek de bize ayrılan süreyi anlamlı değerlendirmek ve bir şekilde mutlu bir hayat geçirmek büyük çoğunluğumuzun hedefi. Ancak bunun hayaline dahi ulaşamayan sonsuz sayıda insan var…
Almanya’nın caddelerinden bizi selamlayan DOWNFALL OF GAIA işte bu çaresiz, ümitsiz kitlelerin akıp giden hayatını notalara döken; hayatının büyük kısmında gözünü griliğe, keşkelere, pişmanlıklara, karşı koyamayışlara, kabullenmelere açanların müziğini yapan bir grup. Atmosferi bol bir sludge, black metal, post-black metal gibi türlerin can çekişen bir harmanını sunan DOWNFALL OF GAIA, ne kadar pragmatik düşünürseniz düşünün bir çıkar yol, bir artı bulamadığınız bir ruh hâlinin, mücadeleyi bırakışın ve vazgeçişin müziğini yapıyor.
Bunu yaparken göstermelik bir sızlanma, ağlama, köşeye çekilme yerine çok daha gerçekçi, kahreden bir kimlik sunan grup, dördüncü albümü “Ethic of Radical Finitude”da da bu tavrını sürdürüyor. Birkaç gün önce piyasaya çıkan albümü DOWNFALL OF GAIA diskografisi içerisinde epey yüksek bir yere koyduğumu söyleyerek başlıyorum. Önceki işlerinde de çok gerçekçi, içten bir parçalanmışlık sunan grup, “Ethic of Radical Finitude”ta da bu samimi mahvolmuşluğunu sürdürüyor.
Büyük oranda ALTAR OF PLAGUES kıvamlı bir buhranın üstüne, vatandaşları KING APATHY (eskinin THRÄNENKIND’i) ve komşuları HARAKIRI FOR THE SKY benzeri bir kasvet ve bir dolu yaşanmışlık ekleyerek kendi kimliğini yansıtan DOWNFALL OF GAIA, black metalin post tarafının alttan alttan beslediği hüznü ve bu hüzün deryası içinden yükselen haykırışlar ve canhıraş isyanlarla büyüyen kurtulma çabasıyla daha bir şahlanıyor, adeta kendi keder deryası içinden tomurcuklanarak büyüyor.
Bunu sağlayan şeylerin başında kesinlikle gitarist vokalist Dominik Goncalves dos Reis’in vokal tarzı geliyor. Ağlayan, haykıran, çığlık çığlığa azap çeken vokalleri hepimiz biliyoruz; bu tarz “acılı gencin dramı yürekleri dağladı” olaylarına hepimiz aşinayız. Ancak Reis’in burada ortaya koyduğu şey her günkü ızdıraplı vokalinizden ziyade, yaşanmışlıkları olduğunu ve canının yandığını gerçekten de hissettiren ve son derece insani bir acıyla bağıran bir insan portresi çiziyor. Reis karikatürize olmaksızın, kendini şaşırmaksızın öyle bir haykırıyor, mahvoluyor ki, adeta adamın geleceğinden endişe ediyor, “yanlış bir şey yapmasa bari” diyorsunuz. Bunun yanına eklenen diğer dinamiklerle birlikte “Ethic of Radical Finitude” içine kapandıkça kapanıyor, paramparça oluyor, orul orul ağlıyor.
Tüm bu yazdıklarım elbette ki son derece subjektif konular. Albümü dinleyip hiçbir duygu almamak, “meh” deyip kapamak da elinizde. Ama eğer grubun oluşturduğu şeyle bir empati kurarsanız, bu müziği kendi negatif düşüncelerinizle bir bağdaştırırsanız, işte o zaman DOWNFALL OF GAIA yükseldikçe yükseliyor, hem kendisi dağılıyor hem de sizi darmaduman ediyor.
Kadro Dominik Goncalves dos Reis: Gitar, vokal
Marco Mazzola: Gitar
Anton Lisovoj: Vokal, bas
Michael Kadnar: Davul
Şarkılar 1. Seduced by...
2. The Grotesque Illusion of Being
3. We Pursue the Serpent of Time
4. Guided Through a Starless Night
5. As Our Bones Break to the Dance
6. Of Withering Violet Leaves
@HaNNibaL, Süper yazmışsın Ahmet abi gerçekten. Kritik merak uyandırsa da klibi çekilen şarkıyı dinledim ve beğenmedim. Son 1,5, 2 yıldır bir kısırlık var bu piyasada ama bakalım. Alcest ve mgla dan ümitliyim bu yıl.
Çok sevdiğim bir gruptur ama son günlerde damara bağlamak istemediğim için bilerek albümün tek bir şarkısını dahi dinlemedim. Keza yeni King Apaty albümünden de iki şarkı dinleyip kapadım. Modunu yakalayınca bu iki albümü de ÖTV’siz ev yapımı içeceklerimi tüketerek HAKAN TAŞIYAN olana kadar dinleyeceğim. Kritik heyecanımı katladı.
Albüme birazdan bakacağım ama kritiğin özellikle giriş kısmı hayatı sorgulatır. Çok güzel bir giriş olmuş eline sağlık
12.02.2019
@HaNNibaL, sağ olasın.
12.02.2019
@HaNNibaL, Süper yazmışsın Ahmet abi gerçekten. Kritik merak uyandırsa da klibi çekilen şarkıyı dinledim ve beğenmedim. Son 1,5, 2 yıldır bir kısırlık var bu piyasada ama bakalım. Alcest ve mgla dan ümitliyim bu yıl.
Ben o vazgeçişin bütün safhalarını empyrium ile ezberlemiştim ama bunlara da bir şans verelim bakalım.
‘We Pursue the Serpent of Time’ giriş bölümü <3 ben
Çok sevdiğim bir gruptur ama son günlerde damara bağlamak istemediğim için bilerek albümün tek bir şarkısını dahi dinlemedim. Keza yeni King Apaty albümünden de iki şarkı dinleyip kapadım. Modunu yakalayınca bu iki albümü de ÖTV’siz ev yapımı içeceklerimi tüketerek HAKAN TAŞIYAN olana kadar dinleyeceğim. Kritik heyecanımı katladı.