Yıllar yılları kovalıyor, takip ettiğim türleri baz aldığımda, her güne ortalama 3-4 yeni albümün çıkmış olduğunu görerek uyanıyorum. Ancak bazı şeyler hiç değişmiyor; Yunanistan’dan hayvan gibi black metal gruplarının ve albümlerinin çıkması gibi.
2013’te kurulan ve kurulduğu günden itibaren insanlığa olan kinini, nefretini kusmaya başlayan Human Serpent, özellikle black metalde vurucu ve yırtıcı riflere ayılıp bayılanlar için harikulâde bir albümle sunuyor: “For I, the Misanthropist”. İlk albümlerinden bu yana riflerin yönlendirdiği, her saniyesi dolu dolu geçen albümlere imza atan black metal ikilisi, yaptıkları müziğin ne denli ustası olduklarını, henüz birkaç gün önce çıkan albümle bir kez daha kanıtlıyorlar.
Resmî tanıtım kısmına azıcık ara verip albümle ilgili kendi deneyimlerime balıklama atlamak istiyorum. Albümü keşfetmeme vesile olan yine bir YouTube kanalı oldu ki buralarda yer verdiğim pek çok grubu yine bu kanalla tanıyarak, anlatıp anlatmamaya karar veriyorum. “Ona da bakayım nasılmış,”, “Buna da göz atayım neler yapmışlar?” derken zihnen yorulmaya başladığım bir anda dinlemeye başladığım “For I, the Misanthropist”i o gün yalnızca bir defa döndürdüm. Sabah kalktığımda, albüme adını veren parça kafamda çalıyordu. Bu kolay kolay yaşadığım bir durum değil. Albümler ne kadar akıl fikir bırakmayan rifler, melodiler içerse de çat diye hafızama atmam mümkün olmaz, şarkıları veya albümü en azından iki üç defa dinlemem gerekir. Burada anlatmak istediğim şey, adamların ürettikleri müziğin adeta sizinle iletişime geçmesi. Evet, dinlerken kulaklarınızla işittiklerinizi beyninizi yorumluyor, o esnada acayip kimyasal reaksiyonlar gelişiyor, ruh hâliniz belki buna göre şekilleniyor filan ama bu albümdeki durum çok çok farklı. Yani yalnızca “Müziği dinledim, şurası süper, burası âlâ!”dan çok farklı şeyler var bu albümde. Hangi durumda olursanız olun, albümü dinlemeye başladığınızda bunu hissedeceğinizi düşünüyorum. Zira albümün zihne yerleşmesini sağlayan da bu gizemli “iletişim” meselesi bence.
Human Serpent, kurulduğundan bu yana biraz Sargeist ve biraz da son dönem Mgła kafasında bir müzik üretiyor. Ancak benzetmek istediğim bir grup daha var; “Towards the Eternal Chaos” dönemi The Sarcophagus. Ortaya koydukları eserlerin lokomotifi, gitarlardan dökülen çok klas melodiler ve rifler; ritim tasarımlarında da öyle hırpani bir tutum yok. Şarkıların her anını takır takır kazıma oluşturmuyor, ritim düzeni sakin de gidebiliyor, orta tempoya da çıkabiliyor, deli gibi blast beat’lerle adrenalin patlaması da yaşatabiliyor. Ayrıca ikili, ilk zamanlardan bu yana basgitar kullanımına da büyük özen gösteriyor; albümün genelinde baslar çok rahat işitilebilirken, albümün hit sayılabilecek eserlerinde basgitarların çalma tekniğinden olduğunu düşündüğüm nedenlerle sesi daha net ve yakından anlaşılıyor. Albümü bir kez çevirdiğinizde bu durumu rahatlıkla tespit edebilirsiniz. Klasik scream yapısından epeyce uzakta olan ve zaman zaman konuşmalarla şarkılara destek atan vokaller ise icra edilen müziğin manyaklığıyla alabildiğine uyumlu. Hatta kimi parçalarda overdub sayesinde ilk birkaç dinlemede “Acaba bu ses dışarıdan mı geliyor, yoksa müzik mi böyle?” diye sormuşluğum var kendi kendime. Bitip tükenmeyen haykırışlar, bağırmalar, ürperticilikle can sıkıcılık arasında gidip gelen sesler bütünü, olduğu gibi vokalin sorumluluğunda. Prodüksiyon konusunda da topu taca atmayıp, üzerine enikonu uğraşılan ve böylece, pırıl pırıl sound’lu bir albüm hazırlayan ekip, leş prodüksiyon olmadan da bu müziğin pek güzel paketlenebileceğini gösteriyor.
Albümü çalmaya başladığınızda yarıda bırakma gibi bir düşünce, en azından black metal dinleyiciyseniz aklınıza pek gelmeyecektir. Bunda; şarkıların sıralamaları, kendi içindeki tutarlı kompozisyonları, merak uyandıran rif çeşitliliği ve daha birçok ayrıntı etkili. Ama benim için asıl önemli olan, başlarda da söylediğim gibi üretilen müziğin sanki ilk andan itibaren iletişim kurması. Bu kolay kolay yaşadığım bir şey değil. Lafı çok uzatmadan, bu şahane albümün arkasındaki iki kişinin kim olduklarını bilmediğimizi söyleyerek kritiği ufaktan sonlandırmaya başlayayım. X. ve I. kişileri, kimliklerini gizleyerek, ne yapmak, nereye varmak istemektedir bilemiyorum fakat belki de bundan kazandıkları motivasyonla böylesine muhteşem işleri önümüze koyabiliyorlardır.
2018’in en başarılısı mı bilmiyorum ama 7 Şubat 2018 itibariyle benim hastası olduğum yegâne uzunçalar “For I, the Misanthropist” oldu. Albümün lirikleri şu an için ortalıkta olmasa da grubun, insanlık için düşündüklerinin birçoğuna katıldığımı ifade etmekte sakınca görmüyorum. Bu leş gibi dünyada iyi ki metal, özellikle de black metal diye bir şey var; yoksa hayat iyice çekilmez olurdu.
Şarkılar 1. Seven Billion Slaves
2. For I, the Misanthropist
3. Temple of All Despair
4. The Scars of Millions
5. ...to Son of Nothing
6. Us and Them
7. Devotion to Denial
8. Deep-Seated Pessimism
9. Blessed Is the Man Who Expects Nothing
İlk keşfettiğimde günlerce döndürmüştüm bu albümü. Daha sonra grubun diğer işlerine de bakayım demiştim ve ilk albümleri The Gradual Immersion In Nihilism’in manyağı olmuştum, hala sıklıkla dinlerim.
Black arayışında olanlar mutlaka gruba şans versin, üç albümün üçü de çok iyi.
Daha önce buralarda konuşuldu mu bilmiyorum ama bu albüm aklıma geldikten sonra Human Serpent’ın yeni bir şeyler çıkarıp çıkarmadığına bakmak için Metal Archives’e girdim. Dağılmış. X için de RIP yazıyor. Herif asmış kendini 2021′de.
Yapılan ekstrem müzikte, yazılan uç sözlerde bu derece samimi olmak inanılmaz. Bu albüm ve diğer Human Serpent albümlerini bundan sonra çok daha farklı dinleyeceğim.
10/10 verilen bi albüm nasıl bir yıldız almış ?
08.02.2018
@Anubis, Sebebi ne bilmiyorum ama bu yazar arkadasin yazdigi bir cok incelemeye gelen puanlar bu sekilde
en azından bir kez dinlenme şansı verilmesi gereken bir albüm. ben dinlerken keyif aldım.
İlk keşfettiğimde günlerce döndürmüştüm bu albümü. Daha sonra grubun diğer işlerine de bakayım demiştim ve ilk albümleri The Gradual Immersion In Nihilism’in manyağı olmuştum, hala sıklıkla dinlerim.
Black arayışında olanlar mutlaka gruba şans versin, üç albümün üçü de çok iyi.
https://youtu.be/SltIjR87Z2I <3
Daha önce buralarda konuşuldu mu bilmiyorum ama bu albüm aklıma geldikten sonra Human Serpent’ın yeni bir şeyler çıkarıp çıkarmadığına bakmak için Metal Archives’e girdim. Dağılmış. X için de RIP yazıyor. Herif asmış kendini 2021′de.
Yapılan ekstrem müzikte, yazılan uç sözlerde bu derece samimi olmak inanılmaz. Bu albüm ve diğer Human Serpent albümlerini bundan sonra çok daha farklı dinleyeceğim.
26.11.2023
@cotar delusion, Tatsız olaydan haberim olmuştu o dönem:
http://www.pasifagresif.com/2021/02/human-serpent-heirlooms-eternal/comment-page-1/#comment-940726
26.11.2023
@Ouz, 👍