Önce “Oath Bound” incelememden bir alıntıyla başlayayım:
“Bir SUMMONING hayranı sayılmasam da ve SUMMONING’i sadece bu albüm ve diğer albümlerdeki kimi şarkılarla bilsem de, grupla çoğu kişininkinden daha farklı, kişisel bir ilişkim var sanırım. Okuldaki bitirme filmim üzerinde çalışırken çıkmıştı bu albüm. metal-pit adlı güzide sitenin forumlarında fikirlerine değer verdiğim birkaç arkadaşın övgü ve telkinleriyle, içinde ne olduğunu bilmeksizin satın almıştım “Oath Bound”u. Nasıl bir şey olduğunu çözmeye çalışırken Mirdautas Vras adlı şarkı başlamıştı ve… Anam o nasıl bir melodi, o nasıl bir epiklikti? Şarkı resmen epiklikten ölüyordu. Bitirme filmime bir dakika on saniyelik bir müzik ararken karşıma çıkan bu şarkı, resmen aklımı başımdan almıştı. “Bunu kullanmam lazım laaaaan!” diye okulu inlettikten sonra, iyi bir çocuk olduğum için hemen gruba bir mail attım. Hafız dedim benim dedim böyle böyle bir bitirme filmim var dedim, tüm geleceğim buna bağlı dedim, sizin yeni albümden Mirdautas Vras’ı duydum aklım başımdan gitti, ilk bir dakika on saniyesini filmimde kullanayım mı be güzel abim, noolursun be abim dedim. Sonra da çeşitli sevimlilikler ve SUMMONING bir tanedir, en az otuz yıldır hastanızım falan eşliğinde şarkıyı kullanma iznini aldım. Elbet gruba haber vermesem de kimsenin haberi olmazdı ama yine de repleri unutmamak lazım. Uzun lafın kısası, mezuniyet töreninde tüm öğrencilerin bitirme filmleri dev ekrandan izletilirken, tüm mezunlara, öğretmenlere, okul yönetimine SUMMONING dinletme keyfini yaşadım.”
Yukarıdaki olay 2005 yılında yaşandı, yazının yazılması ise 2010. Aradan geçen 8 yılda, alıntının ilk birkaç kelimesi elbette ki tamamen değişti. Bugün itibarıyla SUMMONING’in tüm diskografisini çoktan hatmetmiş, hepsini baştan sona ıslıkla çalabilen gerçek bir SUMMONING hayranıyım. “Oath Bound”u incelerken albümün SUMMONING adına çok iyi bir albüm olduğunu sandığımdan, albüme 8,5 vermiş ve övdükçe övmüştüm. Elbette ki zaman içinde diğer albümleri dinledikçe fikirlerimde değişimler oldu. “Oath Bound”a 8,5 veren biri olarak bugün incelesem “Minas Morgul” veya “Stronghold”a 10 üstünden 11, 12 veremeyeceğimden, “Oath Bound”a verdiğim notu o zamana özel olarak düşünelim ve önümüze bakalım.
Önümüze bakınca gördüğümüz şey, bence SUMMONING’in yaklaşık çeyrek asırlık kariyeri içinde yarattığı ve sunduğu en ama en iyi albümlerden biri olan “With Doom We Come”. SUMMONING genel itibarıyla çok karakteristik bir müzik yaptığından ve albümleri arasında inanılmaz dramatik farklar olmadığından, her albüm bir başkası tarafından daha iyi görülebilir. Bu noktada fikrimi baştan söyleyeyim, bana göre “With Doom We Come” SUMMONING’in bugüne dek çıkan en iyi üç, dört albümünden biri.
Black metal ile Heroes of Might and Magic IV’ü harmanladığı “Minas Morgul” ile “Lugburz”un önüne geçen ve metal ortamlarının en karakteristik, özgün ve karakterli müziklerinden birini yaratan SUMMONING, şöyle bir bakıldığında, aslında gayet riskli bir iş yapıyor ve neden başarılı olduğu da burada yatıyor.
Şöyle ki;
SUMMONING; aslında çok, çok, çok ama çok sıkıcı şekilde sunulabilecek, yanlış ellerde dünyanın en bayık, en özelliksiz müziği hâline gelebilecek bir müzik icra ediyor. Son derece lineer kompozisyonlar, sanki tümü midilerle yazılan ve katman katman üst üste binen, herhangi bir şaşırtıcılığı olmayan bir format söz konusu. Ne tempo değişiklikleri var, ne bir deney, ne bir risk alma…
Lakin kazın ayağı hiç de öyle değil… Normal kaz düşünmeyin, Orta Dünya’ya özgü değişik bir kaz düşünün, konsept icabı (büyü atıyor falan).
SUMMONING bunca yıldır Tolkien evrenine olan bağlılığını müziğine öyle bir yediriyor, Tolkien’in karanlığıyla öyle bir ilişkilendiriyor ki, ortaya çıkan şeyin etkileyici olmaması neredeyse imkânsızlaşıyor. Grubun epiklik anlayışı, çeşitli folk ögeleri black metale yedirişi, vokal kullanımlarıyla Uruk-Hai’leri üzerimize salışı, birkaç synth notasıyla aklımıza yüz binlerce kişilik orduları, fethedilen kaleleri getirmesi… Hepsi de sadece SUMMONING’in bu denli başarılı yapabildiği şeyler.
“With Doom We Come”a gelince, en güçlü yanı olarak albümün son derece akılda kalıcı oluşunu görüyorum. Her şarkıda anında aklınıza kazınacak irili ufaklı melodiler var ve her biri birbirinden farklı, her biri içinde bulunduğu şarkıya farklı karakterler katıyor. Şu ana dek 30 küsür kez dinlediğim albüm; Tar-Calion, Silvertine, Carcaroth ve Herumor ile destansılıktan ölen bir başlangıç yapıyor. Her SUMMONING albümü gibi 1 saat ile 1 saat 10 dakika arası bir süresi olan “With Doom We Come”, kapanışını da yine aşırı epik With Doom I Come’la yapıyor. “Oath Bound”un sonundaki Land of the Dead’i “mükemmel SUMMONING albüm kapanışı” olarak gören bir insan olarak, With Doom I Come’ı da bu oranda, hatta daha bile başarılı görüyorum. Böylesi bir albüm için cidden dehşet bir son.
Bunun dışında, Silenius ve Protector’un gitar, synth’ler, borazanlar, vurmalılar ve vokaller gibi çeşitli unsurları bunca yıl sonra bile böylesi etkileyici şekilde harmanlayıp sunabilmesi gerçekten takdire şayan. O kadar basit, o kadar minimal, zaman zaman o kadar kırılgan ancak aynı şekilde o kadar etkili şekilde kullanıyorlar ki, dinlerken aklınıza gelen tek şey bu adamların yaptıkları, yapmakta ısrar ettikleri bu şeyde artık gerçek birer usta hâline gelmiş olmaları. Görkem, ihtişam, kudret bir yana; umutsuzluk, keder, acı bir yana. SUMMONING yine 1 saati aşkın bir sürede kafamızı Tolkien kitaplarıyla, gözümüzün önünü Peter Jackson filmleriyle donatmayı başarıyor.
Daha yazarım ama yavaştan kapasam iyi olacak. SUMMONING “With Doom We Come” ile benim için şimdiden yılın en değerli albümlerinden birini sundu. Her şarkısını çok sevdiğim ve promosu geldiği günden bu yana doyamadığım bu albümü, doğal olarak hem SUMMONING sevenlere hem dek bugüne ek grubu hiç duymamış olanlara hiç düşünmeden önerebilirim.
SUMMONING’in The Lord of the Rings filmlerine müzik yaptığı paralel bir evrende görüşmek üzere.
Uzun yıllardan beri summoning dinleyen biri olarak söyleyebilirim ki, durmayın saldırın arkadaşlar.Çok seviyorum bu adamları öyle böyle değil.Bu arada kritik çok güzel olmuş ellerine sağlık Ahmet.
12.01.2018
@Sacrifist, sağ ol.
Dün 3. en iyi albümleri demiştim bugün 2. diyorum. Albümün son şarkısına geldikten sonra With Doom I Come öyle bir kudret saçıyor ki…
Müzikal incelemesi de gayet güzel yapılmış daha da söyleyecek bir şey yok. Usta işi, efsane bir albüm.
Zorlu bir yolculuk sonrasında bulunan kadim kütüphanenin geniş holüne açılan devasa tahta kapıyı aralayınca burnunuza gelen kesif tozlu ve çürümüş parşömen kokusu gibi bir albüm.
summoning, neredeyse stronghold albümlerinden beridir takip ettiğim ve pek çokları gibi özel bir yere konumlandırdığım muhteşem bir grup; kısacası ben de hastasıyım.
albüme dönersek eğer, albüm gerçekten güzel ama belli bir yere kadar güzel. ilk 3 summoning albümü arasında net yer almaz, hatta bir önceki old mornings dawn’ın da gerisinde. kimi yerlerde klasik formülizasyondan sıkıldığım yerler de, bazı şarkılar keşke daha kısa olsaymış dediğim yerler de oldu. tatalde albümün bana hissettirdiği ne yazık ki belli bir noktayı geçemedi.
ilk şarkı tar-calion gerçekten muhteşem ve tüm zamanların en iyi summoning şarkılarından biri. bununla birikte mirkland ve kapanış şarkısı with doom i come da favorilerim oldular. albüm için benim puanım 8 olurdu.
Çok merak ediyorum bu adamların üstüne çıkabilecek bir band çıkacak mı ortaya.
Long Lost To Where No Pathway Goes+meyve şarabı geceleri yapmıştım uzun bir süre o klavyeler o loşluk inanılmazdı amk..
“Kneel before your conqueror” yılın cümlesi oldu benim için. Bütün gün söylene söylene deli gibi dolanıyorum.
Silenius’la yapılan röportajda aklımın almadığı bir yer var, bu mu sizin anlaşamayarak yaptığınız albüm lan? Oğlum bende mi kulak yok bu nasıl bir hayvanlık?
yolum düşmüşken buraya da 9 puan +rep bırakayım. kaliteli.
Başta, önceki albümlere göre sönük görünse de çok sağlam ve derin parçalar var.
“Mirklands” bir harika. Silvertine, Night fell behind, Tar-Calion da çok güzel besteler.
Ayrıca her albümlerinde olduğu gibi enstrumanların ve vokalin uzaktan duyulması insanda harika bir his yaratıyor. Kendinden geçiriyor.
Gerçekten dinlenilesi bir müzik. Her albüm ayrı bir külliyat.
07.01.2020
@Kaan, Vokal konusuna katılıyorum. Keşke gerçek davullar da kullansalar.
08.01.2020
@cotard delusion, Aynen!
Çok acayip bir şeysin.
04.12.2022
@Ahmet Saraçoğlu, With Doom I Come <3