Black metal yapmak Norveçlilerin kanında var; bunu görmek için alim olmak gerekmiyor. Adamlar bundan 25 yıl önce yapılan bir şeyin aynısını bugün yapsalar bile bir şekilde bir çekicilik, bir albeni katmayı başarıyorlar.
MARE; bir dolu grupta çalan dört kişiden kurulu bir black metal grubu. Bu kişiler arasından en bilineni BEHEXEN basçısı Luctus; dolayısıyla öyle yıldızlar karması falan gibi bir durum yok. Bugüne dek 2 EP çıkaran MARE, şu an bahsettiğim ilk albümünü çıkarmak için gerçekten de 15 yıl bekledi. Bu bekleyişe değip değmediğine bakacak olursak, daha ilk tebessüm etmemizi sağlayacak bir karanlıkla karşılaştığımızı söyleyebiliriz.
MARE’nin “Ebony Tower”da yaptığı black metal, köklerini açık şekilde “De Mysteriis Dom Sathanas”tan alan ve tüm olayı bunun üstüne kuran bir black metal anlayışı. Vahşi, yırtıcı, derinlikli, tehditkâr bir black metal var karşımızda; bebekken süt yerine zift mi emdiler ne yaptılar bilmiyorum, adamların bastığı her notadan black metalin katran gibi suyu akıyor.
Tüm bu karanlık, MARE’nin olayın derinlikli tarafını göz ardı etmesine neden olmamış. Blood Across the Firmament’in sonundaki klasik gitar bölümü gibi ufak dokunuşlar, albüme hem doksanlar havası veriyor hem de black metalin sessiz ve derinden yılansı tarafını gözler önüne seriyor.
Albümün kimliğini oluşturan diğer bir faktör de vokaller. Azazil’in uğursuz ağzından çıkan kelimeler, “Flaming Black Zenith” ve “These Foundations of Darkness” gibi şarkılarda karşımıza çıkan shriek harici bağırmalı vokaller. Bu vokaller sayesinde “Ebony Tower”ın dramatik etkisi ciddi anlamda, hatta katlanarak artıyor. “Nightbound”un ortalarında gördüğümüz türde, vokal içermeyen ve uzun uzadıya devam ettirilen BURZUM’vari kısımlar da albümdeki ayinsel havanın pekişmesini sağlıyor.
MARE çok klas, taş gibi bir black metal yapıyor. İlk albümleri için bunca yıl beklemiş olsalar da, ortaya “Ebony Tower” gibi bir şey çıkınca geçekten de beklemeye değdiğini anlıyorsunuz. Black metali, özellikle “De Mysteriis Dom Sathanas” atmosferini seven herkes mutlaka dinlesin.
A.Saraçoğlu, emeğine sağlık..
Sound az daha leş olsaydı hiç fena olmazdı..Acayip tekinsiz bi albüm yapmışlar..Norveç metal müziğine karşı son derece büyük bir ön yargı var insanlarda fakat ben tam aksini düşünüyor ve ayrım yapmaksızın dinleyip emek sarfediyorum(kendimce koyduğum en az üç ay dinleme mühletidir bu)yeni duyduklarıma..Bazısı emeğimi boşa çıkarıyor, bazısı kendine köle ediyor..
Mare’de köle olabileceğim kadar sağlam müzik yapan bi grup kanımca..
Farkındaysan hiç özentilik ya da yapmacıklık yok..
Parçalar kurşun gibi..Sert ve delici..
Kült olabilir mi bilemem ama ilk albüm icin çok başarılı..
A.Saraçoğlu, emeğine sağlık..
Sound az daha leş olsaydı hiç fena olmazdı..Acayip tekinsiz bi albüm yapmışlar..Norveç metal müziğine karşı son derece büyük bir ön yargı var insanlarda fakat ben tam aksini düşünüyor ve ayrım yapmaksızın dinleyip emek sarfediyorum(kendimce koyduğum en az üç ay dinleme mühletidir bu)yeni duyduklarıma..Bazısı emeğimi boşa çıkarıyor, bazısı kendine köle ediyor..
Mare’de köle olabileceğim kadar sağlam müzik yapan bi grup kanımca..
Farkındaysan hiç özentilik ya da yapmacıklık yok..
Parçalar kurşun gibi..Sert ve delici..
Kült olabilir mi bilemem ama ilk albüm icin çok başarılı..
ahahah başlık müthiş :))
Acayip bir atmosfer. 10/10
Hamdolsun ‘Blood Across the Firmamen’ ile bir parçalık playlist böldük Allah’ın izniyle.