5 yıl önce dağılan İsveçli death metal grubu COLDWORKER’dan üç kişiyi kadrosunda barındıran ve yılın en öküz grindcore albümlerinden birine imza atmak üzere huzurlarımızda bulunan AXIS OF DESPAIR’le birlikteyiz bugün. COLDWORKER’dan evvel NASUM’dan tanıdığımız Anders Jakobson’ın hâlâ yorulmadığını ve davul setini yıkmaya devam ettiğini gözler önüne seren AXIS OF DESPAIR, tam olarak albüm adını yansıtan bir aşağılama, hınç alma, yok etme ihtiva ediyor.
Jakobson dedim ama boşuna demedim. Şu davulları bir dinleyin ve bu adamın daha 1990’da davul çaldığı gruplar olduğunu bir düşünün. En az 45 yaşında olduğunu tahmin ettiğim Jakobson, nasıl bir iştahı olduğunu burada da kanıtlıyor. Tabii NASUM zehrini ve Mieszko okulunu en ön sıradan bitiren biri olarak, buna çok da şaşırmamak gerek.
Grubun karakteri daha ziyade bodosluk ve NASUM ve bir miktar hardcore üzerine kurulu ve grindcore’un modern dokunuşlarını çok seyrek olarak yansıtıyor. Öyle bir WORMROT sapkınlığı falan arayayım demeyin. Onun yerine; gözü dönmüş, ağzından salyalar saçan, aşırı derecede şeker yediği için enerjisini boşaltacak yer arayan delirmiş bir gergedanın bir parlamento binasına girerek milletvekili sıralarının alayını talan ettiğini düşünebilirsiniz mesela. Her yerinden ter fışkıran, burnundan soluyan, salyalar saçarak ve kendini de yaralayarak tepinen bu hayvan, AXIS OF DESPAIR’in “Contempt For Man”deki insan aşağılamasının da temelini oluşturuyor.
AXIS OF DESPAIR’i hiç duymamış birine tarif etmek gerekirse NASUM, NAPALM DEATH, PHOBIA, BRUTAL TRUTH, ROTTEN SOUND, GADGET ve hatta yer yer MISERY INDEX gibi referansları sıralayabiliriz. Grubun şarkılarında bir tutarlılık, tamamlayıcılık aramak elbette ki abesle iştigal olur. AXIS OF DESPAIR de benzerleri gibi tek amacı yıkımın ve tüm güzellikleri ortadan kaldırmanın müziğini yapmak olan bir grup. Benzer tornalardan çıkmış şarkıların tek bütünlüklü yanı; etiyle, kemiğiyle, dalağıyla, böbreğiyle sadece ve sadece asgari düzeyde kaos yaratmaktan ibaret.
20 şarkı ve 32 dakika süren bu kaotik gövde gösterisinin akabinde aklınızda muhtemelen çok da bir şey kalmayacak; kalsa bile bunun daha önce muadillerini pek çok kez duyduğunuz bir şey olduğunu fark edeceksiniz. Ama burada önemli olan bu değil. Burada önemli olan AXIS OF DESPAIR ve benzeri grupların çok nadide, çok nevi şahsına münhasır çirkinlikteki bir bam telini kudurta kudurta titretmesi. Burada önemli olan, “Stream of Sludge”ın 1.38’inde bas gitarın resmen kusarak var olan tüm güzelliklere siktir çekmesi, iltihaplı orta parmağını alnımızın çatına dayaması.
Olabildiğince yüzeysel bakıldığında, evet; AXIS OF DESPAIR de deli manyak şiddetli müzik yapan diğer bir grindcore grubu. Ama biz olaya böyle yüzeysel bakmadığımız için bu müziği dinliyoruz değil mi? AXIS OF DESPAIR de manifestosunu bu şekilde ortaya koyan ve insan zavallığının, beşerî acizliğin balçığına bulanmış balyozunu masaya böyle vuran bir grup.
Aynı şekilde bu albümde de öyle oldu. Yazıya göre 8.5 puan iyi olurdu. Çok az olmuş hatta yazıyı okumayıp direkt puana bakan dinleyiciler için kötü. Vasat sanarlar.