Grupların yaptıkları müziğin altını doldurması kimileri için önemli bir şeydir. Çatık kaşlı bir death metal grubunun yavşaklık yapması, ruhunu şeytana adamış bir black metal grubunun komikli YouTube videoları yayınlaması pek çokları için ters bir durumdur.
“Şok üstüne şok! Geçtiğimiz günlerde suratının gerçekten de siyah beyaz olmadığı, makyaj olduğu ortaya çıkan Marduk vokalisti şimdi de market alışverişi yaparken görüldü, Marduk hayranları şu anda CD’lerini yakıyor!”
“Yok artık! Deicide basçısını arabasına benzin alırken görüntüledik 500 tane fotoğrafını çektik! Yazıklar olsun sana Deicide basçısı, normal insanmışsın…”
Bu gibi abuk subuk haberler yapan basın organlarını görünce “mal mısınız lan” diye düşünsek ve metalle iştigal eden bu adamların da senin benim gibi insan olduklarını bilsek de, bu kişilerin hep gördüğümüz sahne personalarının içinden çıkmamalarını sanki daha bir fazla istiyoruz.
1989’da kurulan İsveçli grup NECROPHOBIC, o sıralarda mevcut ekstrem metalden daha da ekstrem, daha da çirkin bir şeyler yaratma düsturuyla yola çıkmış. Şeytan övücülüğünü, pisliğini, iğrençliğini her fırsatta göstermeye gayret eden bir grup olsalar da, 2013’teki “Womb of Lilithu”nun çıkışından hemen sonra yaşanan olaylar grubun “o kadar da değil” demesine ve vokalisti Tobias Sidegård ile yollarını ayırmasına yol açmıştı. Belki hatırlayanlar olur, Sidegård o dönemde eşini dövdüğü, kendisine oral seks yapmaya zorladığı, iki küçük kızını kırbaçladığı ve uyuduğu sırada eşi ve çocuklarını başka bir odaya kilitlediği gerekçesiyle demir parmaklıklar arkasına konmuştu.
Kötü, çirkin, pislik müzik yapıyoruz diye illa orospu çocuğu olmamız gerekmiyor diyen NECROPHOBIC, Sidegård’u şutlamış ve yerine 1993 çıkışlı ilk albümleri “The Nocturnal Silence”ta vokal yapan Anders Strokirk’i almıştı. Grup nihayet 4 yıl aradan sonra yeni albümü “Mark of the Necrogram”ı piyasaya sürdü.
Necrolord imzalı kapağıyla ilk andan beklenti yaratan “Mark of the Necrogram”, yine ilk andan söyleyebilirim ki çok lezzetli, çok tehditkâr ve güçlü bir albüm. NECROPHOBIC’i hiç tanımayanlar için en kolay açıklama yolu; SLAYER, DISSECTION ve DARK FUNERAL’ın bir karışımı olarak özetlemek olacaktır. Zaten adını da SLAYER’ın aynı isimli şarkısından alan grup, bu üç grubun karakterlerini sentezlediği ve üçünü de bir bünyede birleştirdiği bir müzik yapıyor. NECROPHOBIC’i dinlerken genelde “bak burası DISSECTION gibi”, “bu kısım daha bir SLAYER’ımsı” demek yerine, bu üç grubun da komple iç içe geçmiş bir yansımasını duyuyoruz (İlk ikisi çok net şekilde ağır basar şekilde). Elbette ki bu açıklamayı gruptan haberdar olmayan dinleyiciler için yaptım; yoksa neredeyse 30 yıllık bir gruptan bahsediyoruz.
Black metal ile death metalin çok net bir birleşimini sunan ve bu iki tür arasındaki kıvamı iyi tutturan NECROPHOBIC, ülkesinden de tahmin edilebileceği üzere soğuk, kötücül black metal melodilerini bu tarz melodilerle örülü rifleri, bodoslama taramaları ve yine buz kaplı rifleri itinayla kullanıyor. “Mark of the Necrogram” her ne kadar kıpkırmızı bir kapağa sahip olsa da, bu kırmızılığın altında cehennem alevinden ziyade şeytani bir soğukluk olduğunu söylemek mümkün. Bu soğukluk söz konusu olduğunda ister istemez belirli formüller de gün yüzüne çıkıyor. Lakin daha genç bir grubun elinde cılkı çıkana dek kullanılacak bu malzemeler, iş bilir ve tecrübeli NECROPHOBIC’in dünyasında gayet akıllıca ve dozunda kullanılıyorlar.
Eğer iyi bir prodüksiyonla sunulan çirkinliğin orijinalliği ve özgünlüğü konusunda fazla mıymıntı değilseniz ve gelsin kafama çaksın yeter diyorsanız, NECROPHOBIC “Mark of the Necrogram”la bunu hakkını vererek yapıyor. Her şeyiyle çok iyi, sapasağlam bir albüm.
Kadro Joakim Sterner: Davul
Anders Strokirk: Vokal
Sebastian Ramstedt: Lead gitar, geri vokal
Johan Bergebäck: Ritim gitar
Alexander Friberg: Bas
Şarkılar 01. Mark Of The Necrogram
02. Odium Caecum
03. Tsar Bomba
04. Lamashtu
05. Sacrosanct
06. Pesta
07. Requiem For A Dying Sun
08. Crown Of Horns
09. From The Great Above To The Great Below
10. Undergången
Ben bu grubu Unleashed e çok benzetirim nedense. Hem vokalleri hem de besteleri. Hatta sırf bu yüzden Unleashed i çok sevdiğimden yeterince göklere çıkaramam Necrophobic’i.
Vokalist değişimine hem üzülüp hem sevindiğim bir gruptur kendileri. İlk albümde söyleyen Strokirk in gelişine daha sevinmem ağır bastı sanırım. İlk albümün ruhu bir başkaydı çünkü.Crown of Horns, Requiem for a dying sun ve gerçek bir bomba olan Tsar Bomba albümün bombaları bence. Albüm defalarca zevkle dinlenecek kalitede. 9 etmese de 8,5 tan 9 vermek isterdim 8 e basmak zorunda kaldım.
Evet yahu, Magazin dergilerinin birinde Glen Danzig i köpeğine mama alırken markette fotoğraflamışlardı . Görünce öyle hayal kırıklığına uğradım ki. Benim için Danzig Conan dergi kapaklarındaki savaşçılardan biri idi. Elinde poşet olan göbekli bir Redneck olamazdı.
Mükemmel bir albüm bu yahu. Bu sene nerdeyse hiç death/black dinlememiştim ilaç gibi geldi. Tsar Bomba’yı biliyordum bi, iki gündür albümü döndürüyorum sürekli. 9/10.
Müthiş albüm ya bu, necrophobic sevmem normalde ve bir albümlerini 3. şarkisina kadar dinlemişliğim bile yoktur ama bunun bağımlısı oldum hergun dinliyorum
Ben bu grubu Unleashed e çok benzetirim nedense. Hem vokalleri hem de besteleri. Hatta sırf bu yüzden Unleashed i çok sevdiğimden yeterince göklere çıkaramam Necrophobic’i.
Vokalist değişimine hem üzülüp hem sevindiğim bir gruptur kendileri. İlk albümde söyleyen Strokirk in gelişine daha sevinmem ağır bastı sanırım. İlk albümün ruhu bir başkaydı çünkü.Crown of Horns, Requiem for a dying sun ve gerçek bir bomba olan Tsar Bomba albümün bombaları bence. Albüm defalarca zevkle dinlenecek kalitede. 9 etmese de 8,5 tan 9 vermek isterdim 8 e basmak zorunda kaldım.
Evet yahu, Magazin dergilerinin birinde Glen Danzig i köpeğine mama alırken markette fotoğraflamışlardı . Görünce öyle hayal kırıklığına uğradım ki. Benim için Danzig Conan dergi kapaklarındaki savaşçılardan biri idi. Elinde poşet olan göbekli bir Redneck olamazdı.
Mükemmel bir albüm bu yahu. Bu sene nerdeyse hiç death/black dinlememiştim ilaç gibi geldi. Tsar Bomba’yı biliyordum bi, iki gündür albümü döndürüyorum sürekli. 9/10.
cidden bağımlı oldum şuna. acayip kere acayip iyi. pesta enfes. az albüm dinledim ama şu an rahat birinci sırada.
TSAAAAAR BOMBAAAAAAA!!!! Gercekten bomba gibi bir album. Kolesi oldum
Müthiş albüm ya bu, necrophobic sevmem normalde ve bir albümlerini 3. şarkisina kadar dinlemişliğim bile yoktur ama bunun bağımlısı oldum hergun dinliyorum