Gruplar kendilerini geliştirme konusunda cesur ve büyük adımlar attıklarında gerçekten mutlu oluyorum. Bir grubun müzikal karakteri oturmuş olsun ya da olmasın, bazen iki albüm arasında öylesine dramatik farklar görüyoruz ki şaşırmadan edemiyoruz. Tabii bunun kıymetli olanı, grubun gerçekten de kendi kendine değer katarak yaptığı müzikal dönüşümler oluyor.
Kariyerine thrash metal yaparak başlayan ve bu süreçte 10 yılı geride bırakan İstanbullu grup VORTEX OF CLUTTER, 2014’te çıkan “Eclipse of Reason Beyond Time” ile death metalin dikenli kollarına kendini daha bir bırakmış ve ilk albümüne oranla çok daha sofistike bir kimlik sunmuştu. Arada Violentia gibi kendi içinde deneysel sayılabilecek işlerle bu tarz bir yöne kayabileceğini de ufaktan hissettiren grup, bir önceki albümü “Eclipse of Reason Beyond Time”da olayın teknik dozunu epey artırmış olsa da, ülkemiz metal dinleyicisi için genel anlamda thrash metal/death metal kırması müzik yapan bir grup olarak biliniyordu.
Ta ki bugüne kadar.
Bugün piyasaya çıkan üçüncü VORTEX OF CLUTTER albümü “A Praise to Extinction”, bir grubun gelişimini aritmetik olarak değil, geometrik olarak artırması adına numunelik bir örnek olarak karşımıza çıkıyor.
“Eskimiş VORTEX OF CLUTTER’larınızı atmayın! Getirin onları progresif death metal olanlarla değiştirelim!”
Bugüne dek belli bir gelişim ve değişim gösteren VORTEX OF CLUTTER’ın bence tartışmasız şekilde en iyi, en üstün, en çok fikir barındıran, en değerli albümüyle karşı karşıyayız. Bugüne dek grubu dinleyen ve genel karakterini bilen bir insansanız, “A Praise to Extinction” ile birlikte sizi yepyeni bir VORTEX OF CLUTTER’ın beklediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Grup neredeyse her anlamda eskisine göre koşarak ilerleyen bir müzikal karakter sunuyor: akılda kalıcılık, beste yapıları, kaliteli rif sayısı, vokal çeşitliliği… Aklınıza ne gelirse.
“A Praise to Extinction” itibarıyla artık bir progresif death metal grubuna dönüşen VORTEX OF CLUTTER’ın bu albümde yapmaya çalıştığı ve çok büyük oranda başardığı şeylerin başında “tutarlı çeşitlilik” geliyor. Şu anda kıçımdan uydurduğum ve benzer türde bol rifli, bol değişimli grupların bundan sonra yazacağım incelemelerinde de arsız gibi kullanacağımı hissettiğim bu tabir, grubun hem çok şey yapıp hem de odağını kaybetmemesini ifade ediyor. Şarkıların istisnasız her biri, üzerinde özenle uğraşıldığını ve kendisini diğer şarkılardan ayrıştırmak adına çok akıllıca tasarlandığını belli ediyor.
Albümü dinlerken hissettiğim ve beni en çok mutlu eden şey, “A Praise to Extinction”ın bir geçiş albümü olmaması; “Bakın progresif death metal de yapabiliyoruz, artık böyle olacak” demeyi bile düşünmeden, hâlihazırda kaliteli ve sapasağlam bir progresif death metal albümü olarak bir anda kendini ortalara atması. Grup sanki bundan önce yaptığı her şeyi tartmış, iyi olduğunu düşündüğü kısımları tutmuş, değiştirmek istediği tarafları atmış ve üzerine lafta kalmayacak şekilde yeni şeyler ekleyerek bu albümü ortaya çıkarmış. Son derece lezzetli bir dolu rif, yeri geldiğinde sakinleşen ama karanlığını yitirmeyen daha çıplak bölümler; 3, 4 hatta 5 farklı vokal tarzının kullanıldığı bir çeşitlilik; Aztek efsanelerinden uzaydaki Rus kozmonotlara kadar geniş bir yelpazede sunulan konsept ve hepsini toparlayıp albümü defalarca dinlemenizi sağlayacak bir prodüksiyon.
Albüme adını veren klip şarkısının şizofren trafiği; grubun bugüne dek yazdığı en iyi şarkılardan biri olduğunu düşündüğüm Xochiquetzal’ın dev hit potansiyeli ve her anının nakış gibi işlenmiş oluşu; Dirt’te 0.51’inde giren rifin hemen ardından vokalin başlatılması gibi küçük gözüken ama aslında çok değerli olan fikirler… Albümde dinlerken hem tebessüm hem takdir ettiren pek çok şey var.
Toparlarsak, ben bu özgür ve kendine hiçbir sınır koymayan VORTEX OF CLUTTER’ı çok sevdim. Eskiye oranla çok daha fazla sevdim. Özellikle son dönem düşündüğümde, son iki albümü arasında bu kadar radikal bir gelişim sergileyen pek fazla yerli grup hatırlamıyorum. Elbette sürekli kaliteli işler sunan gruplar var, ancak VORTEX OF CLUTTER’ın “A Praise to Extinction”da yaptığı şey sadece istikrarlı bir kalite artışı değil, her anlamda ayakları yere sağlam basan bir gövde gösterisi.
VORTEX OF CLUTTER seviyorsanız bence “A Praise to Extinction”a bayılacaksınız. Grubun önceki işleri sizi sarmadıysa ve VORTEX OF CLUTTER dendiğinde şu an itibarıyla kafanızda olumlu bir şey uyanmıyorsa, gün o fikirlerin çok büyük ihtimalle değişme günüdür.
Ben de albümü henüz 4-5 kere dinlesem de baya beğendim. Albümün zengin bi yapısı olması da acayip önemli bi olay, bi anda yenilip yutulucak ve unutulucak bişi olmadığı belli.
Gruba kesin yeni yolunda burun kıvıranlar olucaktır ama zaten grup buna baştan okey gibi. Ben de bu yeni anlayışlarını tercih ederim şahsen.
Kritikteki olumlu düşüncelerin biri hariç hepsine katılıyorum o da vokal çeşitliliği.
Ben de albümü henüz 4-5 kere dinlesem de baya beğendim. Albümün zengin bi yapısı olması da acayip önemli bi olay, bi anda yenilip yutulucak ve unutulucak bişi olmadığı belli.
Gruba kesin yeni yolunda burun kıvıranlar olucaktır ama zaten grup buna baştan okey gibi. Ben de bu yeni anlayışlarını tercih ederim şahsen.