Selamlar çok değerli PA okuyucuları. Konser haberleri birbiri ardına yağadursun, akademik olarak çok yoğun bir haftadan çıkmış olmanın verdiği hafif yorgunluk ve “oh be atlattık anasını satayım” rahatlığıyla bu incelemeyi yazmaya giriştim. Öncelikle şunu söyleyeyim, ben dinlediğim albümleri 3 kısıma ayırıyorum. Eminim birçoğunuz farkında olarak ya da olmayarak bunu yapıyorsunuz.
1. Kısım: Her ne kadar bir albümü tamamen dinlemeden kapatmamak gibi bir prensibim olsa da, ne yazık ki bu kısmı sonuna kadar dinlemeye tahammül edemediğim albümler oluşturuyor. Neyse ki bu tür albümlere nadiren rastlıyorum ama dinlerken gırtlağıma yapışıyor, o kadar sıkıyor ki kapatıyorum.
2. Kısım: Albümü sonuna kadar dinler, içinden çok beğendiğim bir-iki parçayı playlist’ime ekler ve albümü kapatırım. Arada bir açar dinlerim.
3. Kısım: Albümü dinlerim, çok sever müptelası olurum. Haftalarca aylarca defalarca dinleyip herkese tavsiye ederim. Adeta erir biterim. Parça ayırt etmeksizin bütün albümü benimser, sanki tek şarkıymış gibi bir yudumda içerim albümü.
İşte Bathory’nin “Nordland” serisi bu üçüncü kısma dâhil edebileceğim sayılı albümlerden…
UYARI! BU İNCELEME AŞIRI DERECEDE QUORTHON HAYRANLIĞI İÇERMEKTEDİR.
Benim için Quorthon’dan bahsetmek ilkokulda aşık olduğum kıza açılmaktan daha zor ve daha heyecan verici. Ama bir şekilde başlamalıyım.
Black metalin ilk temsilcilerinden, Viking metalinse öncülerinden olan Bathory, benim için “kusursuzluk nedir?” sorusuna verilen cevaptır. Yaşadığı dönemin her yönden ötesinde olan, vefatına kadar ortaya çıkardığı muazzam eserlerle Viking kültürünü büyük bir içtenlik ve tutkuyla albümlerine işleyen Quorthon’a “Odin’in yeryüzündeki gölgesi” diyebiliriz.
“Nordland” aslında 4 kısım olarak planlanmıştı, ama Quorthon’un ölümüyle yarıda kaldı. 2002-2003 yıllarında piyasaya çıkan bu iki “Nordland” albümü muazzam bir epik viking/pagan metali örneği. Kayıt kalitesi olarak Bathory’nin en temiz işi olduğu görüşündeyim, sound gayet dolgun ve çok rahat anlaşılır netlikte. Tek başına albümün vokallerini yapan; gitarlarını, davullarını ve klavyelerini çalan Quorthon, bununla da yetinmiyor ve flüt, mızıka gibi folk enstrümanlara da elini atıyor. Sanıyorum ki bu adamın çalamadığı enstrüman yok.
Prodüksiyon olarak çok zengin olan bu albümde birçok doğa efektiyle karşılaşabiliyoruz. Rüzgâr esintileri, yağmur sesleri, çakan şimşekler, dört nala koşturan atlar, kuş cıvıltıları, gaklayan kargalar, dalgaların foşurtusu, yaprakların hışırtısı derken kendinizi “Kuzey Diyarı”nda bir Viking gemisinde buluyorsunuz. Atmosfer olarak son derece ihtişamlı olan bu eseri, kritiği okuduktan sonra açıp dinleme iştahına kapılmanız için sabaha kadar övebilirim.
İntronun ardından giren “Nordland” size Asgard’ın kapılarını açarken, başındaki alev alev cayır cayır yanan mükemmel rifleri, yükselen koro hâlindeki vokalleri ve Quorthon’un tüm agresifliğini acımasızca kustuğu “Vinterblot” sizi Uppsala’daki kutsal tapınakta yapılan ayinlere konuk ediyor. “All male nine by nine hanging” diye başlayan bu parçada anlatılan ritüel hakkında biraz bilgi vermek gerekirse; Uppsala’daki bu tapınakta dini ritüeller 9 yılda bir yapılıyor. Üstelik bu tapınakta yapılan kurban ritüellerinde seçilen hayvan ve insan sayısı da 9. Yani Vikingler 9 sayısına kutsal bir anlam yüklemişler. Ritüellerinin ardından kurban edilen insanların tapınağın hemen yanındaki ağaçlara asıldığı görülüyor. Kurban edilenlerin ölü bedenleri ters bir şekilde ağaçlardan sarkıtılıyor. Ölülerini ağaçlara asma geleneği, mutlaka yeniden doğuş ve aynı zamanda ölülerini göğe sunma ve onları göğe uzanan yola çıkarma umudundan kaynaklanıyor.
“Ring of Gold” ise bence en duygu yüklü ve en harika atmosfere sahip Bathory parçası. Tek bir akustik gitarla ne kadar büyüleyici bir şarkı yapılabilir, dinleyince anlayacaksınız. “Foreverdark Woods” başındaki muazzam melodi ve ardından giren harika davullarıyla sizi İsveç’in karanlık ormanlarına hapsederken, serinin ikinci albümündeki “Sea Wolf” ise harika flüt melodileriyle başlayıp aynı güzellikte bir tempoyla devam ediyor. “The Land” başındaki mükemmel klavye/riff/davul uyumuyla size zirveyi yaşatırken “This land is mine, till the end of time” diye parçaya giren Quorthon, bir taraftan kuzey diyarını sahiplenip övgüler yağdırırken diğer yandan da ruhunu ve tutkusunu kusursuz müziğine nasıl yansıttığını gözler önüne seriyor.
Velhasılıkelam, eğer yaşasaydı önümüzdeki 17 şubat’ta 53. yaş gününü kutlayacağımız Thomas “Quorthon” Forsberg, arkasında 12 albüm, 2 film müziği ve benim gibi binlerce gözü yaşlı hayran bıraktı.
Benim için her zaman dünyanın en özel müzisyeni olarak kalacaksın ve keçili tişörtünü giymekten hiç bıkmayacağım. :’) Huzur içinde uyu.
Şarkılar Nordland I:
1. Prelude
2. Nordland
3. Vinterblot
4. Dragons Breath
5. Ring of Gold
6. Foreverdark Woods
7. Broken Sword
8. Great Hall Awaits a Fallen Brother
9. Mother Earth Father Thunder
10. Heimfard
Nordland II:
1. Fanfare
2. Blooded Shore
3. Sea Wolf
4. Vinland
5. The Land
6. Death and Resurrection of a Northern Son
7. The Messenger
8. Flash of the Silverhammer
9. The Wheel of Sun
10. -
Bathory değerlendirmesi olmayacak kadar zayıf bir yazı bence,üzgünüm.. Çünkü yeni bir çağ başlatan oluşum söz konusu. Forsberg’in babasından hiç söz edilmemiş olması da bence eksikliktiir.Ama teknik death kritiği görmektense hayran mektubu okumayı yeğlerim. Emeğin için teşekkürler.
@necrobutcher, haksızlık olmasın, babasından kısaca bahsetmişti ancak yazıya pek bir katkı vermediğini düşündüğümden ben o kısmı çıkardım. Şu şekilde yazmıştı:
“Bünyesinde birçok Black/Thrash grubu barındıran Black Mark Productions’ın patronu, Quorthon’un geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz babasıydı ve bu yüzden bütün Bathory albümleri bu etiketle piyasaya çıkmıştır.”
@northern, yazının bütünlüğü açısından birer cümleyle geçilen bu kısımların yer almamasının daha uygun olacağına karar verdiğim için çıkardım. Yazıyı yazan kişi bana istersem yazıya ekleme yapma yetkisi de verdi, dolayısıyla sıkıntılı bir durum yok.
@necrobutcher, kritikte babasından, şirketinden, hatta Kızkardeşinin de bir albüm çıkarmasından ama kalıcı olamamasından bahsetmiştim ama editör açısından gereksiz görülmüş olacak ki yayınlanırken yazıdan çıkarılmış. Yine de tesekkür ederim
Nordland II’de THE WHEEL OF SUN diye bir BAŞYAPIT var ki özellikle 1.10′da giren riff 14 yaşındayken ilk dinlediğimde ağzımı yüzümü yamultup sikip atmıştı. Tarifsiz ezicilikte bir şarkı
Bathory değerlendirmesi olmayacak kadar zayıf bir yazı bence,üzgünüm.. Çünkü yeni bir çağ başlatan oluşum söz konusu. Forsberg’in babasından hiç söz edilmemiş olması da bence eksikliktiir.Ama teknik death kritiği görmektense hayran mektubu okumayı yeğlerim. Emeğin için teşekkürler.
29.11.2018
@necrobutcher, haksızlık olmasın, babasından kısaca bahsetmişti ancak yazıya pek bir katkı vermediğini düşündüğümden ben o kısmı çıkardım. Şu şekilde yazmıştı:
“Bünyesinde birçok Black/Thrash grubu barındıran Black Mark Productions’ın patronu, Quorthon’un geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz babasıydı ve bu yüzden bütün Bathory albümleri bu etiketle piyasaya çıkmıştır.”
29.11.2018
@Ahmet Saraçoğlu, yazının sahibinin aşağıda yazdıklarına bakılırsa kendisine danışılmadan yazısından bir bölüm çıkarılmış. eğer öyleyse hiç hoş değil.
29.11.2018
@northern, yazının bütünlüğü açısından birer cümleyle geçilen bu kısımların yer almamasının daha uygun olacağına karar verdiğim için çıkardım. Yazıyı yazan kişi bana istersem yazıya ekleme yapma yetkisi de verdi, dolayısıyla sıkıntılı bir durum yok.
29.11.2018
@necrobutcher, kritikte babasından, şirketinden, hatta Kızkardeşinin de bir albüm çıkarmasından ama kalıcı olamamasından bahsetmiştim ama editör açısından gereksiz görülmüş olacak ki yayınlanırken yazıdan çıkarılmış. Yine de tesekkür ederim
ring of gold dünyanın en iyi şarkılarından biri olabilir
Nordland II’de THE WHEEL OF SUN diye bir BAŞYAPIT var ki özellikle 1.10′da giren riff 14 yaşındayken ilk dinlediğimde ağzımı yüzümü yamultup sikip atmıştı. Tarifsiz ezicilikte bir şarkı