Caustic:
Sıfat.
1. canlı dokuyu yakma, bozma veya yok etme etkisi olan
2. aşırı derecede eleştirel veya kinayeli
Biz bu iki tanımdan ilkine odaklanalım. İlk albümü “Scorn”u 2013’te çıkan ABD’li sludge/doom grubu PRIMITIVE MAN’in yeni albüm haberini aldığımda ilk andan bir “ooOOOOooo” demiştim aslında. Grubun ilk albümüyle ortaya koyduğu ezici güç düşünüldüğünde, çıkacak şeyin yine aynı ayarda olması kuvvetle muhtemeldi.
Elbette ki yanılmadım. Basından da gayet sağlam bir destek alan ve büyük takdir toplayan PRIMITIVE MAN, “Caustic” ile canımızı çok ama çok sıkmaya, ensemizden tutup kafamızı çamura sokmaya gelmiş diyerek başlayalım.
Üç kişiden oluşan PRIMITIVE MAN, adının hakkını veren son derece arkaik, son derece ilkel bir mağara adamı doom metali yapıyor. Zaman zaman gaza gelen müzik, büyük oranda ezmek, nefessiz bırakmak ve korku salmak üzerine kurulu. ELM’in nefretten kendini parlayan vokallerinin büyük rol oynadığı albümde, grubun akılda kalıcılık namına hiçbir şey yapmayan, sadece ve sadece ağır bir ölüme odaklanan şiddet dolu bir müziği var. Aynı anda çalışan 10.000 traktörün gürültüsü gibi bir etkisi olan gitar ve bas birlikteliği üzerine, adeta tat kaçırma amacıyla döşenen davullar ve bahsettiğim bu hükmedici vokallerle, “Caustic” gerçek bir dayanıklılık testine dönüşüyor.
Her şeyin büyük, sündürmeli, uzun ve ızdıraplı olması amacıyla albümü de 77 dakika gibi yürek yakan, böğür kanatan bir süreye çeken grup; eğer bu deneyimi yaşamaya hazırsanız, size muazzam bir tecrübe vadediyor. Işıkları kapattığınız ve müziğin sesini olabildiğince açtığınız bir ortamda, “Caustic” sizi ciddi anlama hırpalayabilir, dengenizi bozabilir, kariyer hedeflerinizi sekteye uğratabilir, sosyal hayatınıza sekte vurabilir, “Neyin var canım?” diye soran sevgilinize “Yok bi şey, PRIMITIVE MAN’in yeni albümünü dinledim biraz şey oldum” dedirtebilir.
“Caustic”i ve PRIMITIVE MAN’i yorumlarken vurgulanması gereken kısım kesinlikle bu mağara adamı kısmı. Karşımızda FUNERAL gibi perişan eden, yahut AHAB gibi sarsan bir müzikten ziyade, işitsel yolla kendisine teslim olmamızı sağlayan, notaları kullanarak canımıza kasteden bir grup var. PRIMITIVE MAN, sahip olduğu her bir dinamikle, bize adeta “Ben senden üstünüm, seni ezebilirim ve sen de buna direnmek adına hiçbir şey yapamazsın” diyebilecek kadar cüretkâr, tehditkâr ve hakimiyetini kabul ettirici.
Yorgun bir günün ardından bitap hâlde yatağınıza yatıp anında uyuduğunuz ve karışık karışık bir sürü rüyalar gördüğünüz geceler vardır. PRIMITIVE MAN bunu yapmıyor. PRIMITIVE MAN sizi uyutmayı ve sonra rüyalarınızda peşinize düşmeyi amaçlarcasına; sürünerek, takip ederek, nefesini hissettirerek, ancak siz çıldırana kadar da işinizi bitirmeyerek duran bir karanlık gibi her an üstünüzde duruyor. Yeri geliyor ağır çekim bir nefretle kin kusuyor, yeri geliyor blast beat’lerle kalbinizi tekmeliyor.
İstersem sonsuza kadar uzatabileceğim tüm bu betimlemelerin karanlığında, “Caustic”in 77 dakikalık devasa eziciliğini ancak dinleyerek anlayabileceğiniz ortada. Burada müzik dinleme deneyiminden çok, hayatta kalma mücadelesine yakın duran bir can pazarı yaşanıyor ve tüm bunların çok ağır, kanırta kanırta, acıta acıta yapılıyor oluşu da her şeyi daha kötü, çok daha kötü hâle getiriyor.
mukemmel, ezici bir albüm.
Cidden muazzam albüm, ELM’in geçen sene Vermin Womb’dan çıkan albümde manyak bir yıkıma sahipti çok iyi işler yapıyor çook
Geçen ay Bell Witch ile beraber canlı izledim. İkisini arka arkaya izleyince abartısız iki gün kendime gelemedim bütün kanım damarlarımdan çekildi.