Daha türünün ne olduğunu bilmezken, bana acayip ilgi çekici gelen bir albüme kaptırıp gitmiştim nereden baksanız 16-17 sene önce. O zamana kadar dinlediğim hiçbir metal parçasında denk gelmediğim garip ve gizemli bir hava vardı bu dinlediklerimde. Evet, doğru tahmin ettiniz, o grup Falkenbach, albümü de “…magni blandinn ok megintíri…” idi. Aradan geçen bu uzun zaman zarfında, türler arası savrulmalardan sağ çıkmayı başardım ve viking metal, folk metal ve hatta bunlara bir de black metali ekleyen -nispeten- grupları takip etmeye başladım. Hikâyenin son kısımlarını aşağı yukarı biliyorsunuz; giderek ünlenen grupların bazıları ya kadro değişikliklerine gitti ya zihniyet değişikliklerine. Ve neticede, o grupların tanınmasını ve sevilmesini sağlayan eserler, artık bahse konu gruplardan çıkmaz oldu. Karamsar tarafım, o eski güzel günlerin bir daha asla gelmeyeceğini söylese de mevzuyu grup özelinden çıkarıp daha geniş bir perspektiften ele aldığımızda, o eski güzel günleri sürdürme gayretinde olan başkaca grupların var olduklarını görebilir, ürettikleri kaliteli müziğin keyfini doyasıya çıkarabiliriz.
İsmi, İsviçre’den çıkan Anam’Kara kadar falsolu olmasa da ilk duyulduğunda bir tebessüm ettiren Kaatarakt, Cenevre’nin en genç gruplarından biri ve 2014’ten bu yana sahnelerde. Bundan önce bir EP daha çıkaran ve kanımca bu kritikten sonra dünya çapında daha fazla tanınır hâle gelecek olan Kaatarakt, viking ve folk metalin nasıl mükemmel biçimde üretileceğinin formülünü elde etmişçesine müthiş bir müzik yapıyor. Kimi zaman Ensiferum’un alevli taraflarına yaklaşan kimi zamansa Falkenbach ve Mithotyn gibi daha karanlık taraflarda seyreden grup, bir defa tam anlamıyla bir grup. Topluluk tam olarak yedi (7) kişiden oluşuyor ve bu kalabalığın meydana getirdiği müzikal sinerji, her parçada net biçimde hissediliyor.
Bir uzunçaları veya EP’yi dinlenebilir kılan etmenlerin gayet farkında olduğunu belli eden Kaatarakt, “Echoes of the Past” EP’sini, yapıma adını veren şarkıyla başlatıyor. Büyük plak firmalarını arkalarına alan anlı şanlı grupların senfonik elementlerle yakalayamadıkları samimi ve yüreğe dokunan gerçek havayı, daha EP’nin en başından elde eden grup, tansiyonu ilerleyen parçaların süregelen dakikalarında ve sonraki parçalarında adım adım yükseltiyor. Burada, şarkı dizilimine ve parçaların barındırdıkları detaylara şapka çıkaracağınızı söyleyebilirim. Arka plandaki ses efektleri, klavyeci arkadaşın hem klavsen hem flüt olayları, ince ince giden tarama gitarlar, ana rifleri sürdüren diğer gitar, şarkıların azametini arşa taşıyan baslar, yerinde ritimler kullanan etine dolgun davullar ve şarkıların karakterine göre şekillenen ancak teatral komikliklerden kaçınan vokaller, “Echoes of the Past” EP’sini inanılmaz derecede değerli hâle getiriyor.
Böyle tabirleri kolay kolay kullanmam ama yapımı dinlerken, türe özellikle gıcık değilseniz defalarca eargasm yaşamanız mümkün. Şarkıların kurgularını, işlenişini, oluşturulan kompozisyonların zenginliğini, parçalarda yarım bırakılan melodilerin sonradan sonraya nasıl da ihtişamlı şekilde tamamlandığını işittiğinizde bana hak vereceksiniz.
Tamamen kendi imkânlarıyla kayıt ve prodüksiyon işlerini kotaran ekibe ikinci şapkayı da burada çıkarmanız mümkün, zira ben öyle yaptım. Kimi zaman çok tanınmamış gruplarda yakındığım kayıt hataları şöyle dursun, burada ciddi anlamda uğraşılmış bir iş var. Şarkıların yaşatmak istediği atmosferin dinleyici tarafından en iyi biçimde deneyimlenebilmesi için miksaj mükemmel yapılmış. Sönük ve önemsiz gibi görünen bazı ögeler vurucu noktalarda öne çıkıyor meselâ, bazen de ön planda olan enstrümanlar gidişata göre belli belirsiz bir form kazanıyor bütünlüğün oluşturulabilmesi için. Sayabileceğim ve yakaladığım bir sürü böyle incelikli nokta var. “Yığınla grup bunu zaten yapıyor.” demeniz muhtemel ama benim dikkat çekmek istediğim şey, adamların, sahnelerde epeyce yeni olmaları ve kayıt konusunda mükemmel diyebileceğim işler yapmış olmaları. Bu, her yapımda karşılaştığım bir durum değil maalesef.
Adı sanı duyulmamış ve pek kimsenin gündeminde olmayan grupların sürpriz yapımlarla çıkagelmesine bayılıyorum ve bana göre Kaatarakt’ın “Echoes of the Past” EP’si, kendi dalında yılın en iyilerinden biri olmuş. Üzerine ciddi ciddi kafa yorulmuş, emek verilmiş ve arkasına büyük şirketleri alıp deli manyak reklamlar yapılmamış bir eser bu ve bu nedenle de ilgiyi daha çok hak ediyor. EP’yi dinleyin, dinlettirin ve işini lâyıkıyla yapan müzisyenleri her ortamda mutlaka destekleyin. Sonraki yazıda görüşmek üzere.
Kadro Marvin Brand: Vokal
Marty Kohler: Davul, gitar
Yoann Giacomelli: Gitar
Nicolas Sanchez: Gitar
Gaëtan Reichenbac: Bas
Malo Civelli: Klavye
Dylan Watson: Davul
Şarkılar 1. Echoes of the Past
2. The Gathering
3. Màttr Ok Megin
4. Little’s Troll Tale
5. Sunless Dawn
Grup dağılmış maalesef.