2010’da kurulan ve 2 hafta öncesine kadar 2 albümü bulunan ABD’li thrash metal grubu BLACK FAST, yeni albümü “Spectre of Ruin” ile diskografisinin üçüncü parçasını bizlere sundu. Sundu sunmasına ama bakalım ne gibi bir şey bu “Spectre of Ruin”…

Bir kere bu BLACK FAST denen arkadaşların yellozluktan, şirretlikten uzak, daha derinlikli bir thrash metali var. Sound’un lezzetli dokusuyla birleşen bu yapı, VEKTOR falan kadar olmasa da belli oranda progresif dokunuşlarla değişken bir kimlik sunuyor. Albümü başlatır başlatmaz kendimizi BLACK FAST’in oruçlu ağzından çıkan kara dumanlarla boğuşurken buluyoruz. Ağza alınmayacak sözlerin sarf edildiği, tükürüklerin tokatların konuştuğu bir mahalle kavgasını andıran türde bir thrash metal arıyorsanız, BLACK FAST’in thrash metali size epey sofistike gelebilir. Grup belki oturup müziğine dair derin tartışmalara, fikir teatilerine falan girmiyor, ancak ortada hatırı sayılır düzeyde zeki ve fikirler barındıran bir müzik olduğu da su götürmez bir gerçek. Yine de aşırı komplike, kasış bir şeyler de yok; agresif, saldırgan ve kafası çalışan bir thrash metal yapmak ve bunu belli oranda çeşitlilikle tatlandırmak BLACK FAST için yeterli oluyor.

Vokalist/gitarist Aaron Akin’in Chuck Schuldiner’ı anımsatan shriek ağırlıklı bir vokali var. Müziğe cuk oturan bu vokaller, KARA ORUÇ’un zehrini daha iyi şekilde sergilemesine fırsat tanıyor. Diğer gitarist Trevor Johanson da yetenekli bir arkadaş ve müziği yukarılara çıkaran, üzerinde düşünülmüş, lezzetli sololarla albüme artılar kazandırıyor. Albümün en iyi şarkılarından “Phantom I Am”deki solosu buna örnek olarak gösterilebilir.

Erik Rutan elinden çıkan prodüksiyon da “Spectre of Ruin”in genel kimliğine katkıda bulunuyor. Ne dana gibi etli bir ses duvarı, ne de cılız bir pislik çukuru; albüm tam kıvamında bir prodüksiyon ve sound ile sunuluyor.

Velhasılıkelam, “Spectre of Light” iyi, atarlı ve üzerinde düşünülmüş bir thrash metal albümü dinlemek isteyenlere kapılarını ardına kadar açıyor. Çok uzun ömürlü olacağını, yıllar sonra bile akıllarda yer edeceğini sanmasam da, sıcak yaz günlerinde biraz olsun ter atmak isteyenler bu 43 dakikayı pişman olmadan deneyebilirler.