Kimlikleri gizemli iki Kolombiyalı müzisyenden kurulu IGNIS HAERETICUM’la birlikteyiz bugün. Fr. M.H. DCXVI ve Fr. D.M. kod adlı bu arkadaşlar, devasa boyutta bir DEATHSPELL OMEGA aşkıyla yanıp tutuşuyorlar. Aslında bakarsanız kritiği sadece “Kaliteli DEATHSPELL OMEGA worship” diyerek de tek cümlede yazabilirim, zira adamlar DsO’nun ne kadar imza hareketi varsa hepsini yapıyorlar.

Masa başı işlerinden VI ve THE ORDER OF APOLLYON gruplarından bildiğimiz, kısa süre öncesine dek AOSOTH’ta yer alan BST’nin üstlendiği “Autocognition of Light”, DsO diye bir şeyden habersiz dinleyiciler için black metalin başına gelmiş en güzel şey olarak görülebilir. Albüm gerçekten de DEATHSPELL OMEGA tarafından yazılmış denecek kadar DsO karakterinde. Çıldırmışlığı, avangartlığı ve panik ataklığı belki DsO kadar olmasa da, IGNIS HAERETICUM da DEATHSPELL OMEGA’nın olmadığı anda (DEATHSPELL OMEGA’ların kesilmesi), yoklukta çok rahat gidebilecek bir grup.

Metal-archives bilgilerinde grup kadrosunda bir davulcu yok. Aynı şekilde albüm bilgilerinde de konuk bir davulcudan bahsedilmiyor. Bilgisayarda kazılmış olması muhtemel davullar, eğer öylelerse yeterince iyi yazılmışlar, ancak doğal referans olarak kıyaslayabileceğimiz DsO’nun davullarına kıyasla o aşırı gerçekçi hırsı, alev alev yanan manyak tutkuyu veremiyorlar. Yine de IGNIS HAERETICUM öyle her babayiğidin altından kalkabileceği bir iş yapmıyor. Burada standart bir SLAYER worship’ten bahsetmiyoruz; üst düzey müzisyenlik, yaratılan kuvvetli bir atmosfer ve iç içe geçmiş gitar kurgularıyla oluşan değişken, zengin ve kapkara bir kanvas söz konusu.

Grup bu karanlık kaosu müziğinin ana teması olarak belirlese de, Ekstasis gibi büyük oranda gerginlik peşinde koşan ayinsel atmosfer şarkıları da var. IGNIS HAERETICUM 6 dakikalık bu şarkının ilk 4 dakikasını gitar, bas, davul ve vokal içermeyen ve sadece germe işlevi gören ses tabakalarına ayırıyor. 4 dakika boyunca sürüm sürüm sündürülen bu kısmın kimilerine “lan ne zaman girecek bu müzik” sorusunu sordurması gayet olası.

Neyse ki ardından gelen Lifting the Veil ile tekrar şaha kalkan grup, bakış açımıza göre bize çeşitli düşünceler aşılamayı başarıyor. Bu durum aslında IGNIS HAERETICUM ve ” Autocognition of Light”ın geneli için de geçerli. Bu düşünceleri şöyle sıralayabiliriz:

1) Adamlar böylesi bir müziği aslına yakın şekilde sunmayı başarmış.
2) Hakikaten de DEATHSPELL OMEGA nasıl bir gruptur.
3) Bu da güzel ama Abscission, Wings of Predation falan mı açsam?

Kısacası IGNIS HAERETICUM büyük oranda bir ikame grubu. Dinlerken bu DsO etkisini görmezden gelmek, akla getirmemek neredeyse imkânsız, ama yine de ortaya konan şeyde mutlak bir değer, tutku ve takdir edilesilik var.