Norveç’in en pislik oluşumlarından biri olan AURA NOIR’ın büyük oranda kendi adını taşıyan albümüyle birlikteyiz bugün. AURA NOIR Norveç ortamlarının en önemli gruplarında çalan üç isimden oluşuyor. Sanki her biri Oslo’nun huzur ve refah dolu ortamlarında yaşamıyorlarmış gibi; adeta çürümüşlüğün, leşliğin, dişleri çürümüş zehirli bir cadının müziğini yapıyorlar.
Bu ruh hâlinin oluşmasındaki başlıca faktörlerden biri, zamanında 5 katlı bir binanın tepesinden aşağıya atlayan (ya da düşen… ama büyük olasılıkla atlayan) ve bu sebeple artık davul çalamayan, hatta ayakta durmakta da güçlük çeken Carl-Michael Eide, namıdiğer Aggressor adlı arkadaş. Kendisinin AURA NOIR karakterine kattığı birtakım unsurlar, zaten diğer gruplarında da karşımıza çıkıyorlar. “Aura Noire”ı dinlemeye başladığımda aklımdan geçen ilk şey “Ulan bu albümün karakteri son VIRUS albümü “Memento Collider”a ne kadar çok benziyor” oldu. Gerçekten de albümün havasında suyunda, “şarkı yazımımda Carl-Michael’ın baya bi rolü var” hissiyatı net şekilde hissediliyor.
“Aura Noire”a baktığımızda, grubun ilk iki efsane albümü “Black Thrash Attack” ve “Deep Tracts of Hell”deki köpek dişli black/thrash’i daha acayip bir karakterle sunduğunu görüyoruz. “Hades Rise” ve “Out to Die”a oranla daha thrash tabanlı rifler üzerinden yürüyen albüm; yer yer “The Merciless” karakterini anımsatan, ancak genel olarak black metalin soğuk ve iğneli tatlarının thrash altyapısı üzerine yedirilmesiyle oluşan bir kimlikle karşımıza çıkıyor.
“Aura Noire”ı dinlerken AURA NOIR’ın black metali yemiş bitirmiş dimağlarının türün en tatsız taraflarını müziğe itinayla yedirdiklerine tanık oluyoruz. Grup albümün pek az anında saf bir black metal karakteri ortaya koysa da; riflerin, taramaların tamamında bir “ormanda black metalcilerin büyüttüğü thrash metalci” havasını sezmek mümkün.
33 dakikalık süresinde yeterli düzeyde zehir akıtan; Aggressor’ın vebalı vokalleri, MAYHEM mezunlarından Blasphemer’ın çirkin rifleri ve Apollyon’un habis davullarıyla öne çıkan ve AURA NOIR karakterini net şekilde sergileyen “Aura Noire”, türün sevenlerinin büyük kısmını öyle ya da böyle kendine çekecektir.
Sadede gelirsek; “Aura Noire” AURA NOIR’ın en iyi albümü değil. En sıradanı da değil; zaten grup genelde belli bir ortalamanın üzerinde oynuyor. Black/thrash metalinizi daha yırtıcı, kuduz salyalar saçan bir vahşette seviyorsanız, “Aura Noire” birazcık düzenli ve kendini bilir gelebilir. Tabii bu albümün iyi bir müzikalite sunduğu gerçeğini de değiştirmiyor. Tür adına yeterli, iyi yanları daha fazla olan bir albüm. AURA NOIR’ı henüz hiç dinlemediyseniz ilk iki albümle başlamanızı öneriyorum, ama bu albümü dinlerseniz de pişman olmazsınız.
Not: Fakat son şarkıdaki ANNIHILATOR tadı?
Ben bu grubu geçenlerde tesadüfen keşfettim. Tüm albümlerini dinlemedim ama bu albüm ve Hades Rise baya hoşuma gitti. Burada hiç yorum almamış, ilginç.