ICED EARTH ile ilk kez yıllar önce üniversiteye giriş sınavına hazırlanırken tanıştım. “Alive in Athens” albümünü sadece kapağını ve çift kasetten oluşan ambalajını beğendiğim için almıştım. Albüm kısa sürede favori test çözerken dinleme albümüm hâline gelmişti; şarkılardaki o gaz, çılgın atan ritim gitarlar, Matthew Barlow’un yer gök titreten vokalleri derken kendimden geçip büyük bir ICED EARTH fanı haline gelmiştim. Gerçi fan demek ne kadar doğru bilemiyorum; sadece “Alive in Athens” albümünü dinliyordum ve zaten o albüm grubun o zamana kadarki diskografisindeki bütün önemli parçaları içerdiğinden dolayı diğer albümleri dinleme ihtiyacını pek duymadım.
Üniversiteye girdikten sonra da ilgim başka metal türlerine yöneldi. Tim Owens’ın nasıl söylediğini merak edip “The Glorious Burden”a biraz baktım, onun dışında yıllardır adam akıllı ICED EARTH dinlemiyorum. Yeni albüm “Incorruptible” vesilesi ile ICED EARTH’e uzun süre sonra geri dönüş yapmış bulundum. Arada kaçırdığım zamanı telafi etmek için son 5-6 senedeki tüm albümlerini de bu aralar detaylı dinleme şansım oldu.
Maalesef genel görüşüm, grubun Stu Block ile çıkardığı “Dystopia” ve “Plagues of Babylon” ile yakaladığı pozitif ivmenin ‘Incorruptible’ ile düşüşe geçmiş olduğu. “Incorruptible” güzel ve gaz anlar barındırsa da genel olarak vasat bir ICED EARTH albümü.
“Incorruptible” ICED EARTH’ün tüm imza hareketlerini içeren, fazla sürprizi olmayan, yer yer coşturup yer yer de bayan bir albüm. Açılışı yapan Great Heathen Army sağlam bir giriş parçası; trafiği ve tansiyonu çok iyi ayarlanmış, Stu Block da vokallerde feci yardırıyor. ICED EARTH’ün hâlâ popüler kalmasında Stu Block’un önemli rolü olduğunu düşünüyorum. Belki çok farklı bir ses rengi yok, ama yorum gücü ve yaratıcılık olarak üst seviye bir adam. Genel olarak da “Incorruptible”ın dinlenebilirliğini üst seviyeye çeken ana etken vokaller diyebilirim. Jon Schaffer’ın şarkı yazımı ve gitar çalma konusunda artık tıkanmaya başladığını düşünüyorum. Birçok parçada gerek trafik, gerek ritim gitar varyasyonları kulağa fazla tanıdık geliyor. Üstelik bunları grubu dinlemeye uzun süre ara vermiş ve algıları taze olan biri olarak söylüyorum.
Albümün en büyük sıkıntısı enerji düşüklüğü ve parçaların sıralaması. Girişten sonra giren üç parçanın hepsinin de orta tempo olması albümün heyecanını epey düşürüyor. Öyle ki, tek başına dinlendiğinde sıradan bir parça olarak değerlendirilebilecek Seven Headed Whore parçası, albüm sırası ile dinlenince sırf demin bahsettiğim üç parçanın aşağı çektiği tempoyu yükselttiği için kulağa güzel geliyor. Albümde kesinlikle daha dengeli bir hızlı-yavaş parça dağılımı ve sıralaması olmasını beklerdim. Benzer problemler albümün ikinci yarısında da bulunuyor.
Albümün zirve noktası ise dokuz küsür dakikalık son şarkı Clear The Way. Amerikan iç savaşındaki kritik bir noktayı anlatan parça albümdeki en gaz rifleri ve vokal melodilerini barındırıyor. Özellikle nakarat kısmı inanılmaz epik, konserlerde fanların ciğerlerinin yanacağını düşünüyorum. Eğer albümün tamamını dinlemeyi planlamıyorsanız en azından ilk ve son parçaya göz atın derim.
“Incorruptible” ile ICED EARTH’ün ciddi paslanma sinyalleri vermeye başladığını düşünüyorum. Özellikle bu son albüm ile çok net bir enerji düşüşü yaşanmış. Grupta hâlâ güzel işler yapabilme kapasitesi var, fakat bir iki parçada yakalanan atmosferin albümün geneline yayılabilmesi gerekiyor.
Kadro Stu Block: Vokal
Jon Schaffer: Gitar, klavye, geri vokal
Jake Dreyer: Gitar
Luke Appleton: Bas, geri vokal
Brent Smedley: Davul
Şarkılar 1. Great Heathen Army
2. Black Flag
3. Raven Wing
4. The Veil
5. Seven Headed Whore
6. The Relic (Part 1)
7. Ghost Dance (Awaken the Ancestors)
8. Brothers
9. Defiance
10. Clear the Way (December 13th, 1862)
Plagues of Babylon zorlama bir tur albümü geliyor bana hep, içinde açıp dinleyecek şarkı bulamıyorum. Daha derli toplu olmuş Incorruptible, belli bir özen hissettiriyor en azından. O açıdan beni memnun etti.
Plagues of Babylon zorlama bir tur albümü geliyor bana hep, içinde açıp dinleyecek şarkı bulamıyorum. Daha derli toplu olmuş Incorruptible, belli bir özen hissettiriyor en azından. O açıdan beni memnun etti.
Kısaca 7
Bu yazının altına imzamı atıyorum.
Yıllarca adam akıllı Iced Earth dinlemiyorum diyorsun ancak son albümü eleştiriyorsun :)