İspanya’nın Bask bölgesinden çıkan ve adına yaraşır şekilde “bask”ılayıcı, boğucu bir müzik yapan kapkaranlık oluşum ALTARAGE’leyiz bugün. Tıpkı komşuları Portekiz’in THE OMINOUS CIRCLE’ı gibi, ALTARAGE de kimliklerini gizli tutan elemanlardan oluşuyor. Üstelik, kim oldukları çaldıkları diğer gruplara bakılarak anlaşılabilen THE OMINOUS CIRCLE üyelerinden farklı olarak, ALTARAGE elemanlarının kim olduklarına dair de en ufak bir bilgi yok.
Son derece kasvetli, ezici ve soluk aldırmayan bir death metal yapan ALTARAGE, vatandaşları TEITANBLOOD’ın kaosuyla yarışacak düzeylere çıkabilen, rif ve melodi kavramlarını parçalara ayırıp yalnızca iç darlayan ses duvarları ve gerginlik veren pasajlar üzerinden ilerleyen bir müzik yapıyor. Enstrümantal olmayan bir grup için aşırı az vokal içeren ALTARAGE, “NIHL”de sergilediği bu tutumu yepyeni albümü “Endinghent”te de gösteriyor. Şarkılar kısa olmamalarına rağmen, her biri sadece 1 ila 3 satır arası söz içeriyor ve grup bu sözleri büyük oranda korku yaratma unsuru olarak kullanıyor.
ALTARAGE’i özel kılan şey elbette ki son dönemin popüler olayı olan kimlik gizleme değil; bu tarz aşırı ekstrem pek çok grup, en azından sadece isim ve soyadlarının baş harflerini kullanarak zaten şahsen öne çıkmama yolunu seçiyorlar. Aynı şekilde görsel olarak maske takmak, örtülere bürünmek falan da alışık olduğumuz şeyler. Tıpkı ALTARAGE’in ilham aldığını müziğinin pek çok tarafıyla belli ettiği PORTAL gibi, onlar da karaların ardına saklanıyorlar ve şekilsiz, kimliksiz, zamansız bir müzik yapıyorlar.
Bu dışavuruma müzik demek, elbette ki kimileri için kolay değil. Aşina olmayan kulaklar için, daha önce hiç metal dinlememiş kimseler için ALTARAGE müziğinin anlaşılabilirliği epey kısıtlı. Bu noktada ALTARAGE ve benzeri gruplara dair asıl kilit nokta ortaya çıkıyor: duygu.
Yüzeysel bakıldığında, ALTARAGE ve benzeri gruplar; misal PORTAL, THE OMINOUS CIRCLE, IRKALLIAN ORACLE veya ADVERSARIAL, sadece korkutma, germe, boğma, buhran verme gibi amaçlar taşıyor olarak görülebilirler. Müziklerinde dinleyicinin duygularına yön verecek görünür bir duygu yoğunluğu yok gibi duruyor; şarkılar ilerledikçe adeta işitsel bir manifestoyla karşı karşıya olduğunuzu hissediyorsunuz ve istekli kulakların ALTARAGE’in karanlık dehlizlere doluşan müziğindeki duyguları bulup ayrıştırması da işte tam bu noktada gerçekleşiyor.
Burada bu karanlık duyguları betimlemeye çalışıp maymun olmayacağım elbet, ancak grubun ciddi anlamda DNA’sına işlemiş bir karanlık ve katrana bulanmış bir kötülük ortaya koyduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Uyumsuz sesler, karambol notalar ve karabasan gibi çöken bölümlerin yanı sıra, örneğin grup, Rift’in girişinde psikolojimizle oynama yoluna giderek bir önceki albümde denemediği bir şeyi de deniyor. Yahut Spearheaderon’un girişinde bizi bir anda karanlık ruhlarla dolu bir hortumun içine atarak bir anda müziği kişisel almak zorunda bırakıyor, adeta bizi müziğiyle mücadele ettiriyor. Bu tür olaylar sayesinde ALTARAGE müziğinin psikolojik yansımalarını, çıldırtıcı tekrarlarını ve iç daraltan beklenmedikliklerini de tecrübe etme fırsatı buluyoruz.
Sadede geldiğimizde, ALTARAGE bazılarına kolay gibi görünebilecek, “ver karambolü, ver uyumsuzu” şeklinde özetlenebilecek, ancak bence yoğun ve ayakları yere basan bir altyapısı olan gayet etkileyici bir müzik yapıyor. Benzer gruplar son dönemde karşımıza çıkıyorlar, ancak ALTARAGE amaçladığı şeyi bilinçli şekilde yapmayı başarıyor.
Bence bu kolay bir şey değil ve grup bunu son derece organik ve gerçekçi biçimde sunabildiği için de takdiri hak ediyor.
Ahmet Saraçoğlu iki tane Türk grubun albümü çıktı Şizofren ve Taşmektep, yerli gruplara destek adına incelemenizi öneririm.
https://open.spotify.com/album/0eBGeXp5JX5a8ZYWoiDIAc
https://open.spotify.com/album/4VZmflYemzGjuhoKsEC62g
karanlığın yanında groove ögelerin nihl’e göre bir tık fazla olduğu bir albüm olmuş gibi geldi bana. bu albümün çıkışı ile altarage’den haberim oldu, önce nihl’i dinledim 5-6 tur sonra endinghent’e geçtim, güzel bir keşif oldu benim için. Kritik için teşekkürler.