Andorra’nın tüm nüfusunu Nou Camp Stadı’na koyduğunuzda 15.000 kişilik boş yer olduğunu biliyor muydunuz? Ya da metal-archives’a göre ülkede sadece 4 metal grubu olduğunu bu 4 grubun en yenisinin 10 yıllık olduğunu, ülkede son 10 yılda hiç yeni metal grubu kurulmadığını?
PERSEFONE 16 yıl önce kurulan ve son 13 yılda 5 albüm çıkaran bir grup. Pek çok kişi grubu sadece bir önceki albümü “Spiritual Migration” ile bilse, hatta albümü PERSEFONE’un ilk çalışması sansa da, ortada uzun zamandır verilen meşakkatli bir emek var.
“Spiritual Migration” ile gerçekten de etkileyici bir iş ortaya koyan ve adını progresif metal ortamlarının agresif ve kendine özgü isimlerin biri olarak belleten PERSEFONE, bu önemli albümün ardından uzun süre albüm yazımına odaklandı ve o albümün altında kalmayacak bir iş ortaya koymak için epey bir kafa yordu. Diyeceksiniz ki orada mıydın, ne biliyorsun? Değildim, ama “Aathma”yı dinleyince bu kabak gibi ortada.
“Aathma” son derece dolu bir albüm. 64 dakikalık süresi içerisine sığdırdığı çok fazla şey var ve bunlar albüm içine gayet enteresan ve sürükleyici şekilde dağıtılmış. Son iki şarkının yarım saatlik bir süre kapladığı, Paul Masvidal’in şarkı sözü, vokal ve gitar solosu olarak katkıda bulunduğu; 20 dakikalık son şarkıda LEPROUS gitaristi Øystein Landsverk’in lezzetli sololarını duyduğumuz bir albüm.
“Aathma”yı dinlerken göze çarpan ilk şey, PERSEFONE’un bir progresif metal albümünü sıfırdan nasıl kuracağını, tansiyonu nasıl ayarlayacağını ve besteleri albüme dengeli şekilde nasıl yansıtacağını iyi bildiğini hissettirmesi. Özellikle bu tarz albümlerin giriş ve yükseliş bölümleri, ilk 1-2 şarkılarının albümün geri kalanına ışık tutan bir karakter koymaları bence önemli. “Aathma” bu konuda gayet başarılı bir açılış yapıyor. Merak ettirici, sürükleyici, etkileyici bir açılış, müzisyenlerin teknik becerilerini bir çırpıda sergileyen ve sizi albümün içine alan bir yapıya sahip.
“Aathma”nın eleştirilebilecek ya da en azından bahsedilebilecek durumlarından biri, albümün “Spiritual Migration” kadar özel bir albüm olmaması. Hatta grubun uzun süreli takipçileri için “Core” kadar tutkulu olarak da görülmeyebilir. Zaman zaman BETWEEN THE BURIED AND ME’vari tavırlar takınan “Aathma”nın, bu iki albümde görülen düzeyde kalıtsal ve genele yayılan bir aşk, şevk ve açlık sergilediğini söylemek biraz zor.
Bu durum albümün heyecansız yahut bayat olduğu anlamına da gelmiyor elbet. Baştan sona gayet keyifli, sinematik, dramatik bir metalle dolu olan “Aathma”, katmandan katmana koşan ve gitar örgüleriyle şahlanan, son derece güçlü bir albüm.
Söz konusu melodik death metalden alıntılar yapan bir progresif metalse, PERSEFONE işini son derece iyi yapan bir grup. Yapacaklarını merak ettiren, belli oranda ilham dahi verebilecek, bu son albümüyle de kalitesini bir kez daha ortaya koyan bir grup. “Aathma” da aynı şekilde, tür adına yılın önemli, değerli ve etkileyici albümlerinden biri.
Spirital Migration kadar sarmamış olsa da, adamlar işini biliyor. Yine çok başarılı bir albüm. Kritik için teşekkürler. 8/10
Part I: Universal Oneness’ı dünyada en çok seven insan ben olabilirim. Hele solosunu ne zaman dinlesem olduğum yerde eriyorum