- Ya siteye yazılacak bir tomar albüm var onları da dinlemem lâzım.
- Tamam dinlersin, sen bir tur daha “Amarta” dinle bakayım.
- Sadece bir tur ama daha fazla değil.
- Evet evet, bir tur.
…
- Şimdi başka albüme geçmem gerek.
- Bir kez daha “Amarta” dinle, sonra geçersin onlara.
- E iyi bari son bir tur daha dinleyeyim.
…
- Hadi biraz da death metal açayım.
- Açarsın açarsın, sen bir tur daha “Amarta” dinle, süper albüm.
- Valla süper albüm, dur ya nasıl olsa 47 dakika sürüyor.
…
Şaka yapmıyorum, 31 Mayıs 2017’den beri bu durumdayım ve ciddi ciddi kendimle mücadele ediyorum bu albümden kafamı kaldırmak için. Acayipli müzik yapan grupları ele almaya Şehr-i Ramazan’da da hız kesmeden devam ediyoruz ve komşu topraklardan çıkıp müziklerini İngiltere’de üretmeyi tercih eden Acherontas ile gayet gizemli bir yolculuğa çıkıyoruz.
Black metalin öncüsü grup ve kişilerin, bu müzik türünün günün birinde denli karanlığa doğru yelken açacağını düşünüp düşünmediklerini merak ediyorum. Hatta şimdiki grupların birçoğunu kıyasladığım zaman, ilk dönem black metal grupları baya iyi niyetli, temiz ve zararsız gibi görünüyor benim nazarımda. Acherontas’ın mistik, okült ve spiritüel mevzulara çokça daldığını baştan belirtmekte beis görmüyorum. Zira adamlar, ortaya koydukları müziği, bir nevi ritüel ve dualarına “fon müziği” olsun diye yapılandırıyorlar sanki, gerçi bazı durumlar için “sanki” kelimesi gereksiz bile kalabiliyor. Hele, gruba 2013 yılında katılan ve buralarda öve öve helak olduğum Crimson Moon’un başlıca sorumlusu Scorpios kişisiyle iyiden iyiye, karanlık tarafın öncü kuvveti hâline gelen Acherontas, 2015’te başladığı işi yarım bırakmıyor ve bilenlerin hayli iyi bildikleri, bilmeyenlerin ise ufak bir araştırma ile gayet ilginç sonuçlara ulaşabilecekleri“Reptilian”mevzusuyla ilgili ikinci çalışmalarını, yazın bu sıcak aylarında bizlere sunuyor.2013 yılında çıkardıkları “Amenti – Ψαλμοί αίματος και αστρικά οράματα” ile yer yer süper yer yer ciddi anlamda sıkıcı bulduğum, 2015 yılında çıkardıkları “Ma-Ion (Formulas of Reptilian Unification)” ile “Eh işte,” dediğim ve “IoN” muhabbetine takılmalarına kıl olduğum Acherontas, bu defa turnayı gözünden vuruyor, hem de ne vurma. Yaptığım aşırı dozda gevezelikten anlamışsınızdır, fantastik bir albümle karşı karşıyayız.
Acherontas söz konusu olduğunda aklıma ilk gelen şey, koroner anjiyografi. El bileğinden girip kalbe kadar uzanan kılıf, Acherontas’ın yarı belli lead gitarları, şarkılardaki garip melodi ve rifler ise bu kılıf vasıtasıyla ilgili bölgeye zerk edilen özel maddedir benim gözümde. Eskiden bu yana benimsedikleri şarkıya yön veren lead gitarlı bu tarzı “Amenti” ya da “Ma-IoN”daki gibi mistik ögelere aşırı dalmadan sürdüren grup, black metalin bilindik formüllerinden ziyâde, kendi keyifleri nasıl istiyorsa, o türde bir gidişat sergiliyor albüm boyunca. Luciferian bir sekinetle başlayan ve bu sekinetin çok uzun sürmeyeceğini daha ilk dakikadan itibaren huzursuz edici çift vokalli koroları ve tekinsiz melodilerle gösteren Acherontas, bilinmezliğin girdabına böylece çekiyor dinleyicisini ve başladığınızda,albümü kapatmanız hayli zor oluyor. Neden bu kadar ilgi çekici bir albüm “Amarta”, nedir beni dinlerken bu kadar keyiflendiren ve belki de paralize eden?
Artık yazmak için de çok fazla black metal albümüyle haşır neşir olduğum için atonal gruplar haricindeki tüm grupların yaptıkları parçaların nasıl başlayıp nasıl biteceğini iyi kötü kestirebiliyorum, kestiremediklerime de zaten övgüler yağdırıp yüksek puanlarla sahneden uğurluyorum, biliyorsunuz. Acherontas da başını sonunu bir türlü kestiremeyeceğim, kimi zaman melodik açıdan sunduğu zenginlikle kimi ve çoğu zaman da davul kullanımı ve tempo düzeyini alçaltıp yükseltmeyle çok enteresan bir hava yakalamış albüm boyunca. “Tamam şimdi şarkı özüne dönecek,” veya “Aha şarkı bir kez daha nakarat bölümüne geçecek,” derken hemen her seferinde ters köşe oldum ve bu ters köşeler özellikle ilk dinlemelerde tüylerimi diken diken etti.
Crimson Moon’un oluşturduğu pislikten sorumlu olan Scorpios; geri vokal ve klavye tarafında albüm boyunca. “Oneironaut”un esaslı parçalarından “Urilian Worm”a karanlık katan klavye pacth’ini albümün geneline yayan Scorpios, klavyeye ek olarak etkileyici bas kullanımı ve erişilmesi güç bir karanlığa doğru yol almasını sağlayan ek vokalleriyle de “Amarta”nın başarısını yukarılara taşıyor. Klavyede bir de konuk var, Akhlys ve Nightbringer oluşumlarının has adamı Naas Alcameth… Luciferian tayfanın “All Star”ı gibi kadro, değil mi?
Bu kadar yazdık çizdik, grubun beyni Acherontas V. Priest kişisinden de bahsetmemek olmaz.Aklına esen yenilikleri çekinmeden deneyen ve buna karşın hemen her seferinde de alnının akıyla tüm süreçten çıkan Acherontas V. Priest, albüm boyunca hem vokalleriyle hem de gitarıyla tam anlamıyla devleşiyor. Her ne kadar benim “devleşiyor.” demem esasında karanlık güçlere uzun uzadıya yakarış, münâcât, “Haydi duyun bizi,” kıvamında mevzular olsa da, bunu yapmacıklıktan uzak bir biçimde gerçekleştirdiği için takdir ediyorum kendisini.
Sözün özü, çok mistik taraflara bulaşmayan bir müzik ve dibine kadar mistisizme dalan lirikleriyle 2017’nin en önemli black metal olaylarından biri bana göre “Amarta अमर्त (Formulas of Reptilian Unification Part II)”. Bu kadar münâcâtın sonunda dilekleri kabul olur mu bilmiyorum ama eğer “Öyle bir müzik yapalım ki, kitleler paralize ola ola dinlesinler, bizden kurtulamasınlar!” diye bir dilekleri vardıysa, bu satırlar aracılığıyla bildiriyorum; bahse konu dilekleri gayet güzel tutmuş durumda. Beğenmediğim tek nokta, albümün ağırlığının altında ezilen kapak. Çok daha güzel bir çizimle dört dörtlük bir albüm olacakken direkten dönmüş yapım; olsun böyle de süper, böyle de âlâ.
Unutmadan, belirtmem gereken ek bir durum var; farklı gün ve saatlerde albümdeki “Savikalpa Samadhi” parçası çalarken, kendimi rastlantısal olarak ayna karşısında buldum birkaç defa, ya saçımı ya da üstümü başımı düzeltiyordum. Ufaktan ufaktan Esma’yı üzerime sıçratma durumlarına doğru gidiyorum sanırım, hayırlısı bakalım. Kapkaranlıklı, ilginçli ve kafa kırdırmalı başka albümlerde görüşmek üzere.
Akıllara zarar.
Zaten wtc şirketinden hep boyle dehşet albümler çıkıyor