İlk iki albümüyle şaşırtıcı bir giriş yapan ve barındırdığı müzisyenlerin gruplarıyla fazla haşır neşir olmayan insanları bile etkilemeyi başaran NIGHT FLIGHT ORCHESTRA ile birlikteyiz. SOILWORK vokalisti Björn Strid, yine SOILWORK gitaristi David Andersson ve ARCH ENEMY basçısı Sharlee D’Angelo gibi tanıdık isimleri kadrosunda barındıran grup, 70’ler soslu rock anlayışıyla çok olumlu bir etki yapan ilk albümü “Internal Affairs” ve aynı başarıyı sürdürdüğü “Skyline Whisperers”ın ardından üçüncü albümünü de bir süre önce piyasaya sürdü.
NIGHT FLIGHT ORCHESTRA’ya dair en çekici şeylerden biri, gruptaki elemanların daha önce görmediğimiz yönlerini bize gösteriyor oluşu. Eski bir SOILWORK yazımda, grubun bu vokal melodileriyle istese çok hit şarkılar yazıp son derece popüler işlere imza atabilme potansiyeline sahip olduğunu söylemiştim. Ne tuhaf ki, her ne kadar pop müzik olmasa da, aynı Björn yıllar sonra kafamdakine yakın bir projeyle çıkageldi ve tam da düşündüğüm gibi, iyi ki de geldi.
“Amber Galactic”in sound’u ilk albümün 70’ler havasından ziyade 80’lere kayıyor. Vokal melodileri, ah o mükemmel vokal melodileri, son derece etkin şekilde albümün kayıp gitmesini sağlıyor. Björn ciddi anlamda çok iyi vokal melodisi yazıyor ve “The Living Infinite” ile çok geliştirdiği vokalini bu düzlemde de olanca etkileyiciliğiyle kullanıyor. Strid’e gitarlarıyla SOILWORK’te de eşlik eden David Andersson ve klavyeci Richard Larsson başta olmak üzere grubun çok güçlü bir yetmişler, seksenler ve hard rock anlayışı olduğunu sezebiliyorsunuz. NIGHT FLIGHT ORCHESTRA size POLICE’vari tatlar da sunuyor, tepenizde disko topu da döndürüyor, steroid kullanmış bir BEE GEES’e dahi göz kırpıyor.
Grubun pek çok harika özelliği arasından en önemli iki konudan ilki, NIGHT FLIGHT ORCHESTRA’nın çok iyi şarkı yazabiliyor oluşu. Böyle deyince çok genel bir ifade oluyor ama grubun şu ana dek çıkardığı üç albümü de de dinleyince, çok net bir rahatlık, bir seksilik, bir neon ışıkları altında koko çekme durumu hissediliyor. Bu da grubun yaptığı şeyde hiçbir kasış olmadığını ve içlerinden gelen, saf bir besteciliğe işaret ediyor.
Grup albümden önce “Amber Galactic”i “kokain”e benzetmişti. Şahsen kokain kullanmışlığım olmadığından “evet hacı aynen kokayin, aynen ap aroyin” diyemiyorum, ancak gözünüzü kapadığınızda aklınıza direkt olarak neon ışıkları, sevişmek, saç bandı, perma ve afro saçlar, cam masadan kredi kartıyla koko çeken abiler ablalar falan geldiğinden, grubun bu tanımı da yerine oturuyor.
Tüm bunları anlamlı kılan ve değer katan şeyse, NIGHT FLIGHT ORCHESTRA’nın bunu bir Retro arayışı, bir eskiyi hatırlatan sevimlilik olarak yapmaktansa, son derece içselleştirilmiş ve cidden o zamanlarda yapılmış gibi sunabilmesi. Albümü dinlerken aklınıza ne SOILWORK’ün yırtıcı yardırmaları, ne ARCH ENEMY, ne de başka bir şey geliyor. Baştan sona saf, samimi.
Seksenlerdeki hafif sarımtırak Amerikan filmleri kadar nostaljik; bol paçalı, kolormatik gözlüklü ve bıyıklı yetmişler abileri kadar kanı kaynayan, pembe tayt giyip ayak bileklerine de beyaz tozluk takan seksenler kızları kadar da sevilesi bir albüm “Amber Galactic”. Ne tür dinlediğinizden bağımsız olarak, 30-35 yıl öncesini işitsel olarak yad etmek ve bu müzisyenlerin böylesine başarılı bir dönemsel yansıtmasına tanık olmak isterseniz, aradığınız kafayı NIGHT FLIGHT ORCHESTRA’da rahat şekilde bulabilirsiniz.
Tam keyiflik albüm.
Yaşım ilerledikçe eğlenmenin aslında en büyük isyan olduğunu düşünmeye başladım. Orta okul, lise yaşlarında eğlenildiği zaman büyükler hep karışır; “Az faydalı işlerle uğraşın!” diye çıkışırlarken, 25′ten sonra eğlenmek ise bazı kimseler tarafından büyüyememek, olgunlaşamak olarak görülür. Orta okuldaki bebelerin bile çizgi film izleyip eğlendiklerini birbirlerinden saklayıp, korku filmi seyretme yarışına girdiklerini görüyorum. Tarihsel açıdan da baktığımızda Antik Yunan’da sosyetenin Komedya’yı aşağılarken Tragedya’yı hep yücelttikleri biliyoruz.
Müzikte de hep böyle değil mi? Eğlenceli şarkılar boştur. Acıdan geçmeyen şarkılar biraz eksiktir vs. Metalciler bile zamanında Mötley Crüe, Poison gibi gruplara karşı; “Dünyada bu kadar şey olurken eğlenmek, partiler, karı kız falan da neyin nesi?” diye tavır almışlar.
Neyse işte The Night Flight Orchestra bence bu güzel isyan şeklinin; insana kendisini iyi hissettiren birbirinden güzel şarkılarla mükemmel bir örneğini yapmış ve Pain of Salvation sonrası beni tekrar kendime getirmeyi başarmış grup.
Domino’yu dinleyince alayınızı tanımam lan fakirler.
Albümün özeti:
https://i.hizliresim.com/g9B382.gif