2016’nın sıcak bir Haziran günüydü. Bir elimde telefon, bir elimde ufak bir kâğıt, öylece duruyordum. Kâğıtta bir telefon numarası yazıyordu.
Bir tanıdıktan aldığım bu numarayı elde etmem, düşündüğümden çok daha kolay ve hızlı olmuştu. Bugüne dek binlerce kişiyle telefonda konuşmuş biri olarak, neden bilinmez tuhaf bir heyecan vardı içimde. Az sonra o numarayı arayacak, açılmasını umacak, açıldığında da suratıma kapanmamasını dileyecektim.
Ama o heyecan garipti. İnsan birine telefon ederken neden heyecanlansın ki? Sonuçta karşıdaki de bir insan; selamlaşacak, meramını anlatacak ve karşılıklı olarak konuşacaksınız. Hepsi bu.
Ama demek ki telefonun öbür ucundaki kişi “Onset of Putrefaction” ve “Epitaph”ı tek başına yaratan kişi olunca böyle olmuyormuş. İnsan heyecanlanıyormuş.
4-5 kez çaldı telefon, ardından da açıldı. “Hallo?” dedi karşıdaki ses.
- Muhammed?
- Ja?
Sonunda olmuştu. Sitenin açıldığı günden beri röportaj kovaladığım, “birader senin derdin nedir bir anlat hele de tüm metal dünyası öğrensin” diye yırtındığım Muhammed Suiçmez’e ulaşmıştım.
3-4 dakika kadar konuştuk. Türkçe konuştuk. Ona kim olduğumdan, Pasifagresif’ten, Pasifagresif’in Türkiye metal basını içindeki yerinden bahsettim. Anlatacaklarının çok değerli olacağını, metal-archives’daki status kısmında yıllardır “Unknown” yazan NECROPHAGIST’in akıbetinin ne olduğunu ve ne olacağını merak eden binlerce insanın aradığı sorulara cevap bulacağını söyledim.
Gayet kibar bir insan olduğu belli olan Muhammed, bana teşekkür etti, günün birinde metal basınına röportaj vermeyi düşündüğünü, ancak doğru zamanın şu an olmadığını söyledi ve daha detaylı bir açıklama için mail adresimi istedi. Birkaç gün sonra gelen mail’de, Muhammed bu görüşlerini tekrarlıyor ve ileride röportaj durumu olduğunda mutlaka benle de konuşacağını, ilgi ve alakamdan müteşekkir olduğunu, şimdilik NECROPHAGIST konusunda basına konuşmak istemediğini belirtiyordu.
İstediğimi -binlerce death metal sevdalısının istediğini- alamamıştım, ama en azından Muhammed Suiçmez’in de günün birinde bir şeylerin birilerine anlatılması gerektiği konusunda bir isteği olduğunu görmüştüm. Eminim Muhammed’in yıllardır süren bu sessizliğinin, saklanmasının ve zirvedeyken bir anda geri çekilip ortadan yok olmasının belli sebepleri var. Umarım, bilmeyenler için son derece mantıksız ve gizemli gözüken bu durumu günün birinde öğrenir, öğrenmekle de kalmaz NECROPHAGIST’ten yeni bir şeyler duyarız.
Şimdi gelelim esas konumuza.
Doksanların ortalarında tek kişilik bir ev projesi olarak başlayan ve 1999’da çıkardığı bu albümle underground death metal piyasasında derin bir sarsıntı yapan NECROPHAGIST, 2004’teki “Epitaph” ile death metalin tahtına oturmuş ve yanına yaklaşılmaz bir hükümdarlığın kapılarını ardına kadar aralamıştı. Muhammed Suiçmez’in dehası, tek başına bu kadar çok grubu etkilemesini sağlayan muazzam ilham vericiliği, NECROPHAGIST sound’unun o dönemki eşsizliği, hepsi de tek kişilik dev bir başarı öyküsüydü.
Bu öyküyü başlatan albüm olan “Onset of Putrefaction”, Muhammed’in göğüs kafesinde cayır cayır yanan çok net bir alevin, beynini sarıp sarmalayan kapkaranlık bir dehanın ürünü, tek kişi tarafından yaratılmış olması dolayısıyla daha da büyük anlam kazanan olağanüstü bir yaratım olarak karşımıza çıkıyor. “Epitaph”ın çıktığı zamanları hatırlıyorum. Metal basını ve death metal dinleyicileri aklını kaçırmış, millet Chuck Schuldiner’la Muhammed’i aynı cümleler içinde anmaya başlamıştı. “Epitaph” gerçekten de akıl almaz bir etkileyicilik, muazzam bir yaratıcılık barındıran harika bir albümdü. Yine aynı dönem, NECROPHAGIST’i “Onset of Putrefaction” ile tanıyan ve “Epitaph”ı beğenmeyen yorumları da hatırlıyorum. Bunlardan biri -yanlış hatırlamıyorsam- 1349 vokalisti Ravn’dı. Ravn, albümün iyi olduğunu, ancak “Onset of Putrefaction”ın dehası, brutalliği ve underground piyasa için önemi düşünüldüğünde son derece ticari bir adım olduğunu söylüyor ve “Onset of Putrefaction”ı göklere çıkarıyordu.
Bu elbette ki tamamen göreceli bir konu. Bu açıdan düşünüldüğünde, cilalı prodüksiyonu, şeker gibi neo-klasik gitar soloları, böylesi kompleks ve teknik bir müziğin belki de tarihinde görülmemiş bir akılda kalıcılık; hepsi de “Epitaph”ın bu denli büyük bir destan yazmasını ve kendisinden sonraki teknik death metal sound’una şekil vermesini sağlayan unsurlardı.
Gerçek olan bir şey varsa, “Epitaph” konusunu bir kenara bırakırsak, “Onset of Putrefaction”ın gerçekten de öyle böyle değil düzeyde bir gövde gösterisi olmasıydı. Muhammed, tek başına, sadece 35,5 dakika içerisinde dinleyicinin ağzını açık bırakan, aptala bağlamasını sağlayan bir teknik death metal şöleni sunuyordu. Teknikse teknik, brutallikse brutallik ve NECROPHAGIST’i NECROPHAGIST yapan asıl unsur olan müzikallik, akılda kalıcılık… Çok acayip nefis sololar, yaratıcı rifler falan bir yana, NECROPHAGIST’in milyarlarca notalık death metal okyanusunda öne çıkmasını sağlayan asıl konu, Muhammed’in nakış gibi işlediği mükemmel rifleri eşi görülmemiş bir biçimde bir araya getirmesi, müziğin dinamiklerini aşırı iyi ayarlaması ve tüm olayı çok kıvamında bir kaos içerisinde kontrol edebilmesiydi. To Breath in a Casket’ta manakça kafa sallıyor, Extreme Unction’In groove’larıyla yerimizde duramıyor, Intestinal Incubation’ın rifleriyle ya gitar çalmaya hevesleniyor ya da halihazırda çalıyorsak gitar çalmayı bırakıyor, death metal tarihinin en iyi sololarından birine sahip Fermented Offal Discharge ile yerle yeksan oluyorduk.
Bu gerçekten de “çok iyi”, “süper”, “NECRO çok sağlam grup ağbi”nin ötesine geçen bir şeydi. NECROPHAGIST sadece çok çok iyi değildi; NECROPHAGIST ilham veriyordu, yapılmamış bir şeyi yapıyor, kendisinden 15-20 yıl sonra çıkacak taklitlerinin asla yetişemeyeceği bir kudreti ilk andan sunuyordu. Muhammed’İn odasında tek başına düşünüp yazdığı, kaydettiği, kaydettiği, üstüne davullarını programladığı bu yaratım, sadece death metal özelinde değil, bir insanın bir şeyi sıfırdan alıp nasıl en tepeye çıkarabileceğini göstermesi adına da örnek alınacak, rol modeli olarak kabul edilecek düzeyde önemli bir şeydi.
Bu sebepten, ben ne NECROPHAGIST’i, ne Muhammed Suiçmez’i, ne “Onset of Putrefaction”ı, ne de “Epitaph”ı sadece death metal tarihi içerisindeki önemli kavramlar olarak görmekle yetindim. Muhammed’İn yarattığı şey bundan daha fazlasıydı. Enstrüman çalmasına izin vermeyen ailesinden gizli gitar çalmayı öğrenmesi, “Onset of Putrefaction”ın sözlerini ta 1989’da, 14 yaşındayken yazmış olması, babası ilk gitarını parçalamasına rağmen vazgeçmemesi, bir tek ders almadan bile böylesi bir gitar tekniğine ulaşması… Hepsi bir araya getirildiğinde Muhammed’in ve NECROPHAGIST’in önemi ve değeri çok daha net anlaşılıyor. Zaten bunca yıldır grubun sessiz oluşunun, tek bir açıklama olmaksızın bekletilmesinin herhangi bir gruba göre çok daha fazla üzüntü vermesinin sebebi de bu.
“Onset of Putrefaction”ın teknik detaylarına girmeye gerek yok. İstesem her şarkı için ayrı kritik yazabilirim ama ben albümün, Muhammed’in ve albümün çıkışı öncesi ve sonrasında olanların genel hissiyatından bahsetmeyi tercih ettim. “Onset of Putrefaction”a tam not vermemek için sadece “Epitaph”ın daha iyi olduğunu düşünmek ve bir sıralama yapmak adına “Epitaph”a göre bir gıdım az not verilebilir. En azından bana göre.
“Epitaph”ı yazdığım 2010 yılında, NECROPHAGIST’in tabii ki de yeni bir albüm çıkaracağını düşündüğümden albüme 9 vermiş, yeni albümün daha da iyi olabilme ihtimaline karşı yarım ya da bir puanlık bir alan bırakmıştım. Az önce düşündüm ve yeni albüm çıkması konusunda ortada en ufak bir ışık olmadığı gerçeği doğrultusunda “Epitaph”ın notunu 10 olarak değiştirdim. “Onset of Putrefaction”a da 10 veriyorum. Çok süper ve brutal bir teknik death metal albümü olduğu için değil.
Tek bir kişi tarafından yapılmış ve bu kadar geniş bir kitleyi etkilemiş olduğu için;
Kusursuz olduğu için;
Bırakın sıfırı, eksilerden gelinerek yaratıldığı için;
Bu nefes kesici müziği aşırı muhafazakâr bir ortamda yaratmayı 14 yaşında düşünen bir çocuktan söz ettiğimiz için;
Yaratımı sırasında parçalanan gitarlar, koyulan yasaklar olduğu için;
Başkaldırının kralı olduğu için;
Yeterli tutku ve açlık olduğunda, göğüs kafeslerinde yanan o alevlerin dünyayı saracak kadar büyüyebileceğini gösterdiği için…
Kadro Muhammed Suiçmez: Gitarlar, bas, vokal, davul programlama, sözler, besteler
Konuk:
Jochen Bittmann Bas
Björn Vollmer: Lead gitar (7)
Şarkılar 1. Foul Body Autopsy
2. To Breathe in a Casket
3. Mutilate the Stillborn
4. Intestinal Incubation
5. Culinary Hyperversity
6. Advanced Corpse Tumor
7. Extreme Unction
8. Fermented Offal Discharge
Ben yıllar önce Muhammed Suiçmez’in yeni albümü çıkarmakta gecikeceğini anlayınca şarkıları sindire sindire dinlemeye başlamıştım. Şu an iki albümün de yarısını bitirmiş durumdayım (karışık şekilde). Zaten şarkılar muazzam her biri uzun süre idare ediyor. Her yeni albüm haberinde de bir tane daha dinliyorum. Bu hesaba göre sanırım bi’ 10-12 yıl daha idare ederim. Galiba ben hepsini dinlemeyi bitirdiğime yeni albüm çıkacak.
Mesela Extreme Unction mükemmel şarkı. Fakat Advanced Corpse Tumor kim bilir nasıldır hiçbir fikrim yok. Ama yoo ben Muhammed reisin bu oyunlarına gelip hemen dinlemeyeceğim tabi ki. Daha var..
@Salata, hahah üç yıldır, yani bu yorumu yazdığımdan beri bilmediğim bir Necrophagist parçasını hiç açıp dinlemedim. Çünkü yeni albüm haberi gelmedi. :)
Extreme Unction, Seven, Stabwound, Epitaph parçalarını özellikle çok seviyorum fakat cidden hala yukarıda yazdığım Advanced Corpse Tumor’u bir kere bile açıp dinlemedim. Belki sadece onu dinlerim şimdilik.
“Sallama abicim!” diyecek olanlara inandırıcılığımı şöyle arttırabilim. Ben Necrophagist dinlemeye başladığımda albüm dinleme gibi bir alışkanlığım yoktu. Mp3 sitelerinden grubun adını yazıp çıkan parçaların bir kısmını indirip öyle dinliyordum. Necrophagist’i çok sevmiştim. Hem adam hemşerimizdi, hem de müziğinde yoğun klasik müzik etkileşimleri vardı.
Bir süre sonra ilgim daha çok heavy/thrash metale kayınca diğer parçaları henüz dinlemeden gruptan uzaklaşmaya başlamıştım. Yıllar sonra grubun albümlerini dinlemek aklıma geldi fakat madem Muhammet Suiçmez yeni albüm çıkarmakta bu kadar gecikecekti, ben de hepsini bir anda tüketmek yerine dinlemekten vazgeçtim. Zaten öyle inanılmaz sevdiğim bir grup da değildi artık. Canım çekerse sadece eskiden sevdiğim şarkılarını açıp dinlediğim bir grup olarak kaldı.
Yine de hala merak ediyorum. Acaba evrensel bir oyun olarak yeni Necrophagist albümü çıkması bana mı bağlı? İki albümü de şöyle baştan sona güzelce dinlesem grup ‘çotank’ diye önümüze yeni albümden single koyacak diye düşünmeden edemiyorum.
@Raddor, Hahahahahahah offf abi neler kaciriyorsun bir bilsen :D Suicmezin albüm falan yapacağı yok aç bi Advanced Corpse Tumor Fermented Offal Discharge Stilborn One Only Ash Remains falan kendine gel boşver
@Raddor, aradan geçen zamanda sadece Only Ash Remains’i dinledim. Çok uzun süre idare etti. Şimdi bakınca ne kadar doğru karar vermişim görüyorum. Ben grubu sindirmede tosbağa hızına geçince adam iyice ortalardan kayboldu.
Albümleri baştan sona bir yardırsam belki Necrophagist birleşecek, çat diye yeni albümü salacaklar ama ya olmazsa? Bu riske giremem.
Ben bu albümü ilk dinlediğimde pek beğenememiş, müziğin karmaşıklığından pek bir cacık anlayamamış ve kısa bir süre rafa kaldırmıştım. Kısa bir süre sonra kendi kendime gaza geldim ulan dedim ”ben bu grubu adam akıllı dinleyeceğim”. Haftalar haftaları, aylar ayları kovaladı. Her dinleyişimde daha çok içine girdim, daha çok zevk aldım. O süreçte yaşadığım hazzı anlatamam. Dinlerken Fermented Offal Discharge’ın solosu sırasında kendimi Guitar Hero şampiyonu sanıyor, kızların bana tav olduğunu falan hayal ediyordum (vurmayın ergenlik). Seneler geçti hiç bir şey değişmedi hala aynı coşkuyu hissediyorum (tabi ki kızların tav olduğunu değil artık). Hala o solo çalarken gözümün önünde Guitar Hero baloncukları aşağı doğru kayıyor böyle ajsdlakd. Extreme metale girişimde önemli sayılabilecek de bir albümdür bu.
İşin biraz teknik kısımlara gelecek olursak. Tek kişiden çıkmış olmanın verdiği coşku ve alev, üstelik tek kişiden böylesine kompleks bir müziğin yaratılmış olması hayret verici gerçekten. Davullar drum machine olmasına rağmen çok iyi yazılmış ve çok iyi tonlanmış olduğu için sırıtmamış. Drum machine deyip geçmeyin bu meret iyi kullanıldığı ve iyi tonlandığı zaman gerçek davulu aratmıyor hatta onu bile solladığı olabiliyor. Size drum machine kullanılmış ama bu da dahil muazzam olan bir çok albüm sayabilirim. Gitarlara diyecek zaten bir söz yok. Belki vokal biraz geri planda kalmış olabilir. Benim notum 9,5/10.
Bu Muhammed’in neden ortalardan kaybolduğu konusunda labeli Relapse Records ile çok ciddi sıkıntılarının olduğu, sözleşme gereği de ayrılamadığı, yeni albüm için Relapse Records ile sözleşme süresinin bitmesini beklediği konusunda bir söylenti var. Götümden uydurmak gibi de olmasın ama böyle bir şey okumuştum sanki bilmiyorum kendisi açıklar zamanı gelince.
Not: Şu telefon fobisinin ta amk. Ben değil Muhammed Suiçmez, bizim tekelci Nihat Abi’den bira sipariş ederken bile zorlanıyorum :(
@hehe, O da ihtimal dahilinde evet. Bazıları çoluğa çocuğua karıştı, müziğe eski ilgisi kalmadı, temelli elini eteğini çekti falan diyor. Bilmiyorum kendisi konuşacaktır elbet bir gün.
@deadhouse, demekki bu arkadaş hala daha genel türk mantığını muhafaza ediyor zaten kendisi karadenize taşınmak ve her şeyi bırakmak istediğini falan söylemişti.
pasifagresif’i 4 senedir takip ediyorum, son zamanlarda hiçbir kritiği bu denli bir heyecanla açmamıştım. bu arada, ”onset of putrefaction” kritiği sitede önceden vardı diye hatırlıyorum. çıkarılan yazarlardan biri yazmıştı, eğer yanlış hatırlamıyorsam. her neyse.
ahmet bey kesinlikle haklı. bu albüm ”süper”, ”çok iyi” gibi nitelendirmelerin çok ötesinde bir şey. advanced corpse tumor’ın solosuyla, culinary hyperversity’nin bipolar rifleriyle, fermented’ın solo öncesi karanlığa gömülen ”discharge” tekrarlarıyla, to breathe in a casket’in ”control me” kükreyişiyle ve daha birçok ayrıntısıyla üstün bir yaratımdır onset.
bu iş öyle her gün 7-8 saat sweep picking, legato çalışmakla, saniyede 13013 nota basmakla olmuyor, ki bu gerçeği teknik death metal yapmaya çalışıp ”parmak sporu” yapmanın ötesine geçemeyen birçok grupta görebiliyoruz.
muhammed death metali çok iyi biliyor.
”…is that what expects us in the deep – just corpse tumors…”
Sayın Saraçoğlu, iki gündür ne yaptığınızın farkında mısınız? Kritik kalite seviyesi şu an tepede, Word’ün karşısına geçip “Artık kritik yazma işlerinden elimi eteğimi çekmeli miyim?” diye düşünmeye başladım sayenizde. Tebrik ederim.
Bence her şey o bademli Magnum ile başladı… Magnum tüketiminizi lütfen azaltın. Ayrıca Algida, sözüm sana! Seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım!
@Ahmet Saraçoğlu, Aynı etkiyi yaratır diye bademli Magnum alacaktım bakkaldan; gittim, yokmuş. Ben de birkaç paket Max aldım, geçtim Word’ün karşına. Bakalım sonuç ne olacak.
“Bu nefes kesici müziği aşırı muhafazakâr bir ortamda yaratmayı 14 yaşında düşünen bir çocuktan söz ettiğimiz için;
Yaratımı sırasında parçalanan gitarlar, koyulan yasaklar olduğu için;…”
Hikayenin yarım kalmasını bir şekilde sağlayan şey de buysa çok çok acı be.
sitede okuduğum en iyi kritik.
Şu an “as bayrakları! ver mehteri!” modundayım ve söz konusu albümü dinleyerek bu moddan bir süre çıkmamayı planlıyorum.
Muazzam albüm, muazzam kritik
Ben yıllar önce Muhammed Suiçmez’in yeni albümü çıkarmakta gecikeceğini anlayınca şarkıları sindire sindire dinlemeye başlamıştım. Şu an iki albümün de yarısını bitirmiş durumdayım (karışık şekilde). Zaten şarkılar muazzam her biri uzun süre idare ediyor. Her yeni albüm haberinde de bir tane daha dinliyorum. Bu hesaba göre sanırım bi’ 10-12 yıl daha idare ederim. Galiba ben hepsini dinlemeyi bitirdiğime yeni albüm çıkacak.
Mesela Extreme Unction mükemmel şarkı. Fakat Advanced Corpse Tumor kim bilir nasıldır hiçbir fikrim yok. Ama yoo ben Muhammed reisin bu oyunlarına gelip hemen dinlemeyeceğim tabi ki. Daha var..
15.05.2017
@Raddor, ahah baya manyaklıkmış.
30.06.2020
@Raddor, Hocam son durum ne çok merak ettim açıkçası hala buralardaysan hahahahahah
30.06.2020
@Salata, hahah üç yıldır, yani bu yorumu yazdığımdan beri bilmediğim bir Necrophagist parçasını hiç açıp dinlemedim. Çünkü yeni albüm haberi gelmedi. :)
Extreme Unction, Seven, Stabwound, Epitaph parçalarını özellikle çok seviyorum fakat cidden hala yukarıda yazdığım Advanced Corpse Tumor’u bir kere bile açıp dinlemedim. Belki sadece onu dinlerim şimdilik.
“Sallama abicim!” diyecek olanlara inandırıcılığımı şöyle arttırabilim. Ben Necrophagist dinlemeye başladığımda albüm dinleme gibi bir alışkanlığım yoktu. Mp3 sitelerinden grubun adını yazıp çıkan parçaların bir kısmını indirip öyle dinliyordum. Necrophagist’i çok sevmiştim. Hem adam hemşerimizdi, hem de müziğinde yoğun klasik müzik etkileşimleri vardı.
Bir süre sonra ilgim daha çok heavy/thrash metale kayınca diğer parçaları henüz dinlemeden gruptan uzaklaşmaya başlamıştım. Yıllar sonra grubun albümlerini dinlemek aklıma geldi fakat madem Muhammet Suiçmez yeni albüm çıkarmakta bu kadar gecikecekti, ben de hepsini bir anda tüketmek yerine dinlemekten vazgeçtim. Zaten öyle inanılmaz sevdiğim bir grup da değildi artık. Canım çekerse sadece eskiden sevdiğim şarkılarını açıp dinlediğim bir grup olarak kaldı.
Yine de hala merak ediyorum. Acaba evrensel bir oyun olarak yeni Necrophagist albümü çıkması bana mı bağlı? İki albümü de şöyle baştan sona güzelce dinlesem grup ‘çotank’ diye önümüze yeni albümden single koyacak diye düşünmeden edemiyorum.
30.06.2020
@Raddor, Hahahahahahah offf abi neler kaciriyorsun bir bilsen :D Suicmezin albüm falan yapacağı yok aç bi Advanced Corpse Tumor Fermented Offal Discharge Stilborn One Only Ash Remains falan kendine gel boşver
19.10.2023
@Raddor, aradan geçen zamanda sadece Only Ash Remains’i dinledim. Çok uzun süre idare etti. Şimdi bakınca ne kadar doğru karar vermişim görüyorum. Ben grubu sindirmede tosbağa hızına geçince adam iyice ortalardan kayboldu.
Albümleri baştan sona bir yardırsam belki Necrophagist birleşecek, çat diye yeni albümü salacaklar ama ya olmazsa? Bu riske giremem.
Ben bu albümü ilk dinlediğimde pek beğenememiş, müziğin karmaşıklığından pek bir cacık anlayamamış ve kısa bir süre rafa kaldırmıştım. Kısa bir süre sonra kendi kendime gaza geldim ulan dedim ”ben bu grubu adam akıllı dinleyeceğim”. Haftalar haftaları, aylar ayları kovaladı. Her dinleyişimde daha çok içine girdim, daha çok zevk aldım. O süreçte yaşadığım hazzı anlatamam. Dinlerken Fermented Offal Discharge’ın solosu sırasında kendimi Guitar Hero şampiyonu sanıyor, kızların bana tav olduğunu falan hayal ediyordum (vurmayın ergenlik). Seneler geçti hiç bir şey değişmedi hala aynı coşkuyu hissediyorum (tabi ki kızların tav olduğunu değil artık). Hala o solo çalarken gözümün önünde Guitar Hero baloncukları aşağı doğru kayıyor böyle ajsdlakd. Extreme metale girişimde önemli sayılabilecek de bir albümdür bu.
İşin biraz teknik kısımlara gelecek olursak. Tek kişiden çıkmış olmanın verdiği coşku ve alev, üstelik tek kişiden böylesine kompleks bir müziğin yaratılmış olması hayret verici gerçekten. Davullar drum machine olmasına rağmen çok iyi yazılmış ve çok iyi tonlanmış olduğu için sırıtmamış. Drum machine deyip geçmeyin bu meret iyi kullanıldığı ve iyi tonlandığı zaman gerçek davulu aratmıyor hatta onu bile solladığı olabiliyor. Size drum machine kullanılmış ama bu da dahil muazzam olan bir çok albüm sayabilirim. Gitarlara diyecek zaten bir söz yok. Belki vokal biraz geri planda kalmış olabilir. Benim notum 9,5/10.
Bu Muhammed’in neden ortalardan kaybolduğu konusunda labeli Relapse Records ile çok ciddi sıkıntılarının olduğu, sözleşme gereği de ayrılamadığı, yeni albüm için Relapse Records ile sözleşme süresinin bitmesini beklediği konusunda bir söylenti var. Götümden uydurmak gibi de olmasın ama böyle bir şey okumuştum sanki bilmiyorum kendisi açıklar zamanı gelince.
Not: Şu telefon fobisinin ta amk. Ben değil Muhammed Suiçmez, bizim tekelci Nihat Abi’den bira sipariş ederken bile zorlanıyorum :(
adam mühendis ve iyi bir pozisyonda müziği artık salladığını sanmıyorum
15.05.2017
@hehe, O da ihtimal dahilinde evet. Bazıları çoluğa çocuğua karıştı, müziğe eski ilgisi kalmadı, temelli elini eteğini çekti falan diyor. Bilmiyorum kendisi konuşacaktır elbet bir gün.
15.05.2017
@hehe, İyi pozisyonda olunca müzik yapılamıyor mu :D
16.05.2017
@deadhouse, demekki bu arkadaş hala daha genel türk mantığını muhafaza ediyor zaten kendisi karadenize taşınmak ve her şeyi bırakmak istediğini falan söylemişti.
pasifagresif’i 4 senedir takip ediyorum, son zamanlarda hiçbir kritiği bu denli bir heyecanla açmamıştım. bu arada, ”onset of putrefaction” kritiği sitede önceden vardı diye hatırlıyorum. çıkarılan yazarlardan biri yazmıştı, eğer yanlış hatırlamıyorsam. her neyse.
ahmet bey kesinlikle haklı. bu albüm ”süper”, ”çok iyi” gibi nitelendirmelerin çok ötesinde bir şey. advanced corpse tumor’ın solosuyla, culinary hyperversity’nin bipolar rifleriyle, fermented’ın solo öncesi karanlığa gömülen ”discharge” tekrarlarıyla, to breathe in a casket’in ”control me” kükreyişiyle ve daha birçok ayrıntısıyla üstün bir yaratımdır onset.
bu iş öyle her gün 7-8 saat sweep picking, legato çalışmakla, saniyede 13013 nota basmakla olmuyor, ki bu gerçeği teknik death metal yapmaya çalışıp ”parmak sporu” yapmanın ötesine geçemeyen birçok grupta görebiliyoruz.
muhammed death metali çok iyi biliyor.
”…is that what expects us in the deep – just corpse tumors…”
Sayın Saraçoğlu, iki gündür ne yaptığınızın farkında mısınız? Kritik kalite seviyesi şu an tepede, Word’ün karşısına geçip “Artık kritik yazma işlerinden elimi eteğimi çekmeli miyim?” diye düşünmeye başladım sayenizde. Tebrik ederim.
Bence her şey o bademli Magnum ile başladı… Magnum tüketiminizi lütfen azaltın. Ayrıca Algida, sözüm sana! Seni kınıyorum ve sana laflar hazırladım!
17.05.2017
@Ouz, ahah, aman diyim yazılara devam et.
17.05.2017
@Ahmet Saraçoğlu, Aynı etkiyi yaratır diye bademli Magnum alacaktım bakkaldan; gittim, yokmuş. Ben de birkaç paket Max aldım, geçtim Word’ün karşına. Bakalım sonuç ne olacak.
Daha 10/10 bir albüm gelmedi bence. Yani vardır mutlaka 10/10 lar ama içlerinde tekrar bir halısaha maçı yapsalar bu albüm alır finalde
24.10.2017
@CİNSEL, saçma bir yorum bu albümü ve tarzını müzikten bile saymayacak pek çok adam var.
uzun uzun yazıp sonrasında sildim çünkü cidden uzatmaya gerek yok ya, bildiğin başyapıt. kritikte epey güzel abi hakikaten eline sağlık
Şöyle bir güzellik paylaşmak istedim bu güzel kritiğin üzerine sos olsun:
https://www.youtube.com/watch?v=fhRWH_blPKk
24.10.2017
@Oblomov, Nedense hep bu ikiliyle geliyo başka bir parçayla çıksa bari albüm gelmeyecek belli ki.
death metal in başına gelmiş en iyi 3 şeyden biri
Toplam 67 oy ve 9.84 puan. Fazla söze gerek yok sanırım
24.10.2017
@m/, 77 ve 9.86 oldu. 10′a tamamlanacak ha gayret. :)
“Bu nefes kesici müziği aşırı muhafazakâr bir ortamda yaratmayı 14 yaşında düşünen bir çocuktan söz ettiğimiz için;
Yaratımı sırasında parçalanan gitarlar, koyulan yasaklar olduğu için;…”
Hikayenin yarım kalmasını bir şekilde sağlayan şey de buysa çok çok acı be.
O yaşlarda “Intestinal Incubation”ı nasıl yazdın be hayvan herif.
Kuduz köpek gibi oldum akşam akşam ya.