Varlığından kısa süre önce haberdar olduğum bir grupla birlikteyiz bugün. Temelleri 2015’te atılan ve ilk ürünü olan “Dare to Fail”i kısa süre önce yayınlayan BITE THE DUST, daha önce SAINTS ’N’ SINNER, THROWN TO THE SUN ve KARAPAKS gruplarında çalan elemanlar tarafından kurulan bir grup. Tarzlarını New Wave of American Heavy Metal olarak tanımlayan BITE THE DUST, bakalım bu üç şarkılık EP’de neler yapmış.
Öncelikle bahsedilmesi gereken, BITE THE DUST’ın tam olarak belli bir kalıba oturmamayı tercih eden bir müzik yapıyor oluşu. Harsh vokaller ve blast beat’le başlayan bir şarkı bir anda eşlik edilesi bir nakarata dönüyor, ardından kütür kütür groove’lu bir rifi blues gamlarıyla süslü bir solo takip edebiliyor. Bu açıdan bakıldığında BITE THE DUST’ın seçtiği müzikal karakterin kendisine görünür bir özgürlük sağladığını ve ileride daha da fazla sağlayacağını söyleyebiliriz.
Sınırları konmamış bu tarz müzik yapan grupların çekebildiği sıkıntılardan biri, bir yerden sonra net bir kimlik ortaya koyamadıkları için uzun vadede güçlü bir karakter, tavır, duruş ortaya koyamamaları olabiliyor. Pek çok güzel şarkısı olan, ancak genele bakınca pek de akılda kalıcı işler sunamayan, adını yükseklere yazamayan sayısız grup var. Önümüzdeki üç şarkının ışığında, BITE THE DUST’ın şu noktada ne yaptığını bildiğini söylemek mümkün. Gruptaki elemanların önceden çaldığı gruplar ve tecrübeleri düşünüldüğünde, “Dare to Fail”i dinlerken karşımıza çıkan bir dolu şey arasından türlü güzellikler buabiliyoruz. Bu noktada “bir dolu şey”e odaklanmak mantıklı olacaktır. BITE THE DUST, EP boyunca bize eteğindekileri dökmeye çalışıyor. Sahip olduklarını ve gelecekte sunacaklarını bize zip’lenmiş bir paket hâlinde sunan grup, 10 dakika boyunca “bakın bizde bu da var”, “hatta bu da var” gibisinden bir lansmana girişiyor.
Eldeki materyalin kısıtlı oluşunu hesaba katarsak, “Dare to Fail”in amacını gerçekleştirdiğini ve BITE THE DUST’ı bize tanıttığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ben EP’yi genel olarak olumlu buldum ve grubun ileride daha etkileyici işler yapabileceğini düşünüyorum. EP’de hissedilen “hoşumuza giden ne varsa koyduk” anlayışı biraz daha rafine ve törpülenmiş biçimde sunulur, “BITE THE DUST sound’u budur” düşüncesi daha net hissettirilirse, gruptan gayet etkileyici albüm(ler) duyabileceğimizi söyleyebiliriz.