Selman Aydoğan
1993 Yılında Shadowed adıyla kurulan grup, 1 sene sonra adını Horna olarak değiştirmişti. Fincede “uçurum” ya da “cehennem” anlamına gelen Horna kelimesi, grubun kurulduğu günden bugüne kadrosunda bulunan tek eleman olan Shatraug tarafından kulağa daha sert ve daha güçlü geldiği için seçilmiş.
Black metalin emektar gruplarından biri olan Horna bu güne dek 11 EP ve 9 albüm çıkararak bu işle ne kadar içli dışlı olduğunu hepimize gösterdi. Bu kritikte grubun 4. albümü olan “Envaatnags Eflos Solf Esgantaavne”yi ele alıyoruz.
Çoğu raw black metal grubunun tercih ettiği gibi albümde leş bir kayıt tercih edilse de alışılageldik raw sound’dan farklı olarak yer yer giren melodik rifler, alçalıp yükselen tempolar ve aklı başında enstrüman kullanımı sayesinde ortaya paldır küldür değil de daha derli toplu bir hayvanlık çıkıyor.
Albümün bazı parçalarında tekdüze devam eden rifler ve davul sizi hipnotize ederken, bazı parçalarda aniden değişen rifler size tek bir parça içinde 2-3 farklı parça dinliyormuş hissini verebiliyor.
“Envaatnags Eflos Solf Esgantaavne”de vokal görevini üstlenen Corvus öylesine harika bir performans ortaya koyuyor ki, özellikle albümün en saldırgan vokallerine sahip olan “Vala Pedolle”yi dinlerken ister istemez “Vay be, vokalist Nattramn mı lan yoksa?” diyebiliyorsunuz.
Dikkatimi çeken bir nokta, “Kirous ja Malja” parçasının 01:47-01:55 arası, Fenriz’in Isengard adı altında çıkardığı “Vinterskugge” albümündeki “Naglfar” şarkısının 02:57-03:10 arası kısmıyla neredeyse bire bir aynı.
Albümde başı çeken 2 parçadan biri açılıştaki “Vihan Tie”. Oldukça tempolu olan bu parça öyle bir telaşla başlıyor ki, sanki ölmek üzere olan grup elemanları “Şu albümü yetiştirelim de öyle ölelim” demişler gibi hissediyorsunuz. Parçanın nakaratından önce giren ve nakarat bitişine kadar devam eden riff ve davul uyumu beni benden alıyor ve istemsizce kafa sallamama sebebiyet veriyor.
Bana göre Horna’nın en mükemmel şarkısı olan “Kuoleva Lupaus” ise albümün zirve noktası. Başlangıcındaki o 4 kez vurulan zilin ardından giren mükkkemmel rifler ve harika davul içinizi kıpır kıpır ederken, Corvus’un ani çığlıkları bir şok etkisi yaratıyor. Vokalle aynı anda giren melodik melankolik bir rif var ki içinizi karartmaya fazlasıyla yetiyor. Terk edilmiş bünyelerde intihar etkisi yaratabileceği için aşk acısı çeken arkadaşlara tavsiye etmem.
Yer yer sakinleşen, yer yer yükselen tempo, elleriyle kurbanını boğan bir katilin psikopat çığlıkları ve arkadaki acı melodi sayesinde parçada hafif bir DSBM havası oluşturuyor.
Albümün karanlık atmosferini pekiştirmesi amacıyla bir de enstrümantal kullanan Horna, “Zythifer” ile kulakların ve kalplerin pasını sil-miyor, daha da karartıyor.
Kritiği toparlamak gerekirse, çıkardığı leş albümlerle bildiğimiz Word Terror Committee, Horna’nın bu albümüne “grubun en iyi albümlerinden biri” diyor. Küf kokan bu çiğ müziği bu kadar dinlenebilir hâle getirebilecek gerçekten de çok az grup var.
Albümün adı ne anlama geliyor diye merak eden varsa, asıl adı “Evangels of Satan” (Şeytan’ın Müjdeleri). Onu bir düz bir ters yazmışlar ve harfleri fermuar gibi iç içe geçirmişler.
EVANGELS OF SATAN
natas fo slegnave
EnVaAtNaGs EfLoS sOlF eSgAnTaAvNe
20.09.2018
@Ahmet Saraçoğlu, Amme hizmetinin böylesi :)
Ben de yarım saat kadar önce Ohol Yeg için nette dolanırken Sazakan’ın bulunduğu oluşumlardan Cosmic Funeral’ın eski kadrosuna bakıyordum. Orada da şöyle bir isim gördüm:
Holysregnif Natasrehtafof
Allah Allah bu ne derken dur şunu bir tersten okuyayım dedim ve muradıma erdim.
Hayat hakikaten de sürprizlerle dolu.
20.09.2018
@Ahmet Saraçoğlu, ergenliğin böylesi diyeceğim de demilich’in de no lyrics here’ı ters düz edip bi şarkı ismi yapmışlığı vardı.
21.09.2018
@Ahmet Saraçoğlu, Harika! Teşekkürler :) Görünüşünden dolayı okumaya bile çalışmıyordum yıllardır, meğerse simetri yapmışlar.
Başta dinlemesi zor bir albüm gibi gelse de sonradan bağımlılık yapma etkisi var. Yazı birçok özelliğini güzelce anlatmış ama ” küf kokan çiğ müzik” deyimi cuk oturmuş. Bu müziğin böyle bir şeyi hissettirmesi çok büyük bir başarı. İnsanı kolundan tutup çok eskilere, hayal meyal hatırladığımız bebeklik, çocukluk yaralarımızı belki yeniden hatırlar gibi olmamızı sağlıyor. Yazarımızın da bunu hissettiğini ve dile getirdiğini okumak çok güzel. Kapak ise acaip başarılı.