Bazı gruplar bir şekilde şanssız oluyorlar. Son derece yetenekli olmalarına, hep belirli kalitenin üstünde işler üretmelerine rağmen dikiş tutturamıyorlar. THE FACELESS gibi kendi bindiği dalı kesenlerden veya DECAPITATED gibi dış etkenlere bağlı olarak sıkıntı çekenlerden bahsetmiyorum. ARSIS gibi çeşitli sebeplerden kariyerlerini bir türlü sorunsuz hâle getiremeyenlerden söz ediyorum.
ARSIS gerçekten de 2000’lerin değerli death metal gruplarından biri olmasına rağmen başta James Malone’un çeşitli sağlık sorunları olmak üzere farklı sebeplerle sıkıntı çeken ve hiçbir zaman adını en tepeye yazdıramayan bir grup. 2004’teki “A Celebration of Guilt”ten “We Are the Nightmare”e kadar çıkardıkları her şey bence muazzam ile çok iyi arasında değişiyor. İşin muazzam tarafında elbette ki “A Celebration of Guilt” yer alırken, çok iyi tarafına ise “We Are the Nightmare”i koyuyorum. Bu orantılı kalite azalması, ne yazık ki “Starve the Devil” ve “Unwelcome”da ortanın üstü denebilecek bir düzeye kadar geriledi.
Yine de ARSIS’in kaliteli ve özgün bir grup olduğu elbette ki ortada. Bu bahsettiğim şanssızlıklardan dolayı dönem dönem bocalayan grubun sadece konserlerde gruba eşlik eden müzisyen listesi bile, elemanların şanssızlıklarını görmek için yeterli. Bugüne dek gruba girip çıkan toplam 12 müzisyen varken, gruba dâhil olmayıp ARSIS’e sadece sahnede yardımcı olan müzisyenlerin sayısı ise 14. Buradan bakınca ARSIS’in belli noktalardaki sıkıntıları kabak gibi görünüyor. Öyle ki; grubun kurucusu, bestecisi, gitaristi ve vokalisti James Malone olmadan çıktığı konserler bile var.
Malone’un belli ki hiç eğitim almadan kendi kendine öğrendiği vokal tekniği nedeniyle grubun kariyeri boyunca birkaç kez sesini kaybetmesi ve konserlerde söyleyememesi bir yana, kilo konusundaki sorunları da gruba ve elbette ki kendisine büyük zararlar verdi. “We Are the Nightmare”in ardından Malonu’un anoreksi olması, 4 ayda 45 kilo vermesi ve 186 boy, 56 kilo gibi korkunç bir şeye dönüşmesi sonucunda grup belki de kendisine en büyük kapıları açacak “We Are the Nightmare” konserlerini, anlaşılan turnelerini iptal etmek zorunda kalmıştı.
Tüm bunlar bir yana, şimdi gelelim “Visitant”a. ARSIS kariyerinde ilk kez 5 yıllık bir ara verdi, ilk kez bir önceki albümündeki kadrosunu korumayı başardı ve hepsinden önemlisi bu kadar güvenilmez gözüken dalgalı bir kariyere ve Nuclear Blast’in anlaşma yenilememesine rağmen, yeteneğine güvenen Agonia Records tarafından tekrar gün yüzüne çıkarıldı. Böylesi gruplara yatırım yapmak riskli olabiliyor; bir gruba yatırım yapıyor ve albümünü çıkarıyorsunuz, ardından o grup tek gelir kapısı olan konserler ve turneler konusunda sıkıntı çekiyor ve yatırımınız büyük oranda elinizde patlıyor. ARSIS’i gerçekten seven bir dinleyici olarak tek dileğim grubun -hem de böylesi bir albümün ardından- dertsiz tasasız turne döngüsüne başlaması.
Evet, lafı çok uzattım ama bu kadar sorunlu grup her zaman denk gelmiyor. “Visitant” demiştik… “Visitant” bana göre ARSIS’in 10 yıl önceki “We Are the Nightmare”den bu yana yaptığı en iyi, en yaratıcı, en akılda kalıcı albüm. Teknik death metale melodik bir tat katan ve bunu piyasadaki sayısız gruba kıyasla daha akılda kalıcı ve yaratıcı şekilde sunmayı başaran ARSIS, korku filmi temalı “Visitant”ta ciddi düzeyde üst sınıf bir teknik death metal sunuyor. Albümü dinlerken James Malone’un elindeki bu şansı, ARSIS’in bu kez bir bütün hâlinde kalışını ve -umarım- kendisinin de sağlıklı oluşunu iyi değerlendirmesi gerektiğini biliyormuşçasına yırtıcı, iştahlı, tutkulu bir şekilde saldırıyor. Gitar riflerinin çok yönlülüğü, vokallerdeki istek, bunu düşünmemi sağlayan başlıca unsurlar. Kariyeri boyunca vokalleri konusunda sıkıntı çeken Malone, “Visitant”ta “çok bağıran Mille Petrozza” ile “Travis Ryan’ın mahalle karısı şirretliğine bürünmeyen hâli” arası bir vokal yapıyor. Bu yırtıcı vokaller, muazzam sololar ve tüm elemanların üstün müzisyenlikleri sayesinde “Visitant” zehirli bir şekerleme gibi akarak hem hoşumuza gidiyor hem de bizi hasta ediyor.
Tedirgin edici melodiler, üst düzey gitaristlik becerisi isteyen rifler ve Malone ile Brandon Ellis (TBDM’de de çalıyor) elinden çıkan bestelerle albüm gayet canlı, organik, nefes alan bir teknik death metal çalışması olarak önümüzde dikiliyor. ARSIS albümden albüme kanıtladığı bir numaralı alametifarikası olan yaratıcı rif yazma konusunda ciddi anlamda bir dünya markası ve “Visitant”ta da bu özelliğini gözler önüne seriyor.
Sözün bittiği yerdeyiz… “Böyle şey olmaz artık, yazıklar olsun!” babında değil, yazı bitiyor diye diyorum. ARSIS bence gayet sağlam, takdir edilesi bir dönüş yapmış ve aradan geçen 5 yılda biriktirdikleriyle kariyeri adına yeni bir sayfa açacak potansiyelde bir iş sunmuş. Grubu hiç bilmiyorsanız, ya denk gelmemiştir ya da teknik death metalin son 15 yıldaki gidişatıyla ilgilenmemişsinizdir. Ama neyse ki ARSIS bu konuda size yardımcı oluyor ve epey sevilesi bir iş ortaya koyuyor. “A Celebration of Guilt” ve “United in Regret” elbette ki başka bir boyut, ama 2018 ARSIS’i de hiç öyle yabana atılır bir şey değil.
Kadro James Malone: Vokal, gitar
Brandon Ellis: Gitar
Noah Martin: Bas
Shawn Priest: Davul
Şarkılar 1. Tricking the Gods
2. Hell Sworn
3. Easy Prey
4. Fathoms 03:50
5. As Deep as Your Flesh
6. A Pulse Keeping Time with the Dark
7. Funeral Might
8. Death Vow
9. Dead Is Better
10. Unto the Knife
11. His Eyes (PSEUDO ECHO cover'ı)
Albümü bir hafta önce dinlemistim yarısında sıkılıp kapatmıştım. Tekrar şans vereyim
Albumu yaklasik 10 kere dinledim. Su an hic bir sarkiyi hatirlamiyorum. Neyse a celebration of guilt dinlemeye devam