Oğuz Sel

Black metal dinlerken bana bir test uygulansa, bazı eserleri dinlerken dopamin salgıladığım tespit edilebilir. Her grubun, her albümüne, her şarkısına tapmasam da genel olarak bu türde müzik üreten ve atonal taraflara çok kaymayan grupların eserlerini hem acayip keyifle hem de yepyeni bir deneyimmiş gibi dinleyebiliyorum.

Hele bir de aramızdan ayrılmış olmasına rağmen, alev alıcı madde yapısındaki şarkıları yeni yayınlanan Trond “Nefas” Bråthen gibi büyüklerin eserlerini işittiğimde değmeyin keyfime. Evet, bugünkü konuğumuz Trondr Nefas’tan geriye kalan son eserlerin de yer aldığı Beastcraft albümü “The Infernal Gospels of Primitive Devil Worship”.

Saraçoğlu’nun geçen sene kritiklediği Urgehal’in son albümü “Aeons in Sodom”un bir çeşit devamı kıvamında olan albüm, Urgehal’den daha pislik bir kimlikte olan Beastcraft’ın saygı duyulası leşlikte olan bir eseri. Trondr Nefas’a ait dört adet parçanın da yer aldığı albümün lokomotifi, Brede “Sorath“ Norlund kişisi. Şarkıların her birini, Trondr Nefas’ın acısını içine gömerek söylediğini hissettiren Sorath, albümün leşlik seviyesinin kolay kolay ulaşılamayacak yerlere getirmekte de hayli başarılı.

Leşlik ve acıdan bahsetmişken değinmezsem olmaz; Trondr Nefas’tan geriye kalan eserlerin haricindeki yeni üretilen eserler de albümde var, 2000’lerde çıkardıkları demolardan aldıkları eserler de. Ama albümün gaddarlığına, çiğliğine ve pisliğine rağmen, buram buram kokan bir hüzün de yok değil; albümü bütünlüklü olarak ele aldığınızda siz de fark edeceksiniz bunu. Yine “Aeons in Sodom”da olduğu gibi konuk sanatçılar, bu iç burkan vedanın daha görkemli hâle gelmesini sağlıyorlar. Tsjuder’den Nag, Krypt’ten Desecrator, Urgehal’dan Enzifer ve daha nicesi şarkıları ölümsüzleştiriyorlar.

Albümde öne çıkan eserleri tek tek saymaya kalkmayı düşünmüyorum, çiğ black metal işlerine meraklı olanlar albümü bir kere bile çevirseler, kulaklarına ilk dinlemelerinde takılacak temizinden 5-6 parça bulabilirler. Yani adamlar, dakika dolsun, şarkı sayısı artsın derdine düşmeden gayet tumturaklı kompozisyonlar hazırlamışlar, sunmuşlar.

Kritik biraz geç çıkmış olsa da, Trondr Nefas’ın bu satırlar aracılığıyla bir kez daha saygıyla anılmasına bulgur tanesi nispetinde katkıda bulunabilmiş olmaktan kıvanç duyuyorum. Huzur içinde yat Trond “Nefas” Bråthen.