Konu Jason Becker olduğunda hiçbir şey demeden durmak da, sayfalarca yazmak da çok şey anlatabilir. Böylesi ileri görüşlü bir yeteneğin, böylesi savaşçı bir ruhun yıllardır bitmek bilmeyen mücadelesi, umudu, heyecanı, vazgeçmeyişi; hem hepimize ilham verecek hem de her türlü övgüye, takdire mazhar olacak özellikler. “Not Dead Yet”i izleyip de gözleri dolan; videolarda Jason’ın hastalığın ilk safhalarındayken sahnedeki bocalamalarına, şaşkınlığına, endişesine tanık olan herkes, bu belayla karşılaşmasaydı bu büyük adamın nerelere gelebileceğinin farkında olsa gerek.
Belki de Jason şimdiye dek sayısız kez senfoni orkestralarıyla sahneye çıkmış, gitarla senfoniler bestelemiş, film müzikleri yapmış, dünyanın sayılı müzisyenlerinden biri olarak gösterilen bir insan olacaktı. Bunların hiçbiri olamadı; ama Jason azmiyle, inancıyla, müzik aşkıyla ve notalara tutunmasıyla hepimize bir başka başarı öyküsü sundu. Belki müzisyenlik kariyeri çok büyük ölçüde kısıtlandı, belki yıllarca içine içine ağladı, ama sonuçta tartışmasız şekilde başarılı, ilham verici bir insan olmayı, adını duyduğumuz anda bile tüylerimizi ürpertmeyi, belki de ıslak gözlerle gülümsetmeyi başardı.
1988’de çıkan “Perpetual Burn” ile tarih yazan ve gitarın o anda sınır olarak gözüken pek çok tarafını genişleten Jason Becker; Joe Satriani gibi bir ustanın yıllar sonra “Jason hastalanmasaydı, elektrik gitar şu anda bugün olduğundan daha ileri bir noktada olurdu” diyeceği kadar yetenekli bir müzisyendi. O albümde ortaya konan duygu ve müzisyenlik, solo gitar albümleri için bir mihenk taşı, bir başucu kitabı hâline geldi.
1996’da çıkan “Perspectives”, ALS hastası bir insan tarafından çıkarılan ilk albüm olarak kayıtlara geçti ve Jason’ın aslında çok az bir kısmını duyabildiğimiz yeteneğinin imkân olsa nerelere varabileceğini bize gösteren bir numunelik olarak raflardaki ve zihinlerdeki yerini aldı. Jason’ın neredeyse her şeyini kısıtlayan hastalığına rağmen verdiği mücadele, yıllar sonra kendisini “çeşitli demolar, şarkılar ve gitar üzerindeki fikirler” olarak nitelenen “Raspberry Jams” ve “Blackberry Jams” olarak gösterdi.
Sonrasında Jason birkaç toplama daha çıkararak hayatta olduğunu bizlere gösterse de yeni bir albüm beklentisi pek de parlak değildi. Yıllar içerisinde üzerinde çalışılan yeni bir albüme dair haberler çıktı, pek çok büyük müzisyenin albüme destek vereceği söylendi. Jason’ın sırf bu albümü çıkarmak istemesi bile başlı başına büyük bir şeyken, bir anda ortalara düşen haberlerle albüme yönelik hisler seviye atladı. Albüme konuk olan müzisyenlerin çokluğu ve kalibresi, “Triumphant Hearts” adlı her anı güzellikle dolu ve hayran destekleriyle finanse edilen bu çalışmayı adeta sevenlerinin Jason’a, Jason’ın da sevenlerine bir hediyesi hâline getiriyordu. Jason Becker bir kez daha vazgeçmemiş, pes etmemiş ve içindeki ışığı bir an olsun söndürmemişti. Şimdi de bunu herkese haykırırcasına, kapağında görülen dünyalar kadar büyük kalbiyle bizleri selamlıyor, gülümsetiyor, sevindiriyordu.
“Triumphant Hearts”ı müzikal olarak değerlendirmenin bir şey ifade edeceğine inanmıyorum. Albüm her anlamda sıcak, tatlı şarkılar barındırıyor ve şarkıların büyük kısmında Jason’ın izleri hissediliyor. “Triumphant Hearts” belirli şarkılar dışında rock kimliğinden bile uzak bir çalışma ve dediğim gibi, böylesi bir albümün teknik detaylarını kurcalamak pek bir anlam taşımıyor. Jason’ın vizyonuna ve ortaya koyduğu güzelliğe eşlik eden dev isimler sayesinde albüm pek çok anında son derece renkli, Jason’ın heyecanlı kalbi gibi kıpır kıpır bir şekilde ilerliyor. Yeri geliyor çocuk sesleriyle, belki de Jason’ın çocukluğunun sesleriyle; yeri geliyor konukların parmaklarından dökülen cayır cayır sololarla; yeri geliyor vokalistlerin ses tellerinden gelen tatlı namelerle renkleniyor. Bir an olsun bir merhamet, acıma, hüzün arayışı içermeyen “Triumphant Hearts”, gerçekten de adını hak edercesine bir zafer saatine dönüşüyor.
Bu sayede Jason’ın her daim gülen gözlerinin, çok az bir kısmını istediği düzeyde sergileyebildiği yeteneğinin, bizim asla bilemeyeceğimiz şeyler yaşayan ailesinin ve çevresinin tüm bu olanlara rağmen zaferle ayrıldığı bir mücadelenin seslerini duyuyoruz adeta. Jason’a dair en önemli şey de bu zaten; yenilgiyi kabullenmeyişi, yenildiğini bile düşünmeyişi ve olumlu bakışını daima koruması. Bu tarz durumlarda; kaderin insanın yüzüne gülmediği, büyük şanssızlıkların öne çıktığı durumlarda çoğu insanda bir acıma, bir merhamet, bir “helal olsun be” hissiyatı, avuçları patlarcasına alkışlama ihtiyacı peydahlanıyor. Lakin Jason’ın durumu asla böyle değil. Jason yeteneğiyle de dirayetiyle de gücüyle de zaten büyük bir kısmımızdan daha daha güçlü, daha ileride olduğunu gösteriyor, ilham vericiliğini sürdürüyor, rengârenk müzikal dünyasına bir imza daha atıyor.
Yaşadığın şanssızlık ne kadar büyükse kalbin de bir o kadar büyük. Yıllardır kalkmadan oturduğun, gözlerinle anlaştığın koltuğunda aklından geçenleri bizimle paylaştığın için gerçekten çok şanslıyız. Seni dinlemeyi geçtim, varlığını bilmek bile bir mutluluk, bir onur.
Konuklar:
Jake Shimabukuro: Ukelele (3)
Steve Knight: Vokal (6)
Uli Jon Roth: Gitar (6)
Chris Broderick: Gitar (6)
Aleks Sever: Gitar (8)
Guthrie Govan: Gitar (8)
Steve Morse: Gitar (8)
Trevor Rabin: Gitar (10)
Steve Vai: Gitar (9)
Joe Bonamassa: Gitar (9)
Paul Gilbert: Gitar (9)
Neal Schon: Gitar (9)
Marty Friedman: Gitar (1, 9)
Michael Lee Firkins: Gitar (9)
Mattias IA Eklundh: Gitar (9)
Greg Howe: Gitar (9)
Jeff Loomis: Gitar (9)
Richie Kotzen: Gitar (9)
Gus G.: Gitar (9)
Steve Hunter: Gitar (9)
Ben Woods: Gitar (9)
Hiyori Okuda: Çello (1)
Glauco Bertagnin: Keman (1)
Codany Holiday: Vokal (2, 13)
Şarkılar 1. Triumphant Heart
2. Hold On to Love
3. Fantasy Weaver
4. Once upon a Melody
5. We Are One
6. Magic Woman
7. Blowin' in the Wind
8. River of Longing
9. Valley of Fire
10. River of Longing
11. Taking Me Back
12. Tell Me No Lies
13. Hold On to Love [Chuck Zwicky Remix]
14. You Do It
Ellerine sağlık abi, çok çok güzel bir yazı olmuş.
Bu adama büyük saygım var.
Gözleriyle müzik yapan bir insan… Daha ne denebilir ki?
Azmin zaferi. Dünyada en saygı duyduğum müzisyen. Çok güzel yazı abi teşekkürler.
Albüme puan olarak 10′dan aşağı not veren samimiyetsizdir, kalpsizdir, insanlıktan payını alamamıştır
Şu ana kadar 32 oy ve hepsi 10 puan. Müthiş bir insan Jason Becker. Daha azını hak etmiyor zaten.
76 oy ve not ortalaması 9.76… wtf? Dinlemem lazım bu albümü.
Drone adlı arkadaşın haklı çemkirmesinden sonra düşük not verecekler ortalıktan kayboldu gitti.