ismail vilehand
Hayatta verilen bazı radikal kararların, insanı kendisi dâhil her şeyi yakmaya ve yok etmeye teşvik etmesi gibi bir gerçek söz konusu. Yeri geliyor, “Evet, kesin kararım bu.” diyorsun ama verdiğin kararın o esnada sonuna kadar doğru olduğunu düşünsen de, bu verdiğin kararın seni soktuğu yol, üzerine bomba takıp kendini patlatmak gibi bir takım duygulara yönlendirebiliyor.
Bu radikal kararlar; üniversite seçimi, iş seçimi, partner seçimi gibi bir çok farklı türde olabilir. Ama sizi sürükledikleri yere vardığınızda ve “Ben burada ne bok yiyorum amına koyayım?” dediğinizde iş işten geçmiş oluyor. Dolayısıyla hemen akabinde her şeyden sınırsız bir nefret başlıyor. Bu büyüyen nefret sizi alkole, uyuşturucuya ve şiddete teşvik ediyor. Yakın zamanda bunlardan kurtulamayıp, iç huzuru bulamayınca da kendinize ve başkalarına zarar vermeye başlıyorsunuz.
“Sebepsiz nefret” ile “Sebepleri olan nefret” arasındaki fark burada devreye giriyor. Yaşadıklarından yola çıkarak bir şeylerden nefret ediyorsan hiç endişelenme, sende sokakta gördüğün milyonlarca insandan birisin. Ama nefretinin arkasında bir sebep veya amaç yoksa kendinle gurur duy, çünkü sen gerçek bir kötüsün.
Nefretimizin arkasında bir takım sebepler olan büyük çoğunluk olarak, hislerimize tercüman olan bir albüm var karşımızda. Tam olarak ne tür müzik yaptığı bir türlü tanımlanamayan, ancak hardcore kökeninden gelen bir grup ile beraberiz.
Doom, sludge, stoner, gothic ve groove metal gibi birçok farklı türü tek potada eritip, hardcore atarı ile birleştiren Twitching Tongues, dördüncü albümü ile manyaklıklarına hız kesmeden devam ediyor. Hatta mevzuyu abartıp death metal’e bile dalıyorlar.
Metal müzik konusunda doktora yapmış kişilerin bile tek cümle ile ifade edemeyeceği bir grup olan Twitching Tongues; “Sleep Therapy” ile ciddi ses getirmiş, “In Love There Is No Law” ile kendi tarzını yaratarak tokadı basmış ve “Disharmony” ile ününe ün katarak underground olmaktan sıyrılıp, fazlasıyla bilinen bir grup haline gelmişti. “Gaining Purpose Through Passionate Hatred” ise grubun bu güne kadar yaptıklarının özetine ek olarak, çok daha fazla yeni ve harika şey barındırmakta.
Albümle ilgili ilk söylenmesi gerekenlerden biri, “Disharmony” albümünün çıkışından hemen sonra grubun renklerine bağladığı mühim bir zat-ı muhterem ile alakalı olmalı. Şuan “Hatebreed” aşırı bilinen ve milyonlarca fanı olan bir grup ise, bunda en büyük payı olan adamlardan biri olan rif ustası Sean Martin, Twitching Tongues kadrosunda ilk defa sahne alıyor ve yarım yarım yardırıyor.
Şahsen Sean Martin sonrası Hatebreed’ten zerre keyif almayan bir dinleyici olarak bu albümü dinleyince adamın kıymetini daha fazla anladım. 2015 yılında dinlediğim en iyi birkaç albümden biri olan “Disharmony” aşılamaz diyordum ancak halt etmişim, Twitching Tongues amaçladıkları doğrultusunda neredeyse kusursuz şeyler sunuyor.
Grup müziğinde; hala önceki işlerindeki ayrıntıların büyük kısmını barındırsa da, “Gaining Purpose Through Passionate Hatred” ile daha yoğun bir doom, sludge ve hardcore üçgeninde dönüp duruyor. Çeşitlilikleri tat kaçırmadan dinleyiciye sunuyor, dinlerken insanın aklına tek bir suni veya zorlama durum gelmiyor. Hatta işi epey abartıp, “Gaining Purpose” şarkısında olduğu gibi araya 90’lar Suffocation’ı kokan enteresan işler sokabiliyorlar.
Nefret başta olmak üzere; her anıyla birçok olumsuz duyguyu hissettiren ve yücelten bu albüm, kesinlikle paşa keyfini bozmak istemeyenlerin uzak durması gereken bir icraat. Müzikteki “negatif” olma anlayışınız sadece İskandinav hüznü ile sınırlı ise zaten çok yanlış yerdesiniz. Çünkü bu adamların müziğinde yüksek miktarda “Type O Negative”, “Alice in Chains” ve “Crowbar” bulunmakta.
Grubun en “imza” özelliği olan sıra dışı ve muhteşem vokalinden bahsetmemek olmaz. “Nails” grubundan tanıdığımız ve Twitching Tongues kurucu üyesi olan Taylor Young’ın kardeşi Colin Young, grubun diğer tüm albümlerinde olduğu gibi yine inanılmaz cesur ve fark yaratan işler yapıyor. Adamı dinlerken yer yer “Peter Steele” duymak mümkün, ki bu bile adamın ne derece değerli bir vokal olduğunun göstergesi.
Albümün ağır toplarına gelecek olursak; ki bu en zor kısım; “Kill for You” kesinlikle müzik tarihine damga vuracak bir şarkı, bunun harici “Harakiri”, “Forgive & Remember” ve “Gaining Purpose” çok ciddi dikkat edilmesi gereken eserler.
“Gaining Purpose Through Passionate Hatred” grubun bu güne kadar yaptığı en iyi iş ve genel anlamda da çok fazla değerli bir albüm. Fakat bu albümden tam verimi alacak kafayı yakalamak epey zor, bunu kabul ediyorum. Eğer bu müziğin kafasını yakalama şerefine erişirseniz, siz de verdiğim puana kesinlikle hak vereceksiniz.
Kritik de çok iyi albüm de. Uzun zamandır grubun adını duyup dinlemediğime pişmanım.
Album icin uzun uzun yazmicam, dinledigim ilk andan itibaren agzima yuzume bir güzel sıçtı. Senenin açık ara en iyi albümü. Hele ‘kill for you’ denen şaheser tüm türler adına yapılmış en kusursuz sanat eserlerinden biri. Ayrıca albüm en neşeli gününüzde meyhaneye gidip ‘kaç para ulab bi flüt?!’ diye isyan ettirecek kudrete sahip…
Dayaklı damar.
Bu sene dinlediğim en iyi albüm.
hâlâ açık ara senenin en iyisi olduğunu düşünüyorum…inanılmaz…
Birkaç parça ile listeye ara verip, ‘kill for you’ denen orospu çocuğu parçanın aklıma gelmesi, arka arkaya yapılan fondipler…
21. yüzyılda yapılmış en muazzam parçalardan biri. Dinleyin ve ölün.
Kill for You ve Long Gone nasıl şarkılar öyle ya
@Akanker, kill for you inanılmaz.
Kill for You korkunç inanılmaz bir şarkı cidden. Eşsiz bir eser.
Misfits cover muhabbeti güzel ama yeni materyal gelsin artık. Çok iyi müzik yapmak bir sorumluluktur. Gerektiği zaman aralıklarında bu sorumluluğu yerine getirin lütfen.
6 sene oldu, daha beklicez mi amına koduklarım?