Birkaç ay önce bu sayfalarda yayımlanan Void Ritual’ın “Heretical Wisdom” yazısında, albümdeki parçaların zaman zaman Marduk’laştığını anlatmışım. Yetmezmiş gibi üstüne, Daniel Jackson’ın öfkesinden filan bahsi açmışım. Sözü uzatmayacağım; halt etmişim…
Herifin kaliteli müzik üretme konusundaki başarısını, ilgili kritikteki ifadelerimle dillendirmiştim. 2018’de neler olup bitiyor diyerek sağa sola bakındığım sırada karşıma çıkan Mendacium, yine Daniel Jackson’ın tek kişilik, muhtemelen gizli yürüttüğü projelerden biri. Resmi olarak önümüzdeki ay çıkacak olan “Decimating Titans”, beni daha ilk saniyelerinden şaşkına çeviren, dakikalar ilerledikçe yerimde zıp zıp zıplatan, EP’nin ortalarında delirten, sonunda ise “NEREDE LAN BUNUN DEVAMIII!” diye haykırmama neden olan bir yapım. Şimdi size EP’nin neye benzediğini tarif etmeye çalışayım.
Marduk’un son dönemde ürettiği “Rope of Regret” gibi ölümcül şarkılarını alın, Darkest Hate Warfront’un “Satanic Annihilation Kommando” kazanında kaynatın. Üstüne bir tutam Angelcorpse, bir yemek kaşığı da Infernal War ilâve edin; afiyet olsun.
Bu berbat espriler şakalar bir yana, beni son zamanlarda herhangi bir albümü dinlerken bu kadar delirten, bu kadar heyecanlandıran şarkılar işitmedim sanırım. EP tam anlamıyla bir öfke patlaması olarak başlıyor. Aralara serpiştirilen şeytani riflerle, ağır mı ağır kazımalarla, Jackson’ın üst üste bindirdiği korkunç vokalleriyle anlamsız derecede sapıklaşan ve dinlerken türü sevenleri resmen zevke getiren “Decimating Titans” tekdüze ilerlemeyen, aniden giren tuhaflıklarıyla da açıp açıp dinlenesi, dinlendikçe zıvanadan çıkılası bir iş. EP’de şarkılar çok hızlı ve ritimler ara ara değişiyor olmasına karşın rifler, tansiyonun düşmesine asla izin vermiyor.
Vokalin haykırışlarındaki kin, nefret, ölümüne öfke çok ama çok net anlaşılıyor. Müzik ve vokalin bu kadar net örtüştüğü yapımlara denk geldiğimde, şarkıların oluşmasına katkı sağlayan öfkenin kaynağına “İyi ki varsın ♥♥♥” diyesim geliyor. Aksi hâlde böyle güzel müzikleri nasıl dinleyecektik, değil mi ama?
Önemli zamanlarda komşuya gidildiğinde ikram edilen çikolata ve benzeri şekerlemeler olurdu ya, ben ikincisini istemeye utanırdım ve sınırlı miktarda tükettiğim için o şekerlemeler bana acayip lezzetli gelirdi. Bu EP’de olan da aşağı yukarı böyle bir şey. Daniel paşa 16 dakikaya, dört tane hayvan gibi şarkı koymuş. Seven devamını beklesin, beklerken de başa sarıp bir daha dinlesin demiş resmen. Devamı niteliğinde olacak albüm konusunda da muhtemelen heybesinde bir şeyler vardır adamın, böylesine gizliden gizliye devam ettirdiği bir projenin ayakları yere sağlam basmadan piyasaya çıkmazdı aksi hâlde. Yani en azından ben böyle düşünüyorum.
Tüm bu güzellemelere ek olarak Mendacium, dersine ne kadar iyi çalıştığını EP’nin kapağıyla da gösteriyor. Francisco Goya tarafından hazırlanan “The Disaster of War” serisinin, akıl fikir bırakmayan eserlerinden birini kapağına taşıyan “Decimating Titans”; prodüksiyonuyla, beste kalitesiyle, icra kabiliyetiyle, sürükleyiciliğiyle mükemmele yakın bir yapım. Yıla bomba gibi girdiğimizin önemli göstergelerinden biri kabul edebileceğimiz EP’yi pislik müziklerden hoşlanan herkese öneririm. Bir sonraki acayipli metal albümünde görüşmek üzere.
Immortal, P. Tagtgren ve saz arkadaslarinin ugrastigi projeler disinda BM ile hic alakasi olmayan biriyim ama dort sarki da mest etti beni. Ozellikle ikinci sarkinin girisi oha dedirtti resmen. Cok yakindan takibe aldim bu elemani. Kritik ve grupla tanistirdiginiz icin tesekkurler.
şahsen 2017′yi kayıp yıl olarak görüyorum. Satyricon – Deep Calleth Upon Deep hariç 2nci defa dinlemeye değer albüm bulamadım desem yeridir.
ama 2018 fena başladı. işte örneklerden biri ve düşünün daha albüm bile olmayan hali bu. adam çok iyi
Immortal, P. Tagtgren ve saz arkadaslarinin ugrastigi projeler disinda BM ile hic alakasi olmayan biriyim ama dort sarki da mest etti beni. Ozellikle ikinci sarkinin girisi oha dedirtti resmen. Cok yakindan takibe aldim bu elemani. Kritik ve grupla tanistirdiginiz icin tesekkurler.
şahsen 2017′yi kayıp yıl olarak görüyorum. Satyricon – Deep Calleth Upon Deep hariç 2nci defa dinlemeye değer albüm bulamadım desem yeridir.
ama 2018 fena başladı. işte örneklerden biri ve düşünün daha albüm bile olmayan hali bu. adam çok iyi