Oğuz Sel
Eli enstrüman tutan genç bünyelerin yaptıkları ilk iş, bir grup kurup cover yapmak, yeteneklerini resmeden şarkılara imza atabilirlerse de albüm yapmak oluyor. Bunda şaşılacak bir şey yok, biliyorum. Lâkin internetin nereden baksanız 10-12 sene içerisinde evrim geçirmesi ve sosyal ağ, müzik ya da video stream servislerinin yaygınlaşması, internet bağlantı hızlarının artması, dünyanın dört bir yanından üzerimize kürek kürek albüm atılmasına zemin hazırlıyor. Bunda da şaşılacak bir şey yok, biliyorum. İlgili stream servislerinin önerileri arasında bulunan grup ve albümlerin birbirine aşırı dozda benzediğini; sound, rif ya da imza niteliği barındırmayan işlerin olmadığını gördüğünüzdeyse underground bile olsa müzik sektörünün belirli açmazlar içerisine girdiğini düşünmeye başlayabiliyorsunuz. Bunda da şaşıl… Öhm.
Kariyerinin beşinci senesinde çıkardığı “Enslaved by Fear” ile tavsiye listelerinde denk gelebileceğiniz 751 milyon brutal death metal grubundan bir farkı yokken (Yanlış anlaşılmasın, fena olmayan bir albüm kendileri.), ufak tefek kadro ve büyük çaplı kafa değişiklikleriyle dümeni, karanlıklı teknik tarafa doğru kıran Beneath, âdeta Immolation’dan rol çalmaya yelteniyor. Bakalım başarılı olabiliyor mu?
Daha albümün açılış şarkısıyla kafa göz dalan Beneath, “Ephemeris” ile pek de şakacı bir kişilik olmadığını dünya âleme ilân ediyor. Enstrümanlarıyla, çocukların oyun hamuruyla oynadıkları gibi oynayıp çalgı aletlerinin hakkını fazlasıyla veren cengâverler, sönüp giden yıldızların birer kara deliğe dönüşmesini anımsatan, Ay’ın yüzünü göstermediği gece karanlığı kıvamında ve karabasandan bozma şarkılarıyla türde ne kadar ileri gidilebileceğinin sinyallerini veriyorlar. Kazımaların durakladığı anlarda, teknik açıdan gövde gösterisine başlayıp bir çırpıda akla gelen progresif death gruplarına ara ara selam duran albüm, rifler ya da kulağa hoş gelen melodilerle ilerleme gibi bir gayrete girişmiyor.
Kimi parçaların açılışlarına ya da aralarına serpiştirilen minimal düzeydeki rifler, “Ben şu an taşaklı bir albüm dinliyorum.” hissini fazlasıyla vermeye yetiyor da artıyor bile, o kadarını söyleyeyim. Prodüksiyon tarafında kusur bulmak şöyle dursun, böyle bir albüm için olabilecek en tumturaklı sound’la yaratılan “Ephemeris” her enstrümanın tane tane işitilebilmesinden genel bir doygunluğa sahip olmasına kadar pek çok yanıyla takdiri hak ediyor.
Üzerine uzun uzadıya konuşulacak pek fazla bir şey bırakmayan “Ephemeris”, Unique Leader Records bünyesinden çıkıp dinleyeni oklavayla dövülmüş halı kıvamına sokma görevini başarıyla ifâ eden albümlerden birine dönüşüyor ve Beneath’in bana kalırsa kariyerindeki en başarılı albümü oluveriyor. Ayrıca grubun, Immolation ve benzeri gruplarla kısa zaman içerisinde aşık atmaya başlayacağını öngörmek de pek hatalı olmaz diye düşünüyorum.
Unutmadan, albümü Spotify ve iTunes gibi dijital mecralara aktaran üstün zekâlı her kimse kendisini tebrik etmek gerek. Şarkı listesi olduğu gibi yanlış, ayıp ulan.
Yazıda dendiği gibi ciddi anlamda taşaklı bir albüm. Dün dinledim, çok memnun kaldım, bugün de dinleyeceğim.
Sonunu zor getirmiştim dinlediğim zaman, ikinci albümleri daha dinlenilebilir tarzdaydı benim açımdan.