Oğuz Sel
Çoğu zaman dünya görüşümle taban tabana zıt adamların albümlerine övgüler dizerken buluyorum kendimi. Lucifer yüceltmeler, ritüelistik kelime tekrarlamalar, Illuminati’ye selam çakmalar filan, bana baya uzak işler doğrusunu söyleyeyim. Ama nasıl oluyorsa, tüm bu bilinmezlik ve karanlıkla harmanlanan işlerde paralize edici bir cazibe buluyorum kendi adıma, sanki bahse konu karanlık güçler, gruplara bir formül veriyorlar, “Git, şunu şunu şunu yap, albüm süper olacak,” diyorlar ve o albümler süper oluyor gibi; akıl sır erdirebilmiş değilim. Bu girişi niye mi yaptım? Çünkü az sonra albümü hakkında bir şeyler anlatacağım Acrimonious, bu yapımı Templum Falcis Cruentis ve Temple of the Black Light’a ithaf ediyor, yani heriflerin şakası yok, bu karanlık yola baş koyan tayfadanlar.
Albümün adı “Eleven Dragons”. Temple of the Black Light’ın öğretileri içerisinde yer alan 11 anti-kozmik tanrıyla bağlantısı olduğu açık ki bahse konu meseleye, Dissection da “Reinkaos” albümünde yer vermişti. Komplo teoricilerine göre -çok da haksız olduklarını düşünmüyorum, o ayrı- Illuminati ve isim vermeden Illuminati’ye hizmet eden irili ufaklı Luciferian topluluklar,sembolik göndermelerle karanlık güçleri ayakta tutuyorlar ve zaman zaman ayinsel işler icra ediyorlar bu sembollerden destek alarak. Bir şekilde yolunuz düşmüş okumuşsunuzdur Michael Sikkofield’ın yazdıklarını; 11 Eylül 1990’da baba Bush’un ağzından çıkan “Yeni Dünya Düzeni” mevzusu ve ondan 11 yıl sonra 11 Eylül 2001’de gerçekleşen İkiz Kule “saldırıları” vs. sembollerle dolu ritüelistik işler bana ve birçok kişiye göre. Neyse, bu konuya girdik mi çıkmak saatler sürebilir, albüme dönmeliyim.
Bir süre önce son albümünün kritiğini okuduğunuz Inferno ve kritiğini okuduğunuz veya okuyacağınız Acherontas kadar olmasa da ayinsel, okült black metal tarafında yer alan Yunan Acrimonious, üçleme olarak kurguladığı albümlerin sonuncusunu 20 Mart 2017 tarihi itibariyle çıkardı. Başta kapağıyla, sonrasında parçalarıyla beni oldukça etkileyen “Eleven Dragons” her ne kadar şu an itibarıyla liriklerini bulamasam da, “Reinkaos” albümündeki ve bir önceki paragraftaki işleri konu edindiğini atmosferiyle belli ediyor kesinlikle.
“Eleven Dragons” ciddi bir üçlemenin sonuna gelindiğini gösteren, görkemli ve esaslı bir çalışma. Daha açılışından itibaren üzerine çok uğraşıldığı belli olan kompozisyonlar, rifler ve aralara serpiştirilen tüyler ürperten melodiler, bana kimi noktalarda Dissection’ı kimi noktalarda ise “Sventevith” dönemi Behemoth’u anımsattı. Hit olarak değerlendirilir mi bilemem ama birçok sağlam parçayla başından sonuna kadar kendini sıkmadan dinlettiren yapımda sakin kısımlar da yok değil. Zira “Elder of the Nashiym”in ilk bölümleri -şarkının tamamı süper-, “Kaivalya”nın tamamı ve “Thaumitan Crown”ın ortalarında hüküm süren gizemli bir dinginlik mevcut, kesin bunlar da müzik olsun diye yapılan işler değildir ve bir amaca hizmet ediyordur.
Prodüksiyon açısından son derece başarılı olan albüm, leş bir sound’dan ziyade anlaşılır ve rahat takip edilebilir formda oluşturulmuş önceki albüm gibi. Bunda gitarların yaldır yaldır olmaması ve davul tonları da etkili. Bu tür müziklerde genellikle ıskalanan baslar ise gayet haşmetli ve kullanım açısından da çeşitlilik gösteriyor.
“Eleven Dragons”tüm enstrümanların vokalle bir araya gelip dinleyicisini derin derin düşüncelere sevk eden ve dinleyicisine hem yalnızlık hem de kaybolmuşluk hissi yaşatan bir yapım. 2017’yi ortalamışken karanlıkla harmanlanmış albümlerin arasına katılan “Eleven Dragons” bir üçlemenin sonu olabilir ancak karanlık diyarlara yolculuk için mükemmel bir başlangıç, bu çok açık.
Sunyata albümü çok daha güzeldi bana göre. Avrupalılara çoğuna göre ise bu albüm bayağı iyi. Sunyata daha melodikti ve daha dissection, watain karması bir albümdü. Fakat bu albümle resmen ünlü oldular
05.06.2017
@hehe, Sunyata’dan aklıma kazınan birkaç şeyden biri Adhmarta’nın sonundaki Ortodosk ilahisi kısmı. Hala arıyorum tarıyorum ama benzerlerini bulsam da kendisini bulamıyorum ilahinin.
06.06.2017
@Ouz, Oha, nasıl bir yanlış yazışsa hem şarkı ismini hem de mezhebi sıkmış gibi olmuşum. Şarkı Adharma -aklım muhtemelen Dharmata’ya gitti yazarken-, diğeri de malum, Ortodoks olacak.
Evet şimdi rahat uyuyabilirim.
Tesadufe bak, yaklasik 1,5 saat sonra canli izleyecegim bu arkadaslari. Albumlerini dinleyemedim daha ama birkac sarki dinleyeyim bari yola cikmadan, severim gibime geliyor. Kritik icin tesekkurler.
05.06.2017
@Ömer Kus, Rica ederim Ömer, konser umarım eğlenceli geçiyordur/geçmiştir. Konser hakkında ufak tefek detaylar paylaşırsan bu garibi sevindirirsin gerçekten. Bir de Elder of the Nashiym’i çaldılar mı merak ediyorum.
Oğuz Sel Hate Club Teorileri Vol.2 ;
Bence sitede değilde gerçek hayatında bir hater kitlen var ve burada yazarlığını görünce muhtemelen düşük pualara abanıyorlar. Artık kaç tane kadını üzdüyse, eski sevgili sendromu başa bela demek ki… Bir sonraki teorilerimiz ile görüşmek üzere, esen kalın.
06.06.2017
@circleperspective, Yok yok her ikisinin de doğruluk payı yok. :)
2009-2010 yılındandı sanırım, eski kritiklerden birine bakmıştım dün ya da önceki gün, yine aynı sorundan bahsedilmişti yorumlarda. Bence bu arkadaşların benimle bir ilgisi yok, sitenin kadim takipçileri arasındalar. :)
Komplo teoricileri yalnızca komplo teorisi üretiyorlar elbette, TFC ve TOTBL hakkında. Acrimonious güzel işler çıkardı gerçekten de ama Acherontas bence çok daha iyi. Aslında bu minvalde bir çok grup var misal Black Reaper, Ofermod, The Devil’s Blood, Thy Darkened Shade, Kyy, Inconcessus Lux Lucis, Qayin Regis vb. Bu grupla ilgilenen bence onlara da bir göz atsın. Son olarak, 11 to kill the 10!
Ouz ,spotify albüm kütüphanemde ” ulan Türkiye den galiba sadece ben dinliyorum bu adamları ” dediğim hangi grup varsa bi hafta sonra sen kritiğini koyuyorsun nasıl tesadüf bu :)
02.08.2018
@Anubis, Yazdığım kritiklerin çoğunda ben de aynı şeyleri hissediyorum. Herhalde bu albümleri ülkede benimle birlikte iki üç kişi daha dinliyordur diye düşünüyorum genellikle. Yazdıklarım/dinlediklerim bana normal geliyor ama sanırım bu işlerin bayağı bir yeraltı taraflarında geziniyoruz. :)