İkinci dalga black metal akımının günümüze uzanan ve doksanların ikinci yarısındaki ruhunu yansıtan gruplar, türün en çok övgüye mazhar olan grupları olarak öne çıkıyorlar. DEATHSPELL OMEGA’vari çığırlar açma amacı taşıyan gruplar dışında, black metalin özünü veren ve bizleri şaşırtmaktansa manevi olarak etkilemeyi başaran gruplar, black metalin 2010 sonrasındaki başarı hikâyeleri olarak karşımızda duruyorlar.
Çeyrek asır önce kurulan ve 2010 sonrasında yoluna tek kişi olarak devam eden İsveçli grup SVARTSYN, üstüne koyarak ve müziğini ruhani boyutlara taşıyarak devam ettirdiği kariyerinin en son adımını bizlere “In Death” ile sundu. İsveç’in yaklaşık 13.000 nüfuslu minik yerleşim yeri Nynäshamn menşeli SVARTSYN, Ornias’ın karanlık ateşler yanan zihninden üst düzey black metal kusmaya devam ediyor diyerek albüme doğru yollanalım.
“In Death”e dair söylenebilecek şeylerin başında, Ornias’ın vokallerinde hissedilen hırs ve açlık geliyor. Benzerini yüz milyon kez duysak da, bir insanın içindeki öfkeyi bu şekilde bir yaratımla dışarı çıkarması benim için her zaman etkileyici bir fenomen olmayı sürdürecek. Ornias, sadece vokallerindeki tutkuyla bile ciddi olduğunu hissettiriyor.
Benzer şekilde, albüm yine benzerlerini sayısız kez duyduğumuz formüller, teknikler içerse de, yine bir şekilde bir iştah, bir içi içine sığmama barındırıyor. Penanın gitara inanılarak, vahşice vurulduğunu, belki çalınırken ağızdan salya damladığını, davulların kapkaranlık bir kafa yapısına bürünülerek çalındığını hissediyorsunuz.
Benzer kimlikteki her grupta rastlayamadığımız bu durum, ender olarak karşımıza çıkan ve mevzubahis işlerin değerini çok yukarılara taşıyan bir konu. Misal BEHEXEN’in son albümü “The Poisonous Path“; o albümdeki müzik de başka bir grup tarafından başka bir zamanda kaydedilmiş olsa, asla şu andaki etkisini veremez. Müziği yazan kişinin kayıt sırasında kendini soktuğu karanlık ruh hâli, adanmışlık, inanç… Hepsi de bu tür albümlerin durup dururken böyle derin hisler yaşatmasının sebepleri arasında.
“In Death”i dinlerken büyük oranda 46 dakikalık tek bir şarkı dinliyormuş hissine kapılabilirsiniz. Albüm baştan sona benzer bir yoğunluk içerisinde devam ediyor ve kötücüllüğünü, zehrini büyük oranda aynı tondan, aynı anlayıştan yansıtıyor. Inside the White Mask’in sonundaki kederli kısım gibi bölümler seyrek de olsa karşımıza çıksa da, “In Death”in asıl olayı karanlıkla, şeytanla.
SVARTSYN yaptığı şeyin hakkını veren, dışarıya kustuğu karanlığın içten olduğunu hissettiren ve bunu karşı tarafa da aktarabilen bir grup ve “In Death” de bu minvalde düşündüğünüzde bu yıl içinde dinleyebileceğiniz en iyi black metal albümlerinden biri. Verileni alma amacıyla yola çıkar ve albümü biraz olsun içselleştirirseniz,sizi gayet doyurucu bir karanlığın beklediğini gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
abi fetüs ne zaman gelicek?
27.06.2017
@circleperspective, http://www.pasifagresif.com/2011/01/grup-onerme-sorma-bilgi-paylasim-ortami/comment-page-45/#comment-472143
27.06.2017
@Ahmet Saraçoğlu, teşekkür ederim, haberim yoktu bu yazıdan ^^
27.06.2017
@circleperspective, rica ederim. Mümkün oldukça her Pazar, o haftanın takvimini yayınlıyoruz o başlıkta.
şu an dinliyorum albümü, bayağı iyi. üst sıralarda olurmuş önceden dinlesem. behexen’i andırıyor biraz gerçekten, behexen’de de vardı şu vokalle söylenen en güzel kelime ‘rise’ herhalde ya. öyle bir haykırıyorlar ki yatıyorken kalkıp saygı duruşuna geçiyorum o an. ben dso ve behexen’e göre daha çok beğendim.
Wrath Upon the Earth’den sonra en sevdiğim Svartsyn albümü oldu. Inside the White Mask ve Black Thrones of Death albümden favorilerim.
davullar çok fazla ya. inanılmaz.