Sodom’u takip edenlerin malumu olduğu üzere grup yakın zamanda iki emektar üyesi ile yollarını ayırmış ve bu elemanlar yerine 3 yeni müzisyeni bünyesine katmıştı. Açtıkları bu yeni sayfada göze çarpanlar grubun 2 gitaristli bir forma bürünmesinin yanı sıra Frank “Blackfire” Gosdzik’in yıllar sonra yeniden ortaya çıkmasıydı. Blackfire’ı “Expurse of Sodomy” EP’si , “Persecution Mania” ve çok daha önemlisi “Agent Orange” albümünden tanıyanlar asıl heyecanlanmaları gereken konuya vakıf oldular zaten.
Heyecanımız boşa çıkmadı ve yeni neslin bütün o retro thrash, black denemelerinin ardından gerçekten 80’lerden kokan bir grup tarafından yapılan ve 80’ler kokan bir EP karşımıza çıktı.
Grup yeni kadrosunu bence eski kafalı fanlarına çok uygun bir şekilde tanıttı. Tamamı siyah beyaz olan kapakta “no bullshit, just metal” tavrı gayet iyi hissediliyor. Oldukça eski usul bir çizim ve eski Sodom vahşetini yansıtan tema ile şahsen benim gözlerimi doyurdu bu kapak.
Albümde diğer dikkat çeken şey bence karanlık ve yine 80’leri hatırlatan sound. Bu sound dümdüz tekme tokat beste yapılarıyla şekilleniyor elbet, ancak davul tonlamasına, vokal ve davula verilen reverb’e kadar ince düşünülmüş ayrıntılar da bu acımasız havayı destekler nitelikte. Tekrarı bol ancak sıkmayan küçük hilelerle gaza getiren havası ile “Partisan” ve ardından gelen thrash/punk tabanlı Teutonic tokat Conflagration bence alanlarında gayet başarılı parçalar. EP’nin devamında yer alan Tired and Red ve One Step Over the Line’ın canlı kayıtları için de yalnızca “ekmek parası” diyebiliyorum.
Şu sıra çalışmalarına devam ettikleri yeni albümün bu standartlarda olması benim için gayet yeterli olacaktır. Sodom’dan bu yaştan sonra ne ikinci bir “Agent Orange” ne de thrash metale yeni bir soluk bekliyorum. Bana istediğim Sodom’u verin yeter!
Şarkılar eski sodom’a daha cok benziyor. In war and pieces, epitome of torture ve decision day albumleri melodik bi yapıdaydı ama tom amcanın bol gırtlaklı vokali dinletiyordu o albümleri bana. Bu ep grup birlikte çalıp zaman geçirdikçe daha iyi işler ortaya çıkacak izlenimi verdi bana
LÜTFEN SODOM!
Persecution Mania ve Agent Orange dönemlerindeki kadro bu evet, beni heyecanlandıran ve bu EP yi dinleyince, önümdeki masayı duvara çarpabilecek kıvama getiren de bu kadro. Sadece Chris Witchhunter rahmetli eksik.
2 eski elemanın yanında, 2 taze eleman da grubu bozmamış, sanırım taze kan bile olmuşlar. Tom Dayı asla bu savaşta düşmem, daha gücüm var daha çok savaş kazanırım iyi albümlerle geliyorum mesajı vermiş. Kirli Kara Thrash in Dayısı benim, önüme çıkanı yok ederim diye haykırıyor adeta.
Ben de fena gaza gelip kafamı kazıtıp, kot takımımı ve postallarımı giyip, gece vakti sokağa atıyorum kendimi. Evet, Sodom sayesinde çok pis thrashçiyim gibi hissedip, LÜTFEN SODOM! diye bağırıyorum.
Şarkılar eski sodom’a daha cok benziyor. In war and pieces, epitome of torture ve decision day albumleri melodik bi yapıdaydı ama tom amcanın bol gırtlaklı vokali dinletiyordu o albümleri bana. Bu ep grup birlikte çalıp zaman geçirdikçe daha iyi işler ortaya çıkacak izlenimi verdi bana
LÜTFEN SODOM!
Persecution Mania ve Agent Orange dönemlerindeki kadro bu evet, beni heyecanlandıran ve bu EP yi dinleyince, önümdeki masayı duvara çarpabilecek kıvama getiren de bu kadro. Sadece Chris Witchhunter rahmetli eksik.
2 eski elemanın yanında, 2 taze eleman da grubu bozmamış, sanırım taze kan bile olmuşlar. Tom Dayı asla bu savaşta düşmem, daha gücüm var daha çok savaş kazanırım iyi albümlerle geliyorum mesajı vermiş. Kirli Kara Thrash in Dayısı benim, önüme çıkanı yok ederim diye haykırıyor adeta.
Ben de fena gaza gelip kafamı kazıtıp, kot takımımı ve postallarımı giyip, gece vakti sokağa atıyorum kendimi. Evet, Sodom sayesinde çok pis thrashçiyim gibi hissedip, LÜTFEN SODOM! diye bağırıyorum.
In War and Pieces’ın hastası olmuş Decision Day’e ısınamamış biri olarak bu 80′ler kokan bu EP’yi sevdim
Partisan süper bir şarkı