2013’ün en hayvan albümlerinden biri olan “Necrocracy” ile birlikte deathgrind alanındaki tartışmasız eziciliğini pekiştiren EXHUMED’un kan revan içindeki ürkütücü dünyasından herkese kucak dolusu mide, böbrek, dalak, bağırsak…
Death metal ve grindcore ile iştigal eden bir grupsanız, konsept albüm yapmak sizden beklenen en son şeylerden biridir. Genelde tüm kimliğini bodosluk, kırıp dökmek, kesip biçmek üzerine kurarsınız ve kimse de size “Artık biraz daha sofistike olun ama” demez. Tüm kariyerinizi iç organlar ve kesici aletler üzerine kursanız bile sıkıntı olmaz.
EXHUMED’un bu noktada kendine bir hedef belirlemiş ve böylesi bir konsept albüme girişmiş olması takdir edilesi bir şey. Konsept albüm kavramı, her ne kadar çıkacak sonucun etkileyici olacağını garanti etmese de genelde ilgi çekici ve artı puan olarak görülen bir şeydir. Bakalım EXHUMED’un kana bulanmış ellerinde nasıl bir sonuç ortaya çıkmış.
“Death Revenge”, 1820’lerin İskoçya’sına gidiyor ve yaşanmış gerçek olaylardan esinlenerek bize anatomicilere satılmak üzere açılan mezarları, çıkarılan cesetleri, hatta daha ileri gidip sırf bu amaçla öldürülen insanları sunuyor. Edinburgh’da yaşanan bu korkunç olayları yansıtan müziğinin yanında, “Death Revenge” son derece iyi bir de kapağa sahip. 1970’lerin korku filmlerine benzetilen ve tıpkı vintage bir film posteri gibi kat yerleri gözüken kapak, bu sayede daha bir tutarlı hâle geliyor.
EXHUMED müziğinde her zaman için belli dozlarda ilk/orta dönem CARCASS yer etmiştir. Bu durum bir önceki “Necrocracy” kadar baskın olmasa da “Death Revenge”in çeşitli yerlerinde de CARCASS’izm’lere rastlamak gayet mümkün. Dead End bu konuda kabak gibi karşımızda duruyor mesela. Bunun dışında, albümün çıkışından önce yayınlanan ve bariz SLAYER etkileri yansıtan Night Work gibi şarkılar da var. Albümdeki death metal ve grindcore dozları her EXHUMED albümünde olduğu gibi iyi ayarlanmış. Misal Unspeakable gibi bir şarkıda hem daha ağır groovy bölümlere hem de bıçakları sokup sokup çıkaran yardırmalara tanık oluyoruz. Zaten bunun aksi de düşünülemez, çünkü…
Çünkü “Death Revenge” bir hikâye örgüsüne sahip ve bu nedenle de baştan sona süper hızlı olma şansı yok. Anlatılan olaylara göre düzenlenmiş şarkılar, konularına göre coşuyor, sakinleşiyor, eziyor, intikam alıyorlar; elbette bu sakinleşmeler sadece tempo anlamında, yoksa EXHUMED’un sakinliği bile ağzımızdan kan getiriyor.
“Death Revenge”e dair sevdiğim, hatta takdir ettiğim şeylerden biri, albümü konsept yapacağız diye gereksiz bir dramatizasyona kaçılmamış olması. İkide bir duran ve şarkı aralarına giren diyaloglarla bizi hikâyenin içine sokma çabaları falan olsaydı albümün dinamizmi ciddi oranda düşebilirdi. Üstelik dinlediğimiz grubun EXHUMED olduğu bilinciyle bu durum bizi daha da çok rahatsız edebilirdi. Neyse ki grup aralara denyo denyo cinayet anı seslendirmeleri, radyo tiyatrosu benzeri muhabbetler falan koymamış. Bu konuda albümde dramatizasyon görevi gören belki de tek şarkı, sinematik bir klavye ve yaylılar pasajından ibaret olan Gravemakers of Edinburgh.
Bunun dışında belirtilmesi gereken diğer bir çalışma da, 7.29’luk süresiyle grubun kariyerindeki en uzun şarkı olan çılgın enstrümantal The Anatomy Act of 1832. EXHUMED’a dair pek çok şeyin yanı sıra gruptan duymaya alışık olmadığımız sofistikelikte bir death metal ve grind sunan bu şarkı, şüphesiz ki EXHUMED’un kariyerindeki en sıra dışı işlerden biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu san’at güneşi şarkının ardından grup İNKARNADİN ELLER adlı eserle yardırmasına kaldığı yerde devam ediyor ve albüme adını veren et talaşı ve pıhtı fırtınasıyla “Death Revenge” noktalanıyor. Biri EXODUS cover’ı olmak üzere 2 adet de bonus ile toplam süresi 52 dakikayı aşan albüm, bu tür için uzun sayılacak bir süre içermesine rağmen sıkmıyor, önce bizim konsantrasyonumuzu, ama daha da önemlisi kendisinin konsantrasyonunu dağıtmıyor.
“Death Revenge”, EXHUMED’un olmadığı bir şey olmaya çalışmadığı, grubun özünden taviz vermediği, bütünlüklü ve sürükleyici bir albüm. Bir “Necrocracy” kadar tehditkâr, yahut “All Guts, No Glory” kadar kanlı dalaklı değil, ancak bu tür müzik yapan bir grubun bir konsept albüme girişmesi adına da olabilecek en varyasyonlu, ayakları basan örneklerden biri. Ben EXHUMED’un daha gözü dönmüş katliamını ve iç organ sıcaklığını seviyorum diyorsanız “Death Revenge” size nispeten soğukkanlı bir katil, planlı bir cinayet havası verebilir. Ama bu durum sizi korkutmasın (aslında korkutsa daha iyi olur, sonuçta grubun amacı o), “Death Revenge” de her şeyiyle bir EXHUMED albümü.
Kadro Matt Harvey: Vokal, gitar
Ross Sewage: Vokal, bas
Bud Burke: Lead gitar, vokal
Mike Hamilton: Davul
Şarkılar 1. Death Revenge Overture
2. Defenders of the Grave
3. Lifeless
4. Dead End
5. Night Work
6. Unspeakable
7. Gravemakers of Edinburgh
8. The Harrowing
9. A Funeral Party
10. The Anatomy Act of 1832
11. Incarnadined Hands
12. Death Revenge
13. Death Revenge Underture
14. A Lesson In Violence (EXODUS cover'ı)
kapak inanılmaz hoşuma gitti. özellikle katlanmış poster havasında olması bence güzel bir fikir. albüm baya güzel. we are the gore ile birlikte ikisini üstüste dinleyip kendime geliyorum.
Exhumed’den beklenilmeyecek tarzda bir albüm olmuş. Genel anlamda beğendiğimi söyleyebilirim. Farklı gitar melodileri ve Exhumed’in normal halinden uzak sakin tonda ilerleyen şarkılar hoşuma gitti ama özellikle mix/mastering’i hiç iyi olmamış. Davullar çok boş, gitarlar ise çok yavan sesleniyor. Bu açıdan bence grubun en iyi işi Necrocracy albümüydü. O albümü belki en çok beğenme sebeplerimden biri de yaptıkları türe bakmaksızın gayet temiz ve leziz bir sound’u vardı.
Madonna bile coverladınız, bi Mad Butcher coverlamadınız godoş herifler.
Kapaktaki sub-zero galiba.
kapak inanılmaz hoşuma gitti. özellikle katlanmış poster havasında olması bence güzel bir fikir. albüm baya güzel. we are the gore ile birlikte ikisini üstüste dinleyip kendime geliyorum.
Exhumed’den beklenilmeyecek tarzda bir albüm olmuş. Genel anlamda beğendiğimi söyleyebilirim. Farklı gitar melodileri ve Exhumed’in normal halinden uzak sakin tonda ilerleyen şarkılar hoşuma gitti ama özellikle mix/mastering’i hiç iyi olmamış. Davullar çok boş, gitarlar ise çok yavan sesleniyor. Bu açıdan bence grubun en iyi işi Necrocracy albümüydü. O albümü belki en çok beğenme sebeplerimden biri de yaptıkları türe bakmaksızın gayet temiz ve leziz bir sound’u vardı.