Oğuz Sel
Fazlaca korkunçlu müzik dinlediğimden midir, alengirli işlere karşı merakımdan mıdır bilemiyorum ama geçenlerde acayip ürktüğüm bir şey yaşadım. Word dosyasını açtım, yazmaya başladım, alışkanlık olduğundan her birkaç saniyede bir Ctrl+S yapıp yazdıklarımı kaydediyorum Word’ün otomatik olarak kaydetmesini beklemeden. Fakat o da ne; mesela “Albümdeki parçalar,” yazıyorum, birkaç saniye sonra bir alt satırda olmama ve bilgisayarı benden başka biri kullanmıyor olmasına karşın tırnak içindeki kısım “Albümdpaekiparçerki..” gibi abuk subuk bir şeye dönüşüyor. Ve yazdığım hemen her cümlenin bir yerleri bir şekilde bozulmaya başlıyor. İşin ilginci de o sırada arkada PA için yazmaya karar verdiğim Pestlegion ve albümü “Dominus Profundum” çalıyor. Az önceki konuya yazının sonlarında tekrar dönmek üzere, albüme şöyle bir dalıyoruz şimdi.
Almanya’nın bağrından kopup gele gele bitmeyen şahane black metal gruplarından biri hatta bir hayli yenice gruplarından biri Pestlegion. 2012’de başladıkları kariyerlerine 2014’teki fena sayılmayan EP’leriyle devam eden ve kısa süre önce çıkardıkları “Dominus Profondum” ile kısa sürede aklımı fikrimi alıp götüren grup, ikinci dalga black metal gruplarının izinden gidiyor ama hakikaten hakkını vere vere gidiyor. Enstrüman hâkimiyeti noktasında dersine iyi çalışan grup elemanları, benzersiz filan demeyeceğim ama 2017 yılında hakikaten keyifle dinlenebilecek işlere imza atıyor.
Pestlegion yeni nesil eski kafalı black metal gruplarından iki noktada ayrılıyor ve bu iki nokta, grubun elindeki önemli kozlar hâlini alıyor: İlki, muhteşem beste/kompozisyon oluşturma becerisi. İkincisi ise gerçekten çok ama çok iyi davul kullanımı. Öyle melodik havalarda takılmayan ama tumturaklı rif ve melodilerle gemisini yürüten grup, kompozisyon açısından büyük zenginlik arz eden parçalarını öyle yapılandırıyor ki, albümü hareketsiz bir vaziyette dinlemek tam olarak “Olasılıksız” kelimesine denk geliyor. Şarkılara ara ara serpiştirilen sololar da gazı hâlihazırda yoğun miktarda bulunan gazı iyice arttırıyor.
Enstrüman hâkimiyetinin iyi olduğunu bir önceki paragrafta belirtmiştim ancak davul kullanımına özel bir paragraf açmazsam olmazdı. Artık EZ Drummer ve benzeri uygulamaların yaygınlaşması ve esnek kullanımı sayesinde, ilk etapta bir yerlerde sahne almayı düşünmeyen birçok grubun gerçek bir davulcu kullanmadığını biliyoruz. Pestlegion ise buradaki ezberi bozuyor ve adamın ağzını yüzünü öpen Toni Merkel (Angela hanımın nesi olduğunu merak ediyorum diyerek bu yazıdaki iğrenç espri kotamı doldurmuş olayım.) kişisinin çılgın atan davullarıyla dinleyiciyi net olarak mest ediyor. Özellikle tavizsiz, hızlı blast’lere hastaysanız, albüme kulak vermenizde fayda var.
Yazının sonlarına doğru gelirken Pestlegion’ın gelecek için umut vadeden gruplardan biri olduğunu belirtmem gerekiyor. Benim gibi atonal işlerden çok hoşlanmıyor ve daha çok ikinci dalga black işlerine ayılıp bayılıyorsanız, 2017’nin en başarılı albümlerinden biri olan “Dominus Profondum”u en az bir kere döndürün.
Giriş kısmında bahsettiğim alengirli mevzu da Windows 10’daki OneDrive uygulamasının anlık gerçekleştiremediği eşitleme sorunundan kaynaklıymış. Pestlegion’ın günahını almışım boşuna, ilahi ben.
eli ayağı düzgün ama pekte abartılacak bir tarafı olmayan 90lar black metali. türü sevenleri asla üzmez. 7/10.
albüm güzel yalnız bence davul konusunda iki tane black metal grubu rakipsiz,leşlik,uyum ve true luk konusunda Mgla,sertlik,serilik ve hız konusunda is İnfernal War
album eli ayağı düzgün birşey olmuş.
Resmen Black metal kıtlığı yaşanıyor. Sırf bu yüzden bile olsa benim için değerli bir albüm oldu.