İlkokul yıllarında, okul çıkışında bir dolu seyyar satıcı olurdu, hâlâ var mı bilmiyorum. Satıcıların kimisi mevsimine göre erik kimisi de külâhta çekirdek ya da ufak tefek oyuncaklar satardı.
Bir zaman sonra ortaya, tırtıl satıcıları çıktı. Belirli süre sağlıklı olarak yaşatılabilirlerse, koza örüp kelebeğe dönüşen tırtıllardandı sattıkları. Hamamböceği ve benzeri canlıları gördüğünde o zamanlar da metrelerce uzağa kaçan bendeniz, bir arkadaş gözüyle baktığım tırtıllardan aldım elbette; ilk başlarda kıtır kıtır yedikleri asma yapraklarıyla tombik birer sosise dönüşen tırtıllar, nedenini bilemediğim bir şekilde bu dünyadan ayrıldılar. Üzücüydü ama ilginç bir deneyimdi benim için böyle bir canlıya bakmaya çalışmak.
Bu konuya nasıl geldiğimi soracak olursanız, anılarımı tetikleyen şeyin, The Sarcophagus’ın geçtiğimiz günlerde yayınladığı “Beyond This World’s Illusion” albümünün kapağının hemen sağ alt kısmındaki arkadaş olduğunu belirtmeliyim.
Bundan neredeyse bir sene önce hazırladığım kritiğinde de belirttiğim gibi üzerinden çok seneler geçmiş olmasına karşın hâlâ tadından herhangi bir şey eksilmeyen “Towards the Eternal Chaos” ile kulakların kirini pasını alan grup, merakla beklenen yeni albümüyle bugünkü konuğumuz.
Kapağındaki renk paleti ve görsel çalışmasıyla, önceki albümden çok farklı bir konuma geçtiğinin sinyallerini veren grupta yaşanan, ufak tefek kadro değişiklikleriyle albüme başlayalım. Niklas Kvarforth’un yerine geçen ve Rusya’dan Todestriebe grubundan tanıyor olabileceğiniz Mørkbeast kişisinin vokallerde yer aldığı yapım, vokal değişimiyle bambaşka bir kimlik kazanmış, daha ilk andan bunu hissediyorsunuz.
Bana ve pek çok dinleyiciye göre The Sarcophagus’ın alâmetifarikası olan adrenalin dolu riflerin ve sürprizlerle dolu kompozisyonların minimal düzeyde seyrettiği “Beyond This World’s Illusion” dişleri çekilmiş ve zararsız hâle getirilmiş bir canavar kıvamında. Türün gerekliliklerini yerine getiren ancak Amerika’yı yeniden keşfetmeyen yapım, 2009 çıkışlı yapımın karanlığını ve kasvetini devam ettirmek istemeyen bir formda olduğunu hemen her şarkıda gösteriyor.
Rahat dinlenebilir bir sound ile dinleyicilere sunulan albümün mastering’ini, Behexen’in akıllara zarar “The Poisonous Path” albümünün mixing’inden sorumlu Tore Stjerna yapmış; öte yandan enstrüman kullanımı yine gayet başarılı. “İşte bu!” diyebileceğim bir şarkıyı maalesef barındırmayan, albümün açılış ve kapanış parçalarında melodik açıdan önceki albüme selam çakan ancak genel olarak ele aldığımda beklentilerimin hayli altında kalan “Beyond This World’s Illusion” The Sarcophagus’ın 20 seneyi aşan müzikal yolculuğunun en önemli ikinci adımı. Grubun çalışmaları ve başarıları daim olsun diyerek kritiği sonlandırayım.
Kadro Mørkbeast: Vokal
Burak Sümer: Gitar, klavye
Ozan Yıldırım: Bas
Şarkılar 1. Reign of Chaos
2. Ain Sof
3. Dymadiel
4. The Profanity Rites
5. Sapremia of Earthly Creatures
6. Triumphant Divine Terror
7. Armoured Death
8. Flaming Key to Divine Wisdom
9. Apocalyptic Beast
Albümle alakasız meramım bir merakımı gidermek. Tırtıl dediğiniz canlı ipek böceği denen tırtıl türü mü? Ben de çok besledim, ama bildiğim kadarıyla asma değil sadece dut yaprağı yiyorlar. Karıştırmadıysanız cidden asma yaprağı yiyen yaban tırtıl türleri satılıyor muydu Ankara’da eskiden? Ben Ege’liyim, Ankara’da üniversite okudum ve şu anda çalışıyorum, o yüzden çok eskisini bilmiyorum. Benim memlekette sadece ipek böceği bulabiliyorduk. Amma beslemiştim ben de. : )
@Alodar, Selamlar, evet tırtıldan kastım ipek böceğiydi, ağız alışkanlığı biraz da. Yaprak meselesini de karıştırmamışım doğrudan yanlış anımsamışım. Döndüm aile efradına sordum bu durumu, dut yaprağı olduğu bilgisini verdiler. Hafıza zamanla berraklığını yitiriyor maalesef. Öte yandan Ankara’da değil Akdeniz bölgesindeki bir şehirde yaşıyordum/yaşıyorum. Ankara’nın durumunu ben de bilemiyorum dolayısıyla.
Ufaklıkların yaprak yerkenki hallerini izlemekten aldığım keyfi şu an pek bir şeyden alamıyorum, hey gidi günler. :)
@Ouz, Ankara’da yaşayan türler adamı kaşındıra kaşındıra derisini çürüten cinsten. Hayatımda en fazla tırtılı bahar ayında Girne’de askerlik yaptığım taburun ağaçlarındaydı. Abartısız 50 – 100 tane tırtıl arkaya arkaya tren yapıp bi yerlere gitmeye çalışıyolardı. Ağaçların üzerine ördükleri ağlar resmen üzerlerini kaplayan bembeyaz çarşaf gibiydi. Tabi beni şaşırtan hayvan bukalemun olmuştu, bigün öğle sıcağında yavaş yavaş gitmeye çalışıyodu asfaltın üzerinde yakaladım biraz sevdim koskoca bölük minicik hayvandan korktu ya. Muazzam hayvan bukalemun, yarasa falan da müthiş tabii onu da yakalamıştım. :D
@Ahmet Saraçoğlu, asfaltın üzerinde olmasa ben de göremezdim, adamda hayvan gibi kamuflaj yeteneği var. https://youtu.be/CfihUc_dguA bunun gibi abuk subuk yürümeye çalışıyodu, ben ilk önce rüzgarda sallanan ot sandım sonra yaklaşınca o olduğunu anladım. Bi de teçhizatla, sıcağın alnında 15 – 20 km dağ-bayır yürüyünce ”oo Girne’de askerlik” tam bi işkence oluyo. Ama Kıbrıs gayet güzel yer herşeye rağmen.
Böylesine iyi bir albüm için fazlasıyla -aşırı-yüzeysel bir kritik olmuş. Albüm pek anlaşılmamış sanırım. Her şey tamam fakat bir beste kaliteliliği yüzünden tokadı yemiş bir çalışma olarak gözüküyor ama keşke daha fazla şans verilseydi. Talihsizlik işte. Bana göre 9. Teşekkürler.
@bahadır, Selamlar, görüşünüz için teşekkür ederim lakin anlayamadığım albümlerin yazılarını şimdiye kadar hiç hazırlamadım.
Albüm hakkındaki görüşlerimi, aşırı yüzeysel dahi olsa cümlelere dökerek yaptım. Gönül, 9 puan verdiğiniz albüm hakkındaki görüşlerinizi “Böylesine iyi bir albüm”den öte cümlelerle ifade etmenizi isterdi.
Cok kisa ve yetersiz bir inceleme. Ilk dinledigim andan itibaren hastasi oldum bu albumun. Her bir sarki ayri cilginlik barindiriyor. Melodik ve akilda kalici bestelerin olmasi da buyuk bir arti. Sirf ilk albumdeki karanlik sound degismis diye 7 vermek cok garibime gitti. Kafadan 9 alacak album. Turk isi Black Metal nasil olur diyorsaniz muhakkak dinleyin bu albumu pisman olmazsiniz
Loading ...
Albümle alakasız meramım bir merakımı gidermek. Tırtıl dediğiniz canlı ipek böceği denen tırtıl türü mü? Ben de çok besledim, ama bildiğim kadarıyla asma değil sadece dut yaprağı yiyorlar. Karıştırmadıysanız cidden asma yaprağı yiyen yaban tırtıl türleri satılıyor muydu Ankara’da eskiden? Ben Ege’liyim, Ankara’da üniversite okudum ve şu anda çalışıyorum, o yüzden çok eskisini bilmiyorum. Benim memlekette sadece ipek böceği bulabiliyorduk. Amma beslemiştim ben de. : )
13.05.2017
@Alodar, Selamlar, evet tırtıldan kastım ipek böceğiydi, ağız alışkanlığı biraz da. Yaprak meselesini de karıştırmamışım doğrudan yanlış anımsamışım. Döndüm aile efradına sordum bu durumu, dut yaprağı olduğu bilgisini verdiler. Hafıza zamanla berraklığını yitiriyor maalesef. Öte yandan Ankara’da değil Akdeniz bölgesindeki bir şehirde yaşıyordum/yaşıyorum. Ankara’nın durumunu ben de bilemiyorum dolayısıyla.
Ufaklıkların yaprak yerkenki hallerini izlemekten aldığım keyfi şu an pek bir şeyden alamıyorum, hey gidi günler. :)
15.05.2017
@Ouz, Ankara’da yaşayan türler adamı kaşındıra kaşındıra derisini çürüten cinsten. Hayatımda en fazla tırtılı bahar ayında Girne’de askerlik yaptığım taburun ağaçlarındaydı. Abartısız 50 – 100 tane tırtıl arkaya arkaya tren yapıp bi yerlere gitmeye çalışıyolardı. Ağaçların üzerine ördükleri ağlar resmen üzerlerini kaplayan bembeyaz çarşaf gibiydi. Tabi beni şaşırtan hayvan bukalemun olmuştu, bigün öğle sıcağında yavaş yavaş gitmeye çalışıyodu asfaltın üzerinde yakaladım biraz sevdim koskoca bölük minicik hayvandan korktu ya. Muazzam hayvan bukalemun, yarasa falan da müthiş tabii onu da yakalamıştım. :D
15.05.2017
@Osman Gümüş, ooo Girne’de askerlik. Biz de Güzide ile son 4 yıldır yılın 3 ayını falan Girne’de geçiriyoruz. Henüz bukalemun görmedim ama. :(
15.05.2017
@Ahmet Saraçoğlu, asfaltın üzerinde olmasa ben de göremezdim, adamda hayvan gibi kamuflaj yeteneği var. https://youtu.be/CfihUc_dguA bunun gibi abuk subuk yürümeye çalışıyodu, ben ilk önce rüzgarda sallanan ot sandım sonra yaklaşınca o olduğunu anladım. Bi de teçhizatla, sıcağın alnında 15 – 20 km dağ-bayır yürüyünce ”oo Girne’de askerlik” tam bi işkence oluyo. Ama Kıbrıs gayet güzel yer herşeye rağmen.
Böylesine iyi bir albüm için fazlasıyla -aşırı-yüzeysel bir kritik olmuş. Albüm pek anlaşılmamış sanırım. Her şey tamam fakat bir beste kaliteliliği yüzünden tokadı yemiş bir çalışma olarak gözüküyor ama keşke daha fazla şans verilseydi. Talihsizlik işte. Bana göre 9. Teşekkürler.
13.05.2017
@bahadır, Selamlar, görüşünüz için teşekkür ederim lakin anlayamadığım albümlerin yazılarını şimdiye kadar hiç hazırlamadım.
Albüm hakkındaki görüşlerimi, aşırı yüzeysel dahi olsa cümlelere dökerek yaptım. Gönül, 9 puan verdiğiniz albüm hakkındaki görüşlerinizi “Böylesine iyi bir albüm”den öte cümlelerle ifade etmenizi isterdi.
Bu ülkeden böyle bir black metal albümü çıkması inanılmaz. Çok beğendim. Sikmişler bırakmışlar ortalığı. 9 verdim gitti.
Grubu yakından takip ediyorum.Yurtdışı reviewlarda hep çok yüksek puanlar aldı albüm.Bu şekilde vasat yorumlanmış olması çok üzücü, olmamış hiç…
Cok kisa ve yetersiz bir inceleme. Ilk dinledigim andan itibaren hastasi oldum bu albumun. Her bir sarki ayri cilginlik barindiriyor. Melodik ve akilda kalici bestelerin olmasi da buyuk bir arti. Sirf ilk albumdeki karanlik sound degismis diye 7 vermek cok garibime gitti. Kafadan 9 alacak album. Turk isi Black Metal nasil olur diyorsaniz muhakkak dinleyin bu albumu pisman olmazsiniz