DESTRUCTION vahşetini kusmaya birkaç yıl önce başlamış, KREATOR “Terrible Certainty”yi kısa süre önce çıkarmış, TANKARD her yıl bir albüm yayınlıyor, SODOM “Agent Orange”ı ortamlara salmak üzere, HELLOWEEN “Keeper of the Seven Keys Part II” ile on binleri coşturuyor…
Aynı dönemde Avrupa’nın çeşitli yerlerinde thrash metali eğip bükmeye kararlı birtakım açık fikirli ve ileri görüşlü gencolar da farklı bir şeylerin peşinde ter döküyor, kafa patlatıyorlar. İsviçre’de CORONER kendi destanını yazmaya başlarken, Almanya’nın batısında da MEKONG DELTA denen acayip grup kendi adını taşıyan ilk albümünü çıkarmış ve kendi çapında adından söz ettirmişti.
Bu albümden yalnızca bir yıl sonra, grup her şeyin daha bir yerli yerine oturduğu ve teknik thrash metal adına daha çok doğrunun yapıldığı sıra dışı albüm “The Music of Erich Zann” ile döndü. MEKONG DELTA, baştan söylemek gerekir ki, herkese göre olmayan bir grup. Thrash metal seviyorsanız dahi MEKONG DELTA’ya bayılmama ihtimaliniz söz konusu. Bunun birincil sebebi, grubun kimi anlarda, şarkıların bazı noktalarında, tahmin edilmeyecek türde ve beklenmeyen seçimler yapması. Kulağı teknik, progresif şeylere alışık olan insanlar için bile, MEKONG DELTA’nın kimi zaman -kasıtlı olarak- akıcılıktan uzak müziği biraz fazla subjektif gelebilir. Bu konuya takılmayan ve “ne kadar sıra dışılık, o kadar kalite” diyenler için yazımıza devam edelim.
MEKONG DELTA ciddi anlamda çok iyi müzisyenlerden kurulu bir grup. İlk dinlemede “bu nasıl rif”, yahut “sadece ilginç olsun diye yazılmış” diye düşünülen bir şey, sonradan bağımlılık yapar, dile dolanır hâle gelebiliyor. Grubun başka sayısız grup tarafından kullanılmayacak kimi fikirleri -misal bazı acayip vokal tercihleri- daha ilk şarkıdan müziğine entegre etmesi, MEKONG DELTA’nın her şeyi geçtim son derece özgün olmasını sağlıyor. Standart giriş gelişme sonuçlu şarkı yapılarından hoşlanıyorsanız, MEKONG DELTA’nın kaostan beslenen, kendiyle didişen, adeta dinleyiciyle mücadele eden müziği size çok albenili gelmeyebilir. Lakin ortaya konan işe, albümün çıktığı zamana, grubun cesaretine ve zor yolu seçmesine bakıldığında, MEKONG DELTA’nın değeri net şekilde anlaşılıyor.
İlk albüme göre daha derli toplu bir prodüksiyona sahip olan albüm, vokal konusundaki kasıtlı çiğlikle birlikte, zaten çirkin olan müziğini daha da absürt hâle getiriyor. “The Music of Erich Zann”ı dinlerken, eğer Lovecraft’la haşır neşir değilseniz, “kim lan bu Erich Zann?” diyebilirsiniz. Grup Lovecraft’ın bu hikâyesini alıyor, eğip büküyor ve kendi tuhaf thrash metal mantığına oturtuyor. Lovecraft tarafından 1921′de yazılan bu hikâye, albümün kapağında da yansıtılan şekilde psikopat bir karanlığa sahip ve MEKONG DELTA da bunu dinleyiciye yansıtmak için elinden geleni yapıyor ve başarıyor.
Grubun hep birlikte süper bir müzisyenlik ortaya koyduğu bu albüm, teknik thrash metalin Avrupa’daki gelişimi ve yükselişi açısından önemli bir yer tutuyor ve her ne kadar türün takipçileri tarafından yakından bilinse de, teknik thrash metale yabancı olanlar tarafından bilinmeyi sonuna kadar hak ediyor. Henüz dinlemediyseniz, alışılmamışlıklara hazır olun ve Erich Zann’ın müziğine kulak verin.
Albumle Lovecraft okudugum bir donemde tanismis pek isinamamistim. Sebebi hikayenin kendisindeki “tuhaf ve muthis o sey”i duyamamis olmakti. O cocuk kafamla, hikayedeki muzigi hep; Gorguts’un, ugursuz keman yada viyolonsel takimlari ile desteklenmis hali seklinde hayal etmistim. Bu muzik dogaclama ve atonallik ile dogup epik bir bicimde en tepe noktada bitecekti.
Ralf Hubert çok büyük adam. Grubun yıllar sonra Arcan abi sayesinde verdiği tek konser olan İzmir konserinde tanışıp, kısa bir sohbette bulunma fırsatım olmuştu. Bateristin kullandığı bageti kapıp grubun tüm üyelerine imzalatmışlığım da var, gerçekten çok büyük bir anı benim için. Ve albüm metal klasiği, thrash metal klasiği diyemeyeceğim çünkü albüm thrashin klasik müzikle harmanlanması gibi değişik bir şey, tam tarif edemiyorum. Kritiği sitede görünce çok mutlu oldum, emeklerine sağlık Ahmet abi.
İsmiyle sık sık karşılaşmama rağmen kulak vermediğim bir gruptu. Kritik yazıldığından beri dinliyorum, beklentimin çok ötesinde, şahane bir albüm bu.
Son zamanlarda birazcık Teknik Tireş müzik ile uğraşıyorum ve pasiften albüm incelemelerini okuyorum ne yazık ki hepsine 3-5 yorum, 10-15 puanlama gelmiş. Neden ulan neden? Ben çocuğuma bir flüt alamayacak mıyım?
26.01.2022
@Boba Fett, Aldım.