WINDIR’in küllerinden doğan ve 2004 yılından bu yana çıkardığı 8 albümle aslında WINDIR’in faal süresini de çıkardığı albüm sayısını da ikiye katlayan VREID’le birlikteyiz bugün. Tümü WINDIR’de çalan ve sırf bu nedenle bile saygıyı hak eden dört kişiden kurulu VREID, istikrarlı ve üretken kariyerinin yeni adımı “Lifehunger”la karşımızda.
VREID’in geniş vizyonlu black metalini bilenler, grubun pek çok anlamda kendini sınırlamadığını da bilirler. Her ne kadar TAAKE gibi müziklerine banjo eklemek gibi sıra dışı (ve bence işe yarayan) olaylara girmeseler de, VREID’in kimi açılardan lineer bir müzik yapmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
“Lifehunger” da bunu açıkça görebildiğimiz bir albüm. “Welcome Farewell”in ardından daha çiğ ve atarlı bir kimlik barındıran bir önceki albüm “Sólverv”le karşılaştırıldığında gerek sound gerek şarkı yapıları açısından biraz daha uslu, ehlileştirilmiş ve değişken yapılı bulduğum bir VREID var. Her ne kadar “WINDIR’in küllerinden doğduğumuza göre Valfar’ın emanetine sahip çıkalım” şeklinde bir düşünceye sahip olmasalar da, yeri gelince WINDIR’in epikliğine de dokunduran, yeri gelince DISSECTION zehrine bürünen, zaman zaman tastastas blast beat’e abanıp, yeri gelince de staccato riflerle groove pompalayan bir tavırları var.
Yıllardan beri VREID’i dinlerken hissettiğim şeylerden biri, grup elemanlarının black metal dışındaki daha klasik türlerden de epey etkilendikleri, en azından bunlardan ilham aldıkları. Misal sololarda hissedilen net heavy metal karakterleri karşımıza sıklıkla çıkıyor. Bunun dışında, Kuzey’in olmazsa olmazı akustik pasajlar da her VREID albümünde olduğu gibi yerli yerinde kullanılıyorlar. “The Dead White”ın ortalarındaki Nödtveidt pasajı buna iyi bir örnek.
Diğer yandan, grup bahsettiğim bu geniş mezhebi ve belli oranda dağınık yapısı dolayısıyla bazen albümün beklenmedik taraflara sapmasına da neden oluyor/müsaade ediyor. Misal “Hello Darkness” gibi bir şarkıda VREID’in hafif avangarda kaçan bir delilik sunmaya çalıştığına tanık oluyoruz. Bir açıdan bakınca albüme renk katıyor, bir diğer açıdan bakınca konsantrasyon dağıtıyor. Black metal ve King Diamond’vari bir teatrallik sunan şarkı, sanki çok uzun ömürlü olmayacak ve zamanla sıkacakmış gibi bir intiba yarattı bende.
Eleştiri getireceğim bir diğer konu da davullar. Yukarıda adını andığım “Hello Darkness” başta olmak üzere bazı şarkılarda davullar sanki seksenler disko popuna eşlik ediyormuşçasına dümdüz, DÜMDÜZ ve hiçbir şey yapmadan devam ediyorlar. Bu durum beni biraz üzüyor, çünkü zaten lineer devam eden düzenlemelerde bu durum olayı iyice tekdüzeleştiriyor. Albümün genelinde davul üzerine düşeni gayet iyi yaptığından ve black metal kısımlarında son derece dinamik olduğundan bunu davulcuya dair bir sorun olarak değerlendirmiyorum, davula dair verilen -bence- yanlış bir karar olarak görüyorum.
Genel hatlarıyla baktığımızda “Lifehunger” sürükleyici, ancak belirli anlarda kopmaları da olan bir albüm. Şarkıların yaratıcılık, sürükleyicilik, uzun ömürlülük gibi konularda biraz bocaladığını ve belli anlarda öne çıktıklarını düşünüyorum. Grup epik ve görkemli olmayı amaçladığı, ya da atmosfer yaratmak adına çeşitli olaylara girdiği kimi yerlerde bence sıkıcılıkla tehlikeli yakınlaşmalara giriyor. “Black Rites in the Black Nights”ın 4. dakikadan sonraki 2,5 dakikalık bağlama ve uzattıkça uzatarak toparlayamama bölümü bence buna iyi bir örnek.
Bu falsolarına rağmen “Lifehunger” belli bir kalitenin üstünde seyreden bir albüm. Baştan sona hastası olmasanız bile ilginizi çekecek şarkılar olacaktır. Albüme adını veren şarkı bu konuda en üstte duran aday diye düşünüyorum. VREID ortalama ve ortalamanın biraz üstünde albümler yapan iyice bir grup, “Lifehunger” da bu minvalde dinlendiğinde keyif alabileceğiniz bir diğer albümleri.
Kadro Sture Dingsøyr: Vokal, gitar
Strom: Gitar
Hváll: Bas, klavye
Steingrim: Davul
Şarkılar 1. Flowers & Blood
2. One Hundred Years
3. Lifehunger
4. The Dead White
5. Hello Darkness
6. Black Rites In The Black Nights
7. Sokrates Must Die
8. Heimatt
Albümü iki gündür döndürüyorum, benim için hayal kırıklığı oldu maalesef. Keskin bir dönüş var albümde öncekilere nazaran. Yapmaya çalıştıkları şeyi anlayamadım. Biraz daha zaman gerekli sanırım.
Albümü iki gündür döndürüyorum, benim için hayal kırıklığı oldu maalesef. Keskin bir dönüş var albümde öncekilere nazaran. Yapmaya çalıştıkları şeyi anlayamadım. Biraz daha zaman gerekli sanırım.
ben beğendim albümü ya, bütünlüğü var gibi geldi. folk/black dengesini de iyi sağlamışlar bence.
deli gibi de vreid’e hakim bir adam değilim gerçi. windir – 1184′te kalmış biriyim.